Gündem

Gündem

Türkiye'deki çalışanların %67,8'i metaverse'ün sektörlerinde devrim yaratacağına inanıyor!

Kaspersky araştırmasına göre Türkiye'deki çalışanların çoğunluğu metaverse'in internetin geleceği olduğuna ve tüm sektörlerde devrim yaratacağına inanıyor (%67,8). Katılanlardan sadece çok azı metaverse kavramına şüpheyle yaklaşıyor ve bunun geçip geçici bir trend olduğunu düşünüyor (%18,3). Birçok çalışan şirketlerinin halihazırda metaverse ile ilgili projeleri olduğunu (%22) veya bu tür projeler için özel planları olduğunu (%44,8) belirtiyor. Ancak metaverse ile birlikte yeni siber güvenlik zorluklarının ortaya çıkacağını da da göz ardı etmemek gerekiyor. Metaverse, fiziksel ve dijital gerçeklikleri birleştiren, sanal ve bağlı bir evreni simgeliyor. Metaverse içinde insanlar sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik gibi sürükleyici teknolojiler aracılığıyla etkileşime girebiliyor, sosyalleşebiliyor, çalışabiliyor ve diğer faaliyetlerde bulunabiliyor. Metaverse genellikle çevrimiçi ve çevrimdışı dünyalar arasındaki sınırları bulanıklaştıran ve sosyal, ekonomik ve eğlence deneyimleri için sınırsız olanaklar sunan yeni nesil internet olarak tasavvur ediliyor. KasperskyOS İş Geliştirme Lideri Victor Ivanovsky, şunları söylüyor: "Metaverse ile gerçek dünyadaki nesneler ve cihazlar arasında bağlantı kurmak söz konusu olduğunda, teknik olarak IoT'nin meta dünyadaki artan öneminden ve yeni rollerinden bahsediyoruz. Dolayısıyla 'Her Şeyin İnterneti'nin küresel siber suçlar açısından çekiciliği de artıyor. Bu nedenle IoT satıcıları, cihazlarında yeni nesil bir siber güvenlik yaklaşımlarını uygulamayı düşünmeliler. Kaspersky, cihazların tehlikeye atılmalarını neredeyse imkansız hale getirecek doğuştan gelen, yerleşik koruma ile tasarlanıp geliştirilmesine olanak sağlayan Siber Bağışıklık yaklaşımına öncülük ediyor. Örneğin Kaspersky IoT Secure Gateway, endüstriyel IoT ağlarında, akıllı şehirlerde ve metaverse sınırlarındaki diğer modern kullanım durumlarında nesnelerin interneti için güvenli bir ağ geçidi olarak hizmet vermek üzere tasarlandı."

Gündem

İlaç sektörünün gelecek yetenekleri Sanovel UNIque Genç Yetenek Programı'nda buluştu

Türk ilaç sektörünün lider şirketlerinden Sanovel, güçlü Ar-Ge çalışmaları, farklı tedavi alanları ile büyüyen portföyü, etik & kalite odağı, uzman saha ve üretim gücü, beş kıtaya yayılan ihracat faaliyetleri ile 40 yıldır çalışmalarını sürdürüyor. Her geçen gün büyüyen ve yenilikçi vizyonuyla birçok başarıya imza atan şirket, gençlerin gelişime olan tutkularını desteklemek ve kariyer seçimlerinde onlara ışık tutabilmek için UNIque Genç Yetenek Programı‘nı hayata taşıdı. İlaç sektöründe kariyer yapmak isteyen öğrenciler ve yeni mezunları kapsayan yetenek programı ile şirket, genç yeteneklere kariyerlerinin başlangıcında eşsiz bir deneyim sunmayı ve Türk ilaç sektörünün istihdamına katkı sağlamayı hedefliyor.  İlaç endüstrisini 360 derece öğrenme ve deneyimleme fırsatı sunuyor Birçok fırsatın bir arada sunulduğu UNIque Genç Yetenek Programı’nın gençlere sağlayacağı faydanın altını çizen Sanovel İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Direktörü Derya Oral; “Yetenek Kazanımı Takımımızın bu yılki özel projesi UNIque Genç Yetenek Programı kapsamında gençler, deneyimlemek istedikleri alan ve değerlendirme sürecinde belirlenen ilgi alanları doğrultusunda en uygun departman ve birimde görev alabiliyor. Sanovel UNIque Genç Yetenek Programımız ile gençlerin onları eşsiz ve farklı kılan birbirinden değerli özelliklerine odaklanarak hem öz farkındalıklarını artırmalarına hem de kariyer yolculuklarının henüz başında eşsiz ve unutulmaz bir adım atmalarına olanak sağlamayı hedefledik. Biz bu süreci her ne kadar bir staj programı olarak adlandırsak da aslında UNIque’liler bir Sanovelli gibi projelerde yer alabiliyor ve departmanın işleyişine paralel görevler üstlenebiliyor. Böylece gençlerimiz farklı iş süreçlerine dair deneyim kazanımı ile ilgi alanlarını keşfederek o alanda daha da derinleşme imkânı yakalıyor. UNIque programının oryantasyonunu Sanovel liderlerinin deneyim ve bilgilerini tüm içtenlikleriyle aktardıkları, bununla birlikte “ilacın Ar-Ge’den hastaya yolculuğu”nu ilgili fonksiyonların liderlerinden dinleyebildikleri interaktif bir paylaşım süreci olarak tasarladık. Genç yeteneklerimiz Ar-Ge Merkezimiz ve Üretim Kampüsümüzde düzenlediğimiz teknik gezilerimizle de bu yolculuğu yakından deneyimleme fırsatı elde ediyorlar. Farklı birimlerdeki Sanovelliler ile ‘Deneyim ve Gelişim Diyalogları’ yaparak ilaç endüstrisini 360 derece öğrenme ve detaylandırma olanağına sahip oluyorlar. Organizasyon içinde farklı bir departmanı da deneyimlemek istemeleri halinde rotasyon uygulaması ile kısa vadeli görevlendirmelerle farklı deneyimler yaşayabiliyorlar. Bununla birlikte staj yaptıkları fonksiyonların liderleriyle, daha önce staj yapmış ve bugün Sanovelli olan yeteneklerimizle “Learn & Lunch” uygulamaları kapsamında bir araya gelerek networklerini genişletiyor, gelecek kariyerleri için ilham alabilecekleri önemli bir paylaşım ortamı bulabiliyorlar. UNIque Genç Yetenek Programımız ile İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim, Bilgi Teknolojileri, Medikal ve Uyum, Satış ve Pazarlama, Fikri Haklar ve Hukuk, Üretim, Ar-Ge ve Kalite Direktörlüklerimize 46 eşsiz yeteneğimizi dahil etmiş olmaktan son derece mutluyuz.  Yeni yeteneklerimizle bu sayıyı daha da artırarak hem şirketimize hem de Türk ilaç sektörüne katma değer kazandırmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.   

Gündem

Kariyer Yolculuğunda Sertifika Programları Gerçekten Önemli mi?

Hangi alanda çalışıyor olursanız olun, ister yeni bir meslek edinmek isteyin ister alanınızda derinleşmeyi hedefleyin, bugün hızla değişen iş dünyası dinamiklerinde güncel kalmak çok önemli. Kariyer yolunda profesyonellerin en ihtiyaç duydukları şeylerden biri saygın bir kurumdan alınan, uzmanlığın onaylanmış olduğu sertifikalar. Bugün saygın kurumlardan alınan eğitim sertifikalarının kişilerin kariyerindeki ilerlemede, derinleşmedeki katkısı tartışılmaz. Sabancı Üniversitesi, EDU liderlik yolculuğunda farklı sertifika programları ile profesyonellerin geleceğine ışık tutmaya devam ediyor.  Sertifika programları sayesinde profesyoneller sürekli yeni bilgiler edinerek güncel kalır ve iş dünyasının hızına adapte olurlar. Bunların yanı sıra başarıları kanıtlanmış bir kurumdan eğitim alırken elde edilen network olanağı, programlardaki karşılıklı öğrenme ortamı, alanda uzmanlaşma, gelişim, özgeçmişte güçlü referans oluşturma gibi faydalar bu gün artık kendini geliştirmek isteyen herkesin peşinden koştuğu faydalar arasında. Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi, EDU, Türkiye’de alanında öncü yapısı, güçlü eğitmen ağı, uygulama odaklı ve yenilikçi eğitimleri, uluslararası geçerliliğe sahip sertifikasıyla gelişimi yol edinen profesyonellere çözümler sunuyor. İşte profesyonellerin Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi'nin sertifika programlarını tercih etmesi için 10 sebep: 1. Uluslararası Tanınırlık: Financial Times Executive Education Dünya Sıralaması’nda Türkiye’nin en iyi, dünyada ise 36. sırada yer alan Sabancı Üniversitesi, EDU, katılımcılara uluslararası tanınırlık kazandırıyor ve kariyerlerine küresel bir boyut katıyor. 2. Uzman Eğitmen Kadrosu: Sektöre yön veren eğitmenler ve Sabancı Üniversitesi akademisyenleri, kapsamlı bilgi birikimleri ve tecrübeleriyle katılımcılara değerli bir eğitim sunuyor, onları sektörün en iyileriyle buluşturuyor. 3. Farklı Eğitim Başlıkları: Yönetim ve liderlik, finans, satış, pazarlama, üretim ve verimlilik, eğitim ve teknoloji gibi farklı kategorilerde yer alan çeşitli eğitim başlıkları sayesinde katılımcılar, ihtiyaçlarına uygun programları seçerek kariyerlerini güçlendirme şansına sahip oluyor. 4. Güncel ve Uygulamalı İçerik: Programlar, sektörün güncel ihtiyaçlarına uygun olarak düzenleniyor ve katılımcıların iş yaşamlarında hemen kullanabilecekleri pratik bilgiler sunuyor. EDU, Financial Times Executive Education 2023 Sıralaması’nda “Eğitimlerde Gelecek Kullanımı” Kategorisi’nde Dünya’nın en iyi 16. Kurumu. Geleceğe yön vermek isteyen profesyonellere bu fırsatı, gelecek vizyonlu eğitimlerle sunuyor. 5. Network Olanakları: Katılımcılar, eğitimler sırasında farklı kurumlardan ya da sektörlerden profesyoneller ile karşılıklı öğrenme ve paylaşma olağına sahip oluyor.  6. Liderlik Becerilerinin Geliştirilmesi: Liderlik ve yönetim odaklı programlar, katılımcıların liderlik becerilerini geliştirme, stratejik düşünme ve etkili karar verme gibi kritik yetkinliklerini pekiştirme imkanı sunuyor. 7. İnovasyon ve Teknolojiye Odaklanma: Teknolojinin hızla değişen dünyasında rekabet edebilmek için katılımcılar, eğitimlerimizdeki teknoloji odaklı içeriklerle güncel kalma ve inovatif çözümler üretme yetkinliklerini geliştiriyor. 8. Sektörel Farkındalık: Programlarımız, farklı sektörlerde çalışan profesyonellerin iş dünyasındaki mevcut ve potansiyel fırsatları anlamalarına, sektörel gelişmeleri takip etmelerine ve bu bağlamda stratejik kararlar almalarına yardımcı oluyor. 9. Kariyer İlerlemesi: Sertifika programları, katılımcıların CV'lerine değer katan bir akademik başarı ve uzmanlık sağlayarak, kariyerlerinde daha hızlı ilerlemelerine katkı sağlıyor. Bu bağlamda alanında Türkiye’de lider, dünyanın en saygın kurumlarından biri olan Sabancı Üniversitesi, EDU’dan sertifika almak bir ayrıcalık sunuyor. 10. Yaşam Boyu Öğrenme: Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi, katılımcılara sadece eğitim süresince değil, iş yaşamları boyunca da destek sağlayarak, yaşam boyu öğrenme kültürü oluşturmalarına yardımcı oluyor. Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi'nin sunduğu sertifika programları, profesyonellere kariyerlerindeki başarıyı güçlü şekilde vadeden, uluslararası standartlara sahip ve sektörün liderlerinden oluşan bir ekosistem sunuyor. Eğitimlerde katılımcılar, kendilerini geliştirerek iş dünyasında öne çıkma fırsatı yakalıyorlar. Sabancı Üniversitesi, EDU’nun yaklaşan sertifika programlarımızı aşağıda inceleyebilirsiniz: Yöneticiler İçin Finans Sertifika Programı Yöneticiler İçin Finans Sertifika Programı; finansçı olmayan yöneticilerin, iş ortaklarının ve iş sahiplerinin, bir finansçı kadar bilgi sahibi olabilmelerini amaçlıyor. Bütünsel bir finansal bakış açısı kazanmalarını ve bir işletmenin tüm faaliyetleri süresince, karar süreçlerinde finansal boyutun etkilerini öngörebilmelerini hedefliyor. 5 Eylül’de başlayacak program için son başvuru tarihi 29 Ağustos 2023. Yalın 6 Sigma Yeşil Kuşak Sertifika Programı Yalın 6 Sigma Yeşil Kuşak Sertifika Programı, günümüzde, "Operasyonel Mükemmellik" alanında en çok kullanılan iyileştirme metodoloji olarak kabul ediliyor. Bu programda katılımcılar, "Yeşil Kuşak" seviyesi problem çözme araçlarını kullanarak, kuruluşları içerisinde karlılıklarına olumsuz etki eden verimlilik, kalite ve değişkenlikle ilgili konuları iyileştirebilecek araçları öğreniyorlar.   Program 20 Eylül’de başlıyor. 9 Ağustos tarihine kadar erken kayıt fırsatının sunulduğu olan programın son başvuru tarihi 13 Eylül 2023. Liderlik ve Yönetim Sertifika Programı Liderlik ve Yönetim Sertifika Programı, profesyonellerin; kişisel, mesleki ve kurumsal gelişimi, geniş bir bakış açısıyla ele almalarını sağlayarak, strateji, liderlik, finansal becerilerini geliştirmelerine imkan tanıyor. Organizasyon genelinde kurumsal etkilerini artırmaları, ekiplerinin potansiyellerinden yararlanarak kapsayıcı bir çalışma ortamı oluşturma konusunda kabiliyetlerini geliştirebilmeleri hedefleniyor. 18 günlük eğitimin bir ön eleme süreci bulunuyor. 27 Eylül’de başlayacak program için erken kayıt fırsatı 5 Ağustos’ta son bulacak. 13 Eylül 2023 tarihinde ise tüm kayıtlar tamamlanacak.  Uygulamalı Python Programlama Sertifika Programı Uygulamalı Python Programlama Sertifika Programı, veri bilimine bir hazırlık dersi olmanın yanında, katılımcılara bilişimsel düşünme kavramlarını pratikte uygulayabilmeleri adına temel programlama yetenekleri kazandırmayı da hedefliyor. Katılımcılara değişkenler, komutlar, şartlı ifadeler, döngüler, fonksiyonlar, temel veri yapıları ve dosya okuma/yazma işlemleri gibi Python3 diline ait temel programlama kavramları gösteriliyor. Program süresince matplotlib, numpy, pandas gibi Python kütüphaneleriyle örnekler zenginleştiriliyor, ders sonrası veri bilimine devam edebilmek adına gerekli altyapı sağlanıyor. 4 Ekim 2023’te başlayacak programın son başvuru tarihi 27 Eylül 2023. Eğiticinin Eğitimi Sertifika Programı Program, eğitmenlik kariyerinde ilerleyen kişilerin gelişim yolculuklarında, fark yaratan eğitmenler olabilmelerine; iyi bir eğitmen olmak için gereken tüm yetkinlik alanlarını geliştirebilmelerine destek ve rehber olmayı amaçlıyor. 28 Eylül’de başlayacak programda, yetişkin öğrenme teorisi ve öğretim tasarımı modellerinin temelleri, ihtiyaç analizi, fasilitasyon, öğrenme hedefleri, teknik ve materyal kullanımı ile ölçme ve değerlendirme yöntemlerine ışık tutulacak. Modüler yapıdaki programda, sahnede ve sanal ortamda katılımcıları etkileme, eğitimi hikayeleştirme konuları ile bilgiler aktarılacak. Erken kayıttan yararlanmak isteyenlerin 21 Ağustos’a kadar kayıt yaptırmaları gerekiyor.  Kurumsal İletişim Uzmanlığı Sertifika Programı Kurumsal iletişim sektörüne yetkin ve donanımlı biçimde hazırlanmak, kariyerinde gerçek bir ilerleme kaydetmek isteyen herkes için sektörün duayenleri tarafından, iş dünyasından güncel örnekler ve uygulamalarla sürdürülecek program 29 Eylül’de başlayacak. Toplam 9 tam eğitim gününden oluşan programda, geleneksel iletişim süreçlerinin yanı sıra lider iletişimi, kurumsal ilişkiler, itibar yönetimi gibi farklı başlıktaki konulara ışık tutulacak. Programda erken kayıt imkanından yararlanmak isteyenlerin 20 Ağustos tarihine kadar kayıt yaptırmaları gerekiyor. E-Ticaret Uzmanlığı Sertifika Programı E-Ticaret’e ilgili duyan ve kendini bu konuda geliştirmek isteyenler, profesyoneller, girişimciler, e-ticaret konusunda gelişim hedefleyen şirketlerin yöneticilerine yönelik tasarlanan program 2 Ekim’de başlıyor. E-ticaret Uzmanlığı Sertifika Programı  katılımcılara online alışveriş ve e-ticaret kavramları hakkında bilgiler aktarabilmeyi hedefliyor. E-Ticaret ve yeni nesil ticaretin yeni trendlerinin farkında olma, müşteri beklentileri ve tüketici trendlerine dayalı bir dijital strateji oluşturabilme, başarılı bir e-ticaret stratejisi oluşturabilme gibi konulara ışık tutacak program toplam 21 oturumdan oluşuyor. Programda erken kayıttan yararlanmak isteyenlerin 31 Ağustos’a kadar kayıt yaptırmaları gerekiyor.  Sabancı Üniversitesi, EDU tarafından gerçekleştirilen sertifika programlarıyla geleceğe yön veren liderler arasında yer almak için: edu.sabanciuniv.edu/tr/sertifika-programlari  

