Kötüler...

Herhalde duygusal biyoritmim düşük; birkaç gündür herşeyi kötü yanıyla görüyorum. 10 aydır Zevkcuyane sürüyor. Size değişik yerler anlattım. Peki ne pahasına? Tahmin edeceğiniz gibi diyetini ödedim. Ben memnunum; çünkü “iyi”nin değerini böylece daha iyi anlıyorum. Ama kötüler aklımdan çıkmıyor ki... Geçenlerde Tamer Koçel “Yönetim ve Yöneticilik Nereye Gidiyor” başlıklı yazısında “farkında olmadan paradigmalarımız değişiyor” diyordu. Gerçekten Dünya’nın öyle bir gidişatı var ki, artık müşteri memnuniyetini çocuklar bile biliyor. şimdi herkesin derdi müşteri bağlılığı yaratmakta. Ortada tekel konumunda bir mal veya hizmetimiz yoksa, “varlığımız müşteriye armağan olsun!”. Durum böyle iken hala “kötü” olmaya cesaret edenler var. Onların varlığına şaşırdığım için unutamıyorum işte. Lokantalarda kötünün de çeşidi var. Bir potpuri ister misiniz? İsim anmak istemiyorum, hayal gücü başka bir tat katıyor.

DERGİ

HRdergi Nisan sayısı çıktı! İyi okumalar

SATIN AL Nisan 2024