Eğitim dünyasının 2012 gündemi…
Ocak sayımızda yer alan, 2012 yılında İK dünyasında gündeme gelecek yeni eğilimlerle ilgili haberimizi hazırlarken incelediğimiz pek çok araştırma ve makalede, kurumsal eğitim dünyasına ilişkin de pek çok kilit nokta yer alıyordu. Altı çizilerek, dikkatle okunması ve yorumlanması gereken bu eğilimleri ayrıca değerlendirmemiz gerektiğini düşünerek, bu sayıya özel bir çalışma hazırladık.
Önce dünyada öne çıkan eğilimlere bakıyor, ardından Türkiye’deki yöneticilerin öngörü ve hedeflerine kulak veriyoruz.
Eğitim harcamalarında kemer sıkmaya devam ediliyor: Araştırmalar, küresel eğitim hizmetleri pazarının 2012’de 292 milyar dolara çıkmasını öngörüyor. Bunun yüzde 45’inin; yani 132 milyar dolarlık kısmının ABD’deki şirketlerden geleceği tahmin ediliyor. Her iki rakam da, durgunluğu başladığı 2008 verilerinin çok altında…
Peki, bu pastadan payı en çok hangi alanlar alacak? Uzmanlara göre, stratejik ticari yatırımları desteklemek için satış ve IT eğitimlerine ortalamadan daha fazla bütçe ayrılırken, profesyonel gelişim gibi diğer eğitim öncelikleri, göreceli olarak aynı kalacak.
Mesleğin geleceği: Eğitim bütçelerindeki bu az artışın bir yansıması da, eğitim profesyonellerinin iş bulma fırsatlarında kendini gösteriyor: Uzmanlara göre, eğitim profesyonellerinin bulabileceği işlerin 2012’de sadece yüzde 1 oranında artması bekleniyor. Bu durumda, 2012’de büyük ve kurumsal eğitim firmalarının yine kazanacağı, bağımsız eğitim danışmanları için ise zor bir yıl olacağı tahminler arasında…
Eğitim portallerinin gelişimine dikkat: Eğitim dünyası, bire bir eğitim deneyimine doğru hızla yol alırken, eğitim profesyonelleri de buna son derece kişiselleştirilmiş bir içerik sunan, kullanıcı dostu portaller ile yanıt veriyor. Eğitim yönetim sistemlerinin yeni neslini temsil eden bu ortamlar, mesleği de öğrenici tercihlerini adamakıllı dikkate almaya yönlendiriyor.
Aslında kişisel eğitim ortamları, eğitim profesyoneli ile bugünün öğrenicisi arasında yeni bir ilişki tanımlıyor. Artık eğitim verilirken, öğrenicinin tercihi doğrultusunda laptop’ların, mobil araçların ya da video’ların kullanılması kaçınılmaz.
Bu noktada, kişisel eğitim ortamlarının standart eğitim portallerinden farklı olduğunu vurgulamakta yarar var: Standart eğitim portallerinde eğitim yönetim sistemlerinin baskın olduğu, herkesin aynı şeyi gördüğü platformlar kullanılır. Kişisel eğitim ortamlarında ise tersi şekilde, bireysel kullanıcıların tercihi doğrultusunda onlara son derece kişiselleştirilmiş deneyimler sunulur.
Eğitim yönetim sistemleri, organizasyonların eğitimlerini yönetmek için kullanacağı temel teknoloji olmaya devam edecek ancak uzmanlar bir noktaya önemle vurgu yapıyor: Bu sadece, öğrenicilerin resmi ve resmi olmayan içeriklerden seçim yapacağı kişisel eğitim ortamının bir bileşeni haline gelecek.
Resmi olmayan öğrenmenin biçimlendirilmesi: Resmi olmayan öğrenmenin biçimlendirilmesi, yeni bir konsept değil. Ancak sosyal medyanın hızlı büyümesi ve resmi olmayan eğitim içeriklerine ulaşımın kolaylaşması, bu eğilimi gündeme getiriyor. Bu nedenle eğitim profesyonellerinin, performansı daha sistematik olarak yönetip ölçmesi, bu sayede de eğitim yatırımlarının gerçekten dönüş sağladığını kanıtlayabilmesi gerekiyor.
