0
Bu yaz kendiniz için “güzel bir şeyler” yapın
Geldi geliyor derken sonunda yazın sıcak güneşi içimizi ısıtmaya başladı. Şimdi kış aylarının yorgunluğunu ve kasvetini bir kenara atıp güneşin keyfini çıkarma zamanı... Ama bunun için önce kışın vücudunuz ve cildiniz üzerindeki etkilerinizi üzerimizden atmamız gerekiyor. Bu ay Bağdat Caddesi’nde kurduğu güzellik salonu Shape Master’da hizmet veren Nilgün Yasa’nın konuğu olduk ve çalışan kadınların yaz aylarında hayatını kolaylaştıracak küçük formüller öğrendik.
Her daim şık ve bakımlı olmak mümkün mü?
Günümüz iş hayatında şık ve bakımlı olmak çalışan bir kadın için bir lüks olmanın ötesinde bir ihtiyaç haline dönüştü. Ofis yaşantısı her daim şık ve bakımlı olmayı gerektirirken bir yandan da bunun önünde engel oluşturabiliyor. Nilgün Yasa ofiste masa başında geçirilen uzun saatlere bir de aralıksız çay kahve tüketiminin eklenmesinin, bölgesel yağlanma ve selülit gibi problemlere doğrudan zemin hazırladığını belirtiyor: “Ofiste geçirilen uzun saatlere iş hayatının stresi de eklendiğinde bunların birey üzerindeki etkisi kimi zaman göz ardı edilemeyecek kadar büyük olabiliyor. Masa başında hareketsiz geçirilen saatler bölgesel yağlanma ve dolaşım bozukluklarına neden olduğu gibi kişi bir süre sonra kendini yorgun ve halsiz hissetmeye başlıyor. Bunun yanı sıra temiz hava ihtiyacını gideremeyen cilt giderek matlaşıyor ve canlılığını kaybediyor.”
Bol bol su ve bitki çayı tüketin
Nilgün Yasa ofis yaşamının cilt ve vücut üzerinde bıraktığı etkileri en aza indirmenin aslında çok da zor olmadığını dile getiriyor: “Bu etkileri en aza indirmek için çay veya kahve yerine bol bol su ve bitki çayı tüketmek, asitli içecekler ve sigaradan mümkün olduğunca uzak durmak çok önemli. Ayrıca öğün atlamamak ve mümkünse kısa yürüyüşler ya da egzersizler yapmak da kişinin kendi başına yapabileceği; üstelik vaktini almayacağı küçük çözümler… ”
Bunları da deneyin
Yaz ayları, zayıflama ve vücut şekillendirme ile ilgili uygulamalarının zirveye ulaştığı dönemler… Üstelik çalışan kişiler yaz aylarında bu uygulamalara daha fazla vakit ayırabiliyor. Nilgün Yasa, konuyla ilgili son yıllarda adını sık sık duyduğumuz bu tür uygulamalar hakkında şöyle bilgi veriyor:
Parafin: Yerleşmiş yağ tabakalarını ısı iyonları ile yerinden oynatarak incelme sağlıyor.
Yosun: Cildin elastikiyetini artırıyor, toksinlerin deri yoluyla atılmasını sağlıyor. Selülit görünümünü düzeltiyor.
Kil: Ölü deniz mineralleri emdirilmiş bandajlar vücudu tamamıyla sarıp yağ tabakasının etrafındaki toksinleri cilt yolu ile vücuttan temizliyor.
Technispa: Selülit bakımı, sıkılaşma ve biçimlendirme, 3 etkili teknoloji bir arada kullanılıyor. Sonuçta cilt sıkılaşıp pürüzsüz bir hal alıyor. Cildin yapısında gözle görülür bir iyileşme ve hafiflik hissi sağlanıyor.
Quantum: Vücudun kol, bacak, karın gibi bölgelerindeki kaslar üzerine bağlanan pedlerle kan dolaşımının artırılması, böylelikle sorunlu bölgelere oksijen gönderilerek yağ yakımının gerçekleşmesine yardımcı olunması sağlanıyor.
Pro-slim: Sağlıklı incelmek, kasları çalıştırarak kuvvetlendirmek, sarkmış kas yapısını toparlamak için kullanılıyor.
