Sanofi-aventis Türkiye “Gelişim Öncüleri” Projesi


Kariyer öykünüzü bizlerle paylaşabilir misiniz?


Ankara Üniversitesi Biyoloji bölümünü bitirdikten sonra çok kısa bir süre turizm sektöründe görev yaptım ve bu dönemin hemen ardından, 1990 yılında ilaç sektöründe çalışmaya başladım. Sektörde kariyerime “tıbbi tanıtım mümessili” olarak başladım. Bugünkü adı “Tıbbi Tanıtım Sorumlusu” olarak geçen bu pozisyon tam anlamıyla ilaç sektörünün mutfağıdır.

O yıllarda ilaç firmalarında farklı bir uygulama vardı. Göreve başlarken firmanın sizi yönlendireceği her bölgede çalışabileceğinize dair bir sözleşme imzalardınız. Bu doğrultuda bir yıldan fazla Erzurum ve bir yıl da Diyarbakır olmak üzere toplam iki yıldan fazla Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da görev yaptım. Bu görevlerin ardından İstanbul’a gelerek kariyerime burada devam ettim. Doğu’da geçirdiğim bu iki yıl zor fakat kişisel gelişim anlamında bana oldukça tecrübe kazandıran yıllardı.

Zamanla eğitim bölümüne doğru geçişinizde bu yıllarda kazandığınız deneyimlerin etkisi büyük olsa gerek…

Evet, zaten mümessilliğimin son dönemlerinde şirket merkezinde görev almaya başladım. Bu dönemde mümessilliğin yanı sıra yeni çalışma arkadaşlarıma koçluk ve eğitim çalışmalarında da görev almaya başlamıştım.

1994 yılında, bugün birçok firmada tıbbi tanıtım sorumlularının günlük ziyaretlerinde kullandıkları elektronik raporlama sistemi “ETMS”in (Electronic Teritory Management System) pilot uygulayıcı grubuna dâhil oldum. Bir süre sonra “süper kullanıcı” denilen seviyeye geçtim ve “ETMS” konusunda zamanla daha da uzmanlaşarak sistemin eğitmeni haline geldim.

Sanofi-aventis ile yollarınızın buluşması da benzer bir proje ile ilgili oldu değil mi?

Evet, bu projelerin hayata geçirilmesinin ardından o zamanki sanofi-synthelabo’dan ETMS Proje Müdürü görevini yürütmem için bir teklif geldi.

Göreve başlamamdan kısa bir süre sonra proje sahada kullanılır hale geldi. Hatta o yıl Avrupa’daki en iyi uygulamaların arasında yer aldı.

Daha sonra nasıl bir yol belirlediniz kendinize?

Diğer birçok sistem gibi ETMS’de de uygulayıcı eğitimleri önemli bir yer teşkil ediyor. Çünkü tanıtım ekibinin bu sistemi en doğru şekilde kullanabilmesi için onları eksiksiz bilgilendirmek gerekiyor.

Diğer taraftan sahadan gelen biri olarak eğitime olan yatkınlığım, tecrübelerimi satış ekibi ile paylaşmak ve şirkete daha fazla katma değer sağlayabilmek hedefi ile sanofi-aventis’te işin eğitim tarafında olmayı tercih ettim.

İş Mükemmelliği Departmanı’na bağlı olarak çalışan “Satış Ekibinin Mükemmelliği” bölümünde Satış Ekibi Eğitim Müdürü olarak görev almaya başladım.

Gelişim Öncüleri Projesi tam olarak ne anlama geliyor?

Gelişim Öncüleri Projesi kapsamında yaklaşık 800 kişiden oluşan tıbbi tanıtım sorumlusu arkadaşımızın eğitimi, yine kendi aralarından seçilen 40’a yakın Gelişim Öncüsü tarafından veriliyor. Bu aslında kimsenin alışık olmadığı bir sistem... Çünkü ilaç firmalarında saha eğitimleri genellikle bölge müdürleri tarafından verilir. Bunu mümessil seviyesinde gerçekleştirmek sektörde bir ilkti.

Projenin şekillenmesi ve hayata geçirilmesi aşamasında Satış Ekibinin Mükemmelliği bölümü olarak İnsan Kaynakları Departmanı ile birlikte çalıştık.

Projeyi hayata geçirirken çıkış noktamız kalabalık bir tıbbi tanıtım ekibine, eş zamanlı yaygın ve sürdürülebilir bir eğitim verebilmekti. Bu aşamada da ekip içindeki yetenekli arkadaşlarımızı sahneye davet ettik. Böylece bu çalışanlarımızın donanım ve tecrübelerinden faydalanma fırsatı elde ettik.

Gelişim öncülerini nasıl belirlediniz?