Gündem

Etiya’dan Sayısalcılara Anında Kadro

Türkiye’nin önde gelen global yazılım şirketi Etiya, başta yazılım mühendisleri olmak üzere yeni alımlarla insan kaynağını büyütmeye devam ediyor. Yetenekleri çekmek için ‘Sayısalcılar Buraya’, ‘arkadaşını getir’ gibi farklı uygulamalara imza atan şirket, çalışan bağlılığı için de hisse paylaşımından NFT ödüllerine pek çok fark yaratan uygulamaya sahip. İki yıl üst üste Great Place to Work ödülünü almaya hak kazanan şirketin İnsan ve Kültür Direktörü Yaprak Yazgan Tellici, “Gençlerin fikirlerine önem veriyor, herkesi dinleyerek şirkette inovasyon kültürünü destekliyoruz” diyor. Türkiye’de 200 bin civarında yazılımcı olduğu düşünülüyor. Bu oran Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında çok düşük kalıyor. Türkiye’nin halihazırda yazılımcı ihtiyacı çok fazla. Pandemi sonrası şirketlerde dijital dönüşüm projelerinin hız kazanacağı ve yaşanan beyin göçü de düşünüldüğünde yazılımcı bulmak çok daha zorlaşacak. Bilişim şirketleri şu günlerde kalifiye personel bulabilmek için yoğun mesai harcıyor. Yaşanan beyin göçüne rağmen çalışan sayısını her geçen yıl artıran bilişim şirketi Etiya hızla büyümesine devam ediyor.  3 kıtada 7 farklı ülkede 1514 çalışanı olan şirket, ağırlıklı olarak bilgisayar ve yazılım mühendislerini istihdam ediyor. Şirket daha çok genç yeteneğe ulaşabilmek için 2021 Temmuz ayından bu yana ‘Etiya Akademi’ adı altında ‘Sayısalcılar Buraya’ sloganıyla bir program yürütüyor. Etiya İnsan ve Kültür Direktörü Yaprak Yazgan Tellici, programla ilgili şu bilgileri veriyor: “Sayısal bölümlerden mezun olanları ön elemelerden geçirerek kendi kadrolarımıza dahil ettiğimiz bir eğitim programı oluşturduk. Bu programda katılımcıları eğitimleri başladıkları andan itibaren Etiya kadrosuna alıyoruz. Ücret ve yan haklar gibi bir çalışanın elde ettiği tüm haklara sahip oluyorlar.  8-10 hafta süren eğitimin ardından, ikinci bir eleme süreci söz konusu olmadan 300’den fazla yeni mezunu kadromuza bu program aracılığı ile dahil ettik.”   ‘Arkadaşını İşe Getir’ Hali hazırda işe alımların yoğun bir şekilde devam ettiğini söyleyen Yaprak Yazgan Tellici, şu dönemde sektörde insan kaynağı bulmanın çok zor olduğuna değinerek, “Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden Anadolu’daki üniversitelere kadar tüm sayısal mezunlarına kapımız açık” diyor.  Etiya, yazılımcı bulabilmek için ‘çalışan referans uygulaması’ da yapıyor. Yani Etiya’da çalışmakta olan birisi şirkete arkadaşını tavsiye ettiğinde ve işe alınan kişi şirkette 6 ayını doldurduğunda tavsiyede bulunan çalışan ödüllendiriliyor. Tabii iş sadece doğru çalışanı doğru yerde istihdam etmekle de bitmiyor. Bilişim sektöründe kalifiye personel bulma konusunda yoğun bir rekabet ve beraberinde getirdiği hızlı bir çalışan sirkülasyonu var.  Şirketler çalışanları bağlayabilmek için çeşitli uygulamalar yapıyorlar.   ‘En İyi İşveren seçildiler’ En iyi işyerlerini ödüllendiren Great Place To Work tarafından iki yıl üst üste “Great Place to Work (Harika İş Yeri) Sertifikası”nı almaya hak kazanan, 1.000 çalışan ve üzeri kategoride “Türkiye'nin En İyi İşverenleri™ 2023” listesindeki yerini alan Etiya, insan kaynakları uygulamalarıyla dikkat çekiyor. Yarattığı inovasyon kültürü ve yüzde 40’a varan kadın çalışan oranıyla sektöründe fark yaratan şirket, çalışanların aidiyetini arttırmak için bir dizi uygulama yapıyor. Tersine mentorluk da bu uygulamalardan biri.    Her ne kadar şirketin yaş ortalaması 30 olsa da 50’li, 60’lı yaşlarda çalışanlar da var. Bu nedenle şirket tersine mentorluk uyguluyor, yani gençler yaşça kıdemli çalışanlara mentorluk veriyor. Amaç gençlerin bakış açısını yöneticilerin görmesi, birebir dinlemesi ve onların ihtiyaçlarını ilk ağızdan duyabilmeleri. Şirketin CEO’su Aslan Doğan dahil olmak üzere tüm yöneticiler bu uygulamaya katılıyor. Peki gençler ne istiyor? Tellici bu sorunun yanıtını şöyle veriyor: “Gençler biraz daha ortak aklın egemen olduğu bir şirket istiyor. Neyi, neden yaptığını görmek, yaptıkları işi sorgulamak ihtiyacındalar. Yani sadece ezbere iş yapmak istemiyor. Neye hizmet ettiğini görmek istiyor. Şirket hedefi nedir, nereye ulaşmak istiyor ve bu bütünün nasıl parçası olabilir bunu bilmek istiyor. Aidiyet de böylece daha güçlü hale geliyor.”   Sosyal etkinlikleri önemsiyoruz Hibrit ve tamamen uzaktan çalışmanın hâkim olduğu şirkette çalışanlar arasındaki sosyalliği arttırmak için her çeyrekte tüm ofislerde yapılan happy hour’lardan kahve molalarına, yaza merhaba partilerinden yıl sonunda yapılan tüm şirketin bir araya geldiği etkinliklere, teknoloji sohbetlerinin yapıldığı tech talks’lardan takım olmayı destekleyen kulüp aktivitelerine pek çok etkinlik yapılıyor.   ‘Hisse Paylaşım Programı devreye girdi’ Etiya’da performansı ile fark yaratan, ekibe değer katan çalışanlar için farklı ödül programları da bulunuyor. Bunlar arasında en çok dikkat çeken ReWallet isimli çalışan hisse paylaşım programı. Etiya çalışanları için şirketin %6 oranında hissesini ayırmış durumda ve özgün bir puan sistemiyle çalışanlarını bu programa dahil ediyor. Çalışanların kıdemine, performansına, yıl içinde katıldığı eğitim sayısına ve fark yaratan başarılarına bakılarak bir skor elde ediyor. Bu skorun büyüklüğüne göre çalışanlar, şirketin belirli bir süre sonunda global büyüme kararına bağlı olarak anlamlı bir değere sahip olabilecekler.  Etiya’nın çalışanına verdiği önemi de gösteren bu program çalışanları tarafından büyük ilgi ile karşılandı. Hisse paylaşım programı dışında Etiya çalışanlarının başarılarını NFT ödülleri ile de taçlandırıyor. 2023 yılında yayınladığı ilk NFT koleksiyonunda yer alan her bir eser farklı kategorilerde performansıyla fark yaratan ve belirli bir kıdeme sahip çalışanlarına hediye edildi.    ‘Yenilikçilik değerlerimizde var’ Şirket olarak değerlerinden birinin de yenilikçilik olduğunu ve Great Place To Work’te de yarattıkları bu inovasyon kültürlerine vurgu yapıldığını söyleyen Tellici, “’Etiyalı olmak’ adını verdiğimiz bir değer setimiz var. Şirkette yer alan yönetsel pozisyonlardaki arkadaşlarımızla birlikte bu değer setini birlikte belirledik, ‘Etiyalı olmak nedir’ birlikte tanımladık. Bu çalışmada insan odaklı olmak, yenilikçi, mücadeleci, çözüm odaklı olmak gibi ortaya çıkan değerleri her yeni giren arkadaşımızın oryantasyonunda ve eğitim içeriklerinde dikkate alıyoruz.  Yenilikçiliği destekleyecek şekilde çalışanların görüş ve önerilerini dikkate alıyoruz. Kurum içinde kendi geliştirdiğimiz görüş-öneri platformu modülümüz de bunu destekler nitelikte. Her çalışan açıkça kendi fikrini, önerisini dile getirip sunabiliyor. Bu kapsamda yenilikçi, fark yaratan fikirler sunan çalışanları ödüllendiriyoruz. Hem de böylece potansiyel yenilikçi önerileri de teşvik ediyoruz.   Gençlere Tavsiyeler Gençlere staj yapmalarını ve kendilerini geliştirmelerini tavsiye eden Yaprak Yazgan Tellici, şu önerilerde bulunuyor: “Dünya çok hızlı gelişiyor. Sektör çok hızlı değişiyor. O yüzden sadece derse girip iyi not almak yeterli değil. Zorunlu stajlarını tamamlamak bile yeterli değil. Ve tabi eskiye kıyasla bilgiye erişebilecekleri ortamlar çok daha kolay ve fazla. O yüzden kendisini sadece teknik anlamda değil, kişisel anlamda da mümkün mertebe geliştirmek için neler yapabiliyorlarsa yapmalılar. Bu bir YouTube'dan TEDx videosu izlemek de olabilir, bir podcast serisi dinlemek de olabilir, teknik belirli platformları takip etmek de olabilir. Bununla birlikte stajlarında kendilerinden istenenin üstüne çıkacak çıktılar da üretmeliler, yani ‘fark’ yaratmalılar. İngilizce bilgisi tabii ki özellikle yazılım sektörü için olmazsa olmazımız.”

