“Türkiye pazarı Perfetti Van Melle için stratejik bir üs gibi…”

Perfetti Van Melle’nin Türkiye’deki kuruluşu ve vizyonu hakkında bilgi alabilir miyiz? İnsan Kaynakları, organizasyon yapısında nerede yer alıyor?

Perfetti Van Mele Türkiye’de on altı yıldan bu yana faaliyet gösteriyor. 1988 – 1990 yıllarındaki dönemde fabrika çalışmaları sürdü ve 1990 yılında fabrika üretime geçti. Perfetti Van Melle, Türkiye’de yüzde 100 yabancı sermayeli bir şirket olarak faaliyet gösteriyor.

65 yıllık bir firma olan Perfetti, 2001 yılında grubun Van Melle’yi satın alması ile Perfetti Van Melle olarak anılmaya başladı. Haziran 2006’da Chupa Chups’un katılımıyla dünyada ilk üç oyuncu arasında yer almakta... En önemli markalarımız Vivident, Mentos, Alpenliebe, Fruittella, Big Babol, Centerfresh...

Dünyada çiklet ve şekerleme sektöründe ilk üç sıradaki yerini kaybetmeyen şirketin vizyonu ise kendi sektöründe dünya liderliği... Değer yaratan, yüksek kaliteli, yaratıcı ve keyifli ürünlerle ciklet ve şekerleme sektöründe dünya liderliği için, misyonumuz doğrultusunda çalışmak; tavizsiz bütünsellik, mükemmellik, tüketici ve çalışan odaklılık, toplumsal sorumluluk, bağımsızlık gibi değerlerimiz ile bunu perçinlemek... PVM Türkiye şu anda yüzde 45 oranında pazar payı ile draje ciklet alanında Pazar lideri.

Perfetti Van Mele organizasyonunda Türkiye’nin nasıl bir önemi var?

Türkiye, kar getirmenin ötesinde stratejik olarak Perfetti Van Melle için çok önemli bir ihracat noktası. İş gücü maliyetlerinin düşük olması sebebiyle de Çin’den sonra en fazla önem verilen ve yatırım yapılan organizasyonlardan biri.

Altı yüzün üzerinde çalışanımızın yaklaşık üç yüzü mavi yakalı çalışanlardan oluşurken, iki yüz kişilik satış kadrosu ve yaklaşık yüz kişiden oluşan idari kadromuz bulunuyor.

İnsan Kaynakları departmanı yöneticisi olarak, şu an PVM Türkiye’nin genel müdürlüğünü de yürüten Güney ve Doğu Avrupa Bölge Müdürü’ne ve İtalya Kurumsal İK Başkan yardımcısına rapor ediyorum. Bizim bölgemizde İspanya, Romanya, Yunanistan, Polonya ve Türkiye yer alıyor. Grup içinde 2006 yılı itibarı ile PVM Romanya’nın da IK fonksiyonlarından sorumlu olarak çalışmaya başladık.
PVM Türkiye’de dört kişilik bir çekirdek İK ekibimizin yanısıra, güvenlik, ofis yönetimi, idari işler gibi alt departmanlar da İK departmanı kadrosunda yer alıyor, İdari İşler ve İnsan Kaynakları olarak baktığımızda kırk kişilik bir kadromuz olduğu söylenebilir.

İnsan Kaynaklarının kuruluş aşamasında işe önce görev tanımlarını belirleyerek başladık. Daha sonra işe alım, performans yönetimi, kariyer planlaması, eğitim yönetimi, ücretlendirme gibi tüm süreçleri tek tek oturttuk.

Türkiye yeni İK uygulamalarında pilot ülke olarak tercih ediliyor; bunda İK direktörü olarak benim uluslararası proje ekibinde olmamın yanı sıra sahip olduğumuz kalifiye kadronun da büyük etkisi var. Projeler pilot olarak Türkiye’de uygulanıp başarılı bir şekilde hayata geçince global uygulama süreci başlıyor.

İK uygulamalarınıza dönersek, işe alım süreciniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

İşe alımlarda birkaç aşamalı ve yetkinlik bazlı bir mülakat sürecimiz oluyor. Bazı pozisyonlarda kişilik envanterleri uyguluyoruz. Referans kontrollerinin ardından işe alımı gerçekleştiriyoruz. Ayrıca bazı kritik pozisyonlar için genel müdürümüzle ya da İtalya merkezden ilgili departmanın sorumlusu ile final mülakatı gerçekleşebiliyor.

