Boyner, kadınlara “Seninle Tamam” diyor!

Yönetim ve İK anlayışında her daim yenilikçi, eşitlikçi, kapsayıcı, çalışan ve kadın odaklı uygulamalarıyla Türkiye’de ilklere imza atan Boyner Grup son dönemlerde yine farklı projelerle çalışanların hayatına dokunarak ‘insan’ ve ‘iletişim’ merkezli İK süreçlerini hayata geçirdi. Boyner’de yönetim ve çalışma anlayışımız; şeffaflık, açıklık, katılımcılık, yasal olan tüm sorumluluklarımızı yerine getirme ve topluma karşı sorumlu olma ilkelerine dayanıyor diyen Boyner Grup ve Boyner Büyük Mağazacılık İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Seda Kayrak Kızıltan’a İK gündemlerine ve son projelerine dair sorularımızı yönelttik.

Öncelikle Boyner olarak son dönemlerde hayata geçirdiğiniz İK proje ve süreçlerini dinlemek isteriz. 

Boyner’de yönetim ve çalışma anlayışımız; şeffaflık, açıklık, katılımcılık, yasal olan tüm sorumluluklarımızı yerine getirme ve topluma karşı sorumlu olma ilkelerine dayanıyor. Boyner’de herkesin hiyerarşiden uzak, kendisini gösterebileceği ve geliştirebileceği bir çalışma ortamına sahibiz. Tüm çalışanlarımızın kendini açıkça ifade edebilmesi en önemli önceliklerimizden biri. Çalışanlarımızın, şirket çalışmalarına katkıda bulunmak üzere görüş ve önerilerini sunmasını yaptığımız işleri geliştirmek adına önemli bir katkı olarak görüyor ve destekliyoruz. 

Geleneksel Boyner Connect Buluşmaları, Senden Benden Bizden birliktelikleri, Next Boyner proje grup toplantıları, işe yeni girenler için düzenlediğimiz CEO Coffee buluşmaları ve eğitim etkinliklerimiz ile çalışanlarımızın fikirlerini iletme fırsatı bulduğu ortamlar oluşturuyoruz. Ayrıca Boyner’de her çalışan talep ederek kendilerine özel planlanan CEO Coffee buluşması ile CEO’muz ve genel müdür yardımcılarımızla görüş ve önerilerini paylaşabiliyor. Kurum içi iletişime büyük önem veriyoruz; iletişimimizi ve birbirimize olan bağımızı sadece çalışan düzeyinde tutmuyoruz, grup şirketlerimiz arasındaki sinerji ve bilgi alışverişini sağlamak için çalışıyoruz. Geçtiğimiz aylarda tüm Boyner Grup şirketleri yöneticilerinin bir araya gelerek başarı ile geçen 2022 yılında neler yapıldığının ve 2023 planlamalarının konuşulduğu BIG Day organizasyonunda buluştu. İlham veren konukların da yer aldığı etkinlikte iş, ekonomi, sürdürülebilirlik, iyilik değişim ve dönüşüm konuları gündemimizdeydi.

“Açık iletişim” yaklaşımımızla 2022 yılı başında iç iletişim platformumuz Boyner Connect’i hayata geçirdik. Hizmet aldığımız Workplace uygulaması üzerinden tüm çalışanlarımız kolayca birbirinden haberdar olabiliyor, şirket duyurularımızı paylaşabiliyor. Böylece hem ofisteki hem de sahadaki tüm çalışanlarımızla olan iletişimimizi yeni nesil platformumuz üzerinden gerçekleştirebiliyoruz.

Boyner’de şirket hedeflerimizle çalışanlarımızın bireysel hedeflerini bütünleştirerek çalışıyoruz.  Perakende şirketleri içinde bu yeni yaklaşıma geçiş yapan ilk şirketlerden biriyiz. Hem çalışanlarımızın bireysel hedeflerini hem de şirketimizin ulaşmak istediği hedeflerini ortak amaçlar doğrultusunda yönetiyoruz. Bu kapsamda ekiplerimiz aynı yöne ve hedeflere doğru yol alabiliyor. Stratejimizi hayata geçiren bir hedef yönetimi stratejisi ve yaklaşımı sunan OKR metodolojisini benimsiyoruz. Hedeflerimize ulaşırken doğru yolda mıyız, bu hedefler bizim amacımıza hizmet ediyor mu bu yaklaşım üzerinden kendimizi değerlendirebiliyoruz.