Yeni kişisel eğitim ortamlarının yaratılması da, organizasyonların kaliteli eğitimler sunma ve eğitim yatırımlarının etkinliğini ölçme sorumluluğunu ortadan kaldırmıyor. Bu nedenle uzmanlara göre çözüm; öğrencinin ihtiyaçlarını karşılayan içerikleri filtreleyecek, değerlendirecek ve yönetecek sistematik kontrollerin kullanıldığı bir ortam yaratmakta yatıyor.
Oyunların gücü: “Eğitim eğlenceli olabilir” söylemi, hiç bu kadar doğru olmamıştı. Günümüzün rekabet ruhu sadece eğitimi daha keyifli hale getirmekle kalmıyor, elde tutma fırsatlarını da artırıyor. Özellikle satış organizasyonları tarafından benimsenen bu konsept, şimdilerde hızla tüm kurumlara yayılıyor. Neden olmasın ki? Rekabetçi oyunlar hem çalışanlar hem de işverenlere hizmet ediyor. Bu nedenle pek çok eğitim firması standart eğitim programlarına, dünyanın dört bir yanına yayılmış katılımcıların gerçek zamanlı ya da eş zamanlı olarak oynayabileceği rekabetçi oyunlar ekliyor. Sosyal medyanın da bu eğilimi desteklediğini düşünürsek, oyun ve eğitim kavramlarının daha uzun süre bir arada olacağını göreceğiz gibi görünüyor.
Yeni bir takdir türü gelişiyor: Herkes başarıları konusunda takdir edilmek ister. Sertifikalar, dereceler ve unvanlar profesyonel başarıları ortaya koymak için uzun zamandır kullanılan “etiketler” olsa da, bir şeyler değişiyor: Sosyal medya, iş dünyası profesyonellerinin yeni takdir türleri aradığını gösteriyor. Twitter’daki takipçi sayınız, ne kadar önemli biri olduğunuzu gösteren bir statü sembolü. Facebook hesabınızdaki arkadaş sayınız, başkaları tarafından ne kadar değerli olduğunuzu; “beğenilme” rakamlarınız ise mesajlarınızın değerini ortaya koyuyor.
Kişisel eğitim ortamları da, iş ortamında bize yeni takdir formları sunma fırsatı veriyor. Her ne kadar çalışanların başarıları için bir etiket kazanması eğitim departmanının bir fonksiyonu olmasa da, eğitimciler bunları takdir aktiviteleri ile teşvik etmeye can atıyor. Bu nedenle eğitimcilerin, insanların ne tür takdirlerin peşinde olduğunu anlayabilmesi de günümüzde büyük önem kazanıyor.
Bilginin elde tutulması: Boyutu ve sektörü ne olursa olsun, kurumsal bilgiyi korumak her şirket için kritik bir hedeftir. Entelektüel sermayeyi korumak, hala yasal bir savaş olmaya devam ediyor. Eğitim profesyonellerinin buradaki en önemli sorumluluğu ise; entelektüel sermayeyi yaratan yetenekleri korumak ve elde tutmak noktasında ortaya çıkıyor. Yetenekli bir birey başka bir fırsat için organizasyondan ayrıldığında, o kişinin becerileri ve kariyer potansiyeli de kaybedilmiş oluyor.
Bu nedenle yüksek potansiyel sahibi yeteneklerin erken fark edilmesi ve gelişim fırsatlarının yer aldığı özel programlara tabi tutulması hiç kuşkusuz ki İK ve eğitim departmanının görevi…
Konsolidasyonlar gündemde: 2012 yılında eğitim ürün ve hizmet sağlayıcıları arasında konsolidasyon yaşanmaya devam edecek. Son birkaç yıldır zaten eğitim hizmetlerinin genel manzarasını değiştiren pek çok büyük birleşme ve satın almanın yaşandığını biliyoruz. Özellikle yetenek yönetimi şirketlerinin yönettiği bu süreçlerde, pek çok küçük teknoloji şirketi, büyük şirketlerin portföylerini tamamlamak için satın alınmıştı. Bu trendin önümüzdeki birkaç yıl daha devam edeceğini düşünüyoruz.
