İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nı tanıyabilir miyiz? Kuruluş tarihiniz, amacınız ve faaliyetleriniz...
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı 1973 yılında Dr. Nejat F. Eczacıbaşı’nın önderliğinde kuruldu. Kuruluş yıllarında sadece Uluslararası İstanbul Festivali’ni düzenleyen Vakfın festival programı ağırlıklı olarak klasik batı müziğine odaklanmış olmakla birlikte film, tiyatro, caz müziği ve plastik sanatlar sergileri gibi farklı sanat dallarından seçkin örnekleri de içermektedir.
1997 yılında kuruluşunun 25. yılını kutlayan İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, her yıl Nisan ayında Uluslararası İstanbul Film Festivali’ni, Mayıs’da Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’ni, Haziran Temmuz aylarında Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’ni, Temmuz ayında Uluslararası İstanbul Caz Festivali’ni ve her iki yılda bir Ekim Kasım aylarında Uluslararası İstanbul Bienali’ni düzenliyor.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın bugüne kadar gerçekleştirdiği çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
İstanbul Festivali ilk yıllarından itibaren, Türkiye ile birlikte çeşitli ulusların değişik sanat dallarındaki yaratıcılıklarının en iyi örneklerinin yanı sıra, programında seminer ve konferanslara da yer verdi. İstanbul Festivali 1977 yılında Avrupa Festivalleri Birliği Üyeliği’ne kabul edildi. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali 27 yılda La Scala Filarmoni’den (Muti) New York Filarmoni (Mehta & Masur) ve Concertgebouw Kraliyet Orkestrası’na (Sawallisch), Orpheus Oda Orkestrası’ndan İskoç Oda Orkestrası’na (Mackerras & Hickox), Hilliard Topluluğu’ndan Tokyo Yaylı Çalgılar Dörtlüsü’ne, Aldo Ciccolini’den Ivo Pogorelich’e, Yehudi Menuhin’den Itzhak Perlman’a, Julian Lloyd Webber’den Mischa Maisky’e, Narciso Yepes’ten Christopher Parkening’e, Leyla Gencer’den Montserrat Caballé’ye, Bolşoy Balesi’nden Amerikan Bale Tiyatrosu’na kadar dünyanın en önemli sanatçı ve topluluklarını İstanbul’da konuk etti.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşunun 700. yılı kutlamaları çerçevesinde gerçekleştirdiği bir özel proje de Vivaldi’nin Bayezid Operası’nın sahneye konulması oldu. Kemancı, yönetmen ve müzikolog Fabio Biondi’nin uzun çalışmaları sonucunda Vivaldi’nin dört buçuk saatlik operası iki buçuk saate indirildi ve Bayezid’in bu versiyonu, dünyada ilk kez 27. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’nde Aya İrini Müzesi’nde sahnelenerek büyük ilgi topladı.
Başlangıç yıllarında Uluslararası İstanbul Festivali programında yer alan film gösterileri 1984’ten başlayarak Nisan ayında düzenlenen ayrı bir şenliğe dönüştü ve Uluslararası İstanbul Film Festivali adını aldı. 1985’de Festival programında, ilk kez biri uluslararası (Altın Lâle Ödülü), diğeri ulusal olmak üzere iki yarışmalı bölüme yer verildi. 1989 yılı başında, FIAPF (Fédération Internationale des Associations des Producteurs de Film/Uluslararası Film Yapımcıları Dernekleri Federasyonu) tarafından “Özel Konulu, Yarışmalı Festival” olarak tanındı. 1996 yılında verilmeye başlanan “Yaşamboyu Başarı” ve “Onur” ödülleri şimdiye dek Robert Wise, Türkan şoray, Gillo Pontecorvo, Michelangelo Antonioni, Claude Sautet, Elia Kazan, Peter Greenaway, Istvan Szabo, Muhterem Nur, Faruk Kenç, Bertrand Blier, Jerry Schatzberg ve Abbas Kia rostami gibi yerli ve yabancı ünlü sinema ustalarına ve sanatçılarına verildi.
