“Zor çalışanları değiştirmeye çalışmayın, doğru performans göstermelerini sağlayın…”
Geçtiğimiz aylarda gördüğümüz bir haber epey ilgimizi çekmişti: Almanya’daki bir BT şirketi, ofis içindeki “mızmızlanmalara” karşı son derece sert bir politika geliştirerek, iki kez mızmızlanan kişinin işten çıkarılacağına ilişkin bir sözleşmenin çalışanlar tarafından imzalanmasını istiyordu. Alman Elçiliği’nin web sayfasında yayınlanan makaleye göre, politikanın çıkış noktası da “son derece geçimsiz bir çalışan”dı.
Gerçekten de bir tarafta tepe yönetimden gelen baskı, bir tarafta da kendi çalışanlarının talepleri arasında sıkışıp kalan bir yöneticinin en son isteyeceği şey kronikleşen “negatif” tavırları ile ofisteki motivasyonu bozan ve tüm ekibi rahatsız eden “zor bir çalışan”dır. Peki işlerini savsaklayan, arkadaşlarını sürekli oyalayarak iş yapmasını engelleyen ya da her şeyden sürekli şikayet eden “zor çalışanlarınıza” karşı nasıl bir tavır izliyorsunuz?
Bu ay sayfalarımıza konuk ettiğimiz yazar ve yönetim danışmanı Marilyn Pincus’un kaleme aldığı “Managing Difficult People” işte bu konudaki önerilerle dolu. Tüm farklı “zorlu çalışan”ların yönetimi konusunda ihtiyaç duyulabilecek araçları sunan kitapta; zorbadan şikayetçiye, dalavereciden sosyal kelebeğe kadar pek çok spesifik kişilik özelliğini tespit ederek baş edebilmenizin yolları gösteriliyor.
HRdergi: “Managing Difficult People” hangi fikirden yola çıkıyor?
Marilyn PINCUS: “Bazı insanlarla çalışmak haz verir, bazılarıyla vermez…” Kitabın önsözünde yer alan bu cümle, aslında okuru ilerleyen bölümlerde nelerin beklediğini net biçimde açıklıyor. Başlangıç olarak şunu söyleyebilirim: İnsanlar birbirinden son derece farklı olduğu için sözlerin, jestlerin ve hareketlerin sıklıkla yanlış anlaşılması karşısında şaşırmamamız gerekir.
Kitabın alt başlığı “Çalışanlarla Başa Çıkabilmek için Bir Ayakta Kalma Rehberi” adını taşıyor. Bu ifade de kitabın neyi amaçladığını ortaya koyuyor. Herkesle çalışmanın haz vermediğini hepimiz biliyoruz ama sadece yeterlilik sahibi liderler hedeflere ulaşabilmek için çalışanlarla doğru iletişim kurabilmek için gereken stratejileri kullanıyor. Bir şirketin başarısı da buna bağlı zaten!
HRdergi: İş dünyasında en sık rastlanan “zor kişilikler” hangileri?
M.P.: Kitabımın ikinci bölümünde zorlu çalışan tiplerini şöyle sıralıyorum: Zorba, Şikayetçi ya da Mızmız, Erteleyici, Her şeyi Bilen, Sessiz Tip, Sosyal Kelebek, Kişilerle İlişki Kuramayan, Çaylak, Aşırı Hassas ve Dalavereci…
Bu “zorlu kişiler”in her birine birbirinden farklı isimler de verilebilir aslında. Örneğin, Zorba’ya “İşkenceci” de denebilir. Bu kişiye ne isim verirseniz verin… onu yönetmek için karşı karşıya kalacağınız sıkıntılar aynıdır.
HRdergi: Bu zorlu kişilerin özelliklerini kısaca tanımlayabilir misiniz?
M.P.: Çok kısaca şöyle açıklayabilirim:
Zorba başkalarına işkence yaparak onları usandırır.
Şikayetçi çok ender olarak tatmin olur ve bunu kimin bildiğini umursamaz!
Erteleyici, zaman kaybeder ve bu durum için onlarca bahaneye sahiptir. Zayıf bir tavır sergiler.
Her şeyi Bilen, abartma eğilimi gösterir. Bazı Her şeyi Bilen tipler çok yetkin olmakla birlikte gerçek yeteneklerinin ortaya çıkabilmesi için onlarla çalışan yöneticilerin çok özel bir yaklaşım uygulaması gerekir.
Sessiz Tip, kolayca iletişime giremez. İş arkadaşları bu kişiyle çalışırken genellikle kendini rahatsız hisseder, çünkü bu kişinin kendilerini sevmediğini düşünürler. Üstelik Sessiz Tip, yaptığı işe çok değerli katkılarda bulunsa bile büyük olasılıkla bundan haberiniz olmayacaktır.