Öte yandan, 2012 eğitim hizmetlerini satın alanların da konsolidasyona gittiğini göreceğimiz bir yıl olacak. Ancak burada konsolidasyon farklı bir şekilde ele alınıyor ve hizmet satın alanların stratejisi, gereksiz süreçleri, teknolojileri ve organizasyonları konsolide ederek mükerrer ve gereksiz harcamaları minimize etmek olarak kendini gösteriyor.
Sosyal öğrenme tartışmaları sürüyor: Sosyal öğrenmenin; dünyadaki tüm katılımcıların öğrenebileceği, eş düzeyleri ile iletişim kurabileceği, öğrendikleri ile ilgili yorum yapabilecekleri açık ve özgür bir platform olduğuna ilişkin ortak bir mit var. En kaliteli sosyal eğitim ortamları küresel iletişimi destekleyen Internet bazlı araçlar sunuyor olsa da, onları fark kılan yönlerinin başında fasilitatörlerin sürekli sürece katılımı geliyor.
Sosyal öğrenmenin, yapılandırılmış eğitim ortamlarının disiplini ile sosyal ara yüzlerin büyüsünü bir araya getirdiğini unutmamak gerekiyor. Bu konudaki en iyi örnekler, mentör ağlarını ve öğreniciler ile konunun uzmanlarını bir araya getiren ortamları içeriyor. Buna ek olarak, sanal sınıf eğitimi fasilitatörün yönlendirdiği grup ve birebir iletişimleri de içeren zengin bir multimedya deneyimi sağlıyor.
Sosyal öğrenme nedeniyle, öğreticilerin artık eğitimi pek çok farklı yolla verme mücadelesi devam ediyor. Ancak e-öğrenme nedeniyle öğreticinin artık süreçte yer almayacağı mitine karşı olarak, öğreticiler hala bizimle; yakın zamana kadar da bir yerlere gidecek gibi görünmüyorlar…
SÖZ YÖNETİCİLERDE…
Yapı Kredi Bankacılık Akademisi Direktörü Saynur Önen:
“Yetenek ve yedekleme yönetiminde, kurum stratejilerine özel yeni uygulamalar 2012 hedeflerimiz arasında”
“2012’de Yapı Kredi Bankacılık Akademisi olarak banka ve iştiraklerimizin stratejilerine paralel ve dünyadaki genel trendlerle uyumlu yenilikçi yaklaşımları hayata geçirmeye devam ediyoruz. Bu kapsamda eğitimler içinde teknik ve kişisel yetkinlikleri bir arada geliştirmeye yönelik ve iş hayatına kolay adapte edilmeyi amaçlayan simulasyon kurgusunu daha fazla uyguluyoruz. Bunun yanı sıra mobil eğitim, video, seminer, blog vs gibi alternatif yöntemleri bir arada kullandığımız modüler programları hayata geçiriyoruz.
İş ortaklarımız olarak yerli ve yurtdışı üniversitelerle ortak işbirlikleri ile kariyer bazlı sertifika programları konusunda yeni planlarımız mevcut. Bunlar arasında markalandırılmış yüksek lisans programı olarak Bankacılık ve Finans Yüksek Lisans Programı’na hem kendi çalışanlarımız hem de bu alanda uzmanlaşmak isteyen kişilere yönelik Şubat ayında başlıyoruz. Bankacılık Akademisi’nin üniversite öğrencileriyle yapılandırılmış staj ve proje uygulamalarıyla güçlendirilmiş gelişim programlarına başladık, bu kapsamda hedef bölümlerden öğrencilerimizi 2. sınıftan itibaren Yapı Kredi’de bankacılık donanımızı sağlayarak geliştirmeyi planlıyoruz.
