Yabancı Uyruklu Çalışanlar
1) YABANCILARIN ALACAKLARI ÇALIŞMA İZİNLERİ
Türkiye’de çalışacak yabancı işçilerin öncelikle dış temsilciliklerimizden çalışma vizesi, Türkiye’ye geldikten sonra da çalışmaya başlamadan önce emniyet makamlarından çalışma meşruhatlı ikamet tezkeresi almaları ve yapacakları mesleğin de yabancılara yasaklanmış işlerden olmaması gerekmektedir.
Yabancıların ülkemizdeki çalışmalarını düzenleyen “Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun”un 3. maddesine göre; Türkiye’de bir aydan fazla kalacak yabancılar bu müddet bitmeden ikamet tezkeresi almak için gerekli beyannameyi doldurmak üzere yetkili emniyet makamlarına bizzat veya bilvasıta müracaat etmekle ödevlidirler... İş tutmak maksadıyla Türkiye’ye gelen yabancılar, geldikleri tarihten itibaren bir ay zarfında ve herhalde çalışmaya başlamazdan evvel ikamet tezkeresi almış bulunmalıdırlar.
Aynı yasanın 16. maddesiyle de yabancı işçi çalıştıran işverenlere yükümlülük getirilmiştir. Buna göre; “Evlerinde veya idareleri altında bulunan yerlerde bir yabancıyı herhangi bir sıfatla çalıştıran hakiki veya hükmi şahıs o yabancının adını ve soyadını, tabiiyetini, mesleğini, taşıdığı ikamet tezkeresinin tarih ve sayısını, ikametgah adresini ve gördüğü işle, aldığı maaş ve ücret miktarını gösterir imzalı bir beyannameyi yabancıların işe başlamasını takip eden en çok 15 gün içinde en yakın polis veya jandarma karakoluna vermeye mecburdurlar.”
Çalışma izni alınacak kuruluşlar yapılacak işin mahiyetine göre değişmektedir. Genellikle çalışacak iş sahası ile ilgili kuruluşlar bu izni vermektedir. Ancak bu kuruluşlar içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yoktur. Bu durum, bir tezat teşkil etmektedir. Aslında İçişleri Bakanlığının bilgisi dahilinde, bu izinleri Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın vermesi uygun olacaktır.
2) TÜRK SOYLU YABANCILARIN İSTİHDAMI
2527 Sayılı Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine Kamu veya Özel Kurum, Kuruluş veya ‹şyerlerinde Çalıştırılabilmelerine İlişkin Kanun’a göre Türk soylu yabancılar Türk Silahlı Kuvvetleri ile güvenlik teşkilatı hariç kamu ve özel kuruluş işyerlerinde gereksinim duyulan meslek ve sanat dallarında çalışabilecektir.
Türk Soylu Yabancıların Türkiye’de meslek ve sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine Kamu veya Özel Kurum, Kuruluş veya işyerlerinde Çalıştırılabilmelerine İlişkin Kanun’un Uygulanması Hakkında Yönetmelikte Türk soylu yabancılara çalışma izni verebilme şartları belirtilmiştir.
Buna göre:
1) İçişleri Bakanlığı’nca kendilerine çalışma izni verilmiş olması,
2) Belirli meslek ve sanatlar için özel kanunlarda aranan nitelikleri taşıdıklarını yetkili Türk makamlarından alacakları belgelerle kanıtlamış olmaları,
3) Eğitim durumunu gösteren yabancı okul veya yetkililerden verilmiş diplomalarının denkliğinin Milli Eğitim Bakanlığı’na onaylatılmış olması,
4) O mesleği yapmalarında güvenlik açısından herhangi bir sakınca bulunmaması,
5) Yabancılar için açılacak özel kütüklerde uyruk kayıtlarını tesis ettirdiğinin belgelendirilmesi,
6) Meslek kuruşlarına kayıt olmanın zorunlu olması halinde üyeliğin belgelendirilmesi,
7) Yabancı ülkelerden alınmış kalfalık, ustalık veya dengi belgelerin, Çıraklık Kurulu’nun görüşü alınarak denkliğine Milli Eğitim Bakanlığı’nca karar verilmiş olması gerekmektedir.
Türk soylu yabancılar bu şartları yerine getirdiklerinde oturdukları yerin mülki idare amirine bir dilekçe ile başvuracaklardır. ‹llerde Emniyet Müdürlükleri, ilçelerde Emniyet Amirlikleri veya Emniyet Komiserliklerince varsa eksiklikler tamamlattırıldıktan sonra ilgilinin durumu incelenmekte ve Valilik görüşünü belirten bir yazı ile ‹çişleri Bakanlığı’na gönderilmektedir. Dış işleri ve ilgili Bakanlıklar’ında görüşü alındıktan sonra çalışma izni verilmekte ve ilgili yerlere bildirilmektedir.