Öte yandan perakende sektöründe faaliyet gösteren bir marka olarak Türkiye’nin her yerindeyiz. İstihdamda sürdürülebilirlik böylesine büyük bir operasyon için oldukça önemli. Boyner’in kendine koyduğu tüm hedeflerine ulaşmak, “yaşayan mağaza” olarak adlandırdığı yeni nesil mağazacılık hedeflerini devam ettirebilmesi için sürdürülebilir bir istihdam yaratılması gerekiyor. 

Yakın zamanda hayata geçirdiğimiz “Seninle Tamam” projesi ile hiç çalışmamış ya da çeşitli nedenlerden dolayı çalışma hayatına ara vermiş kadınların Boyner’de çalışması için harekete geçtik. Bu iş ancak “Seninle Tamam” dedik. Proje kapsamında kadınların mağazalarımızda farklı pozisyonlarda kendi belirledikleri saat dilimlerinde çalışabilmelerini sağlıyoruz. Kendi hayat düzenlerine göre mesai saatlerini birlikte organize ediyoruz.  Boyner Grup tarafında devam eden bir başka projemiz olan “Biriz Birlikteyiz” projesiyle de toplumsal cinsiyet eşitliğini insan hakları perspektifinde yorumluyoruz. Bu kapsamda Sabancı Üniversitesi’nin düzenlediği ‘Ev içi Şiddete Karşı İş Dünyası’ eğitimlerine katılarak kadın ekip arkadaşlarımızın özel yaşamlarında maruz kalabileceği her türlü şiddet türünde yanlarında duruyoruz.

Çalışanlarımızın motivasyonunu yüksek tutmaya önem veriyor, her başarının ödüllendirilmeyi hak ettiğine inanıyoruz. Tanıma – Takdir – Ödüllendirme sistemimizi doğru, hızlı ve zamanında uygulayarak verilen emeğe saygı duyuyor, çalışanlarımızın motivasyon ve bağlılıklarını artırmayı amaçlayan çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Öte yandan genç yeteneklerimizin bağlılıklarını artırmayı, Boyner kültürünü güçlendirmeyi ve karşılıklı öğrenme fırsatı yaratmayı hedefliyoruz. Mentorluk Gelişim Programı'mızla deneyimli Boyner yöneticilerimizi geleceğin liderleri ile bir araya getirerek yeteneklerini daha iyi tanımasını sağlıyoruz. Ayrıca Boyner Grup’un liderliğinde “Yarınlar Büyüsün” projesi ile ebeveyn olan çalışanlarımıza; uzatılmış babalık izni, evlat edinme izni, doğum sonrası anne ve baba için psikolojik destek, diyetisyen hizmeti ve çocuk gelişimi eğitimini kapsayan birçok destek sunuyoruz.

2022 yılında hayata geçirdiğimiz projelerden biri de “Arkadaşını Öner” uygulamasıydı. Bu uygulamayla Boyner Büyük Mağazacılık tarafında yaptığımız işe alımlarımızın yüzde 10’u çalışanlarımızın önerileri ile gerçekleşti. Çalışanlarımızın önerilerine önem veriyor ve onlara güven duyuyoruz.
 
Üniversite iş birliklerimizle de perakende alanında çalışmak isteyen öğrenci ve mezunların sektörü deneyimlemesini sağlıyor, iş hayatına daha hazır başlayabilmelerini önemsiyoruz. Örneğin Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi iş birliğinde öğrenci ve mezunların sektörü deneyimlemesini amaçlayarak 3. sınıf öğrencileri ile staj programı, 4. sınıf öğrencilerinin mezuniyetleri ile beraber dahil olduğu MT programını yürütüyoruz. Öğrencilerin, Boyner Perakende Akademisi'nin hazırladığı gelişim programına katılarak kendilerini geliştirebilmesine imkân tanıyoruz. 4. sınıf ders müfredatına da yüz yüze eğitimler ve seminerler ile katkı sağlıyoruz.  Ayrıca ofislerimizde önde gelen üniversitelerin 3. ve 4. sınıflarında okuyan 32 öğrenci NextGen Uzun Dönemli Staj Programı kapsamında istihdam ediliyor ve Boyner dinamizmine yakışır değerli projelere liderlik ediyor.