İşe alımın ertesinde gerçekleşen oryantasyon sürecinde neler yaşanıyor?

Oryantasyon, Perfetti Van Melle’de pozisyondan bağımsız olarak herkese uygulanan, İnsan Kaynakları tarafından verilen bir günlük bir programdır. Oryantasyon şirketin tarihçesi, Vizyon/misyon/değerler, ürünler, kalite, hijyen, ilk yardım, iş güvenliği gibi pek çok farklı konuyu kapsıyor.

Bu teorik eğitimin ardından, bir haftalık toplam sürede, çalışanlarımız diğer departmanlarda yarımşar günlük işbaşı eğitimlerini içeren bir oryantasyondan daha geçiyorlar. Bu süreç daha çok departman yöneticisi ile bilgi alış verişi şeklinde gerçekleşiyor. Kritik pozisyonlardaki çalışanlar, Türkiye oryantasyonunun ardından İtalya’da 3-4 günlük bir oryantasyona tabii tutuluyor.

Performans yönetimi konusunda ne gibi çalışmalar yapılıyor Perfetti Van Melle’de?

Performans yönetimi, şirket ve bireysel hedeflerin değerlendirildiği Çalışan Prim Sistemi ile destekleniyor. Bu ölçüm sadece hedef bazlı. Bunun dışında, Yetkinlik değerlendirmesi bazlı bir performans değerlendirme sürecini her yıl uyguluyoruz. Bu süreç hem ücret ayarlamalarında hem de eğitim planında etkin bir araç olarak kullanılıyor.

Biraz da eğitim çalışmalarınız hakkında bilgi almak isteriz… Eğitim ihtiyaçlarınızın belirlenmesinde öncelikli olarak hangi kriterler rol oynuyor?

PVM, çalışanına yatırım yapan ve onun gelişimine çok önem veren bir firma... Eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesinde ise tabii ki öncelikli olarak kişinin pozisyonu rol oynuyor. Yeni işe alınmış biri için ise, kendi pozisyonu doğrultusunda bazen uzmanlık eğitimlerine gönderebiliyoruz.

Bu eğitimleri genellikle İtalya organize ediyor. Eğitime gidilen ülke, eğitim alınacak konuda en başarılı uygulama örneklerini gerçekleştiren ülke olarak belirleniyor. Bunun yanı sıra bazen tüm ülkelerdeki benzer pozisyonların (örn. İK ya da pazarlama yöneticilerinin) bir araya geldiği iki-üç günlük eğitimler organize edilebiliyor.

İnsan Kaynakları, eğitim planı için, performans sürecimizin bir parçası olan çalışan prim sistemini ve yetkinlik değerlendirme sürecini çalışan gelişimi konusunda bir veri olarak kullanıyor.

Performans değerlendirme sisteminde yetkinliklerin değerlendirildiği bir sistemimiz mevcut. Bu da kişinin güçlü ve geliştirmesi gereken yönlerini ortaya çıkaran bir yapı... Yönetici tarafından bir rotasyon ya da bir eğitim önerilebiliyor. Bu talepleri biz konsolide ediyoruz ve bir sonraki yılın eğitim planını hazırlıyoruz. Bütçemiz doğrultusunda benzer eğitim ihtiyacı olan çalışanlarımızı bir araya toplayarak dış ya da iç eğitimlerle bu ihtiyaçları gideriyoruz.

Bunun yanı sıra proje bazlı bir çalışma yürütülüyorsa bu projeye uygun olarak bir takım özel eğitim ihtiyaçları ortaya çıkabiliyor. O zaman da yönetici, eğitim talep formu aracılığı ile İnsan Kaynakları’na talepte bulunuyor. İnsan Kaynakları’na gelen taleplerde biz uygun eğitim olanaklarını araştırıyoruz.

Perfetti Van Melle’de koçluk ve mentörlük konusunda ne tür çalışmalar yapılıyor?

Koçluk, PVM’nin 2007 yılı için tasarladığı projeleri arasında yer alıyor. Ben hem BUMED (Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği) bünyesinde kariyer danışmanlığı ve mentorluk projelerinde üç yıldur görev alıyorum, hem de bir kaç ay önce aldığım koçluk eğitimiyle sertifikalı bir koç olarak bu projeye hazırım.