Bu yıl uygulamalarımızla Leadership Excellence Dergisi’nin dünya çapında ilk 500 şirket şirketi arasında yer aldık. Yetenek ve yedekleme yönetiminde kurum stratejilerine özel yeni uygulamalar da 2012 hedeflerimiz arasında... Özellikle üst yönetimden başlayarak farklı seviyelerde yetenek yönetimine ve gelişimine yönelik programlar geliştiriyoruz”.
Avea İletişim Hizmetleri Çalışan Gelişimi ve Yetenek Yönetimi Direktörü Aslı Barış Seyis:
“Öğrenme dünyası microsharing’i içselleştirecek; bu nedenle bizim de 2012 önceliğimiz sosyal öğrenme”
“Dijital jenerasyon, tekil sosyallik ve sosyal öğrenme, yeni dönemde öne çıkan ve politikalarımızı şekillendiren kavramlar olacak. Bugüne kadar daha çok cezbetme ve işe alma alanında özel politikalar ürettiğimiz Y Kuşağı ya da diğer deyişle Dijital Jenerasyon, artık öğrenme alışkanlıkları ile de gündeme oturacak. Bunun sonucu olarak, bilginin bütün halde verilmesi değil, küçük parçalara bölünmesi ve ihtiyaç dahilinde kullanılması çözüm haline gelecek. Tekil sosyallik eğilimi ile oyunla öğrenme, sanal öğrenme, video portaller ya da kurumsal tube’lar daha yaygınlaşacak. Sosyal medya kullanımındaki artış bizi sosyal öğrenmeye götürecek. Çalışanlarımızın birbirleriyle bilgi ve deneyim paylaştıkları, tavsiyelerde bulundukları, küçük bir link veya video ileterek başkasının gelişimine katkıda bulundukları ortamlar artacak ve tüm bu mecralar zamanla öğrenme alanında vazgeçilmez araçlar olacaklar. Öğrenme dünyası ‘microsharing’ yani bahsettiğim küçük paylaşım kavramını daha çok içselleştirecek.
Biz de bu eğilimleri dikkate alarak, 2012 önceliğimizi sosyal öğrenme olarak belirledik. Öğrenme platformumuzu sosyal öğrenme uygulamalarıyla zenginleştirdik. Öğrenmeyi iş hayatının değil, gündelik hayatımızın bir parçası haline getirecek politikalar belirledik. Sektörümüzün ve şirketimizin çalışan profili oldukça genç: Yeni deyim ile Dijital Jenerasyon ile çalışıyoruz, bazı öğrenme başlıklarımızı sanal oyunlar ile sunacağız. Bu yenilikleri çalışanlarımızla paylaşıyoruz. Var olan mobil eğitim uygulamamızı daha da yaygınlaştıracağız. Bunların yanında liderlik gelişim programları ve yetenek yönetimi çerçevesinde tasarlanan özel programlar da 2012 gündemimizde. Son olarak ölçümlemenin de geçmiş yıllara göre daha çok ön plana çıktığını ve bizim de önceliklerimizden olduğunu belirtebilirim”.
Coca-Cola İçecek Eğitim ve Geliştirme Direktörü Fuat Okçuoğlu:
“Kurumdaki Konuların Uzmanlarının, Eğitimci rolünde katkıda bulunmasını destekliyoruz”
“Yeni yılda özellikle Teknoloji’nin ve Teknolojik gelişmelerin eğitim içeriklerinin hazırlanmasında ve sunulmasında çok daha fazla önem kazanacağını öngörüyoruz. Bunun yanı sıra sadece Eğitimciler değil; kurumlardaki ‘Konuların Uzmanlarının (Subject matter expert)’ da Eğitimci rolünde daha çok katkıda bulunmalarını destekliyoruz.
Coca-Cola İçecek 10 ülkede faaliyet gösteren; dolayısıyla farklı kültürlerde yaklaşık 9 bin çalışanı olan bölgesel bir içecek şirketi… 2012 yılındaki Eğitim çalışmalarımızı çalışanlarımız başta olmak üzere, bayilerimiz ve bayii çalışanları, müşterilerimiz ve hatta tüketicilerimize yaygınlaştıracağız. Bayilerimiz, Müşterilerimiz ve onların çalışanlarına sadece teknik eğitimler değil, aynı zamanda kişisel gelişimlerine destek olacak eğitimler de vermeyi planlıyoruz. Bu çabalarımızın Kurumsal Sosyal sorumluluk stratejilerimizle uyumlu olmasına da özen gösteriyoruz.
