Liderliği Öğrenmek


Öğrencilerin, liderliğin öğrenilmesinde akademik çalışmaları gereksiz bulup, tecrübelerle öğrenilmesi gerektiğini konuştukları çok sık rastlanan bir şeydir. Ben şunu anladım ki, bu ikisi arasında belirgin farklılıklar vardır; fakat ikisi de liderliğin temelini oluşturur. Soru hangisinin daha iyi olduğu değil, aralarındaki farktır. Tecrübelerden öğrendiklerimiz çok önemlidir ve varlığımızın önemli ve bütünleyici parçasıdır. Bizim kişisel tecrübelerimiz bugüne kadar kaydedilen tecrübelerle karşılaştırıldığında çok sınırlı ve azdır; bu nedenle öğrenebileceklerimiz de sınırlı olmaktadır. Kendi liderlik tecrübelerimizden bazı liderlik yetenekleri kazanırız. Genellikle bunları yaşanılmış gerçekler olarak saklar ve onları başkalarıyla da paylaşırız. Fakat çoğu zaman başkalarının da kendi listeleri olduğunu görmemek gibi bir hataya düşeriz. Herkesin listesi kendine özgü olduğu için kendi içinde bir bütündür. Buna karşıt olarak bizim ortak tecrübelerimiz gelecekte edinilecek aynı tecrübelerle birtakım prensiplerin ortaya çıkmasını sağlar.

Liderliğin çalışılması, bu farklı listeler arasındaki ortak noktaların bulunmasıdır. Kuramcının görevi, bu ortak noktaları birleştiren bir hipotez üretmektir. Çünkü bunlar sadece bir kural ya da prensibi belirtmekten öte, belki de liderlik işlemi ile ilgili insan davranışlarının kanunlarını vermektedir. Bu nedenle, liderlik mantıklı bir şekilde incelenebilir, çünkü kavramlar bizim tecrübe sınırlarımız dahilinde ortaya çıkmaktadır. Diğer bir değişle bu kavramlar ve belirttiği prensipler hüküm koyabilmemize izin verir.

Pratik ile teori arasındaki farka dikkat çekmek istiyorum. Fakat bunu bir çelişki olarak görmemek gerekir. Bunlar arasında kurulacak iyi bir denge en iyi yaklaşımdır. Ayrıntılı durumlara ve tecrübelere dayanan liderlik problemleri ile karşı karşıya bulunan yöneticinin daha iyi bir algılamaya sahip olması anlaşılabilir bir durumdur. Fakat bazı durumlarda algılama, başkalarının tecrübelerinden de yararlanılarak daha iyi bir şekilde gerçekleştirilir. Liderlik çalışması, bize geleceğin liderlik tecrübelerini daha çabuk ve en açık şekilde anlayacak kapasiteyi sağlar.

Liderlik çalışmasının sağladığı kavramsal çerçeve, geleceğin liderlik tecrübeleri için bir kalıp sunar. Bu alanlarda kalıba uyan tecrübelerimiz sayesinde güvenilir sonuçlara ulaşabiliriz. Tersi durumlarda yeniden “deneme yanılma” ile öğrenmek mecburiyetinde kalırız. Zaten liderlik çalışmasında kalıpları oluştururken amacımız mümkün oldukça kapsamlı olmaktır. Liderliğin çalışılmasında ve öğrenilmesindeki ayırımın bir benzeri, liderliğin bir sanat mı yoksa bilim mi olduğunu konuştuğumuzda ortaya çıkar.

Çoğunlukla bilgilerimizi genişletmenin ve liderliği pratiğe dökmenin zenginliğinin farkına varamayız. Öğrenmeyi bilim, pratiği sanat olarak nitelendirirsek; bu ikisi arasındaki ayırımın açık bir şekilde ortaya konması gerekir ve bu ikisi daha geniş bir perspektifte liderliğe bir yaklaşım olarak birleştirilmelidir.

Sanat “güzelliği ortaya koyan ve üretendir”. Bilim ise “sistemli çalışmayla elde edilen bilgi, genel yasalar bütünüdür”. Liderlik bu iki özelliğe de sahiptir. Tarih boyunca iyi lider olmuş insanlar liderliği bir sanat olarak görürler, buna karşın bugünün davranış ve toplumbilimcileri daha çok bilim olarak ele alırlar.

Liderliği bir sanat olarak gözlemlemek için kişisel çabalar, inanç ve tecrübelerden gelen bir yetenek olarak görmek gerekir. Bir bilim olarak liderlik, çalışmalardan sistematik olarak ortaya çıkartılan kavramsal çerçeve olarak belirtilir. Bu çerçeve birçok örneklerde yapılan incelemeler sonucunda ortaya çıkartılan ortak davranışlardan oluşur. Her ikisi de liderlik aşamasının anlaşılması için temel teşkil eder. Kavramsal çerçeve (teoriler, modeller ve parametreler) problemin çözülmesi için cevap vermekten çok, problemin çözümü için gerekli formülü tanımlar. Bu sanatla birleştirilmeli ve kişi problemin çözümünü bununla birlikte geliştirmelidir.

Bir ressamın analizini yapacak olursak: Ressam bir resmi boyarken, boya ile tecrübelerini birleştirerek içsel kalitesini ortaya koyar. Bu kombinasyon bütünsel bir stil yaratır. Hiçbir çalışma ya da yeni bilgi resmin temel hissini değiştiremeyecektir, bu ressamın cevherinin içsel bir parçasıdır. Fakat sanatın çalışılması, ressamın var olan kapasitesini genişletir ve daha zengin resim yapmasını sağlar. Bu ressamın cevherini değiştirdiğinden değil, zaten var olan kapasitenin geliştirilmesinden kaynaklanır. Sanatın bilimsel olarak çalışılması yeni ve daha değişik renk tonları elde edilmesine, belki de ışık çeşitlemelerine ve hatta yeni tekniklerin üretilmesine neden olacaktır.

Liderliği de yukarıdaki örnek gibi değerlendirmek gerekir. Liderlik bilimi, liderlik cevheri varsa etkin olur. Liderlik öğretisi, liderlik sanatının çeşitli basamaklarında uygulayabileceğimiz zengin bir kavramsal çerçeve sunar. Hem bilime hem de yeteneğe ihtiyaç vardır. Bunlardan biri kişinin tecrübelerinden kaynaklanan cevherdir, diğeri ise bu ortak davranışların anlaşılmasından ortaya çıkar.

Liderliği ister sanat ister bilim olarak kabul edelim, bunların bir bütünün kavramları olduğunu kabul etmek gerekir. Sanat oluşum sırasında öğrendiğimiz, bilim ise anlama sırasında yaptığımız çalışmalardan ortaya çıkar. Liderlik sanatından vazgeçemeyiz, çünkü bu cevherimizin göstergesidir. İyi bir lider, liderlik aşamasında her iki yönde de bakış açısına sahip olmalıdır.

Eray Beceren - Eğitim Araştırmacısı

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)