Önümüzdeki günlerde, PVM Türkiye’de koçluk seanslarını haftanın iki yarım günü hizmet şeklinde verme planımız var. İnsan Kaynaklarındaki diğer arkadaşlarımın ve bazı yöneticilerin de sertifikalı koçlar olması yönünde planlarımız var. Böylelikle birden fazla koç ile koçluk ve mentorluk alanında çalışmalar yürütmeyi amaçlıyoruz.

Bunun dışında yöneticilerin de kendi ekiplerine koçluk yapabilmelerini sağlamak amacıyla yöneticilere yönelik bir koçluk eğitimi düzenlemeyi hedefliyoruz. Bu da 2007 yılına ait diğer projelerin arasında yer alıyor.

Ücret yapısı hakkında neler söyleyebilirsiniz?

HAY Ücret Yönetim Sistemi’ni kullanıyoruz. Her yıl ücret araştırmalarına katılıyoruz. Buradan elde ettiğimiz verileri İtalya’ya gönderiyoruz ve İtalya bize geri bildirim yapıyor. Buna göre, piyasa ile aramızdaki farkları görüyor ve buna bağlı olarak bir sonraki yılın ücret artışlarında bu verileri kullanıyoruz.

İleriye dönük enflasyon düzenlemesi, merit artışı, ücret araştırma raporlarını dikkate alarak yılda bir kez ücret ayarlamasını yapıyoruz.

İnsan Kaynakları departmanı olarak gelecek dönem projelerinizden söz eder misiniz?

İnsan Kaynakları vizyonu süreklilik gösteren gelişim ve öğrenme ile tüm çalışanlarımıza yeni yeti ve beceriler katmak ve yüksek motivasyonlu bireylerle başarıları artırmaktır. Bir denge unsuru olarak IK işveren ve çalışan arasındaki köprüdür. Organizasyon içinde iş ortağı olmak, değişime liderlik etmek, stratejik ortak olmak. “İnsana yatırım işe yatırımdır” ilkesi ile hareket ederken İtalya’nın da IK’ya olan inancı ve desteğini hissetmek çok heyecan ve gurur verici. Motivasyonu ve ekip çalışmasını pekiştirecek, sadakat artırıcı ve yetenek yönetimini hedef alan pek çok yeni projemiz var.

Sürekli gelişim ve kaliteyi artırıcı faaliyetlerle, çalışanların yönetime ortak olmalarını sağlamak ana hedeflerimizden biri. Herkes kendi işinin patronudur anlayışıyla, tüm çalışanları kendi sorumlulukları çerçevesinde bilinçlendirmek ve geliştirmek... IK’nın arkasında olan bir yönetimle IK’yı stratejik ortak olarak gören organizasyonlar sağlıklıdır, vizyonları vardır ve geleceğe umutla bakarlar.

Biraz da sizi tanımak isteriz...

Boğaziçi Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezunum. Garanti Bankası’nda Proje Grubu İnsan Kaynakları ve Eğitim sorumlusu olarak meslek hayatına adım attım. Aynı dönemde Marmara Üniversitesi İnsan Kaynakları ve Yönetimi’nde yüksek lisansa başladım ve 2000 yılında tamamladım.

Garanti Bankası’nın ardından, DHL Worldwide Express ve Numil’deki (Nutricia Milupa) çalışmamın ardından beş yıldır PVM Türkiye’de görev yapıyorum. Toplam 10 yılı geçkin süredir IK alanında çalışıyorum...

PERFETTİ VAN MELLE TÜRKİYE’DEN
ULUSLARARASI YILDIZLI BİR KARİYER ÖYKÜSÜ

Perfetti Van Melle, gerek yerel, gerekse global anlamda yüksek potansiyel sahibi çalışanlarına çeşitli kariyer olanakları sunan bir organizasyon. Okşan Algur, departman yöneticileri tarafından belirlenen yüksek potansiyel sahibi çalışanların İtalya’daki rotasyonlar aracılığı ile gelişiminin desteklendiğini belirtiyor.

Bunun yanı sıra intranet üzerinden ulaşılabilecek kişisel kayıtların tüm ülkelerdeki İnsan Kaynakları yöneticileri tarafından düzenli olarak takip edildiğini sözlerine ekleyen Algur, herhangi bir ülkede bir pozisyon açığı oluştuğunda veri tabanındaki uygun adaylar arasında seçim yapma şansına sahip olduklarını söylüyor.