Gündem

Z Kuşağı ofiste saygı ve destek bekliyor

Siemens Healthineers Türkiye, farklı kuşakların aynı iş yerinde uyum içinde nasıl daha iyi çalışabileceğini değerlendirmek için yeni bir araştırmaya imza attı. Şirket çalışanları tarafından gönüllü çalışma esasıyla kurulan Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık Komitesi tarafından yürütülen Jenerasyonel Çeşitlilik Araştırması’nda Z Kuşağı’nın iş yerinden beklentileri ve ihtiyaçları önceliklendirildi. 1995-2004 yılları arasında doğmuş, 500 katılımcının yer aldığı araştırmada, Z Kuşağı’nın güçlü ve zayıf yönleri, hedefleri ve ihtiyaçlarının yanı sıra iş yerindeki eğitim imkanları, aidiyet duygusu, lider, performans ve iletişim gibi birçok farklı konudaki beklentileri değerlendirildi. Araştırma sonuçlarına göre Z Kuşağı iş yerinde ‘saygı ve samimiyet arıyor’, ’ofisten çalışarak sosyalleşmeyi tercih ediyor’ ve yöneticilerinden ‘duygusal destek’ bekliyor.   Sağlık alanında diagnostik görüntülemeden laboratuvar hizmetlerine, ileri tedavilerden satış sonrası servis ve bakıma kadar geniş bir yelpazede hizmet veren Siemens Healthineers Türkiye, iş dünyasındaki ağırlığı giderek artan Z Kuşağı’nın iş yerinden beklentilerini öğrenmek amacıyla, Çeşitlilik Eşitlik ve Kapsayıcılık Komitesi ile birlikte yeni bir araştırmaya imza attı. Çalışanları için çeşitliliği, fırsat eşitliğini ve kapsayıcılığı en önemli öncelikleri olarak konumlandıran Siemens Healthineers Türkiye, araştırma ile farklı kuşakların aynı iş yerinde uyum içerisinde nasıl daha iyi çalışabileceklerini öğrenmek üzere, iş yerine Z Kuşağı’nın gözünden baktı. Araştırmaya Z Kuşağı şirket çalışanlarının (yüzde 17’si çalışan, yüzde 13’ü çalışırken okuyan) yanı sıra Türkiye genelinde 30’dan fazla üniversiteden öğrencilerden (yüzde 69) oluşan 500 kişi katıldı. Anket sorularıyla katılımcıların bireysel özellikleri, hayat hedefleri, çalışma ortamı, beklentileri, sosyal aktivite ve eğitim tercihleri, motivasyon, takdir ve lider beklentileri değerlendirildi. Çalışmada aynı zamanda Z Kuşağı’nın aidiyet beklentileri ve iletişim tercihlerine de yer verildi.   Z kuşağı için ‘saygı’ önemli Araştırmada kendi güçlü ve zayıf yönlerini değerlendiren Z kuşağı temsilcilerine bu jenerasyonun en güçlü yönleri sorulduğunda, katılımcıların yüzde 62’si ’saygılı’ cevabını verdi. Bu cevabı ‘uyumlu’ ve ‘samimi’ olmaları izliyor. Katılımcıların hedeflerine ulaşmak için iş yerinden beklentilerinde ise ilk sırada ‘saygı görme’ geliyor. Aidiyet söz konusu olduğunda Z Kuşağı’nın en önemli beklentisi yine ‘saygı görme’. Diğer beklentiler ise şöyle: Görüşlerine değer verilmesi, ücret ve yan olanaklar, kariyer olanakları, ayrımcılık olmaması. Zayıf yönleriyle ilgili değerlendirmelerde ise ilk üç sırada ’detaycı olmak’, ‘duygusal olmak’ ve ’kararsız olmak’ yer alıyor. Hayattaki hedefleri sorulan katılımcıların yüzde 74’ü ’başarı’ yanıtı verdi. Bunu mutluluk, prestij/statü, dostluk/arkadaşlık, eğlence ve sosyal sorumluluklar izliyor.   Çok çalışmaktan şikayetçi değiller Z Kuşağı’nın liderlerden beklentilerinde ‘duygusal destek’ öne çıkıyor. Yönetimden ve liderlerden adaletli yaklaşım, pozitif iletişim, motivasyon artırıcı yaklaşımlar bekleyen Z Kuşağı, yöneticilerinden projelere dahil edilmelerini, fikirlerinin alınmasını ve anlık ya da 3 ayda bir geri bildirim yapılmasını istiyor. Katılımcıların diğer beklentileri ise yöneticilerinin duygusal olması, takımı yönetmesi, işini ve kendini yönetmesi geliyor. İdeal çalışma ortamı söz konusu olduğunda Z Kuşağı’nın öne çıkan beklentileri şöyle: Uyumlu ekip, huzurlu ortam, samimiyet, bilgi alışverişi, özel hayata saygı. İş ortamındaki stres unsurlarında ilk sırada mobbing var. Bunu saygısızlık, küçük görülme, ayrımcılık takip ediyor. Zaman kısıtlaması ve çok çalışmak ise stres unsurları arasında en sonda yer alıyor. Yoğun teknoloji kullanımına rağmen yüz yüze iletişimi ve yüz yüze eğitimi tercih eden katılımcıların uzaktan çalışma imkanının özgürlük ve esneklik beklentilerini karşılamakla birlikte sosyalleşme, disiplin ve bilgi paylaşımı adına ofiste bulunma ve açık ofis uygulamalarını talep ettikleri görülüyor. Bu da Z Kuşağı’nın beklentilerine en uygun çalışma modelinin esnek veya hibrit çalışma olduğuna işaret ediyor.   ‘İş hayatındaki dönüşümden duygusal olarak da etkileniyorlar’ Siemens Healthineers Türkiye’de, tüm çalışanların kendilerini değerli ve güvende hissetmesini sağlamanın en önemli önceliklerinden biri olduğunu belirten Siemens Healthineers Türkiye CFO’su ve Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık Komitesi Başkanı Nalan Abdullahoğlu, “Şirketimizin ana odak alanı ‘insan’. İnsanlığın sağlıkla yaşaması için çalışıyoruz. Osmanlı’dan günümüze, 135 yıldır bu coğrafyada faaliyet gösteriyoruz. Bu topraklarda bir asrı aşan varlığımızın ve başarımızın sırrı insan odağımız. Çeşitliliği, eşitliği ve kapsayıcı olmayı başarımızdaki belirleyici unsurlardan biri olarak görüyor, şirketimizde bu kültürle her türlü farklılığı kucaklıyoruz. Dengeli bir kadın-erkek çalışan oranı olan şirketimizin yaş ortalaması 34. Türkiye’nin en genç sağlık teknolojisi şirketleri arasındayız.  Şirketimizde Z Kuşağı temsilcilerinin yenilikçi bakış açılarına ve katkılarına çok değer veriyoruz. Hem onların hem de iş dünyasının başarısı için beklentilerini ve ihtiyaçlarını anlamayı çok önemsiyoruz. Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık Komitemiz tarafından gerçekleştirilen araştırmamız bunun göstergelerinden biri. Araştırma sonuçlarında, Z Kuşağı’nın kendi karakteristik özelliklerinin yanında, özellikle pandeminin ve post pandemi döneminin etkilerini de görüyoruz. Uzaktan eğitim, uzaktan çalışma ve sosyal hayattan bir dönem izole kalmak, iş hayatına etkileri bakımından bu kuşağı diğer kuşaklardan daha farklı etkiledi. Z Kuşağı iş hayatından beklenti anlamında, başarı, kariyer, maaş gibi konularda diğer kuşaklarla ayrışmıyor. Daha çok kendilerini gerçekleştirmek anlamında duygusal beklentileri var. Saygı görme, sosyalleşme, bilgi alışverişi yaparak ofisten çalışmayı daha çok tercih ediyorlar, yöneticilerinden duygu yönetimi desteği bekliyorlar. Bu beklentileri öğrenmenin hem onların hem de iş dünyamızın başarısı için çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Şirket kültürümüzde bu beklentileri halihazırda karşılıyoruz, bu tür araştırmalarla birbirimizi daha iyi anlıyoruz. Farklı kuşakların uyum içinde çalışması için daha etkili adımlar atmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Gündem