Sosyal Kelebek, ofiste olmaktan büyük memnuniyet duyabilir ancak yaptıkları, iş arkadaşlarının başarmaya çalıştıklarının öneminin azalmasına sebep olur. Dahası etrafındakileri öylesine meşgul eder ki, onu dinleyip yanıt vermeye çalışanlar işlerini aksatmaya başlar.
Kişilerle İlişki Kuramayan, nezaket ve incelik duygusundan yoksundur. Görgü kurallarına önem vermeyen bu birey (hiç niyeti olmasa bile) müşterileri ya da iş arkadaşlarını gücendirebilir.
Çaylak, ortamınıza yeni girmiştir. Kişi, büyük olasılıkla herkesi mutlu etmeye çalışıyordur. Bu, arzu edilir bir durumdur. Çaylak, kendisinden ne beklendiğini ya da bu koşullarda nasıl performans göstermesi gerektiğini bilmediği için bu bireyi yönlendirmek önemlidir. Bu da zaman alır. Bu kişinin “zor kişilik” kategorisine girmesinin tek nedeni de “geliştirilmesi” için harcanması gereken yüklü zamandır.
Aşırı Hassas kişiler her şeyin kendileri, kendileri ve kendileri ile ilgili olduğuna inanır. Kimse onları suçlamasa bile sorumluluğu almaya hazırdır. Örneğin bir müşteri, ondan bazı şeyleri farklı yapmasını istediğinde, müşteriyi memnun etmeye odaklanmak yerine büyük olasılıkla küsecektir. Bu kişiler buluttan nem kapar!
Dalavereci her şeyi kontrol etmek ister ve bu amacına ulaşmak için kimi zaman zorbalık uygulayabilir. Kişileri satranç oyunundaki piyonlar gibi görerek onlara manevra yaptırmaktan zevk alır. Bir süre sonra kişiler bu bireyin güdülerinden kuşkulanmaya başlar ve ekip içindeki ahenk zarar görür.
HRdergi: Ofis içinde, bu kişilerden kaynaklanan çatışmaları önlemenin yolları var mıdır?
M.P.: Buna verilebilecek tek bir yanıtı bulabilmek zor. Ama dedektif gibi davranmanızı öneririm. Gözlemci olun ve kişilerin ne söylediğini dikkatle dinleyin. Yaşadığınız spesifik ikilemin ihtiyaçlarına yanıt verebilmek için özel bir yaklaşım geliştirin. Sabırlı olun. Bazı konuları hemen çözebilmek mümkün değildir. Yardım istemekten çekinmeyin. Benzer bir sorunun üstesinden başarıyla gelebilmiş olan bir yöneticinin size verebileceği öneriler olabilir.
HRdergi: Zor çalışanların yönetimi konusunda özellikle İK profesyonellerine yönelik bazı önerileriniz var mı?
M.P.: İK profesyonellerinin iş ortamlarında “zor kişilerin” olmaması gibi bir durumun söz konusu olamayacağını söylemek doğru olur sanırım… Bazı çalışanları yönetmek diğerlerine göre daha zordur ve bu değerlendirilme ağırlıklı olarak yöneticilerinin deneyim ve beklentilerine bağlıdır.
Önce kendinizi gözden geçirin. Kariyerinizin ilk dönemlerinde edindiğiniz temel becerileri uyguluyor musunuz? Eğer o zaman size yardımcı olabildilerse, şimdi de olabilirler.
Verileri edinmeden, hemen kararı mı varıyorsunuz? “Zor çalışanlar”ı sizinle iletişime girmeye davet ediyor… ve kabul ederlerse dinliyor musunuz? Gözünüzü hedeften ayırıyor musunuz? Unutmayın, sizin işiniz insanları sonsuza dek değiştirmek değil, müşterilere iyi hizmet verebilmeleri için gereken performansı ortaya koyabilmelerini sağlamak…
Marılyn Pıncus Hakkında
Yazar, hayalet yazar ve yönetim danışmanı olarak görev yapan Marilyn Pincus, Arizona/ABD merkezli Marilyn Pincus Şirketi’nin sahibidir. İş dünyasında başarılı olmak için gereken becerileri konu alan pek çok kitap yazan Pincus’un son kitabı 2006 yılının başlarında McGraw-Hill tarafından yayınlandı. “Boost Your Presentation IQ… Proven Techniques for Winning Presentations and Speechs”in hakları gelecek yıl Çince’ye tercüme edilerek yayınlanmak üzere satıldı. Marilyn iş dünyasına yönelik yayıncılar için makale ve kitap yazmanın yanı sıra; Arizona Aerospace Foundation ve Tucson Osteopathic Medical Foundation’ın da aralarında bulunduğu müşterileri olan şirketler için politika, süreç ve özel belgeler de kaleme almaktadır. Marilyn; Authors Guild (New York), International Association of Business Communicators (Kaliforniya) ve Toastmasters International’ın üyesidir. Zamanı elverdikçe, yazdığı konular hakkında konuşma yapması için kendisine gelen davetleri kabul etmektedir.