0
“Yeteneği fark etmek ona sahip olmaktan çok daha önemli”
Yurt içi ve yurt dışında düzenlenen golf turnuvalarında kazanılan onlarca birincilik, Professional Golf Academy bursu, Türkiye’nin ilk resmi golf eğitmeni unvanı, sayısız ödül... Şenol Bay bundan on beş yıl önce yeni açılan golf kulübünün kapısından içeri top toplayıcı olmak için girerken sahip olacağı bunca başarıyı aklının ucundan bile geçirmezdi kuşkusuz.
Bu ay Hayatın İçinden sayfalarımız için bir araya geldiğimiz Şenol Bay’ın ilginç kariyer öyküsü Bay henüz on üç yaşındayken ortaokulu bitirip ailece Pendik’ten Kemerburgaz’a taşınmak zorunda kalmaları ile başlıyor.
“Top toplamayı fabrikada çalışmaya tercih ettim”
O yıllarda seracılıkla uğraşan ailesi ile birlikte yaşayan Şenol Bay, hava alanı inşaatı yüzünden istimlâk edilen arazilerini satıp Kemerburgaz’a taşınmak zorunda kalınca, liseye de yazılamamış. Bir sonraki öğretim yılına kadar olan zamanını boş geçirmemek amacıyla önce bir karton fabrikasına girerek işçi olarak çalışmaya başlamış.
Birkaç ay sonra evlerinin yakınında açılan Kemer Golf&Country Club’ın golf antrenman sahasında caddy (top toplayıcı) ihtiyacı olduğunu öğrenen Bay, aslında ne olduğunu tam olarak bilmediği bu sporla ilgili bir şeyler yapma düşüncesinin fabrikadaki işinden daha ilginç geldiğini söylüyor.
İşte o kapıdan girişi her ne kadar kendisi o an bunun farkında olmasa da Şenol Bay’ın hayatında tam anlamıyla bir dönüm noktası olmuş. Okul yıllarında İngilizce’ye karşı büyük ilgisi olduğu için yabancı diliyle diğer adaylar arasından kolayca sıyrılmış ve kulübün İngiliz hocasının gözüne girmiş. Bay, caddy’lik için ilk seçilenlerden biri olmuş ve İngiliz Hocanın kendisine tüm golf alanının sorumluluğunu vermesiyle dünyanın her yerinden gelen müşteriler ile ilgilenmeye başlamış.
“İlk başladığımda golf ilgimi hiç çekmedi”
Şenol Bay, golf sahasında çalışmaya ilk başladığı yıllarda bu sporun hiç ilgisini çekmediğini söylüyor. O da futbola meraklı gençlerden biriymiş çünkü. Derken bir gün golf hocası Bay’ı yanına çağırmış ve kendisinin de golfe aynı yaşlarda başladığını, eğer isterse onun da bir gün iyi bir golfçu; hatta direktör olabileceğini söylemiş.
“O yıllarda bu spora karşı yeteneğim olabileceğini kesinlikle düşünmüyordum. Çalışmaya başladıktan sonra da toplara bir türlü istediğim gibi vuramıyordum zaten. Golf insanın sabrını zorlayan bir spordur. Teknikleri iyi öğrenmek için çok uzun zaman çalışmak gerekiyor. ‘Bir hafta içinde öğreneyim, sahaya çıkıp oynayayım’ derseniz çok hayal kırıklığına uğrarsınız. Biliyorsunuz biz biraz tez canlı bir milletiz. Oysa iyi bir golf oyuncusu olmak en az üç dört yılınızı alıyor” diyor Bay.
Dikkatleri daha ilk turnuvadan çekmiş
Şenol Bay’ın profesyonelliğe ilk adım atışı caddy’ler arasında düzenlenen bir turnuva ile olmuş. Maslak’taki İstanbul Golf Kulübü’nde yapılan amatör golf turnuvasında birinci gelen Bay, böylece ilk kez dikkatleri de üzerine çekmiş.
Bu gelişmenin ardından başarılarının ve ödüllerin arkası kesilmemiş zaten. Bugün on iki handycup’a sahip olan Bay, Türkiye’de ödülle döndüğü bir kaç turnuvanın ardından yurt dışındaki turnuvalara da katılmaya başlamış.
Bay bugün kazandığı ödüllerin sayısını kendi bile hatırlamıyor. Askerlik sonrasında profesyonel turnuvalarda oynamaya başlamış. 2001 yılında ünlü iş adamı Mustafa Koç’un düzenlediği İstanbul Open Golf Cup’daki on bin dolarlık ödülü kazanmış. Geçtiğimiz yıl uluslararası Beko Açık Golf Turnuvası’nda birincilik elde etmiş.