Gençlerin yüzde 73’üne göre geleceğin mesleği; Yapay Zeka Mühendisliği

Gençlerin kariyer platformu Youthall, geçtiğimiz temmuz ayında gerçekleştirdiği Gelecekteki İş Gücü Talebi Anketi Raporunu yayınladı. Üniversite sonuçlarının açıklanmasına sayılı günler kala yapılan anket, iş dünyasının profesyonellerinin ve gençlerin geleceğin mesleklerine ilişkin beklentisini ortaya çıkardı. 18-30 yaş arasında üniversite öğrencisi ve çalışmayan mezun gençler ve iş dünyasının profesyonellerinin katılımı ile gerçekleştirilen ankete göre, gençlerin yüzde 73’ü 10 yıl sonra meslekler arasında yapay zeka mühendisliğinin ilk sırada olacağını düşünüyor. İş dünyasının profesyonelleri ise sürdürülebilirlik uzmanlığı, yenilenebilir enerji uzmanlığı ve robotik mühendisliği gibi mesleklerin ilk sıraları paylaşacağını öngörüyor. Gençlerin yüzde 87’si meslek seçiminde kazanç ve gelişim fırsatlarına odaklanıyor. Anket sonuçları, “yazılım ve uygulama geliştiriciliği”, “dijital pazarlama uzmanlığı” ve “uzay araştırmaları mühendisliği” gibi alanlardaki yükselişin de, geleceğin iş dünyasında dijital dönüşümün iş gücü talebini derinden etkileyeceğini gösteriyor. Dijital dönüşümle birlikte iş dünyasında değişen beklentiler, hızla değişen dünya düzeni ve gelişen teknolojik trendlerin bir sonucu olarak geleceğin iş gücünün hangi alanlar üzerinde yoğunlaşacağı, hangi mesleklerin ön plana çıkacağı gibi soruların yanıtları aranıyor. Gençlerin kariyer platformu Youthall, üniversite tercih döneminde kariyer rotasını çizmeye hazırlanan ve kariyerinin henüz başlangıcında olan gençlerin ve iş dünyasının fikirlerini alarak, bu soruların cevabını araştırdı. Bu yıl ilk kez gerçekleştirilen “Gelecekteki İş Gücü Talebi Anketi Raporu”, gençlerin hangi meslekleri seçmeye eğimli olduğunu, iş dünyasına yönelik bakış açılarını, geleceğe ilişkin beklenti ve öngörülerini ortaya koydu. Araştırmaya; 18-30 yaş aralığındaki üniversite öğrencileri ve kariyer yaşamının başlangıcında olan henüz iş hayatına başlamamış yeni mezunlar ile iş dünyasının profesyonelleri olmak üzere toplam 543 kişi katıldı. Ankete katılanların yüzde 24,1'ini çalışanlar, yüzde 75,7'sini ise üniversite öğrencileri ve mezun şu an herhangi bir işte çalışmayan gençler oluşturdu. Küresel salgın yapay zekayı adres gösterdi Anket sonuçları, geleceğin meslekleri söz konusu olduğunda iş dünyasının profesyonellerini ve gençleri güncel teknolojik trendler odaklı işlerde buluşturuyor. Ankete katılanlar, yapay zeka ve diğer teknolojilerin hızla ilerlediği bir çağda iş gücünün teknolojiye hakim olmasının önemini vurgularken; iş dünyasının, dijitalleşme ve teknolojiyi kullanma kabiliyetiyle rekabet edebilir ve sürdürülebilir hale gelmesini bekliyor. Bu da işverenlerin dijital yetkinlikleri artırması ve yeni teknolojilere uyum sağlayabilmesi gerektiği sonucunu veriyor. Küresel salgının tetiklediği alışveriş ve iletişim alışkanlıklarındaki değişimler de bu yetkinliklerin ön plana çıkmasındaki diğer önemli bir unsur olarak belirtiliyor. Teknolojik ilerlemeler, tüketici davranışlarını ve iş yapış şekillerini etkilerken, bu değişimlere uyum sağlayabilen uzmanların önemi artıyor. Her 10 gençten 7’si kazanç potansiyeli yüksek meslekleri tercih ediyor Gençlerin yüzde 73,5’i bugünkü meslek tercihlerinde maaş ve kazanç potansiyelinin yüksek olmasını öncelikli olarak görüyor. Yüzde 87’si, hem bugün kazanç sağlayan hem de gelecekteki potansiyel gelişim ve kazanç fırsatlarına odaklanan bir mesleği tercih etmeyi düşünüyor. Bu sonuç, katılımcıların maddi beklentilerinin yanı sıra, kişisel tatmin ve gelişim için uygun bir meslek seçmeye önem verdiklerini ortaya koyuyor. Bu da gençlerin finansal istikrarı önemsediğini, gelecekteki kariyerlerinde büyüme ve ilerleme fırsatlarını göz önünde bulundurduklarını gösteriyor.  Bugünün mesleklerinde de yapay zeka ilk sırada Gençlerin yüzde 28,5’i, "Bugün tercih yapıyor olsaydın ya da farklı bir meslek seçme şansın olsaydı hangi mesleği seçerdin?" sorusuna “yapay zeka uzmanlığı” yanıtını veriyor. Ardından yüzde 15,6 ile “veri analistliği/veri bilimciliği”, yüzde 12 ile “dijital pazarlama uzmanlığı”, yüzde 11 ile “yenilenebilir enerji uzmanlığı” ve yüzde 9,5 ile “e-ticaret uzmanlığı” geliyor. Bu yanıtlar, gençlerin meslek seçiminde gelecekteki potansiyel fırsatları dikkate aldığını kanıtlıyor.  Geleceğin iş dünyasında yaratıcı ve yenilikçi olan kazanacak Anket çalışması, gelecekte iş dünyasında hangi yetkinliklerin ortaya çıkacağını da belirliyor. Ankete katılan profesyonellerin yüzde 72’sine göre, "yaratıcılık ve yenilikçilik" iş dünyasının gelecekteki en önemli yetkinlik tercihi olacak. İş dünyasında öncelikli olacak diğer yetkinliklerin başında ise “problem çözme/karar verme yeteneği", "adaptasyon/değişime uyum sağlama" ve "eleştirel düşünme/analiz" geliyor. Gençler mesleklerinin geleceğinden endişe duyuyor Araştırmada, gençlerin mesleklerinin geleceğine ilişkin bakış açıları da incelendi. Ankete katılan gençlerin üçte birinden fazlası (yüzde 38,4) gelecekleriyle ilgili meslekleri hakkında endişe duyuyor. Bu endişeleri, gelecekte iş dünyasının nasıl şekilleneceği ve mevcut mesleklerin ne kadar geçerli olacağı konusundaki belirsizliklerle ilişkilendiriliyor. Gelecekleriyle ilgili endişe duymayanların oranı %34,3'te, kararsızların oranı ise yüzde 27,3’te kalıyor. “Basım ve yayım”, “satış”, “imalat ve üretim” alanlarının varlığı azalacak Ankete katılan iş dünyası profesyonellerinin verdiği yanıtlara göre, günümüzde teknolojinin hızla geliştiği ortamda varlığını yitirecek meslek alanlarının başında "basım ve yayım" geliyor. %18,2’si "basım ve yayım" alanının varlığının azalacağını düşünürken, yüzde 16’sı tüketim ve alışveriş alışkanlıklarımızın değişmesiyle birlikte gelişen teknolojinin "satış" alanındaki istihdamı ortadan kaldıracağı görüşünde birleşiyor. Yüzde 15,2’si endüstri ve imalat sektöründe büyük ölçüde otomasyon ve robotik sistemlerin kullanımının artmasıyla "İmalat ve üretim" alanının varlığının azalacağını öngörüyor. İş dünyası, operasyonel ve yönetimsel yetkinlikleri önemsiyor Anket, iş dünyasının gözünden bu yıl işe alımlarda en çok ihtiyaç duyulan alanları da tanımladı. Verilen yanıtlara göre; katılımcıların yüzde 34,8’i "operasyon & yönetim" alanına ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Yüzde 28'i "pazarlama" ve "dijital pazarlama", yüzde 25'i "satış", yüzde 24,2'si "büyük veri ve iş analitiği" alanlarında iş gücü arayışı oluştuğunu söylüyor. Bu oranlar, iş dünyasının hala operasyonel ve yönetimsel yetkinliklere büyük önem verdiğine işaret ediyor. Ayrıca pazarlama ve satış alanlarındaki ihtiyaç da dikkat çekerken, günümüzde işverenlerin özellikle bu alanlardaki nitelikli adaylara ilgi gösterdiğini ve bu pozisyonlara yönelik talebin yüksek olduğu sonucunu ortaya koyuyor. İş dünyasının yüzde 74,2’si işe alımlarda iletişim ve iş birliği becerilerine önem veriyor Ankete katılan profesyonellerin yanıtlarına göre, günümüzde işe alımlarda dikkat edilen en önemli nitelik %74,2 ile "iletişim ve iş birliği becerileri". İş dünyası profesyonellerinin yüzde 70,5’i "problem çözme ve karar verme yeteneği”ni kritik bir unsur olarak benimsiyor. Yüzde 53’ü ise "adaptasyon ve uyum sağlama yeteneği”ni olmazsa olmaz bir nitelik olarak tanımlıyor. “Gençler geleceğin meslek seçimleriyle iş dünyasına önemli mesajlar veriyor” Gelecekteki İş Gücü Talebi Anketi Raporunu değerlendiren Youthall CEO’su Emre Aykan, teknolojik gelişmelerin yarattığı yeni dünya düzeninin geleceğin meslek tercihlerinde belirleyici olduğuna dikkat çekerek, “Üniversite tercih dönemine yönelik gerçekleştirdiğimiz anket çalışması; teknoloji odaklı mesleklerin gelecekte de büyük önem taşıyacağını ve yapay zeka alanının gençler arasında ilgi görmeye devam edeceğini gösteriyor. Ankete göre gençlerin 10 yıl sonrasının meslekleri arasında; ‘yapay zeka mühendisliği’nin ardından ‘sürdürülebilirlik uzmanlığı’, ‘yenilenebilir enerji uzmanlığı’ ve ‘robotik mühendisliği’ gibi meslekleri ilk sırada tutması iş dünyasına önemli mesajlar veriyor. Bu durum iş dünyasının sürdürülebilir teknolojilere ve çevre dostu enerji kaynaklarına olan talebinin artacağını ve robotik teknolojilerin de önemli bir rol oynayacağını gösteriyor” dedi.   Geleceğin iş dünyasının beklentilerine uygun yetkinliklere sahip olmanın gün geçtikçe daha önemli bir hale geldiğine de dikkat çeken Aykan; “Bu dönemde iş hayatında başarılı olmak için problem çözme, karar verme, etkili iletişim kurma ve iş birliği yapma yeteneklerinin büyük bir öneme sahip olduğunu gözlemliyoruz. Özellikle inovasyon kavramının da iş dünyasının önceliklerinden biri olduğunu göz önünde bulundurursak önümüzdeki dönemde yaratıcı ve yenilikçi olmak başarılı bir kariyer hayatı için kritik unsur olacaktır. Bununla beraber, problem çözme, adaptasyon ve eleştirel düşünme gibi yetkinliklere sahip olmak iş dünyasının değişken ve rekabetçi ortamında başarılı olmak için çalışanlara büyük avantajlar sağlayacaktır” açıklamasında bulundu.   

Gündem

Multinet Up: “Çalışan yardımı yapan şirket sayısı her sene artıyor”

Yemek kartı, kurumsal hediye ve sosyal yardım kartı, akaryakıt, konaklama ve toplu satın alma çözümleriyle şirketlere tasarruflu gider yönetimi hizmeti veren Multinet Up, işverenlerin yaptığı çalışan yardımları hakkında açıklamalarda bulundu.  Şirketlere operasyonel verimlilik ve maliyet avantajı sunarak tasarruf imkânı sağlayan Multinet Up, işverenlerin yan hak uygulamaları ve çalışan yardımları kapsamındaki kurumsal hediye tercihlerini ortaya koyan pazar araştırmasının sonuçlarını paylaştı.     “Çalışan yardımı yapan işletmelerin oranı yüzde 65’in üzerinde” Multinet Up’ın Kuantum Araştırma iş birliği ile her yıl işletmelerin kurumsal yardım ihtiyaçlarını karşılama yöntemlerine yönelik gerçekleştirdiği, 1500’den fazla büyük, orta ve küçük ölçekli işletmenin katılımıyla düzenlenen araştırmanın 2023 sonuçlarına göre; çalışan yardımı yapan işletmelerin oranı 2021’de yüzde 45, 2022’de yüzde 60 olurken bu oran 2023’te yüzde 65’in üzerine çıktı.   Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Multinet Up CMO’su Bora Işık, “Gerek Kuantum Araştırma ile gerçekleştirdiğimiz pazar araştırmasının sonuçları gerekse kurumsal hediye ve sosyal yardım çözümümüz MultiGift’i kullanan işletmelerden aldığımız geri dönüşlerden yola çıkarak rahatlıkla ifade edebiliriz ki çalışan yardımında bulunan işletmelerin sayısı her geçen sene artıyor. Çalışan motivasyonunu ve iş yerine bağlılığını artırmak amacıyla, yılbaşı, yıldönümü, evlilik gibi özel günlerde ve kıdem ödüllendirmelerinde başvurulan kurumsal yardım uygulamaları en çok toplumsal dayanışmanın benimsendiği bayram dönemlerinde gerçekleştiriliyor. Çalışan yardımında bulunan işverenlerin sayısında son yıllarda gözlemlenen artışı, artan enflasyon karşısında çalışanının refah seviyesini korumaya yönelik eğilimlerin yansıması olarak okumak mümkün” dedi.   “MultiGift’te son 3 yılda 4 kat büyüme elde ettik” Işık, “Araştırmamızda kurumsal yardım uygulamalarına başvuran işverenlerin tercihlerinde etkili olan unsurları da inceledik. İşverenler için çalışana tanımlanan bakiyenin, amacına uygun şekilde kullanılmasının önemli olduğunu gördük. Yine işverenler için çalışan yardımının birincil ve öncelikli ihtiyaçları karşılayabilmesi, kullanım alanları arasında ve farklı KDV oranlarında yardım sağlaması dikkat çekici bulgular arasındadır.   Bir diğer önemli tercih unsuru ise bu bakiyenin kullanılabileceği markaların sayısı ve niteliği. Çalışanın geniş seçeneklere sahip olması, prestijli markalardan oluşan harcama noktalarına kolayca erişebilmesi işverenler tarafından oldukça önemseniyor. İşverenlerin marka kartı tercihlerinde etkili üçüncü en önemli unsur ise kendilerine sağlanan indirim oranları. Multinet Up olarak düzenli aralıklarla gerçekleştirdiğimiz pazar araştırmalarıyla ve tüketici anketleri sonucunda ortaya çıkan değerlendirmelere göre her zaman yeni çözümler üretiyor, MultiGift çatısı altında sunduğumuz ürün çeşitliliğini, bu ürünlerin sağladığı avantajları artırıyoruz ve dijital kullanım alanlarını çeşitlendiriyoruz. Gerçekleştirdiğimiz bu aksiyonlar sonucunda işverenlerin taleplerine etkin şekilde yanıt verdiğimiz için MultiGift tercih eden işletmelerin sayısı da hızla yükseliyor. MultiGift’te son 3 yılda 4 kat büyüme elde ettik” dedi.   MultiGift ile maliyet avantajı, zaman tasarrufu ve kullanım kolaylığı sağlanıyor MultiGift yüzde 45’e varan vergi muafiyeti ile işverenlere maliyet avantajı sağlarken, tedarik ve operasyon süreçlerini de ortadan kaldırarak zamandan tasarruf sağlıyor. Kullanıcılar 20 bini aşkın harcama noktasında kendilerine tanımlanan bakiyeleri kullanarak fiziki kartlarıyla veya dijital kod ve SMS gibi dijital alternatiflerle ödemelerini gerçekleştirebiliyor. MultiGift Happy Center, Mopaş, Çağrı, KİM Market gibi binlerce marketin yanı sıra A101, CarrefourSA, Hepsiburada gibi alternatif marka çözümleriyle de çalışanlara kendi ihtiyaçlarına yönelik alışveriş yapma imkânı sunuyor.  

Gündem

Çalışanlar Ayrımcılıktan Şikayetçi!