Sözkonusu yönetmelik uyarınca kendilerine çalışma izni verilen Türk soylu yabancılar bu izin süresince avukatlık, doktorluk ve hemşirelik gibi sadece Türk vatandaşlarına hasredilen işleri de yapabilirler.
Kendilerine çalışma izni verilen Türk soylu yabancılar sosyal güvenlik, çalışma, çalıştırma, ücret, vergi, izin, sosyal haklar, sağlık kuruluşlarında tedavi ve işyeri statülerine ilişkin diğer konularda aynı işlerde çalışan Türk vatandaşlarına uygulanan mevzuat hükümlerine tabidir.
3) YABANCILARIN İŞ HUKUKU KARŞISINDAKİ DURUMLARI
İş Kanunu, ülkemizdeki bütün işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerin faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır. Hizmet sözleşmesinin taraflarının yabancı uyruklu olması halinde, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun’un 24/ 2. maddesi; “borç ilişkisinin ağırlığını teşkil eden edimin ifa yeri hukuku”nun uygulanacağını belirttiğinden, aynı Kanun Md. 24/I uyarınca, taraflar sözleşmede uygulanacak hukuku belirtmemişlerse, Türk iş mevzuatı uygulanacaktır.
4) YABANCI UYRUKLULARIN, UYRUKSUZLARIN, YABANCI MİSYONLARDA ÇALIŞANLARIN, MÜLTECİLERİN VE GÖÇMENLERİN SİGORTALILIK
DURUMLARI
A) Yabancı Uyrukluların
Sigortalılığı
506 Sayılı Kanun’un 3. maddesinin I/G fıkrasına göre, yabancı bir müessese Türkiye’deki işyerlerinden veya yerli gerçek veya tüzel kişiye ait bulunan yabancı kimse, ülkesinde sigortalı olduğunu bildirdiği takdirde sigortalı sayılmamaktadır.
Aynı maddenin II/A fıkrasına göre de malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının bir işveren emrinde çalışan ve Türk uyruklu olmayan kimselerde kurumdan yazılı istekte bulunanlar hakkında ve istek tarihinden sonraki ay başından başlanarak uygulanacağı belirtilmektedir. Bu hükümlere göre Türkiye’de çalışan yabancı uyruklular hakkında iş kazalarıyla meslek hastalıkları, hastalık ve analık sigortalarının sigortalının talebi aranmaksızın uygulanması gerekmektedir. Yazılı talepte bulunan yabancılar ise, istek tarihinden sonraki ay başından başlanarak uzun vadeli sigorta kolları olan malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi tutulmaktadırlar. Ancak Yargıtay bu yazılı istek şartını, bir geçerlilik ve şekil şartı olarak değerlendirmemekte, yazılı istekte bulunmamış fakat primlerinin ödenmesine itiraz etmemiş olan yabancıların bu uzun dönemli sigorta kollarından yararlanması gerektiğine karar vermektedir. Yazılı istekte bulunmayan ve kendisinden prim de kesilmeyen yabancı uyruklu işçi, hizmet tespiti talebinde bulunamamaktadır. Ayrıca bu yabancılardan ikili Sosyal Güvenlik Sözleşmesi yapılmış memleketlerin uyruğunda olanlar yazılı istekte bulunmamış olsalar bile maluliyet, yaşlılık ve ölüm sigortalarına da tabi tutulmaktadırlar.
B) Uyruksuzların Sigortalılığı
Uyruksuzlar da, 506 Sayılı Kanun’daki Türk uyruklu olmayan tabirine gireceğinden, Türkiye’deki bir işyerinde çalışmaları halinde, haklarında yabancı uyruklulara tatbik edilen hükümler aynen uygulanacaktır.
C) Yabancı Misyonlarda
Çalışanların Sigortalılığı
1) Yabancı devletleri Türkiye’de temsil eden elçiliklerin, konsoloslukların ve ataşeliklerin Devletler Hukuku’na göre özerklikleri sözkonusu olduğundan bu işyerinde sigorta mevzuatı uygulanmakta, ancak bu işyerinde çalışan Türk personel için gerekli belgeler düzenlenerek prim ödendiği sürece bu kişiler sigortalı sayılmaktadır. Bu kişiler için prim belgesi verilmemesi halinde ise Kurumca takibat yapılmamaktadır.
