“Sigortalılık”
Sigortalılık; toplumsal üretim sektörlerinden herhangi birinde faaliyet gösteren üretici insanın amortismanıdır demekle sigortalılığa farklı bir tanımlama getirmiş olsak da sonuçta üretim iktisadı açısından tanımlama böyledir. İnsanın toplumsal yaşamını sürdürmesinin temel koşulu, üretici olması yani çalışabilme kabiliyet ve kapasitesine sahip olmasıdır. Elbette ki insanın çalışabilme, üretici olabilme kabiliyet ve kapasitesi fiziki olarak belirli bir yaşta başlayıp, belli bir yaştan itibaren de düşmeye azalmaya ve yok olmaya başlıyor. İşte insanın üretemez ya da ürettiği ihtiyacına yetemez hale geldiği dönemlerdeki ihtiyacını karşılamak üzere üretici olduğu dönemde ayrılan yedeklere sigorta diyoruz. Ülkemizde ve dünyada sosyal bir nitelik kazanmış olan sigorta müessesesi doğrudan devletin tasarım ve tasarrufunda, sevk ve idaresinde olduğu gibi kurumsallaşmış özel girişimlerin organizasyonları ile de gerçekleşebilmektedir.
Sigortalılığı farklı başlıklar altında sınıflandıracak olursak;
A-Sigortalıya karşı muhataplık açısından, kurumun ve fonların denetimi, sevk ve idaresiyle fonların toplanması:
1) Kamusal sigorta alanı: Kapsamı, koşulları, amacı, sevk ve idaresi, denetim ve kuralları yasalarla belirlenen bir ülkede işçi, memur, işveren, tarımsal üretici (köylü), gizli üretici (ev kadınları) gibi toplumsal üretim kesimlerine sosyal güvence alanıdır. S.S.K., Emekli Sandığı, Bağ-Kur, İsteğe Bağlı Sigortalılık, Topluluk Sigortası, Tarım Sigortası vb.
1) Özel kesim sigorta alanı: Özel sigorta şirketleri güvencesindeki tüm bireysel sigorta alanı.
B- Bireyin hangi sigorta kapsamına gireceğini belirleyecek üretim statüsü açısından:
1) Bağımsız, kendi adına çalışanların sigortalılık alanı.
a) Bağ – Kur
b) Topluluk Sigortası
c) Özel kanunlarla kurulmuş emekli sandıkları
d) Tarım sigortası.
2) Bir işverene bağlı olarak çalışanların sigortalılık alanı
a) Emekli sandığı: İşvereni devlet olarak çalışanların sigortalılık alanı
b) Sosyal sigortalar kurumu sigortalılığı: İşvereni devlet ve kamu müesseseleri dışında gerçek ve tüzel kişiler olan ve 506 sayılı yasa ile tanımlanan özel kesim işverinine bağlı olarak çalışanların sigortalılığı alanı.
c) Bireyin dahil olacağı sigorta alanını tercih edip etmemedeki iradesi açısından:
1) Zorunlu Sigortalılık alanı
a) Emekli sandığı
b) S.S.K.
c) Bağ-Kur
2) İsteğe bağlı sigortalılık
a) S.S.K. kapsamında isteğe bağlılık
b) Bağ-Kur kapsamında isteğe bağlılık
c) Tarım sigortası
d) Tercihe bağlı topluluk sigortaları ve sandıklar
e) Özel şirketler kapsamında sigortalılık
İşvereni ister devlet olsun isterse gerçek tüzel kişi veya özel girişimler olsun ortak bir temel ilke var. “Çalışanların sigortalılığı.” İlgili sosyal güvenlik yasası kapsamında olmak üzere (S.S.K, Emekli Sandığı vb.) çalışanların kendi arzuları ile bile olsa çalışanların sigortasızlığı söz konusu olamaz. Kendi adına bağımsız iş yapanlar da Bağ-Kur yasası yönünden çalışandır.
Bağ-Kur kapsamında kendi adına iş yapanların da sigortasızlığı söz konusu değildir.
506 sayılı S.S.K. Yasası sigortalıyı şöyle tanımlıyor:
S.S.K. yasası Madde 2: Bir hizmet akdine dayanarak, bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu yasaya göre sigortalı sayılırlar. Bu kanunda belirlenen sosyal sigorta yardımlarından, sigortalılar ile bunların eş ve çocukları ve sigortalıların ölümlerinde bu kanuna göre hak sahibi olan kimseler yararlanırlar.
Sigortanın başlangıcı ve mecburi oluşu
S.S.K. Yasası Madde 6: Çalıştırılanlar işe alınmalarıyla kendiliğinden sigortalı olurlar. Sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlülükleri, sigortalının işe alındığı tarihte başlar. Bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden kaçılamaz, vazgeçilemez. İş akitlerine sosyal sigorta yardım ve yükümlülüklerini azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hüküm konulamaz. Burada hak ve yükümlülüklerin kişiselliği söz konusudur. İşçi işveren ilişkisi içinde olduğu sürece sigortalı olmanın getirdiği hak ve yükümlülüklerden vazgeçemez, başkasına devredemez veya başkasından hak ve yükümlülük devralamaz.
HAZIRLAYAN: OSMAN YILMAZ
MALİ MÜŞAVİR