Remed Etikhat, 2023 1. Yarıyıl Kurumsal Etik Trendleri Raporu’nu yayınladı. Kurumsal Etik Trendleri Raporu, yıl boyunca perakende, üretim, hızlı tüketim, hizmet sektörlerinde ve grup şirketlerinde faaliyet gösteren kurumların paydaşları tarafından iletilen bildirimlerin analizi sonucunda hazırlanıyor. Çalışanlar ayrımcılık yapılmasından memnun değil! Etikhat ve raporlama hizmetleriyle sektörün lider markası olan Remed Etikhat, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ilkelerine uyarak, tarafsız ve bağımsız bir şekilde iş etiğine aykırı bildirimleri değerlendirerek objektif şekilde hazırladığı Kurumsal Etik Trendleri Raporu’nu düzenli bir şekilde kamuoyu ile paylaşıyor. Çalışanların bildirimleriyle oluşturulan bu raporla kurumlar, kurum çalışanları ve kurum yöneticilerinde iş etiğiyle ilgili farkındalık ve insan kaynaklarında verimlilik yaratıyor.   2023 yılının ilk yarısında alınan bildirimlerin konu başlıklarında yüzde 16,9 ile ayrımcılık başlığı ilk sırayı aldı.  En çok bildirimde bulunan konu başlıklarının ikinci sırasında yüzde 13,4 ile çalışma saatleri ve izin haklarıyla ilgili haksız uygulamalar bulunuyor. Son olarak çalışanların memnun olmadığı diğer bir konu ise yüzde 9,6 ile hakaret ve küçük düşürücü davranışlar olarak raporda yer alıyor. Farklı konulardan yapılan şikayetlerin oranı ise yüzde 60,1 olarak göze çarpıyor.  Çalışanlar kimliklerinin gizli kalmasını tercih ediyor.  2023 yılının ilk yarısında gerçekleşen bildirimlerde en çok kullanılan iletişim kanalı yüzde 46,9 ile web sitesi oldu. Web sitesi üzerinden yapılan bildirimleri, yüzde 35,5 ile telefon bildirimleri takip ederken; üçüncü sırayı yüzde 17,6 ile e-posta bildirimleri yer alıyor.  Bu yılın ilk yarısında yüzde 43,8'i kimliklerini açık bir şekilde paylaşırken, geri kalan yüzde 56,2'lik kesim ise kimlik bilgilerinin anonim kalmasını tercih ediyor. Rapora göre en çok bildirim yapılan sektörlere bakıldığında ilk sırayı yüzde 63,9 ile perakende sektörü aldı. Perakende sektörünü yüzde 12,3 ile grup şirketler izlerken, bu dönemde en az bildirim yüzde 3,9 ile hizmet sektörü çalışanları tarafından gerçekleştirdi.  Dünya’daki şirket içi memnuniyetsizlik ve suistimallerin faturası 3,6 Milyar dolar  Remed Etikhat Satış ve Satış Sonrası Hizmetler Müdürü Begüm Akçal; “Şirketlerde çalışanların memnuniyetsizliğinin devam etmesi ve doğru bir eleman tercihi yapılmaması bütün olarak İnsan Kaynakları sistemini ve departmanların performansını olumsuz yönde etkileyecektir. Çalışan memnuniyeti ve buna paralel olarak yaşanabilecek suistimallerin önüne geçmek için doğru bir insan kaynakları politikası izlemek çok önemli. Şirket içinde yapılan suistimaller, şirket sahiplerinin, yöneticilerinin, hissedarların ve yatırımcıların en büyük problemleri arasında geliyor. Uluslararası Suistimal İnceleme Uzmanları Derneği ACFE’nin 2022 yılında yapmış olduğu çalışmadan 133 ülkeden toplanan şirket içi suistimal vakalarının yarattığı toplam zarar 3,6 milyar dolar. Rakama baktığımızda bu önemli bir kayıp olarak dikkat çekiyor. Biz Remed Etikhat olarak çalışmalarımızı yaparken sadece çalışanlar açısından bakmıyoruz. Şirket içerisinde çalışanlar için doğru politikalar uygulamanın yanı sıra bağımsız bir kuruluştan etik süreç danışmanlığı almanın, şirket içi suistimallerin önüne geçmesi noktasında yararlı olduğunu görüyoruz. İş ve davranış kurallarını içeren etik kodun oluşturulması ve uygulanması sadece insan kaynakları departmanlarını ilgilendiren bir konu değil. Bu sistemin verimli ve çok yönlü çalışması için uyum, hukuk, kurumsal iletişim ve idari departmanların sürece katkıda bulunması gerekiyor. Gelen bildirimlerin yarısından fazlası şirket çalışanlarının verdiği ihbarlardan oluşuyor. Çalışanların şirketlerinden memnuniyetsizlikleri, şirket içinde yaşanan etik dışı durumlarda tespit ettiğimiz vakaların yarısı şirket içi kontrol mekanizmalarının eksik olmasından kaynaklanıyor. Şirket içinde etik bir çalışma sistemini oluşturmadığınız taktirde bu marka ve itibar yönetimini olumsuz yönde etkileyecektir.” dedi.

Gündem

Nestlé Türkiye çalışan dostu uygulamalarını genişletiyor

Nestlé Türkiye, çalışan dostu uygulamaları ile ekiplerinin hayatına değer katmaya devam ediyor. Yaz döneminin geleneksel “Esnek Cuma” uygulamasına geçen şirket, hafta sonu tatiline bu yıl da Cuma 14.00’te başlıyor. Şirket, aynı zamanda uygulamalarının kapsamını genişleterek, hibrit model çalışma sistemini Temmuz-Ağustos aylarında uzaktan çalışma modeline dönüştürdü. “İnsana Değer” yaklaşımını işin kalbine koyan Nestlé, her bir çalışanının yaşamında fayda sağlayacak bir etki yaratmayı arzu ediyor. Bu doğrultuda çalışma sürelerini verimli ve keyifli hale dönüştüren şirket, çalışma modeli kapsamında çalışanlarını destekleyici olanaklarını artırıyor. Nestlé Türkiye Merkez Ofisi'nde ekiplere hibrit ve esnek çalışma düzeni sunuluyor.   Yaz Dönemi Çalışma 4 Buçuk Gün Geçmiş yıllarda başlattığı “Esnek Cuma” uygulamasını bu yıl da sürdüren Nestlé Türkiye’nin, yaz boyunca devam edecek programı kapsamında Cuma günleri çalışma saatleri 14.00’te tamamlanıyor. Hafta sonu tatilini erken başlatan uygulama sayesinde çalışanlar, Cuma günleri öğleden sonralarını tamamen kendilerine, ailelerine ve sevdiklerine ayırabiliyor.  Çalışanların Mutluluğunu Önceliklendiriyor  Ekipler aynı zamanda uzaktan çalışma modeli ile bu yıl Temmuz-Ağustos aylarında istediği yerden çalışmalarına devam edebiliyor. Şirketin yaz dönemindeki uzaktan çalışma sisteminin Eylül ayı itibari ile her Cuma günü için de geçerli olacağını dile getiren Nestlé Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Oktay Cömert sözlerine şu ifadelerle devam etti; “Değişen iş dünyası kurallarıyla çalışanlarımızın dinamik bir iş-sosyal hayat ritmi yakalamalarını istiyoruz. Bu doğrultuda her yıl güncellediğimiz çalışma modelimiz ile çalışanlarımızın mutluluğunu önceliklendiriyor ve verimli bir iş ortamı sunuyoruz. Bunun sonucunda da ofis içerisindeki sinerjimizi ve çalışanlarımızın memnuniyetlerinin artığını gözlemliyoruz.”

Gündem

Küresel Beceriler Raporu'na göre Türklerin Matematik ve İstatistik skorları düşük

Coursera’nın Türkiye’yi de kapsayan 2023 yılı Küresel Beceriler Raporu yayınlandı. Rapora göre Türkiye’deki öğrenenler iş becerileri konusunda üstün başarı sergilemenin yanı sıra yapay zeka konularına büyük ilgi gösteriyor. Türkiye'de üniversite seviyesinde Yeditepe, MEF ve lise seviyesinde Hisar Okulları ile işbirliği yapan Coursera'nın yıllık Küresel Beceriler Raporu'nun sonuncusu yayınlandı. Rapor öğrenenlerin hızlı küreselleşme, dijital dönüşüm ve yapay zeka alanındaki ilerlemelerden etkilenerek, dijital ve sosyal beceriler yönündeki talebi tazelediğine işaret ediyor. Raporda aynı zamanda Türkiye’deki öğrenenlerin iş becerileri konusunda üstün başarı sergilediklerini ve yapay zeka ile ilgili derslere büyük ilgi gösterdiklerini ortaya koyuyor. Coursera, öğrenenlerin en büyük yatırım potansiyeli taşıyan veri bilimi ve teknoloji alanlarında kendilerini geliştirmeye devam etmelerinin, onlara daha fazla avantaj sunacağına dikkat çekiyor.  Dünyadaki 124 milyon öğrenen arasında Türkler yüzde 76 ile temel iş becerilerinde yüksek yetkinlik gösterdiler Küresel Beceriler Raporu 2023 geçtiğimiz yıl içinde bir yeni beceri geliştirmek için Coursera'yı kullanan 100'den fazla ülkede 124 milyon öğrenenin verilerine dayanarak oluşturuldu. Raporda dijital ekonomilerde istihdama yön veren ve en çok talep gören üç beceri alanı olan ekonomi-iş, teknoloji ve veri bilimi karşılaştırıldı. Karşılaştırılan beceri düzeylerinde 76% ve üzeri "öncü", 51-75 % arası "rekabetçi", 26-50 % arası "gelişmekte" ve 25 % ve altı "geri kalmış" olarak kabul ediliyor. Rapora göre, Türkiye'deki öğrenenler, yüzde 76 ile temel iş becerilerinde yüksek yetkinlik gösterdiler. Öğrenciler strateji ve operasyonlar (100%), iş finansı (91%), insan kaynakları (86%) ile liderlik ve yönetim (86%) alanlarında da öncü skorlar elde ettiler. Web Geliştirme’deki skor yüksek; Matematik ve İstatistik skorları düşük Buna karşılık, Türkiye’deki öğrenenlerin Teknoloji ve Veri Bilimi alanlarındaki skorları o kadar güçlü değildi ve genel beceri yetkinlik skorları da sırasıyla yüzde 57 ve 56 olarak kaydedildi. Bununla birlikte, Türk öğrenenler bu alanların bazılarında üstün başarılar sergilediler. Teknoloji alanındaki skorlar; Web Geliştirme (90%), İşletim Sistemleri (71%) ve Güvenlik Mühendisliği (67%) oldu. Veri Bilimi alanındaki skorlar ise Matematik’te (69%), Makine Öğrenimi’nde (63%), Olasılık ve İstatistik’te (58%) rekabetçi olarak kaydedildi.  2023 Küresel Beceriler Raporu ayrıca Türkiye'deki öğrenenlerin diğer öğrenenlere göre platformda daha fazla kaydolduğu belirli beceri setlerini inceleyen aşırı endeksleme becerilerini de analiz etti. Buna göre, diğer ülkelere kıyasla Türk öğrencilerin yapay zeka ile ilgili becerilere daha fazla yatırım yaptığı görülmekte. Bu beceriler arasında Yapay Sinir Ağları (1.46x), Bilgisayar Görüsü (1.38x) ve Derin Öğrenme (1.38x) bulunmaktadır. Ayrıca Türk öğrenenlerin liderlik becerilerine de daha fazla yatırım yapma eğiliminde olduğu görüldü. Bu beceriler arasında İnsan Öğrenmesi (1.96x), Kültür (1.43x) ve Problem Çözme (1.42x) bulunmakta. CEO Jeff Maggioncalda: “Doğru beceriler yetki belgeleri ile birleştiğinde yereldeki işgücüne dünyadaki işgücüne katılması için eşsiz fırsatlar sunuyor”  Coursera'nın CEO'su Jeff Maggioncalda, " Eğer doğru beceriler ve yetki belgelerine sahip olurlarsa, dijital işlerin ve uzaktan çalışmanın yükselmesi, yerel işgücü yeteneklerinin dünya genelindeki işgücüne katılması için eşsiz fırsatlar sunuyor." dedi. "Bu rapor, becerilerdeki değişim yönü ve dünyada hızla artan nitelikli yeteneklerin uygunluğu hakkında değerli bir içgörü sunuyor. Böylece kurumlara insan sermayesi ve işgücü stratejilerini oluşturmada yardımcı oluyor" dedi. Küresel sıralamada 39. sırada yer alan Türkiye’de 1.1 milyondan fazla Coursera öğrencisi bulunuyor. Yaş ortalaması 32 olan öğrencilerin yüzde 43'ü kadın. Yüzde 42'si mobil cihazlar üzerinden öğrenimlerini sürdürmekte olan Türkiye'deki öğrenciler yüzde 35'lik bir büyüme oranıyla, dijital işlere hazırlanmak için giderek daha fazla Profesyonel Sertifika programlarına yatırım yapmakta. 