2020 vizyonumuz doğrultusunda, tüm CCI ülkelerindeki yöneticilerimize yönelik olarak kapsamlı bir Liderlik Gelişim Programı'nı hayata geçireceğiz. Bunun yanı sıra Yetenek Yönetimi sürecimizin iyileştirilmesine yönelik çalışmaları tamamlayacak ve bizim için kritik çalışanların gelişimlerini planlayıp takip etmeye devam edeceğiz”.
Yıldız Holding Öğrenme ve Gelişim Müdürü Erkan Dündar:
“Sınıf içi eğitimlere son sürat devam ederken,
öğrenme deneyimini sınıf dışında da sürekli kılacak sistemlerin yılı olacak”
“Yıldız Holding Öğrenme ve Gelişim departmanı olarak 70 kadar şirkete hizmet verdiğimiz ve Ülker gibi büyük bir şemsiye markanın altında farklı ürün kategorilerine sahibiz. Bu nedenle öğrenme gelişim araçlarında ve içeriklerinde büyük bir çeşitlilik sunmak durumundayız. Her yıl bu amaçla öğrenme ve gelişim sistemimize yeni halkalar ekleyerek ilerliyoruz.
2012’de sınıf içi eğitimlere devam etmekle birlikte farklı öğrenme metodlarını da sistematik birer araç olarak çalışana sunmaya devam edeceğiz.
Bunlar sosyal öğrenme, bireysel çalışma araçları, mentorluk, koçluk, rotasyon, takım koçluğu ve proje görevleri gibi geniş yelpazedeki öğrenme deneyimleri olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü sınıf içinde kalan bir deneyimin kişiyi bilgilendirdiğini; fakat kalıcı, sürdürülebilir bir davranışsal değişikliği yaratmakta istenen etkiyi yaratmadığını hepimiz biliyoruz. 2012 bizim için, sınıf içi eğitimlere son sürat devam ederken, öğrenme deneyimini sınıf dışında da sürekli kılacak sistemlerin yılı olacak.
Bu araçlardan birisi mentorluk… Mentor yetiştirme programlarımızdan geçen ve deneyimli yöneticilerimizden oluşan bir mentor havuzumuz var; bu havuza yeni mentorlar eklemeyi ve mentorluk alan çalışan sayısını arttırmayı düşünüyoruz. Böylece düzenli görüşmelerle sınıf içi eğitimlerin yanı sıra gelişimi sürekli kılabileceğiz. Üst düzey yöneticilerimize de ihtiyaç halinde profesyonel koçluk sunmaya devam edeceğiz.
Çalışanın kariyer gelişim planları kapsamında bireysel çalışamaya da önem veriyoruz, bu nedenle online kütüphaneler, makale veritabanları, filmler, proje görevleri de çalışana sunduğumuz araçlar arasında. 2012’de yeni olarak deneyimle öğrenmeyi destekleyen proje görevleri ve belirli bir yetkinlikte gelişmek isteyen çalışanlar için grup koçluğu gibi araçları da gündemimize almayı düşünüyoruz. Liderlik programlarımızda action learning gruplarını hayata geçireceğiz.
Sosyal öğrenme ve e-öğrenmenin de temel gelişim aracı olmasa bile boş bırakılmaması gereken bir alan olduğunu düşünüyoruz. Bu anlamda kendi uzaktan öğrenme sistemimiz olan Ülker Akademi e-learning platformunu tartışma grupları ve dosya paylaşım alanı olarak kullanıyoruz. Teknolojinin izin verdiği ölçüde bu alanı da sosyal bir ağ’a dönüştürme arzumuz var.
