Bilgi Yığılması


New York Times’ın bir baskısı, 17. Yüzyıl İngilteresi’nde ortalama bir insanın hayatı boyunca sahip olabileceği bilgiden daha fazlasını içeriyor. Tüm bu rakamlar küresel sistemin gereğinden fazla bilgiyle yüklenmiş olduğunu gösteriyor. Bir çok bürokrat, yönetici, öğretmen, doktor ve avukat bu bilgi yoğunluğunun olumsuz etkilerine maruz kalıyor. Reuters’in İngiltere, Amerika, Singapur, Hong Kong ve Avustralya’da farklı sektörlerden 1300 yönetici üzerinde yaptığı araştırma ile çok fazla bilginin çalışanların insan ilişkilerini ve iş tatminini olumsuz yönde etkilediği belirlenmiş. % 40’ın üzerinde bir yönetici grubu önemli kararların geciktiğine ve seçim yapmanın güçleştiğine işaret ediyor. Olumsuz etkiler; tansiyon, sinirlilik, stres şeklinde kendisini gösteriyor. İnsanlar aşırı bilgiden kaynaklanan stres durumuna şöyle kapılıyorlar: Ellerinde oldukça geniş bir veri birikimi olduğunda zamana karşı yarışmaları gerekiyor. Çok önemli sonuçlar doğurabilecek kararlar vermeleri gereken durumlarda, zengin bir bilgi potansiyeline sahip olsalar bile hala yeteri kadar bilgiye ulaşamadıklarını düşünüyorlar. Bir yığın bilgi arasında zihin bir panik durumu yaşıyor ve gelen bilgiler yanlış okunmaya başlanıyor. Bu noktada yapılabilecek olan, yöneticilere, temel bilgilerle üzerinde çalıştıkları işle ilgisi olmayan bilgileri birbirinden ayırmayı öğretmek. Bunun için hükümetler ve şirketler verilerin nasıl yönlendirilip, tasnif edilmesi gerektiğini anlatan eğitim programları geliştirmek zorundalar.

(TIME, 9 ARALIK, 1996)

Klinik Depresyon Telefonla İzlenebiliyor

Birleşik Devletler’de klinik depresyon vakaları verimlilik kaybı nedeniyle iş dünyasına yılda 24 milyar dolara maloluyor. Depresyona en çok maruz kalanlar 30-44 yaş grubu arasındaki çalışanlar. Amerika’da klinik depresyon vakalarının tespit edilebilmesi için yeni bir program geliştirilmiş. Programın ismi ETAP. (Employee Telephone Access Program) Telefon aracılığıyla çalışanların ve ailelerinin kendilerini test edebilmelerini sağlayan program, depresyon belirtilerini ortaya çıkarabiliyorlar.

Programa katılan şirketler, öncelikle bir telefon hattı alıyor. Çalışanlar bu hattı yıl boyunca arayabiliyorlar. Telefonda test soruları cevaplandıktan sonra, arayanlar sonuçları hemen elde edebiliyor. Eğer depresyon belirtisi görülmüşse, kişilere kapsamlı bir değerlendirme için sağlık hizmeti konusunda danışmanlık da yapılabiliyor.

Bu programın şirketlere maliyeti ilk 5000 çalışan için 1000 dolar. Bu rakamın üzerindeki aramalarda her 1000 kişi için 100 dolar ödeniyor. Ayrıca şirketlere aramalar konusunda ayrıntılı bir rapor sunuluyor. Fakat bu raporlarda arama yapan kişi hakkında kişisel bilgiler yer almıyor. Şirketler, ETAP aracılığıyla çalışanlarına dolaylı bir şekilde de olsa ulaşma olanağına kavuşuyorlar. Çünkü çalışanlar, bu konuda kendilerine yardımcı olmak amacıyla şirketlerinin hazırladığı programlara katılmak yerine ETAP ile bağlantıya geçmeyi tercih ediyorlar.

(HR NEWS, HAZİRAN 1996)


 

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)