Pandemi sonrası çalışma hayatını kökten değiştiren iş modelleri olan “hibrit ve uzaktan çalışma” çalışan deneyiminin merkezine oturdu. Boyner’in bu yeni çalışma modelleriyle ilgili revizyonları oldu mu? Yeni çalışma modelinizi anlatabilir misiniz?

Geçirdiğimiz pandemi süreci tüm dünyaya olduğu gibi bize de hem iş yaşamımızda hem de kişisel hayatımızda pek çok şey öğretti. İnsanla, doğayla, tüketimle ve alışkanlıklarımızla bağımızı yeniden kurduk. “İnsan” ve “çalışan deneyimi” kavramlarının değeri değişmeden biz her zaman doğru iç görüye dayalı yenilikleri takip ederiz veya zaten o yeniliği belirleriz. 

Pandemi sonrası İK stratejimizdeki ana değerler değişmedi. Bu dönemde de çalışanlarımızın ihtiyaç ve beklentilerine odaklandık. Pandemi döneminde faydalı olduğunu gördüğümüz ve çalışan deneyimini daha iyi bir seviyeye çıkardığına inandığımız uygulamaları sürdürdük. Hibrit çalışma düzeni kalıcı olarak hayatımıza girdi. Pandemi ile beraber zorunlu olarak uygulanan tam zamanlı uzaktan çalışma ve devamındaki hibrit çalışma modellerinin aslında iş verimliliğini düşürmediğini de deneyimlemiş olduk. Hatta herkesin pandemi öncesinde trafikte geçen zamanları ailelerine ve hobilerine ayırmaktan memnun olduğunu gözlemledik. Bu memnuniyet çalışanların şirkete olan bağlılığını da artırdı. 

Ofislerimizde şu an hibrit düzen uyguluyoruz. Çalışanlarımız haftada 2 gün ofis, 3 gün uzaktan olacak şekilde çalışıyor. Ayrıca “sendromsuz” bir Pazartesi geçirmeleri adına tüm ofis çalışanlarımız haftaya uzaktan çalışarak başlıyor. Yaz döneminde ise Haziran ve Eylül aylarında 1 ay uzaktan çalışma imkânı sunuyoruz. 

Perakende sektöründe insan kaynağı söz konusu olunca ilk aklımıza gelen yetenekleri elde tutma ve çalışma bağlılığını sağlama sorunsalı çıkıyor. Boyner olarak bu sorunları aşmak için neler yapıyorsunuz? 

Çalışan bağlılığında bugün öne çıkan faktörler arasında öncelikle şirketin topluma ve çevreye kattığı değer ile güven duygusu geliyor. Ardından, ekonomik tatmin, kariyer gelişimi için fırsat, mutlu çalışma ortamı yer alıyor. Ekonomik koşulların değişkenliğe uğradığı durumlarda bu faktörleri korumak adına yeni uygulamalar geliştiriyoruz. Çalışanlarımıza yönelik “mutlu çalışma ortamını oluşturmak ve sürdürmek” adına çalışma ortamlarımızda uçtan uca olumlu deneyimler yaşatmaya çalışıyoruz. 

Çeşitli alanlarda istihdam yaratırken bir yandan çalışma arkadaşlarımıza yeni nesil verimli çalışma ortamları sunmaya gayret ediyoruz. Bu kapsamda genel merkez ofisimizi yenileme çalışmalarına başladık. Ofis yenileme kararını alırken genç yetenekleri bir araya getirdiğimiz NextGen programına dahil olan uzun dönem stajyerlerimizin görüşleri de bizler için etkili oldu. Ofisimizin yeni halini tasarlarken sadece bir ofis değil bir “yaşam alanı” ve başarılarımızı kutladığımız ve inşa ettiğimiz bir “buluşma alanı” olmasına dikkat ediyoruz. Bu nedenle çalışma alanlarını değiştirmekle kalmadık, aynı zamanda çalışanlarımızın iş temposundan uzaklaşıp keyifli vakit geçirebileceği ortak alanları da hayata geçirdik. 