Hedeflerimize gelince: Departman olarak Yıldız Holding’in tüm şirketlerinin eğitim ve gelişim faaliyetlerini yürütüyoruz. 2012’de İK misyon ve stratejilerimiz doğrultusunda kendimize büyük hedefler koyduk. Özellikle İK stratejimizin parçası olan kurum içinde yüksek performans kültürünü yaygınlaştırmak, yöneticilerde geribildirim kültürünün gelişmesine odaklanmak, lokalde iş yaparken de global düşünen yöneticiler yetiştirmek ana odak noktamız olacak. Ayrıca kurumsal değerlerin en üstten en alta kadar yaygınlaştırılmasını ve sahiplenilmesini sağlamak, öğrenme kültürünün kalıcılığı anlamında her çalışanın eğitimlerden yararlanmasını sağlamak, farklı seviyedeki liderlik programlarımızı kurumsal liderlik profilimize göre yenilemek ve geleceğin liderlerini çeşitli gelişim araçlarıyla desteklemek şeklinde özetlenebilir”.
Deniz Akademi Bölüm Müdürü Sevda Çimagil:
“Geçen yıl başladığımız birçok projenin meyvelerini toplayacağız”
“Deniz Akademi’nin en önemli misyonu aramıza yeni katılanları hızla denizci yapmak, kurum kültürümüzü yaygınlaştırmak ve geleceğin yöneticilerini, yani kaptanlarını yetiştirmek, çalışanlarımızın gelişimine yatırım yapmak… Bu da, Deniz Akademi için geçen yıl olduğu gibi aramıza yeni katılan birçok genç arkadaşımızı bankacı yapmak demek. Geçen yıl kişi başına düşen 8 günlük eğitim yatırımımızı, önümüzdeki yıl da bankamızın büyümesi ile paralel arttıracağız.
Geçen yılın hemen başında İnsan Kaynakları ekibimizle birlikte kolları sıvayarak, stratejik projelerimizi ve uzun vadeli hedeflerimizi ortaya koymuştuk. Bu hedeflere ulaşmak için organizasyonel yapımızdan tutun da tüm süreçlerimizi masaya yatırdık ve bankamızın uzun vadeli iş planını göz önüne alarak önümüzdeki yılı; yani 2012’yi bu bakış açısıyla planladık. Deniz Akademi ekibi olarak 2012’yi; geçen yıl başladığımız birçok projenin meyvelerini toplayacağımız bir yıl olarak görüyoruz.
Bu projelerin hemen başında Yönetici yani ‘Kaptan Geliştirme’ geliyor. 3 yıldır başarıyla sürdürdüğümüz ‘Yeni Kaptanlar Kulübü’nün bu gün 200’e yakın mezunu var. Bu programlarımızı bankamızda her seviye yöneticilerimiz için yaygınlaştırdık. Ayrıca bu programlarımızı, koçluk ve mentorluk gibi etkili gelişim araçları ile zenginleştirdik. 2012 yılında ise, yaklaşık 100 kaptanımızı bu programdan mezun edeceğiz.
Geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da e-dönüşüm ve sertifikasyon programları hedeflerimizin en başında geliyor. Geçen yıl Türkiye Bilişim Derneği tarafından düzenlenen ‘Bilişim Yıldızları e - dönüşüm yarışmasında’ 2 ödüle birden layık görüldük. Bu yıl da e-öğrenme ve Deniz TV’nin payını arttırmayı ve yanına sosyal öğrenmeyi aktif olarak hayatımıza almayı planlıyoruz.
Bir diğer önemli projemiz, çalışan bağlılığı alanına hizmet edecek. Özellikle çalışanlarımızın iş ve özel hayat dengesini kurmalarına yardımcı olacak, tüm yılı kapsayan, çok farklı bir projemizin başlama vuruşunu yapmak üzereyiz.
Bu yıl bizi en çok heyecanlandıran bir diğer projemiz ise ‘KOBİ Satış Okulu’ olacak. Tabii tüm bu hedeflerimizi gerçekleştirirken bankamızın iç eğitmenlerine yani ‘Denizin Rehberleri’ ne yatırım yapmaya devam edeceğimiz bir yıl bizi bekliyor”.