Öncelikle oluşturduğumuz çalışma grubu ile kaç eğitimciye ihtiyacımız olduğunu ve standartlarımızı belirledik. Bölge müdürlerinden aldığımız geri bildirimlerden de faydalanarak toplam tıbbi tanıtım sorumlusu ekibimizin yaklaşık yüzde 10’unu kapsayan 83 kişilik bir aday havuzu ortaya çıkardık. Seçme sürecinde bu kişi sayısının yüzde ellisi Gelişim Öncüsü olarak göreve başlayacaktı.

Seçimler esnasında hangi kriterler dikkate alındı?

Potansiyel bir gelişim öncüsünde aradığımız ilk yetenek belli bir mesajı karşı tarafa aktarabilme yeteneği oldu.

Süreç oldukça zor geçti çünkü adaylarımızın hemen hemen tümü bu kapasiteye sahipti. Bu yüzden seçilen 40 kişilik Gelişim Öncüsü’nün dışında kalan adayları da yedek oyuncular olarak belirledik. Çünkü bu proje bir yıllık bir çalışma değil. Sürecin ilk günlerinden beri amacımız, yaygın ve sürdürülebilir bir uygulama ortaya çıkarmaktı.

Bu yaşayan bir proje, zaman içinde değişebilecek dinamik bir yapıdır, bu nedenle gruba zaman içinde birileri dâhil olacak ve birileri çıkabilir. Seçme süreci yaklaşık on gün kadar sürdü. Sürecin ikinci bölümünde kırk kişilik ekip için ilk olarak “eğitimcinin eğitimi” ve ardından spesifik içerikli eğitim çalışmalarına başladık.

İlk uygulamanın ardından çalışanlardan nasıl geri bildirimler aldınız?

İlk izlenimler beklediğimizden de olumluydu. Her eğitim sonrasında aldığımız geri bildirimlerdeki yanıtlar oldukça olumluydu. Aralarından birinin eğitim vermesi ekibin hoşuna gitti. Çünkü Gelişim Öncülerimizin eğitimi sırasında “Her zaman BİZ olgusunu ve ortak değerlerimizi ön planda tutun” mesajını verdik. Masanın diğer tarafındaki biri gibi değil, ekipten olmanın avantajlarını yanlarına aldılar. Gelişim Öncüleri sistemde eğitimciden çok takım kaptanı rolünü üstleniyor.

Bunun yanı sıra bölgeler arasında dağılım yaparken karışık gruplar oluşturmaya özen gösterdik. Dolayısı ile herkes kendi arkadaşlarına eğitim vermedi. Böylece farklı bölgelerde görev yapanlar birbirlerini tanıma fırsatı buldu ve ilişkiler daha da sağlamlaştı.

Size göre Gelişim Öncüleri Projesi sanofi-aventis Türkiye’ye nasıl bir katma değer sağladı?

Eğitimler sırasında verilen örneklerin yüzde yüz yaşanmış olaylar olması eğitimin kalitesini önemli ölçüde artırıyor. Bunun yanı sıra bu proje ile “tecrübenin transferi”ni gerçekleştirmiş olduk.

Proje, çalışanlarımıza görev tanımlarından farklı bir misyon yükleyerek günlük rutinin dışına çıkmalarına ve motivasyonlarının artmasına yol açtı.

Tabii projenin başarısında çalışanların yanı sıra üst yönetim ve geliştirilmesinde destek olan departmanlar tarafından da sahiplenilmesinin önemini göz ardı etmemek gerek.

Gelişim Öncüleri 2007 yılında neler yapacak?

2007 yılı için yeni ihtiyaçlarımızı belirledik ve verilecek eğitimleri ikiye ayırdık. İlki tüm şirketin alacağı eğitimler; ikincisi ise spesifik ihtiyaçlara ya da bölgelere yönelik eğitimler olacak.

Tıbbi Tanıtım sorumlularının alacağı eğitimlerde Gelişim Öncüleri yine aktif rol oynayacak.

Bu kritik rol kişisel gelişim anlamında neler kattı size?

Açıkçası tüm bu yaşananların ertesinde iş yaşamında karşıma çıkan olaylara bakışım büyük ölçüde değişti. Tanıtım ekibinin eğitimi oldukça ağır bir sorumluluk getiriyor. Çünkü günümüz koşullarında ancak tanıtım ekibi güçlü olan bir kurum krizlerden en az hasarla çıkmayı başarıyor. Eğitimciliğe başladığım yıllardan bu yana özellikle değişime ayak uydurma, hızlı karar ve aksiyon alma yeteneklerim gelişti.

Bunun yanı sıra yetişkin eğitimi oldukça zor bir iş... Çünkü tıbbi tanıtım ekibimizde çok genç arkadaşların yanı sıra çok deneyimli çalışanlarımız da var. Herkese uyacak bir sistem bulmak için kimi zaman yaratıcılığınızın ve müzakere yeteneğinizin sınırlarını zorlamanız gerekebiliyor.

Tabii son yıllarda kişisel gelişimime eskisinden çok daha fazla önem vermeye başladım. Bu yüzden şirketimizin merkezinde olabildiğince eğitim ve projede yer almaya gayret gösteriyorum.


Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)