Değişimi yaratanlar
Kusursuzu ve mükemmeli aramak için sürekli değişim arayışında olmak hepimizin yaşadığı tanıdık bir arayış. Hem birey olarak hem de kurum olarak bu arayışa cevap bulmaya çalışıyoruz. O zaman herşeyin neden bu kadar hızlı değiştiğini anlamak zor değil. Ben, biz, takımımız, işimiz, şirketimiz, ülkemiz, dünyamız; bu değişimin neresindeyiz?
Şirket olarak son 5 senedir yaşadığımız değişim ve danışmanlık hizmeti verdiğimiz iş ortaklarımızdaki değişim hızı bizi bu olguyu sorgulamaya ve değişim içinde varolmayı nasıl başaracağımızı aramaya itti.
Deneyimlediğimiz bu süreci bir yazı dizisi ile sizlerle de paylaşmak istedik.
Peki, neler değişiyor? Bugün bireylerin yaşamlarına baktığımızda herşeyin birbiri içine girmekte olduğunu görüyoruz. Evim, işim, arkadaşlarım, satın aldığım hizmetler ve markalar... Yaptığımız ve aldığımız herşeyin bize özel olmasını, sosyal çevremizi de içine almasını, yaşam tarzımızı desteklemesini bekliyoruz. Kurumlarla ve markalarla bu kadar özel bilgilerinizi paylaştığınızda ise güven duygusu vazgeçilmez hale geliyor.
İş dünyası da sonuç elde etmek için bu güveni sağlamak zorunda. Güven sağlamak için, yaptığı en iyi işe odaklanıyor. Farklı bölgeler, farklı profildeki insanlara hem ulaşabilmek, hem de uyum sağlamak ve kişiselleştirilmiş hizmetler sunmak için sürekli bir değişim içerisinde.
Artık neredeyse her gün “Ayakta kalabilmek için değişim şart” diyen birilerinin sesini duyuyoruz. Değişim yeni değil, belki de insanlığın varolduğu zamanlardan beri var. Yeni olan, hiç bu kadar hızlı olmayışı... Düşünsenize; dünyanın bir ucunda meydana gelen bir yenilikten haberdar olmamız ve hatta uygulamaya başlamaya karar vermemiz ne kadar zaman alıyor? Bir ay mı, bir hafta mı, bir gün mü? Korkutucu ama çoğunlukta bir dakika, hatta bazen daha bile az…
Artık kazanmanın tek yolu değişim ve fark yaratmak! Bu farkı ise ancak uygun iklimde insan kaynağımızla yaratabiliyoruz. Yetenekli ve gönülden bağlı insan kaynağımızla!
Böyle düşündüğünüzde İnsan Kaynakları’nın klasik rollerinin üzerine ‘Değişimi Yaratmak’ rolü de sürekli bir rol olarak ekleniyor. Bu rolün nasıl hayata geçtiğine baktığımızda ise; müşterimize ve kurumumuza değer katmasını hedeflediğimiz değişimin yeşereceği ve yaşayabileceği iklim koşullarını yaratmak, bu iklimin sürekliliğini sağlayacak ve geliştirecek bir liderlik sergilemek ve kurumun liderlerini bu yönde geliştirmek gibi bir gelişim yolculuğu öne çıkıyor.
Sizlerle bu aşamada Brockbank, W. & Ulrich, D.’nin 2000–2002 yılları arasında yaptıkları ‘The New HR Agenda’ araştırmasından bir bölüm sunmak istiyoruz.
Başarılı bir İK profesyoneli olmak ve iş performansına katkıda bulunmak aslında iki ayrı konu... Brockbank &Ulrich’in yaptığı araştırma güvenilirliğin bireysel başarı için en önemli yetkinlik olduğunu, bununla birlikte konu iş sonuçlarına katkıda bulunmaya geldiğinde, en önemli yetkinliğin stratejik katkı olduğunu vurguluyor. Daha açık bir şekilde anlatmak gerekirse güvenilirliğiniz size yönetim kurulu toplantılarına katılma hakkını sağlıyor, bu toplantılarda ve sonrasında gösterdiğiniz stratejik katkı yetkinliğinizle ise iş sonuçlarına en büyük katkıyı yaratabiliyorsunuz.
Bu araştırma sonucunu ve kurumlarda ya da kendi kurumumuzda gerçekleştirdiğimiz değişim çabalarını değerlendirdiğimizde şu sonuca varıyoruz:
Öncelikle bireysel olarak değerlendirelim: Hedeflediğimiz katma değeri ortaya çıkartabilmek için öncelikle kendimizi değiştirmemiz ve geliştirmemiz gerekiyor. Ancak bundan sonra yönetimi ve çalışanları ikna edip, fikirlerimiz ve hayallerimiz doğrultusunda insanları peşimizden sürükleyebiliyoruz. Bunu kurumsal olarak değerlendirdiğimizde ise güven ortamı ve sağlıklı iletişim kültürü olmadıkça hedeflenen değişimin önünde birçok görünmez duvarlar oluştuğunu hepimiz biliyoruz. İK yöneticileri ve değişim yöneticileri bu kültürü rol model olarak, bu tarz davranışlara liderlik ederek, çalışanları ve iş arkadaşlarını teşvik ederek bu kültürel değişimi destekleyebiliyorlar. Yani kurumsal değişimin ön koşulunu bireysel değişim olarak görüyoruz.
