Liderlik Üzerine...


Tarih içinde savaş ve huzursuzlukların en önemli nedenlerinden birisi, insanların vücutsal ve ruhsal gereksinimlerini karşılamaya olanakları olmamasıdır. Karmakarışık ve huzursuz bir dünyada, hızlı bir gelişme sürecinde bulunan tüm toplumlarda ve organizasyonlarda, insanların herşeyden önce doğal ve vücutsal gereksinimlerinin yanı sıra ruhsal olarak temel bir güvence duyma gereksinimleri bulunur.

Bir toplumun ya da organizasyonun sağlıklı bir şekilde gelişmeye ulaşabilmesi için o toplumdaki ya da organizasyondaki liderlerin, diğer insanlara kendi vücutsal ve ruhsal temel gereksinimlerini tatmin edebilmelerine olanak veren bir çevre, “taban” yaratmaları gereklidir.

Türkiye gibi uzun yıllardır ekonomik ve politik çıkmazlık sürecinde yaşayan bir toplumdaki organizasyonlarda liderler, toplumun birçok insana temel gereksinimlerini tatmin etme olanağı yaratmadığının bilincinde olmalıdır. Bu demektir ki liderin organizasyonu ve çalışma grubunu küçük bir toplum olarak görmesi ve oradaki insanların değişik gereksinimlerini görebilme yeteneği ve yaratıcılığı olması gerekir. Bu da liderin görevini daha da zorlaştırır.

Liderlerin karşılarına çıkan zorlukları, farklılıkları ve çıkmazları olumlu bir şekilde çözebilmeleri için yaratıcılığa gereksinimleri vardır. Onların, güncel hayattaki düşüncelerde ve davranışlarda yeni bir yapılanma oluşturabilmek için seçme özgürlüğü ve özgür davranış olanaklarına gereksinimleri bulunur. Diğer önemli bir gereksinim de, liderlerin kendilerini değişik durumlara uyarlamayı mümkün kılan düşünce çokluğu ve farklılığıdır.

Yaratıcı liderlik, sınırlar gerektiren bir durumda sınırsız bir şekilde davranma yeteneği; duyguların şimşek gibi çakıştığı bir durumda, diplomatik bir yaklaşma yeteneği gerektirir. Yaratıcı bir liderde mantığın anlamını yitirdiği bir zamanda, mantıksız bir şekilde düşünce ve davranma yeteneği olması gerekir. Her yanıyla kendini bir yetişkin olarak yapılan işe vermenin sonuç vermediği bir durumda, çocuksu bir şekilde oynama yeteneği şarttır.

Lider, ipte yürüyen bir cambaza benzetilebilir. Bu durumda liderin oyun alanı da, ipin gerilmiş olduğu iki direk arasındaki yüzey olur. İpin bir ucundaki direği düzenlilik, sınırlılık ve uzun zamandır devam eden katı bir sistem olarak görürsek; ipin öbür ucundaki direği de düzensizlik, sınırsızlık, yeni ve değişime yatkın bir sistem olarak görmemiz gerekir. İşte burada liderin yaratıcı bir şekilde; insanların ve organizasyonun gereksinimlerini açık olarak görerek, o iki direğin arasındaki gerili ipte düşmeden, heyecan, ilgi, merak ve zevk yaratarak cambazlık yapabilme yeteneği olması çok önemlidir.

Birşeyi, her zaman yaptığımız gibi yapmak bize teselli verir. Bunun temelinde de birçok kere “Böyle gelmiş, böyle gider” inancı yatar. Biz insanlar, alışkanlık yaratıklarıyız. Yani belli bir şekilde tekrarlarla yaşamak bizde hem o şeye karşı bir kolaylık duygusu hem de güven duygusu yaratır. Alışkanlıklar bize, kendi kişisel dünyamızda bir düzen kurduğumuz ve orada olanları kontrol altında tutabildiğimiz duygusu verir ki bu da ruhsal bir güvence yaratır.