Ailemize yeni katılan arkadaşlarımıza yönelik oryantasyon programımızı da yeniledik. İş hayatına katılımı gün geçtikçe artan Z jenerasyonunun beklentilerini ve değişen yeni dünyanın gerekliliklerini de göz önünde bulundurarak BoynerOn oryantasyon programını hazırladık. Bu başarılı oryantasyon programını hayata geçirerek işe yeni başlayan çalışanlarımız ile güçlü bir bağ kuruyor, işlerinin ilk zamanlarında ihtiyaç duyabilecekleri her konuda yanlarında oluyoruz.

Boyner’in toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda yenilikçi projelere ve ilklere imza attığını biliyoruz. “Seninle Tamam” projesi de bunlardan birisi… Bize biraz bu projeden bahsedebilir misiniz? 

Boyner’de işe alımdan başlayan ve tüm kademelerde titizlikle uygulanan bir eşitlik politikamız var. Kadın istihdamının artırılması için çaba gösteriyor, eşit işe eşit ücret politikası uyguluyoruz. İcra kurulumuzun yüzde 60’ını kadınlar oluşturuyor. Merkez ofislerde kadın yönetici oranımız yüzde 46, merkez ofis çalışanları içinde kadın çalışan oranımız yüzde 47. Bu anlamda kadın-erkek çalışan oranına bakıldığında Türkiye ve dünya ortalamasının üzerindeyiz. Tüm bunlara ek olarak kadınların toplumsal alışkanlıklarla görmeye alışkın olmadığımız rollerde sorumluluk almasını destekliyoruz. Lojistik yöneticisi ya da kurye gibi pozisyonlarda kadın çalışanlarımızın sayısı her geçen gün artıyor. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz projelerden biri de “Seninle Tamam”. Daha önce çalışma fırsatı bulamamış, çeşitli nedenlerle çalışma hayatına ara vermiş ve sonrasında da iş hayatına dönememiş kadınları Boyner'in bir parçası olmaya davet ettiğimiz proje, kadınlara kendi belirleyecekleri çalışma saati seçeneğiyle işe başlama özgürlüğü sunuyor. Projenin hayata geçmesiyle birlikte 17 kadın, İstanbul başta olmak üzere, Bursa, Kayseri ve İskenderun şehirlerindeki Boyner mağazalarında farklı departmanlarda görev alarak çalışma hayatına başladı. 

Boyner mağazalarına “Satış”, “Depo”, “Operasyon”, “Müşteri İlişkileri” gibi farklı pozisyonlarda işe alınan adaylar Boyner’in sunduğu eğitim olanaklarından da faydalanabiliyor. Verilen eğitimlerle mağazacılık mesleğini öğrenen adaylar, çalışmaya, kazanmaya ve fark yaratmaya hazırlanıyor. 

Son olarak geleceğe dönük İK proje ve hedeflerinizi dinlemek isteriz. 

2023 ülkemiz için çok üzüntü veren bir deprem felaketiyle başladı. Önceliğimiz bölgede yaşayan çalışanlarımıza ve depremzede vatandaşlarımıza destek olmak oldu. Bu konuda kamu kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve tüm ilgili kurumlar ile dirsek dirseğe çalışıyoruz. Boyner Grup Gönüllülerimiz de kendi bölgelerindeki yardım çalışmalarında fiziki olarak yer aldı. Yaraları dayanışma ile hep birlikte saracağımız inancıyla grup şirketlerimiz, ilgili kamu kuruluşları, iş ortaklarımız ve Boyner Grup Gönüllülerimizle birlikte deprem bölgelerine destek için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. 

Mart ayının başında ise çok değerli bir adım attık. Kadınlar iyileştiğinde tüm dünyanın iyileşeceğine olan inancımızla Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun Mor Yerleşke projesine destek veriyoruz. Proje ile depremden etkilenen kadınların, çocukların, bakıma ihtiyaç duyan büyüklerin ve engelli bireylerin koşullarını iyileştirmek için sürdürülebilir bir adım attık. Annelerin ihtiyaç duyduğu emzirme odaları, çocuklar için aktivite alanları, psikolojik danışmanlık ve daha birçok desteği barındıracak yapıları deprem bölgesine konumlandırıyoruz. Mor Yerleşke ile depremzedelerin temel ihtiyaçlarını sağlayarak, psikososyal açıdan güvenli alanlar yaratılmasına katkı sağlıyoruz.  Uzun ve sürdürülebilir bir desteğin öneminin bilinciyle ilk etapta 14 yerleşke ile başladık. Diliyorum ki bu yerleşkeler hepimiz için umudun kaynağı olacak. 

