Çalışma tarzı ‘verimliliğin’ cevap anahtarıdır.
Pandemi ile birlikte çalışma tarzlarını ve bu tarzların yaratacağı verimlilik konusunu tartışmaya başladık. Verimliliğe yönelik “en iyi” yaklaşım konusunda herkesin bir tavsiyesi var. Uzmanlar verimlilik konusunda kendilerinden çok emin konuşur - ancak tavsiyeleri çoğu zaman çelişkilidir… “Çalışmak için en iyi yer ofistir.” "Çalışmak için en iyi yer evdir." "Verimlilik için en uygun tarz; hibrit çalışmadır." “Çalışmanın en iyi yolu “Pomodoro Metodu”dur. “Çalışmanın en iyi yolu “Derin Çalışma(deep work)”dır. Çok fazla tavsiye ve fikir yani tek beden herkese uymuyor. Bir kişiye uyan, diğerine zarar veriyor. Finansçı için işe yarayan satışçı için işe yaramıyor.
Fiziksel olarak farklı olduğumuz kadar psikolojik olarak da farklıyız. Bazılarının üretkenliğine yardımcı olan şey, diğerleri için strese ve dayanılmaz kaygıya neden olacaktır.
Örneğin dışadönük yaşayan ve çalışanlar, etraflarındaki insan enerjisine ve uyarılmasına ihtiyaç duyabilir. Evden çalışırken, başkalarıyla sanal bile olsa ortak çalışma oturumlarının keyfini çıkarabilirler. Elbette, dışadönükler için bile uyarılmanın sınırları vardır - sürekli ailesiyle birlikte evden çalışmak kişinin ofise kaçmak için can atmasına neden olabilir. Veya sürekli iş toplantılarına girmek kişinin gereksiz stres yaşamasına neden olabilir.
İçedönükler daha yüksek seviyede doğal beyin aktivitesine sahiptir ve dışadönüklerin arzuladığı aynı çevre onlar için kabus olabilir. İçe dönükler, biraz huzur ve sükunet verilirse verimlilik seviyelerini artıracaktır. Tabii ki, bu unutulmak istedikleri anlamına gelmez - yine de çalışmaları için teşekkür edilmek ve kabul edilmek isterler, ancak bazıları için bir e-posta, sürpriz bir partiden daha iyi sonuç verebilir.
Ve işi parçalara ayırmaya gelince, bazı insanların zihinsel sınırları her 20 dakikada bir mola gerektiriyor. Onlar için Pomodoro 25 dakikalık odaklanma yöntemi harika çalışıyor (bu kişinin ritmine uyacak şekilde değiştirilebilir). Bazı insanlar ise sevdikleri bir projenin başında 4 saat çalışırken bile kesintiye uğramak istemez. İşte bu insanlar da ‘deep work’ dediğimiz ‘derin çalışma’ ile verimlilik seviyelerini artırabilir. Bununla birlikte, en iyi çalışma tarzının yolunu bulana kadar farklı deneyimler yaşamak, kariyer yolculuğunun sadece bir parçasıdır. İşin daha zor kısmı, diğer insanlarla ve onların tarzlarıyla nasıl çalışılacağını bulmaktır - özellikle de ihtiyaçlarımız zıtsa!
Yöneticiler çok uzun bir süre kişisel olarak kendileri için işe yarayan şeyin çalışanlar için de işe yarayacağını varsaydılar. Bu varsayım elbette yanlıştı. Bireysel farklılıkları görmezden gelmek, çatışmaya, üretkenlik kaybına ve bağlılığın düşmesine yol açar. Olmadığımız bir şey olmaya çalışmak ters etki yaratır. Verimlilik tarzlarımızı tartışmak, etkili iş birliğinin ilk adımıdır. Başkalarının ihtiyaç duyduğu şeylere saygı duymak, üretken bir iş ilişkisi için çok önemlidir. Farklılıklar iyidir. Farklı çalışma tarzları ortak bir sinerjide buluştuğunda verimli bir iş sürecini de hayata geçirmiş oluruz. Çok nadiren, tarzlarımız bazen gerçekten uyumsuzdur. Ancak çoğu durumda, herkese fayda sağlayan bir iş akışı oluşturmanın bir yolu mutlaka bulunur.
İyi okumalar,
Gülcan Çağlar Çalışkan
Genel Yayın Yönetmeni