Yetenek yönetimi anlamında Perfetti Van Melle’nin uygulamalarına verilebilecek en güzel örneklerden biri de Mehmet Yüksek… Türkiye’de Pazarlama Müdürü iken şirketin sahibi Perfetti’ye gerçekleştirdiği bir sunumda yıldızı parlayan Yüksek altı ay içinde kendini şirketin tüm pazarlama faaliyetlerinin başında buluvermiş. Birkaç ay önce PVM Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü olarak yurda dönen Yüksek’in İtalya macerasını kendi sözleriyle aktarıyoruz:

“Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ndeki öğrencilik yıllarımda iş hayatına girdim ve o yıllardan bu zamana kadar hep pazarlama ile uğraştım. Profesyonel çalışma hayatıma önce Colgate Palmolive’de pazarlama bölümünde başladım. 1997 yılının Nisan ayında Perfetti’de göreve başladım.

Göreve başladığım sırada o zamanki Satış-Pazarlama direktörümüz Genel Müdürlük görevine yükselince tüm pazarlama faaliyetleri bir anda benim sorumluluğuma kaldı. 2001 yılına gelinceye kadar bu görevlerime devam ettim.

Daha sonra beni İtalya merkezden Uluslararası Pazarlama Müdürü olarak istediler. Tüm dünyadaki faaliyetlerden sorumlu Uluslararası Pazarlama Müdürü olarak görev yaptım ve bu sırada şirketimizin sahibi Bay Perfetti ile çok yakın çalıştım.

İtalya’ya gidişim zaten Bay Perfetti ile tanışmamdan sonra gelişen olaylar zinciri sonrasında gerçekleşti. Türkiye’ye geldiğinde yaptığım bir sunumda tüm Türkiye’de ne yaptığımızı, hangi pozisyonda olduğumuzu, geçmişten gelen faaliyetlerimizi çok açık bir şekilde ortaya koyduğumuz zaman bundan çok etkilendi.

1990–1995 yılları arasında Big Babol ve Center Fresh markaları ile Türkiye’de sakız pazarında çok önemli bir noktaya geldik. Daha sonra pazarın değişmesi ve tatlandırıcılı sakızların gelişmesi ile 1998 yılında ürün portföyümüzü değiştirdik. Bunun sonuçları İtalya’da kısa sürede fark edildi ve bu sonuçlardan Bay Perfetti de çok memnun kaldı.

Tabii yaptığım işe vakıf olmam ve ortaya koyduğum sonuçların da bunda etkisi büyüktü. Perfetti ile tanışmamızdan yaklaşık altı ay sonra genel merkezden teklif geldi. Aslında bu gelişmenin sinyallerini yaptığımız toplantılar sırasında almıştım ama bunun ne zaman olacağı konusunda bir fikrim yoktu.

2001 yılında Van Melle ile yaşanan satın alma ciddi bir reorganizasyon sürecini beraberinde getirdi. Teoride adı konulmasa bile Bay Perfetti kendisi ile çok yakın çalışacak çekirdek bir kadro oluşturmak niyetindeydi. Ben İtalya’ya kendimden çok emin olarak gittim. Kendi eğitimime ve yaptığım işlere güveniyor ve Perfetti organizasyonunu da çok iyi biliyordum

2001 yılının Eylül ayından itibaren Bay Perfetti ile birlikte dünyanın tüm ülkelerin kapsayan seyahatlerimiz oldu. Yılda 4-5 kez Perfetti’nin üretiminin veya ticari şirketlerinin bulunduğu ülkelere seyahatler düzenledik. Strateji planlama, geleceği belirleme ve vizyon çizme anlamında ciddi toplantılardı bunlar ve yapacağımız işin temelini o toplantılar aracılığı ile belirliyorduk.

Bunun yanı sıra tüm ülkelerin pazarlama stratejilerinden sorumlu olmam; o ülkelerin pazarlama sorumluları ile birlikte çok yakın ilişkiler kurmamı gerektiriyordu. Dolayısı ile periyodik olarak pazarı ve üretim sahalarını görmek, rekabeti anlamak ve bunun üzerine ‘biz ne yapabiliriz?’ diye düşünmek ve uygulamasını sağlamak görevimdi. Bu anlamda özellikle Asya’da önemli çalışmalarım oldu Türkiye’nin de içinde bulunduğu Güney Avrupa İş Birimi, Amerika ve Kanada’da önemli çalışmalarım oldu.

Bu senenin ilk yarısında Türkiye organizasyonundaki bazı değişiklikler ile beraber Satış Pazarlama Direktörlüğü pozisyonunun açılması ile birlikte ilk akla gelen isim ben oldum. Böylece 1 Haziran’da Türkiye’ye döndüm.”

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)