Gündem

Y ve Z kuşaklarının haftada dört gün mesai beklentisi artıyor

Deloitte'un yaptığı 2023 Y ve Z Kuşağı Araştırması, son üç yılda küresel ölçekte yaşanan değişimlerin kuşakların yaşamlarını ve görüşlerini nasıl şekillendirdiğini inceliyor. 44 ülkede 22 binden fazla Y ve Z kuşağı çalışan ile gerçekleştirilen araştırma, iş hayatında çalışan çoğunluğunu oluşturan Y ve Z kuşaklarının pandemi döneminde bozulan iş/yaşam dengesini yeniden kurduğunu gösteriyor. İhtiyaçlara ve beklentilere göre kurulan bu denge mesaiyle ilgili kuralları yeniden yazıyor. Araştırmaya katılan Y ve Z kuşağı temsilcileri, çalıştıkları kurumlarda pandemi öncesine göre bazı alanlarda kazanımlar elde ettiklerini söylüyor. Tam veya yarı zamanlı çalışanların yaklaşık üçte biri iş/yaşam dengesinden çok memnun olduğunu belirtiyor. Bu oran pandemi öncesinde gerçekleştirilen araştırmada beşte birdi. Bu artışın gerekçeleri olarak esnek çalışma olanakları, iş yerindeki eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık çabaları gösteriliyor.  Araştırmaya katılan çalışanlar pandeminin, işlerinin hayatlarındaki rolünü yeniden düşünmelerine neden olduğunu kaydediyor. Z kuşağının yarıya yakını ve Y kuşağının çoğunluğu (yüzde 62) işlerinin kimliklerinin merkezinde olduğunu vurguluyor. İş/yaşam dengesinin kendileri için çok önemli olduğunu ifade eden Y ve Z kuşağı temsilcileri, çalışacakları iş yerini seçerken en önemli kriterlerinin bu olduğunu belirtiyorlar.  Araştırmaya katılanların çoğu hibrit veya uzaktan çalışıyor. Çalışma zamanları ve çalışma süreleriyle ilgili esnek uygulama kazanımından vazgeçmeyeceklerini bildiren katılımcıların yüzde 75’i, işverenlerinin tam zamanlı ofiste mesai talep etmesi halinde işten ayrılacağını söylüyor. Her iki kuşak çalışanların da gündeminde haftada dört gün mesai uygulamasının iş hayatında yaygınlaştırılması beklentisi var.  Araştırmadan öne çıkan bazı başlıklar şöyle: - 44 ülkeden araştırmaya katılan Y ve Z kuşaklarının ekonomik kaygıları var. Ev satın almanın veya aile kurmanın zorlaştığına inanan çalışanlar en önemli sorunları ‘hayat pahalılığı, işsizlik ve iklim değişikliği’ olarak sıralıyor.  - Daha iyi bir iş/yaşam dengesi kurmak ve çalışma saatlerini azaltmak istemelerine rağmen, Z kuşağı (yüzde 46) ve Y kuşağı (yüzde 37) geçinebilmek için ek iş yapıyor. En çok tercih edilen yan işler arasında internet üzerinden ürün veya hizmet satmak, yemek teslimatı veya araç paylaşım uygulamaları gibi işlerde çalışmak, uğraştığı sanat dalı ile ilgili bir işte çalışmak ve sosyal medyada kanaat önderliği yapmak yer alıyor.  Mesai dışı çalışmak tüketiyor  -     Z kuşağının yüzde 23'ü ve Y kuşağının yüzde 30'u haftada en az beş gün mesai saatleri dışında iş e-postalarını yanıtladıklarını söylerken, katılımcıların çoğunluğu işle bağlantılarını koparmakta zorlandığını belirtiyor. İş kaynaklı bu baskılar, geçen yıldan bu yana artan tükenmişlik seviyelerini tetikliyor.  - Z kuşağının neredeyse yarısı (yüzde 46) ve her 10 Y kuşağından dördü (yüzde 39) her zaman veya çoğu zaman stresli hissettiklerini belirtirken, kadınlar, etnik azınlıklar ve engelliler arasında bu oran daha da yükseliyor. Kişisel mali durumları ile arkadaşlarının ve ailelerinin ekonomik durumlarına ilişkin endişelerin yanı sıra kötü iş/yaşam dengesi ve ağır iş yükleri de stres düzeylerine katkıda bulunuyor.  - Her 10 katılımcıdan altısı çevre konusunda, özellikle aşırı hava olayları ve orman yangınları gibi yerleşim yerlerini doğrudan etkileme olasılığı yüksek olaylardan dolayı endişeli. Bu endişeler de hayatları hakkında karar verme süreçlerini etkiliyor.  - Araştırmaya katılanlar çevre konusunda üzerlerine düşeni yaptıklarını belirtiyor. Elektrikli bir araç satın almak veya araba kullanmaktansa toplu taşımadan yararlanmak, evlerini enerji verimli hale getirmek, vejetaryen veya vegan beslenmek ve ikinci el kıyafetler lehine hızlı modadan kaçınmak gibi bir dizi eylemde bulunuyor.    Etik kaygılar, terfiden önemli  - Yaklaşık her 10 kişiden dördü etik kaygılar nedeniyle iş yerlerinde belli bir görevi reddettiğini söylerken, üçte birinden fazlası değerleriyle uyuşmayan iş tekliflerini geri çevirdiğini belirtiyor. - Her iki kuşak da işverenlerinin hem kendi yaşamlarında daha sürdürülebilir kararlar almalarına yardımcı olmak hem de düşük karbonlu ekonomiye geçiş için gereken becerileri geliştirmek için kendilerini güçlendirmelerini ve eğitim ve destek sağlamalarını istiyor.   Araştırma sonuçlarını değerlendiren Deloitte Türkiye İnsan Yönetimi Hizmetleri Lideri İlksen Keleş, Y ve Z kuşaklarının daha iyi bir iş/yaşam dengesi için çabaladığını, aynı zamanda çevre, sürdürülebilir bir dünya ve gelecek konusunda endişeli olduklarına dikkat çekti. Keleş, “Son üç yılda yaşanan geniş çaplı toplumsal değişimler, çalışma hayatında esneklik, eşitlik, kapsayıcılık, iklim farkındalığı gibi alanlarda ilerlemeye sebep oldu. Pandemi ise birçok kişinin işlerinin hayatlarında oynadığı rolü sorgulamasını ve daha fazla denge arayışına girmesini sağladı. Y ve Z kuşağı çalışanları fark yaratmaları için kendilerine destek olacak şirketler arıyor. Onları aktif şekilde dinleyen, ihtiyaç ve endişelerini gidermeye yardımcı olacak şirketler, sektörlerinde de ayrışacak ve dünyamız için olumlu bir değişim yaratacaklar” dedi. Keleş, işverenlerin bu kuşakları anlaması ve onlar için en önemli olan zorluklarda ilerleme kaydetmeye devam etmesinin çok önemli olduğunu, bunun sadece üretkenliği artırmaya ve yetenekleri elde tutmaya yardımcı olmakla kalmayacağını, aynı zamanda toplumda iş dünyası için güven ve değer yaratacağını kaydetti.      

Gündem

Yapay zeka odaklı çalışmalar hız kazanıyor!

Yeni etik yapay zeka sağlık laboratuvarı ve veri etiği ekibinin genişletilmesine yönelik yatırımlar öne çıkıyor. Yapay zeka ve analitik şirketi SAS'ın bir yıl önce sorumlu inovasyon çalışmalarını başlatmasından bu yana dünya yapay zeka alanında eşi benzeri görülmemiş gelişmelere tanık oldu. Tüm bu hızlı değişimlerin ortasında SAS, Hollanda'da ilk örneklerden olan etik yapay zeka sağlık laboratuvarı da dahil olmak üzere müşterilerine güvenilir yapay zeka sunma konusundaki çabalarını artırdı. SAS ayrıca İyilik için Veri (Data for Good) programının entegrasyonuyla Veri Etiği Uygulamasını genişletti ve şirketin yalnızca yapay zekanın risklerine değil, dünyayı iyileştirme potansiyeline de dikkat çekti. İnovasyona dayalı yapay zeka sağlık hizmetleri laboratuvarı, yapay zeka etiğine odaklı birlikteliklerden güç alıyor SAS, sorumlu inovasyon taahhüdünün bir parçası olarak, farklı sektörlerde yapay zekayı etik sınırlar içinde uygulamanın yollarını keşfetmek üzere küresel ölçekteki kuruluşlarla iş birliklerine gidiyor. Bunun yakın geçmişteki bir örneği SAS'ın iki Hollandalı kuruluşla yaptığı iş birliği oldu: Avrupa'nın önde gelen akademik hastanelerinden biri olan Erasmus Üniversitesi Tıp Merkezi (Erasmus MC) ve TU Delft Dijital Etik Merkezi'ne ev sahipliği yapan Delft Teknoloji Üniversitesi (TU Delft). Üç kuruluşun bir araya gelmesiyle sağlık hizmetlerinde sorumlu ilk etik yapay zeka laboratuvarı (Responsible and Ethical AI in Healthcare Lab-REAHL) hayata geçti. REAHL, sağlık hizmetlerinde yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulanmasıyla ilgili etik kaygıları ve zorlukları ele almayı amaçlıyor. Yapay zeka alanındaki hızlı ilerlemelerle birlikte, bu teknolojilerin güvenli, şeffaf ve etik bir şekilde tasarlanmasını ve kullanılmasını sağlamaya ihtiyaç doğuyor. REAHL, hasta güvenliğine, mahremiyetine ve özerkliğine öncelik veren yapay zeka teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulanması konusunda işbirliği yapmak üzere yapay zeka, tıp ve etik alanlarındaki uzmanlardan oluşan çok disiplinli ekipleri, politika belirleyicilerle bir araya getiriyor. Bu yaklaşım, yapay zeka sistemlerinin tarafsız, şeffaf ve hesap verebilir olmasını ve hastaların haklarına ve değerlerine saygı gösterecek şekilde kullanılmasını kapsıyor. REAHL, sağlık hizmetlerinde etik yapay zeka kullanımı için dünyanın dört bir yanındaki tıp merkezlerine ve farklı bölgelere model oluşturacak bir çerçeve ortaya koymayı amaçlıyor. REAHL, Hollanda'nın Ulusal Yapay Zeka İnovasyon Merkezi (Netherlands’ National Innovation Center for Artificial Intelligence-ICAI) tarafından resmi bir laboratuvar olarak konumlandırıldı. ICAI laboratuvarı, endüstri, kamu ve kar amacı gütmeyen kuruluşlar ile bilgi enstitüleri arasında araştırmaya yönelik kapsamlı bir işbirliğinin ürünü olarak ortaya çıktı. ICAI laboratuvarları veri, uzmanlık ve kapasite gereksinimlerini karşılamayı ve elde edilen sonuçları gerçek hayatta pratik olarak kullanılabilir halde sunmayı amaçlıyor. Rotterdam'daki Erasmus MC'de Yoğun Bakım Uzmanı olmanın yanı sıra Datahub'un fikir babası ve kurucu ortağı olan Yardımcı Doçent MD PhD Michel van Genderen, şunları söyledi: "Birlikte sadece yapay zeka teknolojileri geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda etik ilkeleri koruma ve inovasyon yoluyla hastaların refahına öncelik verme konusundaki taahhütlerimizle sağlık hizmetlerinin geleceğini şekillendiriyoruz. Sağlık hizmetlerinde ilk etik yapay zeka laboratuvarını kurmaya yönelik öncü çalışmalarımızla, yapay zeka teknolojisinin kullanımındaki temel dayanaklar olan şeffaflık, güven ve eşitlik ilkelerinin gözetildiği yeni bir hasta bakımı çağının önünü açıyoruz." Dr. van Genderen, SAS Veri Etiği Uygulaması Başkan Yardımcısı Reggie Townsend ile birlikte SAS Innovate ana sahnesinde 9 Mayıs günü açılış oturumuna katıldı. REAHL ve hasta bakımını nasıl iyileştireceği hakkında bilgiler verdi. SAS aynı zamanda akademik sağlık sistemleri, akademik kuruluşlar, yapay zeka ve veri bilimi uzmanlarından oluşan bir topluluk olan Coalition for Health AI'nin (CHAI) kurucu üyeleri arasında yer alıyor. CHAI kısa süre önce Ulusal Tıp Akademisinin akademik tıp merkezleri, sağlık hizmetleri, teknoloji ve diğer endüstri sektörlerinden yapay zeka uzmanlarıyla birlikte yürüttüğü koordinasyon sonucunda sağlık hizmetleri için güvenilir yapay zekaya dair bir plan yayınladı. Ayrıca SAS’ın yanı sıra bir diğer CHAI üyesi olan dünyaca ünlü akademik tıp merkezi Duke Health, kısa bir süre önce araştırmalarında veri ve analitik ile yenilikçi ve iş birliğine dayalı sağlık çözümlerine odaklanacaklarını duyurdu. Yapay zekanın vaatlerini keşfetmek üzere genişletilmiş SAS Veri Etiği Uygulaması ChatGPT, Google Bard ve benzer üretken yapay zeka örneklerinin artması, toplumda yapay zeka konusundaki tartışmaları yeni bir seviyeye taşıdı. Pozitif yapay zeka uygulamalarını keşfetmek için SAS, kısa süre önce şirketin İyilik için Veri (Data for Good) ekibini de entegre ederek Veri Etiği Uygulamasını genişletti. Townsend, şunları söyledi: "Yapay zekanın hızla ilerlemesiyle birlikte, insanları yaptığımız her şeyin merkezinde tutma konusunda gayret göstermeliyiz. Ancak gayemiz sadece geleceği güvence altına almak değil, yapay zekayı insanların hayatlarını daha iyi hale getirmek üzere kullanma fırsatlarını araştırmaktır." SAS İyilik için Veri (Data for Good) ekibi, yapay zekayı toplumun iyiliği için kullanmak adına kurumlarla iş birliği fırsatları yaratıyor. Örneğin ekip daha önce Brezilya'daki yağmur ormanlarının yok edilmesiyle mücadele etmek ve New York'taki konut ayrımcılığını araştırmak için kâr amacı gütmeyen kuruluşlarla iş birliği yapmıştı. Buna ek olarak SAS, nesli tükenmekte olan deniz kaplumbağalarının korunmasına yardımcı olmak amacıyla kitle kaynaklı yapay zeka ve makine öğrenimini devreye almak üzere UNC Galapagos Araştırmaları Merkezi ile birlikte çalışacak.  SAS hem şirket içerisinde hem de şirket dışında sorumlu inovasyonu uygulamaya koyuyor Geçtiğimiz yıl SAS bünyesinde gerçekleştirilen inovasyon faaliyetinden bazıları şöyle sıralanıyor: Şirket, güvenilir yapay zeka platformu SAS® Viya®'yı yenilemeye ve geliştirmeye devam ediyor. SAS Viya, önyargı tespiti, açıklanabilirlik, karar denetlenebilirliği, modellerin izlenmesi, yönetişim ve hesap verebilirlik gibi güvenilir yapay zeka yeteneklerine sahip oluşuyla kamu kurumlarının sorumlu yapay zeka çabalarına olan güvenini artırıyor. Veri Etiği Uygulaması, şirketin dört bir yanından gelen sorumlu inovasyona ilişkin 200'den fazla danışmanlık talebini karşıladı. SAS, veri analitiği uygulayıcılarına sorumlu inovasyonun ne anlama geldiğini anlatan bir şirket içi eğitim programı başlattı. Katılımcılar, bu eğitimle sorumlu inovasyon ilkelerini ve SAS yazılımının analistlerin verilerle çalışırken özen gösterme yükümlülüğünü yerine getirmelerine nasıl yardımcı olduğunu öğreniyor. Eğitim yılın ilerleyen dönemlerinde kurum haricinde de sunulacak. SAS, Cary, NC'deki genel merkezinde Townsend'in görev yaptığı Ulusal Yapay Zeka Danışma Komitesi'nin toplantısına ev sahipliği yaptı. Townsend ayrıca EqualAI yönetim kurulunda da görev yapıyor. SAS, Business Roundtable'ın Amerikalı işletmelere, politika belirleyicilere ve düzenleyicilere sorumlu yapay zekaya olan ortak yolculuklarında rehberlik etmek amacıyla hazırladığı Sorumlu Yapay Zeka Yol Haritasına katkıda bulundu.