Sürekli değişiklik yaşayan bir toplumda ve dünyada hem insanlar hem de organizasyonlar daimi olarak bir değişme baskısı altındadırlar. Uzun süre baskı altında yaşamak insanları ve organizasyonları yıpratır ve çok enerji gerektirir. Birçok liderin, eski problem çözme yöntemleri ve stratejileri yeni durumlar ve problemler için yeterli olmamaya başladığı zaman sık sık yaptıkları en büyük hata; onlara tanıtılan yeni problem çözüm stratejilerini, abartılmış bir şekilde “satın alıp”, herhangi bir tüm kapsamlı ve derinlemesine gereksinim değerlendirmesi yapmadan ve herkesi memnun etme dileğiyle uygulamaya geçmeleridir. Bunun bir açıklaması liderlerin sürekli olumlu sonuç, değişme ve gelişme gösterme stresi içinde ve baskısı altında yaşamaları olabilir.

Böylece stres ve baskıdan sonuçlanan değişmelerde, hedefin ne olduğu kesin olarak görülemez, hem organizasyonda hem de insanların iç dünyalarında bir anarşi, başıboşluk ve düzensizlik ortaya çıkar. Bu insanlarda ve organizasyonlarda ruhsal güvensizlik ve huzursuzluk yaratır. Dolayısıyla bu, gerçekleştirilmesi istenen değişikliklerin yapılmasına en büyük engeldir.

En İyi Değişiklik, Gelişmeye Yol Açan Değişikliktir

Bir liderin en önemli ve temel görevi, organizasyonda gelişmeye yol açan değişiklikleri gerçekleştirmektir. Yaratıcı liderlikle, hem organizasyonun temel değerlerini korumak hem de gelişmeye yol açacak değişiklikler yapmak mümkün olur.

İnsanların gelişmesinde hayaller ve gerçekler önemli bir yer alır. Hayaller, gerçeklerin oluşması için gerekli temeldir. Yaratıcı liderlik, hayallerle gerçekler arasında bir köprü kurma yeteneğidir. Eskiyle yeni arasında bir denge bulmak, yapılacak değişikliği; bir hayalle gerçek arasında kurulan köprü de, organizasyondaki insanların anlayabilecekleri ve kendi vizyonları olarak görebilecekleri durumu bir şekilde açıklayabilme yeteneğidir.

Her İnsan Gelişmek İster

Değişiklikler yapıldığında birçok kere bazı insanların ilgi ve istek göstermediği ve tam tersine bir korku ve isteksizlik yaşadıkları görülür. Bu insanlar, organizasyonun ya da çalışma grubunun gelişmesine engel olarak gösterilirler ve yenilik düşmanlığıyla suçlanırlar. Genellikle sorun, liderin kendi vizyonunu bu insanlarla yeteri bir şekilde paylaşmaması ve kötü bir iletişimde bulunmasıdır. şunu unutmamak gerekir; her insan gelişmek ister, bu insanın doğal yapısında olan bir özelliktir.

Her organizasyonda, onu değişik yönlere çekmek isteyen güçler vardır. Aynı zamanda her yönde gelişmek mümkün değildir. Bu değişik güçlerin arkasındaki istekleri ve hayalleri biraraya toplamak, birbirine yaklaştırmak ve kaynaştırmak, gelişme için çok büyük olanaklar ve sağlam bir temel yaratır. Yaratıcı liderlik, insanları organizasyonun temel ve en değerli kaynağı olarak görmek, onların öğrenme ve gelişme yeteneklerine inanmaktır.

Birçok organizasyon, orada çalışan insanlar arasındaki benzerlikleri teşvik eder ve güçlendirilmesine izin verir. Bu, ilk zamanlarda “biz” duygusu yaratmak için gerekli bir durumdur. Ama uzun süreçte, aradaki benzerlikleri ve ortaklıkları organizasyonun temel değerleri yapmak daha sonraki gelişme için oldukça büyük engeller yaratır. Yaratıcı bir lider, bunun bilincinde olan kişidir ve insanlar arasındaki farklılıkları değişik durumlarda en iyi şekilde değerlendirerek, o organizasyonun gelişmesine katkıda bulunacak bir şekilde kullanılmasına olanak yaratır.