Kazanılan tüm bu başarılar aynı zamanda Şenol Bay’a yurt dışındaki spor akademilerinin kapılarını açmış. İki yıl önce İngiltere’deki Profesyonel Golf Akademisi’nde okumaya başlayan oyuncu mezun olduktan sonra Türkiye’nin ilk profesyonel eğitimli golf eğitmeni unvanına da sahip olacak.
“Golfün yüzde sekseni beyin ile oynanır”
Ünlü spor yazarı Grantland Rice, golf için "Bu sporun sadece yüzde yirmisi, mekanik ve teknikten oluşur... Kalan yüzde sekseni filozofi, eğlence, trajedi, romantizm, inat, ortaklık ve muhabbettir” diyor. Şenol Bay da Rice ile aynı görüşte: “Golfun en iyi tarafı yediden yetmişe herkesin oynayabileceği bir oyun olması. Çünkü golfun yüzde sekseni beyinle oynanır. Başarılı olabilmek için zihnen hazır olmak gerek. Bunun yanı sıra inanılmaz bir terapi yöntemi… Çünkü golf oynarken başka hiç bir şey düşünemez insan.”
Söyleşimizi bitirmeden “Sizce golf sizin yaşamınızda neleri değiştirdi?” diye sorduğumuzda Bay’a, şöyle yanıt veriyor sorumuza: “Burada ilk işe başladığımda daha ortaokulu yeni bitirmiş bir çocuktum. O zaman golfun ne olduğunu bile tam olarak bilmiyordum. Evet, belki zaman içinde bu spora karşı bir yeteneğim olduğunu anladım fakat bunu keşfeden biri olmasaydı asla bilmeyecektim. Bu işi yapmıyor olsaydım şu an ya bir fabrikada işçi olurdum ya da şoförlük yapardım herhalde.
Bu yüzden Kemer Golf&Country Club’a olan vefa borcumu hiçbir zaman unutmam. Bu noktaya gelmemde katkıları çok büyük… Bir zamanlar buradaki hocamın bana yaptığı yardımları şimdi ben de yeni yetişenlere yapıyorum. Halen caddy’lik yapan arkadaşlarımızdan yetişenler şu an ‘junior ligi’ni oluşturuyorlar.
Eminim ki benimkine benzer fırsatlar zaman zaman herkesin karşısına çıkıyordur. Önemli olan bunu fark ederek emek ve sevgi vermek… On beş yıl önce birlikte caddy olarak işe başladığım arkadaşlarımdan her biri ayrı bir yerde. Sanıyorum benim farkım yaptığım işe hiçbir zaman basit bir ‘top toplama’ olarak bakmıyor olmamdı.”
Bu ay Hayatın İçinden sayfalarımız için bir araya geldiğimiz Şenol Bay’ın ilginç kariyer öyküsü Bay henüz on üç yaşındayken ortaokulu bitirip ailece Pendik’ten Kemerburgaz’a taşınmak zorunda kalmaları ile başlıyor.
“Top toplamayı fabrikada çalışmaya tercih ettim”
O yıllarda seracılıkla uğraşan ailesi ile birlikte yaşayan Şenol Bay, hava alanı inşaatı yüzünden istimlâk edilen arazilerini satıp Kemerburgaz’a taşınmak zorunda kalınca, liseye de yazılamamış. Bir sonraki öğretim yılına kadar olan zamanını boş geçirmemek amacıyla önce bir karton fabrikasına girerek işçi olarak çalışmaya başlamış.
Birkaç ay sonra evlerinin yakınında açılan Kemer Golf&Country Club’ın golf antrenman sahasında caddy (top toplayıcı) ihtiyacı olduğunu öğrenen Bay, aslında ne olduğunu tam olarak bilmediği bu sporla ilgili bir şeyler yapma düşüncesinin fabrikadaki işinden daha ilginç geldiğini söylüyor.
İşte o kapıdan girişi her ne kadar kendisi o an bunun farkında olmasa da Şenol Bay’ın hayatında tam anlamıyla bir dönüm noktası olmuş. Okul yıllarında İngilizce’ye karşı büyük ilgisi olduğu için yabancı diliyle diğer adaylar arasından kolayca sıyrılmış ve kulübün İngiliz hocasının gözüne girmiş. Bay, caddy’lik için ilk seçilenlerden biri olmuş ve İngiliz Hocanın kendisine tüm golf alanının sorumluluğunu vermesiyle dünyanın her yerinden gelen müşteriler ile ilgilenmeye başlamış.