Sürdürülebilir istihdam yaratmak adına çalışan deneyimini daha da zenginleştirmeye devam edeceğiz. Teknoloji uygulamalarına yatırımlarımız artıyor ve dolayısıyla online satış kanallarımızın da gelişimi için yazılım, IT ve teknoloji alanında daha fazla istihdam yaratacağız. 

Çalışanlarımıza daha yaratıcı, kendilerini geliştirebilecekleri alanlarda daha verimli olabildikleri fırsatlar yaratacağız. Tüm çalışanlarımızın ve liderlerimizin gelişim süreçlerine odaklanmaya devam edip bu dönüşüm sürecinde ihtiyaç duydukları programlar ile gelişimlerine katkı sağlamayı sürdüreceğiz. Son zamanlarda öne çıkan projelerimizden biri de “Lead the Future” programı. Bu program ile birim yöneticisi seviyesinden başlayarak Boyner Grup’taki tüm yönetim seviyelerine özel gelişim programları tasarlıyoruz. Özellikle geleceğin yönetici adaylarını destekleme adına Kendini Yönet, Takımı Yönet, Organizasyonu Yönet ve İlişkileri Yönet modüllerini içeren bu Liderlik Gelişim Programı ile hem Boyner’i hem de çalışanlarımızın kariyerlerini ileriye taşıyacak adımlar atılmasını sağlıyoruz, çalışanlarımıza liderlik yolculuğunda rota oluşturuyoruz.

Sürdürülebilir istihdam ve iş dünyasına yönelik çalışmalarımız elbette büyüyerek devam edecek ancak bir yandan kapsayıcılık da bizim son derece önem verdiğimiz bir kavram. Kapsamımızı her grubun temsilini destekleyecek şekilde belirleyerek kapsayıcılık üzerine projelerimizi hayata geçireceğiz. 

Farklılıkların insanları birleştiren bir güç olduğuna inanıyor; çalışanlarımızın, iş ortaklarımızın ve müşterilerimizin engelsiz bir iletişim ortamında yaşamasını önemsiyoruz. Bu kapsamda çalışanlarımızın işaret dili öğrenebilmesi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Engelliler Müdürlüğü desteğiyle “Gönülden İşaret” projesini başlattık.  Ayrıca hali hazırda devam eden projemiz; cinsiyet eşitliği anlayışımızın bir yansıması olan “Yarınlar Büyüsün” ile ebeveynliğin annelikten ibaret olmadığını, babaların da önemli sorumluluklara sahip olduklarını göstermeyi yani; ebeveyn olan çalışanlarımızı cinsiyet rollerinden arındırılmasını amaçlıyoruz.

“İş yaşamında cinsiyet eşitliği” konusu ise bizim için temel bir demokrasi meselesi. Dolayısıyla süreçlerimizi; işe alımdan başlamak üzere, iş ilişkilerinden ücretlendirmeye, eğitimlere eşit katılım hakkından terfi, emeklilik ve istihdam koşullarına kadar tüm süreçlerde fırsat eşitliğini sağlayacak şekilde ele alıyoruz. İcra kurulumuzun yüzde 60’ını kadınlar oluşturuyor. Merkez ofislerde kadın yönetici oranımız yüzde 46, merkez ofis çalışanları içinde kadın çalışan oranımız yüzde 47. Bu anlamda kadın-erkek çalışan oranına bakıldığında Türkiye ve dünya ortalamasının üzerindeyiz. Bu yıl içerisinde hayata geçirdiğimiz “Biriz Birlikteyiz” projesi kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesi adına planlanmış ve öne çıkan projelerimizden biri.  “Biriz Birlikteyiz” diyerek, ekip arkadaşlarımızın özel yaşamlarında maruz kalabileceği her türlü şiddet unsurunda yanlarında durduğumuzun, çalışanlarımıza destek verdiğimizin altını çiziyoruz.