Tatilde ruhunuzu zenginleştirin
Aylar boyu hayalini kurduğunuz tatil zamanı gelip çattığında yapmanız gereken ilk şey ofisten çıkarken işle ilgili herşeyi (en azından yapabildiğinizin en fazlasını) masanızda bırakmak olsun. Tatil için uzaklaştığınız bu vakit dilimi ruhunuzu ve bedeninizi dinlendirmek için sene boyunca elde edebileceğiniz en güzel (hatta belki de tek) fırsat unutmayın.
Bu dönemde kendinizi yapmaktan en fazla keyif aldığınız aktivitelere yönlendirin. Bu ister yürüyüş olsun, ister şarkı söylemek; önemli olan üzerinizdeki negatif enerjiyi boşaltmanız… Örneğin hızlı adımlarla yapacağınız 20 dakikalık yürüyüşler sonrasında enerji depoladığınızı, kaslarınızın gevşediğini ve ruhunuzun dinlendiğini göreceksiniz.
Bu dönemde yapmanız gereken tek şey bir süreliğine de olsa düğmeye basmak ve tüm dünyayı dışarıda bırakmak. Örneğin her gün kendi kendinize yapacağınız beş dakikalık meditasyon seansları ile kendi dünyanıza dönün. Bu seanslar sırasında yere oturun, ellerinizi karnınızın üzerine yerleştirin ve nefes alıp verirken ellerinizin karnınızla birlikte hareket etmesine konsantre olun. Böylelikle kendi içinizde huzur bulmanın da yollarını da keşfedebilirsiniz.
Şimdi detoks zamanı
Son zamanlarda tüm gazetelerin hafta sonu eklerinde ve sağlık köşelerinde rastladığımız detoks kavramı şehir hayatının vücutta bıraktığı olumsuz etkilerden arınmak için son derece iyi bir alternatif oluşturuyor. Çünkü detoksun mantığında yetersiz ve dengesiz beslenme, hareketsizlik, çevre kirliliği ve yoğun stresin etkilerini vücuttan silmek yatıyor.
Genelde mevsim dönüşlerinde yapılan çiğ sebze, meyve, meyve suyu ve musliden oluşan ve yaklaşık on gün süren detoks programları sırasında, kahve, çay, şeker, sigara, alkol alınmıyor ve işlenmiş ürünler vücuda mümkün olduğu kadar sokulmuyor. Yeşil salata, elma, greyfurt, portakal, kivi ise detoksun vazgeçilmezleri arasında. Onuncu günün sonunda ise yavaş yavaş haşlanmış sebze ve beyaz et yiyerek, vücut eski beslenme sistemine yumuşak geçiş yapmak için hazırlanıyor.
Her daim şık ve bakımlı olmak mümkün mü?
Günümüz iş hayatında şık ve bakımlı olmak çalışan bir kadın için bir lüks olmanın ötesinde bir ihtiyaç haline dönüştü. Ofis yaşantısı her daim şık ve bakımlı olmayı gerektirirken bir yandan da bunun önünde engel oluşturabiliyor. Nilgün Yasa ofiste masa başında geçirilen uzun saatlere bir de aralıksız çay kahve tüketiminin eklenmesinin, bölgesel yağlanma ve selülit gibi problemlere doğrudan zemin hazırladığını belirtiyor: “Ofiste geçirilen uzun saatlere iş hayatının stresi de eklendiğinde bunların birey üzerindeki etkisi kimi zaman göz ardı edilemeyecek kadar büyük olabiliyor. Masa başında hareketsiz geçirilen saatler bölgesel yağlanma ve dolaşım bozukluklarına neden olduğu gibi kişi bir süre sonra kendini yorgun ve halsiz hissetmeye başlıyor. Bunun yanı sıra temiz hava ihtiyacını gideremeyen cilt giderek matlaşıyor ve canlılığını kaybediyor.”
Bol bol su ve bitki çayı tüketin
Nilgün Yasa ofis yaşamının cilt ve vücut üzerinde bıraktığı etkileri en aza indirmenin aslında çok da zor olmadığını dile getiriyor: “Bu etkileri en aza indirmek için çay veya kahve yerine bol bol su ve bitki çayı tüketmek, asitli içecekler ve sigaradan mümkün olduğunca uzak durmak çok önemli. Ayrıca öğün atlamamak ve mümkünse kısa yürüyüşler ya da egzersizler yapmak da kişinin kendi başına yapabileceği; üstelik vaktini almayacağı küçük çözümler… ”
Bunları da deneyin
Yaz ayları, zayıflama ve vücut şekillendirme ile ilgili uygulamalarının zirveye ulaştığı dönemler… Üstelik çalışan kişiler yaz aylarında bu uygulamalara daha fazla vakit ayırabiliyor. Nilgün Yasa, konuyla ilgili son yıllarda adını sık sık duyduğumuz bu tür uygulamalar hakkında şöyle bilgi veriyor:
Parafin: Yerleşmiş yağ tabakalarını ısı iyonları ile yerinden oynatarak incelme sağlıyor.