“İlk başladığımda golf ilgimi hiç çekmedi”
Şenol Bay, golf sahasında çalışmaya ilk başladığı yıllarda bu sporun hiç ilgisini çekmediğini söylüyor. O da futbola meraklı gençlerden biriymiş çünkü. Derken bir gün golf hocası Bay’ı yanına çağırmış ve kendisinin de golfe aynı yaşlarda başladığını, eğer isterse onun da bir gün iyi bir golfçu; hatta direktör olabileceğini söylemiş.
“O yıllarda bu spora karşı yeteneğim olabileceğini kesinlikle düşünmüyordum. Çalışmaya başladıktan sonra da toplara bir türlü istediğim gibi vuramıyordum zaten. Golf insanın sabrını zorlayan bir spordur. Teknikleri iyi öğrenmek için çok uzun zaman çalışmak gerekiyor. ‘Bir hafta içinde öğreneyim, sahaya çıkıp oynayayım’ derseniz çok hayal kırıklığına uğrarsınız. Biliyorsunuz biz biraz tez canlı bir milletiz. Oysa iyi bir golf oyuncusu olmak en az üç dört yılınızı alıyor” diyor Bay.
Dikkatleri daha ilk turnuvadan çekmiş
Şenol Bay’ın profesyonelliğe ilk adım atışı caddy’ler arasında düzenlenen bir turnuva ile olmuş. Maslak’taki İstanbul Golf Kulübü’nde yapılan amatör golf turnuvasında birinci gelen Bay, böylece ilk kez dikkatleri de üzerine çekmiş.
Bu gelişmenin ardından başarılarının ve ödüllerin arkası kesilmemiş zaten. Bugün on iki handycup’a sahip olan Bay, Türkiye’de ödülle döndüğü bir kaç turnuvanın ardından yurt dışındaki turnuvalara da katılmaya başlamış.
Bay bugün kazandığı ödüllerin sayısını kendi bile hatırlamıyor. Askerlik sonrasında profesyonel turnuvalarda oynamaya başlamış. 2001 yılında ünlü iş adamı Mustafa Koç’un düzenlediği İstanbul Open Golf Cup’daki on bin dolarlık ödülü kazanmış. Geçtiğimiz yıl uluslararası Beko Açık Golf Turnuvası’nda birincilik elde etmiş.
Kazanılan tüm bu başarılar aynı zamanda Şenol Bay’a yurt dışındaki spor akademilerinin kapılarını açmış. İki yıl önce İngiltere’deki Profesyonel Golf Akademisi’nde okumaya başlayan oyuncu mezun olduktan sonra Türkiye’nin ilk profesyonel eğitimli golf eğitmeni unvanına da sahip olacak.
“Golfün yüzde sekseni beyin ile oynanır”
Ünlü spor yazarı Grantland Rice, golf için "Bu sporun sadece yüzde yirmisi, mekanik ve teknikten oluşur... Kalan yüzde sekseni filozofi, eğlence, trajedi, romantizm, inat, ortaklık ve muhabbettir” diyor. Şenol Bay da Rice ile aynı görüşte: “Golfun en iyi tarafı yediden yetmişe herkesin oynayabileceği bir oyun olması. Çünkü golfun yüzde sekseni beyinle oynanır. Başarılı olabilmek için zihnen hazır olmak gerek. Bunun yanı sıra inanılmaz bir terapi yöntemi… Çünkü golf oynarken başka hiç bir şey düşünemez insan.”
Söyleşimizi bitirmeden “Sizce golf sizin yaşamınızda neleri değiştirdi?” diye sorduğumuzda Bay’a, şöyle yanıt veriyor sorumuza: “Burada ilk işe başladığımda daha ortaokulu yeni bitirmiş bir çocuktum. O zaman golfun ne olduğunu bile tam olarak bilmiyordum. Evet, belki zaman içinde bu spora karşı bir yeteneğim olduğunu anladım fakat bunu keşfeden biri olmasaydı asla bilmeyecektim. Bu işi yapmıyor olsaydım şu an ya bir fabrikada işçi olurdum ya da şoförlük yapardım herhalde.
Bu yüzden Kemer Golf&Country Club’a olan vefa borcumu hiçbir zaman unutmam. Bu noktaya gelmemde katkıları çok büyük… Bir zamanlar buradaki hocamın bana yaptığı yardımları şimdi ben de yeni yetişenlere yapıyorum. Halen caddy’lik yapan arkadaşlarımızdan yetişenler şu an ‘junior ligi’ni oluşturuyorlar.
Eminim ki benimkine benzer fırsatlar zaman zaman herkesin karşısına çıkıyordur. Önemli olan bunu fark ederek emek ve sevgi vermek… On beş yıl önce birlikte caddy olarak işe başladığım arkadaşlarımdan her biri ayrı bir yerde. Sanıyorum benim farkım yaptığım işe hiçbir zaman basit bir ‘top toplama’ olarak bakmıyor olmamdı.”