Uluslararası İstanbul Festivali programının bir diğer bölümünü oluşturan Tiyatro, 1989 yılında Mayıs ayında düzenlenen Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’ne dönüştü. Bugüne değin çeşitli Türk topluluklarının yanı sıra Piccolo Teatro di Milano, Attis Theatre, Berliner Ensemble, Centre Dramatique National d’Orléans, Royal National Theatre gibi dünyanın önde gelen tiyatro topluluklarını ve Robert Wilson, Yuri Lubimov, Janusz Wiesniewski, Stephane Braunschweig, Theodorus Terzopoulos, Heiner Göebbels, Andre Willms, Ian Holm, Diana Rigg, Alla Demidova gibi sanatçıları konuk eden Tiyatro Festivali’nde 1997 yılından başlayarak “Onur” ödülü verilmeye başlandı. Tiyatro Festivali’nin ödüllerini Giorgio Strehler (İtalya), Yıldız Kenter (Türkiye), Yuri Lyubimov (Rusya), Melih Cevdet Anday (Türkiye), Necdet Mahfi Ayral (Türkiye) ve Robert Wilson aldılar.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın 1999 yılında gerçekleştirdiği bir diğer ortak proje ise ünlü Yunanlı Yönetmen Theo doros Terzopoulos ile 11. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali çerçevesinde dünya prömiyeri yapılan “Herakles Üçlemesi” adlı sahne yapıtı oldu. Türk ve Yunan sanatçıları biraraya getiren bu anlamlı proje Japonya Tiyatro Olimpiyatları’na katıldı.
Daha önceki yıllarda yine Uluslararası İstanbul Festivali programlarının bir bölümü olarak düzenlenen plastik sanatlar dalındaki çeşitli ulusal ve uluslararası sergilere 1987 yılında son verildi ve bu tarihten itibaren çağdaş sanattaki son akımların sergilendiği İstanbul Bienali düzenlenmeye başlandı. 1989’da, genel koordinatörlüğünü Beral Madra’nın üstlendiği 2. Bienal’in teması “Geleneksel Mekanlarda Çağdaş Sanat”tı. 1992’de gerçekleştirilen 3. Uluslararası İstanbul Bienali’nin yönetmeni Vasıf Kortun ise sergiyi “Kültürel Farklılıklar” teması altında topladı. Küratörlüğünü Réne Block’un üstlendiği 4. Uluslararası İstanbul Bienali’nin teması ORIENT/ATION olarak saptandı ve Bie nal’e 51 ülkeden 123 sanatçı katıldı. 5. Uluslararası İstanbul Bienali’nin küratörü Rosa Martinez’in teması ise “Yaşam, Güzellik, Çeviriler/Aktarımlar ve Diğer Güçlükler Üstüne” idi. Bu Bienal’de İstanbul 45 ülkeden 86 sanatçıya evsahipliği yaptı. 1999 yılında Paolo Colombo’nun küratörlüğünde “Tutku ve Dalga” teması altında düzenlenen 6. Uluslararası İstanbul Bienali’ne 32 ülkeden 56 sanatçı katıldı.
1986 yılından başlayarak Uluslararası İstanbul Festivali programı kapsamında özel bir bölüm caz müziğine ayrılmıştı. 1994’ten itibaren ayrı bir şenlik olarak düzenlenen Uluslararası İstanbul Caz Festivali, o günden bu yana Keith Jarrett’den Jan Garbarek’e, Manhattan Transfer’den Wynton Marsalis’e; Dizzy Gillepsie’den Modern Jazz Quartet’e, caz dünyasının önde gelen isimlerini cazseverlerle buluşturuyor.
Özel bir proje olarak; İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın girişimleriyle Mozart’ın ünlü Saraydan Kız Kaçırma Operası’nın uzun metrajlı bir filme dönüştürme çalışması “Mozart Türkiye’de/Mozart in Turkey” Antelope Films, BBC ve İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın ortak yapımı olarak gerçekleştirildi. İlk ön gösterimi Londra’da 14 Aralık 1999 tarihinde yapılan filmin ikinci ön gösterimi 13 şubat’ta İstanbul’da yapıldı. Filmin dünya galası 18 Mart 2000’de Londra’da Curzon Mayfair Sineması’nda yapıldı. “Mozart Türkiye’de” filminin Türkiye’de halka açık ilk gösterimleri 19. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde gerçekleştirildi. “Mozart Türkiye’de” filmi Amsterdam’da 8 12 Eylül 2000 tarihleri arasında düzenlenen Uluslararası Geniş Ekran Festivali (International Widescreen Festival) “Le Nombre d’Or” da belgesel dalında Altın Rembrandt ödülünü aldı.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı olarak Türk kültürünü kitlelere yaymanın, geçmiş ile gelecek arasında bir köprü görevi görmenin ve uluslararası kültürlerin tanıtımında ve harmanlanmasında rol oynamanın öneminden bahsedebilir misiniz?