Gündem

Beceri açığı, firmaları iş gücü stratejilerinde yeniden yapılanmaya itiyor

Mercer, ‘2023 Türkiye C-Suite Stratejik İnsan Kaynakları Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Rapora göre, jeopolitik istikrarsızlık, ekonomik sıkıntılar ve sıkılaşan işgücü piyasaları İnsan Kaynakları gündemini derinden etkiliyor. 2023 yılında başarılı olmak için CHRO’ların yetenek modelleri üzerinde yeniden düşünmeleri, beceriye dayalı bir organizasyon oluşturmaları, yeni çalışma yöntemleri uygulamaları (uzaktan, hibrit, gig), bütünsel sağlık (well-being) çıktılarına odaklanmaları gerekiyor. Ayrıca çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık uygulamaları ön plana çıkıyor.  Firmaların değişen işgücünün sağlık, varlık ve kariyer alanlarındaki ihtiyaçlarını yönetmeleri için çözümler sunan ve danışmanlık veren Mercer, ‘2023 Türkiye C-Suite Stratejik İnsan Kaynakları Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Araştırmaya göre, 2023 yılında CHRO’ların iş planlarında yetenek modelleri üzerinde yeniden düşünmek, beceriye dayalı bir organizasyon oluşturmak, yeni çalışma yöntemleri uygulamak (uzaktan, hibrit, gig), bütünsel sağlık (well-being) çıktılarına odaklanmak öncelikli hale geldi. Bunun yanında çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık uygulamaları önem kazanıyor. Jeopolitik istikrarsızlık, ekonomik sıkıntılar ve sıkılaşan işgücü piyasaları ise insan kaynakları gündemini zorlamaya devam ediyor.    Araştırmanın sonuçlarına göre, son yıllarda dünyada ve Türkiye’de yaşanan doğal afetler, ekonomik daralma, yüksek enflasyon ve iş gücünü etkileyen regülasyonlar, firmaları mevcut operasyon modelleri ve iş gücü stratejilerini yeniden yapılandırmaya ve önlem almaya itiyor.    Dijitalleşme, İnsan Kaynağı Yönetimi ve Kurum Kültürü Araştırmaya göre, firmaların iş stratejilerinde önceliklendirmeyi hedeflediği alanların başında dijitalleşme, insan kaynağı yönetimi ve kurum kültürü geliyor. İş gücü ve beceri açığı ise karşılaşılacağı düşünülen zorluklar arasında. Firmalarda ekonomik durgunluk beklentisi hakimken, bu durgunluğa karşı maliyetlerin azaltılması, beceri geliştirme (reskill) ve becerileri tazeleme (upskill) uygulamaları gibi önlemler alınması gündemde.   2023’te İnsan Kaynakları yatırımlarında çalışan deneyimi öne çıkıyor ‘2023 Türkiye C-Suite Stratejik İnsan Kaynakları Araştırması’nın sonuçlarına göre, 2023 yılında insan kaynaklarının yatırım yapacağı alanlar arasında çalışan deneyimi, reskill /upskill ve toplam ödüllendirme ön plana çıkıyor. Kritik rollerin, becerilerin ve yeteneğin belirlenmesi, iş gücü planlaması ve organizasyonel tasarım başlıkları firmaların stratejik iş gücü planında önemli bir yer tutuyor. Stratejik iş gücü planına paralel olarak firmalar, çalışan deneyimini artırmak için eğitim ve gelişim programları, yetenek yönetimi uygulamaları ve performans yönetim stratejisi oluşturmayı planlıyor. Firmalar beceri temelli olarak ise, yetenek yönetimi, işe alım, kariyer yönetimi, eğitim ve gelişim gibi insan kaynakları uygulamalarını oluşturmayı tasarlıyor.    Firmaların yüzde 76’sı yetenek açığı oluşacağını düşünüyor Araştırmanın sonuçlarına göre, firmaların yüzde 76’sı önümüzdeki 2 yılda bir yetenek açığı oluşacağını öngörüyor. Yetenek açığının daha çok bilgi teknolojileri, mühendislik ve veri analizi / iş zekası kollarında olacağı düşünülüyor. Firmalar beceri açığını belirlemek için yönetici görüşü ve değerlendirme merkezi uygulamalarına başvuruyor. Yetenek ihtiyacını karşılamak için ise, kritik becerilere sahip çalışanları elde tutmak ve çalışanlara yeni beceriler kazandırmak konusunda çalışmalar yapıyor.    Rakiplerden yüzde 20 veya daha fazla ödüllendirme yapan firmaların oranı yüzde 6 Firmaların yüzde 65’i ödüllendirme yönetimi stratejilerinde rakiplerle hemen hemen aynı ödüllendirme politikasına sahip olduğunu düşünüyor. Rakiplerden yüzde 20 veya daha fazla ödüllendirme yapan firmaların oranı ise yüzde 6. Firmalar, kritik becerilere sahip çalışanları ödüllendirme, elde tutma ve reskill/upskill çalışmaları gibi beceri bazlı ödüllendirme politikalarını tercih ediyor. Teknoloji ve inovasyon odaklı, ileri teknolojiye dayalı becerilerde ücret yönetimlerinde farklılaşmalar göze çarpıyor. Beceri ölçümü yöntemlerinin yetersizliği ve beceri setlerinin adil bir politika oluşturacak kadar ayrıştırıcı olmaması ise beceri bazlı ücret yönetiminin uygulamasını zorlaştırıyor.    Dinçer Güleyin: “İnsan odaklı bir çalışan deneyimi tasarlamamız gerekiyor”  Jeopolitik istikrarsızlık, ekonomik sıkıntılar ve sıkılaşan işgücü piyasalarının İnsan Kaynakları gündemini zorladığını söyleyen Mercer Türkiye CEO’su Dinçer Güleyin, “Yetenekleri işe alma, yetiştirme, geçici süreli işe alma stratejilerini iyileştirmek adına daha doğru bir iş gücü planlaması yapmak, yetenek süreçlerini beceri odaklı olarak tasarlamak, cinsiyete ve farklı çeşitliliklere dayalı ücret farklılıklarını belirlemek, toplam ödüllendirme paketlerini iyileştirmek ve bütünsel wellbeing stratejileri sunmak en önemli İnsan Kaynakları önceliği haline geldi. İş gücü yorgunluğunu ve tükenmişliğini gidermek, işi ve organizasyonu yeniden tasarlamak, yeni çalışma biçimlerini uygulamak özellikle küresel olarak ilerlemenin en zor olduğu alanlar olarak karşımıza çıkıyor. 2023 yılında İnsan Kaynakları'nın yatırım yapacağı alanlar arasında çalışan deneyimi, reskill /upskill ve toplam ödüllendirme ön planda. Başka bir deyişle, insan odaklı bir çalışan deneyimi tasarlamamız gerekiyor” dedi.

Gündem

bizz@kampüs’te 790 takım Dankek için yarıştı

Üniversitelerin 3., 4. sınıf ve yüksek lisans öğrencilerinin Ülker’in en sevilen markaları için geliştirdiği yenilikçi pazarlama fikirlerinin yarıştığı ‘bizz@kampüs’te, “InnoTeam” takımı “Ülker Dankek” için hazırladığı projeyle birinciliğe layık görüldü. 115 farklı üniversiteden 790 takım ve 1800’den fazla öğrencinin başvurduğu yarışmada, ilk 3’e giren takımlar toplam 127 bin 500 TL ödül ve uzun süreli staj yapma hakkı kazandı.   Her yıl farklı bir Ülker markasıyla ilgili yenilikçi pazarlama projelerinin geliştirildiği ve 12. kez düzenlenen bizz@kampüs’te dereceye girenler belli oldu. Üniversitelerin 3., 4. sınıflarıyla yüksek lisans öğrencilerinin “Ülker Dankek” markası için yarıştığı ‘bizz@kampüs’e bu yıl 115 farklı üniversiteden 790 takım ve 1800’den fazla öğrenci başvurdu. Yarışmada Bahçeşehir Üniversitesi İşletme Mühendisliği ve İşletme bölümleri öğrencileri Melike Koygun ve Öykü İsmail’in kurduğu “InnoTeam” takımı birinci oldu. İkincilik ödülüne Bilkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümü öğrencileri Alper Can Yılmaz, Merve Öztürk ve Nazife İlkin Uslu’nun kurduğu “Dorado” takımının projesi seçilirken; üçüncülük ödülüne ise Yıldız Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümü öğrencileri Ayça Hacıoğlu ve Emine Ervan’ın “Yıldızlılar” takımı layık görüldü.  Birbirinden yenilikçi fikirlerin yarıştığı bizz@kampüs’ün online olarak gerçekleştirilen final etkinliğine Ülker’in üst düzey yöneticileri gençlerin heyecanını paylaştı. Finalde birinciyi Ülker CEO’su Mete Buyurgan, ikinciyi Ülker İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı Faruk Gözleveli, üçüncüyü ise Ülker CMO’su Mustafa Kabakçı açıkladı.  İlk üç sırayı elde edenlerin uzun dönem staj imkânı elde ettiği yarışmada; birinci takım 50 bin TL, ikinci takım 42 bin 500 TL ve üçüncü takım ise 35 bin TL olmak üzere toplam 127 bin 500 TL para ödülü kazandı.  Buyurgan: İş hayatı öncesi önemli tecrübe bizz@kampüs yarışmasının Türkiye’de pazarlama alanına ilgi duyan gençler için önemli bir deneyim fırsatı sunduğunun altını çizen Ülker CEO’su Mete Buyurgan,  “Bugüne kadar binlerce öğrencinin katıldığı bizz@kampüs 12. yılına girdi. Her yıl öğrencilerimiz uzman isimlerin de mentorluğundan yararlanarak, pazarlamada proje geliştirmenin tüm inceliklerini öğrenme fırsatı buluyor. Aylar süren bir hazırlığın ardından, katılımcılarımızdan Dankek markamızla ilgili birbirinden değerli fikirler dinledik. Çok önem verdiğim bu projenin üniversite öğrencilerinin yaratıcılıklarına katkı sağladığına, aldıkları eğitimlerle de iş hayatından önce önemli bir deneyim ve yetkinlik kazandırdığına inanıyorum. Birbirinden güzel fikirleri ve sunumlarıyla, yarışmaya katılan gençlerin dinamizmi, farklı bakış açıları, yaklaşımları bu düşüncemi pekiştiriyor. bizz@kampüs’e başvuran ekipleri ve tüm aşamalarını başarıyla geçip diğer katılımcıların arasında bir adım önce çıkan 3 takımdaki genç arkadaşlarımı gönülden tebrik ediyorum” dedi.   