Kurumsal değişimi biz İK profesyonellerinin en çok destekleyebileceği konular, hızlı değişim sağlamak ve kurum kültürünün yönetimi olarak öne çıkıyor. Pazarın, rekabetin ve iş yapış tarzlarının çok hızlı değiştiği bir ortamda kurum kültürü bu değişikliklere uyum sağlayabilmek için sürekli destek ihtiyacı duyuyor. Yenilikçilik ve bu yenilikçiliği hayata geçirmek ve yaşatabilmek kurumların en önemli konularından biri...
Yenilikçilik ise kurumlarına bağlı, motive ve yetenek sahibi kişiler tarafından gerçekleştiriliyor. Yetenek sahibi kişiler ve özellikle genç kuşak, bireysel katkılarını gösterebildikleri ve gelişimi destekleyen ortamlarda bulunmayı tercih ediyor. Kurum kültürü; yeteneği çekmek, tutmak ve çalışanlarımızın maksimum potansiyelini ortaya çıkarmak için bir ön koşul! Örneğin ceza kültürünün baskın olduğu ortamlarda risk almak ve yeni fikirlerin ortaya çıkması daha zor... Bu ortamda yeni nesili motive tutabilmek de zor. Bu kültürü oluşturmak, desteklemek, sürekliliğini sağlayacak ve besleyerek geliştirecek liderlik davranışlarını ve liderlerimizi geliştirmek kurumsal değişimin temelini oluşturuyor. Örneğin vizyonu müşterilerini mutlu etmek olan bir şirket, çalışanları mutlu olmadan müşterileri için bunu gerçekleştiremiyor.
Son 5 yılda kaç kez değişim sürecinde bulunduğumuza baktığımızda, üstlendiğimiz yeni rol ortaya çıkıyor: Değişim Elçiliği! Bu rol stratejik bir İK bakış açısına sahip olmanızı, kurumunuza değer katmak için temel fonksiyon ve dinamiklerini anlamayı, ihtiyaçlarına bir danışman gözüyle değer katan çözümler sunabilmeyi ve çözümlerinizi sunma ve etkileme gücünüzü artırmayı beraberinde getiriyor.
Bu yazımızda değişim yolculuğuna keyifli bir başlangıç yapmayı ve büyük resmi oluşturmayı hedefledik. Nihai hedefimiz olan kurumsal değişim için takip eden yazılarımızda sırasıyla aşağıdaki konuları işleyeceğiz:
• Bireysel Değişim
• Kurumsal Değişim
• Değişim Elçisi: İnsan Kaynakları
Bireysel Değişim
Organizasyondaki her bir bireyin tam sorumlulukla çalıştığı, kendi amacını gerçekleştirirken şirket vizyonuna katkıda bulunduğu bir ortam hayal edin. Kopyalanamaz bir rekabet avantajının ve öğrenen organizasyon olmanın yolu bu ortamı yaratabilmekten geçiyor.
Kurumsal Değişim
Kurumun her departmanıyla değişimi kucakladığı, değişimden enerji aldığı ve motive olduğu, tıpkı bir zincirin halkaları gibi ortak vizyon ve hedef için birbirini tamamladığı ve desteklediği bir ortam hayal edin. Kültürü değişmek ve değişimle varolan bir kurum olmanın yolu bu ortamı yaratabilmekten geçiyor.
Değişim Elçisi: İnsan Kaynakları
Her çalışanı ile kurumda değişimin nedenini anlayan, bu değişime stratejik katkıda bulunan ve değişime adaptasyonu kolaylaştıran uygulamalara liderlik eden İnsan Kaynakları departmanının varolduğu bir ortam hayal edin. Uyum yeteneği ile pazarda varolan ve yüksek motivasyonla, şirketine aşık çalışanlara sahip olmanın yolu bu ortamı yaratabilmekten geçiyor.
Sizce yeniden yapılanma, TQM, Six Sigma, Value Based Management... gibi kapsamlı değişim çabalarının % kaçı hedeflenen sonuçlara ulaşmıştır?
a) %10 ya da daha az
b) % 20 - % 30
c) % 35 - % 40
d) % 50
e) % 60’dan fazla
Cevabı ve daha fazlası gelecek yazımızda...
Didem Gürcüoğlu Tekay – MCT Projeler Grubu, Uygulama Lideri
Banu Arabacı Engür – MCT Projeler Grubu, Uygulama Lideri