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, İstanbul Festivalleri aracılığıyla çağdaş Türkiye imajının pekiştirilmesine katkıda bulunuyor. Bu amaçla CNN, Muzzik Tv (Fransa), MCM; CNBC, Rai, WDR (Almanya), ETV (İspanya) gibi önde gelen televizyon kanalları, WBGO (New Jersey, ABD), WETA (Washington, ABD), WQXR (New York, ABD), Classic FM (İngiltere), Musique Classique (Fransa) gibi radyolarla işbirliğine girerek, İstanbul Festivalleri için özel tanıtıcı programlar gerçekleştirilmesine aracı oluyor.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı; ABD, Almanya, Fransa gibi ülkelerde kültür turizmine hizmet eden kuruluşlarla işbirliği yaparak bu alanlardaki çalışmalarını geliştirmeyi amaçlıyor. İstanbul Festivalleri’ne her yıl yurtdışından yaklaşık 5.000 izleyici katılıyor.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın girişimleriyle çeşitli ülkelerle kültürel alanda yapılan işbirliği sonucunda bir “ülkelerarası kültür alışverişi” ortamı da sağlanıyor:
1997 Berlin Senatosu ile: Berlin İstanbul’da Projesi,
1998 AFAA ile: Fransa’yla Randevu Projesi,
2000 İngiltere Dışişleri Bakanlığı ile: Britanya Türkiye 2000 Projesi,
2001 İtalya Türkiye Projesi,
2003 İskandinavya Türkiye Projesi.
Her yıl 3.000 sanatçıyı konuk eden İstanbul Festivalleri 250.000 izleyiciye ulaşmaktadır.
Önümüzdeki dönemde kültür ve sanat etkinlikleri ve bu etkinliklerin takvimi hakkında bilgi verebilir misiniz?
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen;
20. Uluslararası İstanbul Film Festivali; 14 29 Nisan 2001 tarihleri arasında düzenlenecek. Teması İtalya olarak belirlenen ve 15 bölümde yaklaşık 160 filmin gösterileceği Festival’in Bir Ülke Bir Sinema bölümünde çağdaş İtalyan Sineması’ndan seçme filmlere yer verilirken, bir diğer bölüm de 16 filmiyle Marcello Mastroianni’ye ayırıldı.
13. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali; 18 Mayıs 1 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek. Festival programında bu yıl yine daha önceki yıllarda olduğu gibi Türk ve dünya tiyatrosunun tanınmış gruplarının yanı sıra, sokak ve dans tiyatrosu gruplarına da yer verilecek.
29. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali; 9 Haziran 3 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek. Festival temaları; İtalya ve Ölümünün 100. Yılında Giuseppe Verdi olarak belirlendi. Bu yıl Festival’de yer alacak bazı orkestra ve topluluklar ise şöyle:
• Monteverdi Orkestra ve Korosu/şef John Eliot Gardiner,
• Bill T. Jones/Arnie Zane Dans Topluluğu,
• Alban Berg Dörtlüsü,
• Orchestra e Coro Dell’Accademia Nazionale di Santa Cecilia/şef, Paolo Olmi,
• Les Arts Florissants/şef William Christie,
• The Hilliard Ensemble & Jan Garbarek.
8. Uluslararası İstanbul Caz Festivali; 6 21 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek. Bu yıl Festival’de yer alacak sanatçılar arasında Phil Collins ve Sting ilk sırayı alıyor.
7. Uluslararası İstanbul Bienali; 22 Eylül 17 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek. Küratörlüğünü Yuko Hasega wa’nın üstlendiği Bienal’in kavramsal çerçevesi “EGO KAÇ: Gelecek Oluşum İçin Ego’dan Kaçış” olarak belirlendi.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı olarak kurulduğunuz tarihten bu yana tüm çalışmalarınızda geldiğiniz nokta nedir? Bu noktaya ulaşmanızda devlet ve özel sektörden şirketlerin katkısı ne ölçüde olmuştur?
Kuruluşumuzdan bu yana tüm çalışmalarımızın doruk noktasını geçtiğimiz sezonun (2000) programlarında yakalamış olduğumuz inancındayız. Gerek ortak yapımlar gerekse ilk sunumlar bağlamında tüm festivallerimiz özellikle uluslararası bir ilgi ve yankı odağı olma başarısına erişti.
Bu noktaya ulaşılmasında en büyük destek izleyicimizden ve bütçemizin % 80’ine yakın bir bölümünü karşılayan sponsorlarımızdan gelmiştir.
Geleceğe yönelik hedef ve planlarınız nelerdir?
Bundan sonraki hedeflerimiz öncü ve saygın konumumuzu korumak, daha fazla ortak yapımlarda yer alabilmek ve ülkemizin geleceğinin güvencesi olan gençlerimizin öncelikler listesinin en üst sırasına sanatın tüm disiplinlerinin yerleşmesini sağlamaktır.
Hazırlayan: Hande PATIR