Gündem

TTI Success Insights Duygusal Zeka Raporu ile Duygusal Zeka Seviyenizi Öğrenin

  Araştırmalar gösteriyor ki; başarılı liderler ve yüksek performansa sahip kişiler iyi gelişmiş birer duygusal zekaya sahipler. Bu, onların çok farklı altyapıdan gelen kişiler ile bir arada kolaylıkla çalışabilmelerine ve hızla değişen iş dünyası koşullarına rahatlıkla uyum sağlayabilmelerine imkan vermektedir. Aslında, kişinin duygusal zekası (EQ) başarı performansı için zekasından (IQ) çok daha iyi bir belirleyici olabilir. Hangi işte olursak olalım, hangi sektörde, hangi görevde çalışırsak çalışalım, hepimizin genel olarak ulaşmak istediği nokta ve bizden beklenen ‘’daha iyi bir performans’’tır. Üstün performansın temelinde ise iyi kararlar alabilmek vardır. Duygusal Zekamız (EQ) daha iyi karar alma, üstün performans gösterme, dahil olma ve dahil etme konularında son derece güçlü bir etkiye sahiptir.  Ayrıca, duygusal zeka seviyemizin farkında olmak, pandemi süreciyle birlikte yoğun şekilde hissettiğimiz, son günlerde yaşadığımız afetlerle derinleşen, gerek bireysel gerekse toplum olarak baş etmeye çalıştığımız büyük zorluklar karşısında içinde bulunduğumuz durumu; hem kendimizin hem de etrafımızdaki kişilerin duygularını anlamak ve doğru yönlendirmeler ile yönetebilmek, farkındalık sağlayarak eyleme geçebilmek konusunda da oldukça önemlidir. ’’TTI Success Insights Duygusal Zeka (EQ)  ölçme ve değerlendirme aracı;  Kişisel Farkındalık: Kendi ruh haliniz, duygularınız ve dürtülerinizin yanısıra, bunların başkaları üzerindeki etkilerinin de farkına varabilme ve anlayabilme becerisi. Kişisel Denetim: Yapıcı olmayan dürtü ve ruh hallerini kontrol edebilme, yeniden yönlendirebilme ve harekete geçmeden önce düşünmek üzere yargıları erteleyebilme eğilimi. İçsel Motivasyon: Bilgi, fayda, çevre, başkaları, güç veya metodoloji gibi dışsal itici güçlerden bağımsız sebeplerle çalışma tutkusu ve hedeflere enerjik ve kararlı bir şekilde ulaşmak için sahip olunan içsel motivasyon veya eğilim. Sosyal Farkındalık: Başkalarının duygusal halini anlama ve sözlerinizle, davranışlarınızın onları nasıl etkilediğinin farkında olma yetisi. Sosyal Denetim: İlişkileri yönetme ve ilişki ağları oluşturma yetisi sayesinde, başkalarının duygusal netliğini veya duygu durumunu etkileyebilme becerisi. olmak üzere 5 boyutta veri sağlamak için tasarlanmıştır. Aynı zamanda rapor, her bir boyutta kişinin skoru doğrultusunda gelişimini hedefleyen aksiyon önerileri sunmaktadır. Şimdi, TTI Success Insights Türkiye / İş Kavramları Danışmanlık Hizmetleri olarak, Tegep Eğitim ve Gelişim Platformu Derneği'nin iş birliği ile gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk projesi kapsamında 12 Haziran 2023 tarihine kadar ’’TTI Success Insights Duygusal Zeka‘’ raporumuzdan  ücretsiz bir şekilde faydalanabilir, duygusal zeka seviyenizi öğrenebilirsiniz. Aşağıda yer alan bağlantı linkinden ücretsiz bir şekilde Duygusal Zeka raporunuzu oluşturabilirsiniz. www.sisurvey.eu/277763KHV Anketinizi tamamladığınızda kişisel TTI Success Insights Duygusal Zeka raporunuz, Aksiyon Planlama Rehberi dokümanınız ve Duygusal Zeka Atölye Çalışmaları Zoom linki, paylaştığınız e-posta adresine gönderilecektir.  Aksiyon Planlama Rehberi Dokümanı; Duygusal Zeka raporunuzun çıktıları çerçevesinde alacağınız aksiyonları planlamanız için hazırlanmış özel bir dokümandır. Gerçekleştireceğimiz ‘’Duygusal Zeka’’ Atölye Çalışmalarına katılarak, EQ raporunuz ve Aksiyon Planlama Rehberi dokümanınızdan maksimum faydayı nasıl sağlayabileceğinizi öğrenebilir ve olası sorularınıza cevap bulabilirsiniz.   Aşağıda yer alan bağlantı linkinden 17 Mayıs, 31 Mayıs ve 14 Haziran tarihlerinde 19:00-20:30 saatleri arasında Duygusal Zeka Workshop’una katılım sağlayabilirsiniz. https://us02web.zoom.us/j/88694743723 Not: Proje sadece Türkiye sınırları içinde uygulanmaktadır.   

Gündem

Aksa Akrilik’ten “4 gün mesai devrimi”

Aksa Akrilik, Türkiye’de kurumsal bir şirket tarafından ilk kez hayata geçirilen haftada 4 gün mesai uygulamasına devam etme kararı aldı. 3 ay süren pilot uygulama sonrası sonuçları duyuran Aksa Akrilik Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Cengiz Taş uygulamanın ekibin iş-yaşam dengesini, motivasyonunu ve verimliliği olumlu etkilediğini kaydetti. Akkök Holding Şirketleri’nden Aksa Akrilik, Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek 1 Ocak-31 Mart arasında deneme sürecini uyguladıkları haftada 4 gün çalışma sistemini 1450 Aksa çalışanından mesai ücreti almayan 225 çalışanı için kalıcı hale getirdiklerini açıkladı. Genel Müdür Cengiz Taş, uygulamanın çalışanların memnuniyetinin yanı sıra, üretkenliği ve verimliliği de olumlu etkilediğini kaydetti.  Şirket, eksik çalışılan gün için diğer günlerde ek mesai uygulaması yapmamış, maaş ve yan haklarda da herhangi bir kesintiye gitmemişti. Haftada 4 gün mesai yapan çalışanlar, yine önceki gibi 08:00- 17:00 saatleri arasında çalışmış, haftada 1 gün de izin kullanmıştı. Şirket, haftada 4 gün mesai nedeniyle çalışan sayısında bir artışa gitmedi, var olan norm kadrosuyla süreci yönetti. Uygulama, iş yaşam dengesini olumlu etkilerken, şirkete olan bağlılığı artırdı 3 ay boyunca yaklaşık 225 çalışanın katılımıyla yürütülen pilot uygulamanın sonuçlarını paylaşan Aksa Akrilik Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Cengiz Taş “Uygulamayla birlikte, performansı tamamen iş sonuçları ve hedeflere göre ölçerek, çalışana işi üzerinde daha fazla sorumluluk veren bir modele geçmiştik.  Uygulama kapsamındaki çalışanlarımızın geri bildirim anketi sonuçlarının bulguları arasında, çalışanların haftada 4 gün çalıştığında iş terminlerinde ve toplantı vb. katılımlarında bir aksama yaşanmadığı, sürecin çalışma verimliliğini yükselttiği, iş yaşam dengesini olumlu etkilediği, şirkete olan bağlılığı ve motivasyonu artırdığı gibi çıktılar yer aldı” dedi.  Yapılan pilot uygulamanın organizasyonel yedeklemeye de katkı sağladığını belirten Taş, çalışılmayan gün içerisinde gelişebilecek durumlar için çalışanların diğer ekip arkadaşlarıyla iş takibi konusunda daha fazla etkileşimde olduğunu, bunun da ekip içi iş birliğini artırdığını kaydetti.   Haftada 4 gün mesai yapan çalışanların yüzde 93’üne göre uygulama motivasyonu artırdı Uygulama kapsamında giren 223 çalışandan 193’ünün katıldığı anket sonuçlarına göre, ankete katılan çalışanların; - %93’ü uygulamanın motivasyonunu artırdığını ve uygulamanın devam etmesinin de motivasyon açısından olumlu olacağını belirtti. - %97’si uygulamaya dahil olduğunda işlerini termininde teslim edebildiğini ve bölüm içi işlerin de aksamadığını belirtti. - %94’ü uygulamanın iş yaşam dengesini olumlu etkilediğini belirtti. - %85’i uygulamanın çalışma verimliliğini artırdığını belirtti. -  %89’u uygulamaya dahil olduklarında eğitim, toplantı gibi organizasyonlara katılımlarında bir aksama yaşamadığını söyledi. - %86’sı uygulamanın şirkete bağlılığı artırdığını söyledi. - %79’u ekibindeki çalışanların yedeklenmesini olumlu etkilediğini belirtti. Aksa Akrilik’e yapılan nitelikli iş başvurularında yüzde 100 artış gözlendi Haftada 4 gün mesai uygulamasının başlamasının ardından, Aksa Akrilik’e yapılan nitelikli iş başvuruları yüzde 100 artış gösterdi. Aksa Akrilik’in iyi yetenekleri çekme potansiyeli ciddi ölçüde artarken, özellikle genç yeteneklerin şirkete olan iş başvurularında da kayda değer artış gözlendi. Diğer taraftan, Aksa Akrilik sosyal medya hesaplarından paylaşılan içeriklerin görüntülenmelerinde ve Aksa Akrilik ile ilgili paylaşımlarda ilgili dönemde geçmiş döneme göre büyük artış kaydedildi. Aksa Akrilik’te haftada 4 gün mesai uygulamasına geçilmesi, Twitter’da uzun süre trend topic olarak yer buldu. Dünyada 4 gün mesai sistemini kalıcı hale geliyor Tüm dünyada haftada 5 gün olan mesai anlayışından uzaklaşmak isteyen şirketlerin sayısı artıyor. Son olarak Belçika, İzlanda, İsveç ve Almanya'da kısmen uygulanmaya başlanan 4 gün mesai İngiltere’de denenmeye başlanmıştı. İngiltere’de pilot uygulamaya katılan 61 şirketten 56’sı 4 gün mesaiyi kalıcı hale getirmişti.  

Gündem

Develhope Türkiye’deki gençleri yazılım dünyasına kazandıracak

İtalyan kodlama eğitimi platformu Develhope Türkiye’de genç işsizliğini azaltmaya yardımcı olmak için yazılım geliştirme eğitimiyle yeni bir fırsat kapısı açıyor.  Genç işsizliği azaltma amacıyla yola çıkan Develhope, Türkiye’deki işsiz gençleri yazılım dünyasına kazandırmayı hedefliyor. Bugüne kadar 1200 kişiye kodlama eğitimi veren Develhope, iş bulana kadar öğrencilere ücretsiz eğitim imkânı sunuyor. Develhope CEO’su Massimiliano Costa, “Türkiye’deki genç işsizliğinin azaltılmasına destek olmak istiyoruz. Bunun için kendini geliştirmek isteyen gençleri Develhope programında görmek istiyoruz. Öğrencilerimizin yüzde 95’i eğitim sonunda iş sahibi oluyor” dedi. Costa ayrıca , deprem bölgesindeki 11 kentteki 10 gence burs vereceklerini açıkladı.    Develhope, 2019 yılından bu yana teknoloji kariyerine başlamak isteyen gençlere, kişiselleştirilmiş bir kariyer hizmeti sunuyor. Eğitimin sonunda, öğrencilere özgeçmişlerini ve linkedIn profillerini oluşturma, iş görüşmeleri provalarının yapılması, görüşme aşamasında mentorluk ve danışmanlık konularında destek sunuluyor. Ayrıca öğrencilere koçluk hizmeti de veriliyor.    Develhope CEO’su Massimiliano Costa, “Develhope gençlere programlamayı öğreterek genç işsizliğini azaltmak amacıyla kuruldu. Öğrencimiz profesyonel bir kariyere başlayana kadar kursun maliyeti Develhope tarafından karşılanıyor. Önce bir iş buluyorsunuz, sonra kurs için ödeme yapıyorsunuz. Bugüne kadar 1200 öğrenciyi eğittik. Kurslarımızı başarıyla tamamlayan öğrencilerin yüzde 90'ı kursun bitiminden sonraki 3 ay içinde iş buluyor. Türkiye’den gençleri de yazılım dünyasına kazandırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.  Taksitli geri ödeme imkanı Her ay 400 şirketin yeni yazılımcıları ekiplerine katmak için Develhope'u seçtiklerine dikkat çeken Costa, öğrencilerin, javascript programlamanın temellerini öğrenerek kurs aktivitelerini 3 hafta boyunca ücretsiz deneyebileceklerini belirtti. Costa, sözlerini şöyle sürdürdü: “Microsoft tarafından yapılan son araştırmaya göre, yazılım geliştirici rolü şu anda en çok talep gören meslek dalı. 2025 yılına kadar, yazılım geliştiricilere yönelik küresel talebin 98 milyon olacağı tahmin ediliyor. Develhope’a katılmak için lise diplomasına sahip olmak ve 18 yaşında olmak yetiyor. Eğitim süreci günlük ve haftalık aktivitelerden oluşuyor. Dersler 6 ay boyunca tamamen online olarak yapılıyor ve her ay birkaç kurs başlıyor. Kurslar kapsamında, Arka Uç Java, Tam Yığın Web ve Veri Uzmanı eğitimi veriliyor. 700 saatten fazla geliştirme deneyimi kazanan öğrencilerimiz bir iş bulup ardından kurs için taksitli ödeme yapabiliyorlar. Seçilen öğrencilerimiz için kursun maliyeti, Develhope Vakıfları ve ortak şirketleri tarafından sağlanan burslarla karşılanıyor. Ayrıca geri ödeme için öğrencilerimize özel finansman çözümleri sunuyoruz.” Depremzede gençlere burs Develhope, depremden etkilenen bölgelerden gelen işsiz gençlerin teknoloji eğitimini desteklemek adına 10 kişiye burs verecek. Adıyaman, Kilis, Osmaniye, Gaziantep, Malatya, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana ve Hatay’da yaşayan 18-30 yaş aralığındaki işsiz gençlerin 27 Nisan’a dek başvuruda bulunması gerekiyor. Kadınlara öncelik verilecek bursa başvuru için Develhope kayıt formunun doldurulması yeterli olacak. Kurslara kayıt için https://www.develhope.co/tr/sign-up/ adresi ziyaret edilebilir.