“Enron’un çöküşü de, 11 Eylül de tahmin edilebilirdi”


Tüm dünyayı şaşkına çeviren 11 Eylül saldırıları tahmin edilebilir bir sürpriz miydi? Peki ya Enron’un iflası? Harvard Business School’dan Max H. Bazerman ve Michael D. Watkins’a göre bu iki örnek de “tahmin edilebilir sürprizler”di; yani potansiyel sorunların göz ardı edilmesi nedeniyle ortaya çıkan yıkıcı örneklerdi… Yönetimsel karar alma konusunda dünyaca tanınan uzmanlar olan Bazerman ve Watkins bu konuyu, kaleme aldıkları “Predictible Surprises: The Disasters You Should Have Seen Coming, and How to Prevent Them” (Tahmin Edilebilir Sürprizler: Gelmekte Olduklarını Görmeniz Gereken Felaketler ve Bunların Önlenmesi” adlı kitapta da enine boyuna masaya yatırıyor. Kitabın yazarlarından Max H. Bazerman, konuyla ilgili görüşlerini bizlerle de paylaştı.

HR Dergi: Kitabınızda liderlere bir öneride bulunuyorsunuz: “Eğer gelmek üzere olan felaketleri önceden tahmin edebilirseniz, organizasyonunuzu anında harekete geçirebilir ve bu felaketlerin yıkıcı etkilerinden kurtarabilirsiniz.” Hatta bu konuda bir çerçeve bile sunuyorsunuz. Bu fikirden kısaca söz eder misiniz?

Bazerman:
11 Eylül’den sonra Michael Watkins ile, akademik literatürde bu felaketle ilgili neler bildiğimizi düşünmeye başladık. Biraz derinlere dalınca, ne kadar büyük felaketin tahmin edebilir olduğunu görerek şaşkınlığa düştük. 11 Eylül’ü ele alalım: ABD hükümeti teröristlerin böylesi bir olayı gerçekleştirmek için can attığını biliyordu. Dünya Ticaret Merkezi’ni bombalayan teröristler füzelerini Eyfel Kulesi’ne çevirmek istemişti. Aynı gün içinde 12 ticari ABD uçağının kaçırılması girişimi son anda önlenmişti. Ve hepimiz uçağa sokulan küçücük objeleri silahlara dönüştürmenin ne kadar kolay olduğunu biliyoruz. Kısacası 11 Eylül felaketi karşısında şaşırmış olsak da, bu olay tahmin edilebilirdi; yani tahmin edilebilir bir sürprizdi…

HR Dergi: Kitabınızda 11 Eylül saldırılarının yanı sıra Enron’un çöküşünü de örnek veriyorsunuz. Bu örnekte geleceği tahmin etmek nasıl sağlanabilirdi?

Bazerman:
Pek çok ülkede olduğu gibi ABD’de de kurumsal denetim sistemi var. Denetimlerin amacı, paydaşların tüm doğru bilgilere bağımsız bir biçimde ulaşabilmesidir… Burada kilit olan nokta bağımsızlıktır. Ancak firmalar diğer hizmetleri satmak istediğinde ya da denetimciler müşterilerle iş yapmaya başladığında denetim bağımsızlığı ortadan kalkar. ABD’deki kurumsal yönetim değişikliklerinden sonra bile denetimin bağımsızlığı bir gerçekten çok mit gibi kaldı. Daha çok başarısızlık yaşanacak!

HR Dergi: Özellikle iş dünyasında felaket sinyallerini görebilmenin belli yöntemleri var mıdır?

Bazerman:
Bunun pek çok yöntemi vardır. Organizasyonların çalışanları, riskler hakkında net bir şekilde düşünmek için eğitmesi gerekir. Organizasyonların bilgi paylaşımını organize edebilmesi şarttır. Organizasyonlar kurumsal politikalardan temellenen hareketlerden uzak durmalıdır. Ancak bunlardan daha da önemlisi, tepe yöneticilerin basit bir biçimde şunu sormasını teşvik ediyoruz: “Organizasyonumuzda hangi tahmin edilebilir sürprizler bekleniyor?”

HR Dergi: Özellikle İK yöneticileri, sürprizleri tahmin ederek organizasyonlara daha fazla katma değerde bulunabilir mi?

Bazerman:
Geleneksel ve basmakalıp bakış açılarını yıkmak isteyen kişileri işe alın. Dürüst ve şevkli çalışanları ödüllendirin. Ve kulağınıza endişeler geldiğinde bunları ciddi bir biçimde değerlendirmeye alın. İncelediğimiz pek çok vakada kişilerin tahmin edilebilir sürprizlerden konuştuğunu ve bunları düşündüğünü, ancak kimsenin dinlemediğini biliyoruz.

HR Dergi: Paylaşımınız için teşekkür ederiz. Son olarak Türkiye’deki İK yöneticilerine bir mesajınız var mı?

Bazerman:
Organizasyonlarında var olabilecek tahmin edilebilir sürprizler hakkında düşünmelerini ve konuşmalarını istiyorum.

(Predictible Surprises: The Disasters You Should Have Seen Coming, and How to Prevent Them, Max H. Bazerman / Michael D. Watkins, Harvard Business School Press, 317 sayfa)

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)