2) Diplomatik özerklikleri bulunmayan yabancı kuruluşlar ile dini kuruluşlarda işverenlerle aralarında hizmet akdi bulunmak şartı ile çalışan Türk personel sigortaya tabidir.
D) Mültecilerin Sigortalılığı
Yabancı bir ülkenin vatandaşı olup da, resmi izin almadan o ülkeden ayrılan ve ülkemize sığınan kişilere mülteci denilmektedir. 05.09.1961 tarihinde yürürlüğe giren 359 sayılı Kanun ile onaylanan “Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme”nin 24. maddesine göre akit; devletin ülkelerinde muntazam surette ikamet eden mültecilere, Sosyal Sigorta mevzuatı ile ilgili konularda vatandaşlara yapılan muamelenin aynen uygulanması icap etmektedir.
Bu nedenle mülteciler, yabancı sigortalılardan farklı olarak, istekte bulunmasalar bile işe girdikleri tarih itibariyle uzun vadeli sigorta kollarına da tabi tutulmaktadırlar.
E) Göçmenlerin Sigortalılığı
İkili anlaşmalara dayanarak ve vatandaşlığımıza girmek üzere memleketimize gelen göçmenler, ilgili mevzuat uyarınca resmen Türk vatandaşlığına kabul edildikleri tarihe kadar hizmet akdine dayanarak bir işyerinde çalıştıkları takdirde, sigortalı olma yönünden yabancı uyruklulara uygulanan mevzuata tabi olmaktadırlar. Yani uzun vadeli sigorta kolları olan malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına yazılı taleplerini takip eden ay başından itibaren tabi tutulmaktadırlar.
Ancak bu göçmenlerden ikili Sosyal Güvenlik Sözleşmesi yapılmış memleketlerin uyruğunda olanlar yazılı istekte bulunmamış olsalar bile maluliyet, yaşlılık ve ölüm sigortalarına da tabi tutulmaktadır.
5) YABANCILARIN İŞSİZLİK SİGORTASI KARŞISINDAKİ DURUMLARI
Bilindiği üzere İşsizlik Sigortası, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. maddesine göre bir hizmet akdine da yanarak bir veya birkaç işveren tara fından çalıştırılan sigortalıları, aynı Kanun’un geçici 20. maddesinde açıklanan sandıklara tabi olan sigortalılar ile mütekabiliyet esasına dayalı olarak ülkemizde çalışan yabancı işçileri kapsamaktadır.
Yukarıda da belirtildiği üzere ülkemizle mütekabiliyet esasına dayalı olarak ikili sosyal güvenlik sözleşmesinin yapılmış olduğu İngiltere, Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, İsviçre, Fransa Lidya, Danimarka, İsviçre, Norveç ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşları ülkemizde bir işverene hizmet akdiyle bağlı olarak çalışmaları halinde işsizlik sigortasına tabi olacaklardır. Ancak 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’nun 34. maddesine göre çalışan yabancı uyruklu öğretim görevlileri İşsizlik Sigortasına tabi değildir.
6) SONUÇ
Yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere ülkemizde yabancıların istihdamı ile ilgili mevzuat çok dağınıktır. Üstelik bu düzenlemeler oldukça uzun zaman önce hazırlanmış, güncelliğini ve müeyyidesini yitirmiş olduğundan günümüz ihtiyaçlarına cevap verebilecek durumda bulunmamaktadır. Çalışma izinleri ile ilgili olarak yabancı işçinin çalışacağı alana göre farklı kurum ve kuruluşlar arasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bulunmamaktadır. Yabancıların çalışma izinlerinin İçişleri Bakanlığı ve diğer ilgili Bakanlıkların, kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri doğrultusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na verilmesi uygun olacaktır.
Ayrıca mevzuatın yetersizliği nedeniyle uygulamada değişiklik yapılması gündemde bulunmaktadır. Bu değişikliklerin bir an önce tamamlanması halinde sayılarının bir milyonu bulduğu tahmin edilen yabancı kaçak işçiliğin önlenmesi yolunda da önemli bir adım atılmış olacaktır.
Kaynak
Sn. Cahit Evcil’in Yaklaşım Dergisi,
Sayı 95 Kasım 2000 sayılı yazısındaki 170 176 sayfalardaki
“Yabancı Uyruklu İstihdamı” adlı makaleden yararlanmıştır.
Av. Egemen Gürsel ANKARALI