Liderlikte yaratıcılık, liderin düşünce sistemindeki duyularda sürekli bir canlılık ve herşeyi değişik açılardan görebilme yeteneği ve özlemi olmasını gerektirir. Bu da hem liderin kendisinin yaratıcı bir şekilde düşünebilmesi hem de çalışanlarına yaratıcı bir düşünce ortamı yaratması demektir. Böyle özgür ve yaratıcı bir ortamda, insanların yaratıcılıklarına hiçbir şey engel olamaz. Burada şunu unutmamak gerekir; her insanın kendine özgün bir farklı kişi olduğu gerçeği çok önemlidir. Yeryüzünde tamamen aynı iki insan yoktur. Bu da insanlarla çalışan herkesin sürekli aklında tutması gereken önemli bir gerçektir.

Yaratıcı liderlik için temel insan haklarına ve değer yargılarına bağlı bir vizyon gereklidir. Yaratıcı lider, her çalışanını kendine özgün bir insan olarak gören ve onlara insancıl bir şekilde bakarak, o insanların cinsiyetine, dinsel ve politik inançlarına, kişisel geçmişlerine, kültür ve eğitim seviyelerine, kişisel hayallerine gerçek ve derin bir şekilde saygı gösterme yeteneği olan kişidir. Ancak bu, o organizasyonda kesinlikle değişik görev ve yetki seviyeleri olmayacak anlamına gelmez.

Bir organizasyonun başarılı olabilmesi için orada çalışan insanların hepsine; ister genel müdür, ister temizlikçi olsun, yer ve değer verilmesi, saygı gösterilmesi gerekir. Sağlıklı ve başarılı organizasyonlarda çalışanlar kendi üzerine düşen görevi zevkle yaparak üretime ve gelişmeye katkıda bulunurlar. Başarı; yaratıcılık, yetenek ve organizasyondaki kişisel ve grupsal gereksinimleri, değişik rolleri ve güç dengesi ya da dengesizliğini görebilmeyi gerektirir.

Olanları değişik açılardan görebilmenin, günümüz liderleri için büyük bir önemi vardır. Her durumda yeni olanaklar görebilme ve yeni şanslar yaratabilme, bir liderin; yapılacak hiçbir şey olmadığı duygusunu veren durumlarda yeni bir seçenek görebilmesini, umutsuzluk ya da umut ve korku durumlarında da cesaret hissetmelerini sağlar. Yaratıcı lider, çalışanlarına umut ve özgürlük vererek; onların çalışmalarına gönül vermelerini, temel bir sorumluluk duymalarını ve değişikliklere uyum göstermek için ellerinden geleni yapmaya gayret göstermelerini sağlar.

Günümüzdeki her organizasyon, her geçen gün biraz daha küçülen gezegenimize ve dünyasal ekonomiye uyum gösterme savaşı veriyor. Gittikçe artan değişme hızı; politik, ekonomik ve sosyal anlamların yıkılmasına ve parçalanmasına yol açıyor. Dünyanın her tarafında insanlar bu çok hızlı değişmelere ayak uydurmaya çalışıyorlar. Fakat değişmeler birçok kere insanların doğal sınırları dışında kalıyor. Bugün büyük bir hızla değişen huzursuz dünyamızda, birçok insanda gelecek hakkında korku, huzursuzluk, güvensizlik ve umutsuzluk duyguları bulunuyor. Bir lider bunları görmek, anlamak, o insanlara saygı göstermek ve destek olmak ile organizasyonun gelişmesi ve sadece başarılı olması için değil, herşeyden önce gelecekte yaşayabilmesi için çok önemlidir.

Huzursuz bir dünyada huzur bulmanız dilekleriyle...

Yakup Toper

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)