Yosun: Cildin elastikiyetini artırıyor, toksinlerin deri yoluyla atılmasını sağlıyor. Selülit görünümünü düzeltiyor.
Kil: Ölü deniz mineralleri emdirilmiş bandajlar vücudu tamamıyla sarıp yağ tabakasının etrafındaki toksinleri cilt yolu ile vücuttan temizliyor.
Technispa: Selülit bakımı, sıkılaşma ve biçimlendirme, 3 etkili teknoloji bir arada kullanılıyor. Sonuçta cilt sıkılaşıp pürüzsüz bir hal alıyor. Cildin yapısında gözle görülür bir iyileşme ve hafiflik hissi sağlanıyor.
Quantum: Vücudun kol, bacak, karın gibi bölgelerindeki kaslar üzerine bağlanan pedlerle kan dolaşımının artırılması, böylelikle sorunlu bölgelere oksijen gönderilerek yağ yakımının gerçekleşmesine yardımcı olunması sağlanıyor.
Pro-slim: Sağlıklı incelmek, kasları çalıştırarak kuvvetlendirmek, sarkmış kas yapısını toparlamak için kullanılıyor.
Tatilde ruhunuzu zenginleştirin
Aylar boyu hayalini kurduğunuz tatil zamanı gelip çattığında yapmanız gereken ilk şey ofisten çıkarken işle ilgili herşeyi (en azından yapabildiğinizin en fazlasını) masanızda bırakmak olsun. Tatil için uzaklaştığınız bu vakit dilimi ruhunuzu ve bedeninizi dinlendirmek için sene boyunca elde edebileceğiniz en güzel (hatta belki de tek) fırsat unutmayın.
Bu dönemde kendinizi yapmaktan en fazla keyif aldığınız aktivitelere yönlendirin. Bu ister yürüyüş olsun, ister şarkı söylemek; önemli olan üzerinizdeki negatif enerjiyi boşaltmanız… Örneğin hızlı adımlarla yapacağınız 20 dakikalık yürüyüşler sonrasında enerji depoladığınızı, kaslarınızın gevşediğini ve ruhunuzun dinlendiğini göreceksiniz.
Bu dönemde yapmanız gereken tek şey bir süreliğine de olsa düğmeye basmak ve tüm dünyayı dışarıda bırakmak. Örneğin her gün kendi kendinize yapacağınız beş dakikalık meditasyon seansları ile kendi dünyanıza dönün. Bu seanslar sırasında yere oturun, ellerinizi karnınızın üzerine yerleştirin ve nefes alıp verirken ellerinizin karnınızla birlikte hareket etmesine konsantre olun. Böylelikle kendi içinizde huzur bulmanın da yollarını da keşfedebilirsiniz.
Şimdi detoks zamanı
Son zamanlarda tüm gazetelerin hafta sonu eklerinde ve sağlık köşelerinde rastladığımız detoks kavramı şehir hayatının vücutta bıraktığı olumsuz etkilerden arınmak için son derece iyi bir alternatif oluşturuyor. Çünkü detoksun mantığında yetersiz ve dengesiz beslenme, hareketsizlik, çevre kirliliği ve yoğun stresin etkilerini vücuttan silmek yatıyor.
Genelde mevsim dönüşlerinde yapılan çiğ sebze, meyve, meyve suyu ve musliden oluşan ve yaklaşık on gün süren detoks programları sırasında, kahve, çay, şeker, sigara, alkol alınmıyor ve işlenmiş ürünler vücuda mümkün olduğu kadar sokulmuyor. Yeşil salata, elma, greyfurt, portakal, kivi ise detoksun vazgeçilmezleri arasında. Onuncu günün sonunda ise yavaş yavaş haşlanmış sebze ve beyaz et yiyerek, vücut eski beslenme sistemine yumuşak geçiş yapmak için hazırlanıyor.
