Kariyer sadece işten ibaret değildir!
Günümüzün taleplere anında karşılık vermeyi zorunlu kılan iş yapış kültürü, bizleri de her türlü duruma kolay uyum sağlayan, en kısa zamanda geribildirim veren çalışanlar olmaya zorluyor.
Artık sadece eve ekmek getirmek için çalışmıyoruz. Artık işimizin de tıpkı kişisel yaşamımız gibi bir anlamı olması gerekiyor. Eğer doğuştan sahip olduğumuz yetenekler ve armağanlar işimizde kullanılamıyorsa ya da hevesimiz kırılıyorsa, kendimizin de bir parçası bir yana itiliyor ya da görmezden geliniyor demektir. İş, yaşamımızın üçte birini tükettiği için işimize olan bağlılığımız ve ona yönelik katkılarımız kim olduğumuzu ve nelere değer verdiğimizi ifade eder hale geldi.
Genel olarak baktığımızda, kariyere dair önerilen teknik ya da beceriler kişileri kendi yetenek ve armağanlarının farkında olmaya yöneltmenin farklı yollarını oluşturuyor. Bunlar bizi heyecanlandıran ve kolaylıkla yaptığımız şeyler…
Bu becerileri, diğerlerinden daha iyi hale gelmek için kullanmalıyız. Tevazu, öğrenme, merhamet, empati… Bu ve bunun gibi özellikleri dayanak haline getirmek; arabamızın ya da diploma derecemizin önemli olmadığını anlamamızı sağlar. Önemli olan işimizin bizi parasal olarak desteklemesi; ama aynı zamanda bizi ve etrafımızdakileri esinlendirmesidir.
Internet, e-posta, mobil cihazları her ne kadar iş yaşamında bizlere çok büyük kolaylıklar sağlasa da ulaşılabilirlik ve bilgi yükü anlamında bizleri 24 saat iş başında olan varlıklar haline getiriyor. Bilgiye erişimin bu kadar kolay ve hızlı hale gelmesi ile bizler de aynı şekilde hızlı karar vermek ve buna bağlı olarak aksiyon almak zorunda kalıyoruz.
İşte her şeyin bu kadar anlık olduğu bir ortamda ne yazık ki “uzun vadeli düşünmek” çoğu zaman arka planda kalıyor. Artık birçok başarılı iş adamı belirli aralıklarla kendilerine molalar verip, temiz havayı içine çekebileceği sakin ortamlarda etrafında olup biten her şeye uzaktan, büyük pencereden bakmaya çalışıyor.
Çünkü yaratıcı fikirler, gelişim ve kariyer sadece teknolojinin bizlere sunduğu nimetlerden en iyi şekilde faydalanmakla elde edilmiyor, kimi zaman ofisten ve günlük baskılardan uzaklaşmak da bize farklı pencereler açabiliyor. Bu dengeyi bulmanın zor yanı ise, özellikle kariyerlerinin kritik dönemlerinde üç ayda bir kısa zaman dilimleri için bile olsa kişinin kendisi için bu tarz bir zaman yaratmasının güçlüğünde yatıyor.
Bugün birçok işletme enstitüsü fark etti ki, yöneticilerin önemli stratejik fikirler ve kendi liderlik becerilerini geliştirebilmeleri için onlara bir “vaha” sağlamak her şeyden önemli. Bunun yanı sıra bazı büyük şirketler yıllardır farklı yönetim seviyelerindeki yöneticilerini “Yönetici Gelişim Programları”na göndermeyi en önemli önceliklerinden biri olarak görüyor.
Böylece şirket yöneticileri günlük deneyimlerinden biraz olsun uzaklaşarak dışarıya bir adım atıyor ve belirli bir zaman dilimini diğer sektör, organizasyon ve kültürleri tanıyarak geçiriyor. Bu da onlara global iş hayatını şekillendiren yeni fikirleri, bakış açılarını ve konuları tanıma olanağı veriyor.
Bu uygulamayı hayata geçiren bir CEO, kendi deneyimlerinden yol çıkarak Harvard Business School’da yaşadığı benzer deneyimlerin sadece kendi iş ve sosyal hayatını geliştirmekle kalmadığını, aynı zamanda tüm şirketin stratejilerini de etkilediğini ifade ediyor.
Bununla birlikte araştırmalar, yöneticilerin sınıf içi eğitim deneyiminin ötesinde farklı bakış açısını düşünme süreçlerine en kısa zamanda dahil etmeleri gerektiğini gösteriyor.
Önceden tasarladığınız bu zaman diliminde her zaman olduğundan daha az bilgi ile muhatap olun.
Kendinizi bir hafta sonu için, hatta mümkünse bir hafta boyunca rutin karar alma süreçlerinizden uzaklaştırın, mobil telefonunuzdan gelen mesajlara cevap vermeden bugüne kadar öğrenmek ve anlamak istediğiniz fakat ilgilenmeye vakit bulamadığınız konulara odaklanın.
Kendiniz için yeni ortamlar araştırın.
Biraz olsun ofisinizi çevreleyen duvarlarının ötesine geçip ilginizi çeken kurslara katılın, hafta sonu için ormanlık bir yerde bir kulübe kiralayın veya sahilde yürüyüşe çıkın. Olaylara ve durumlara bambaşka bir şekilde bakabildiğinizi göreceksiniz.
Son olarak yılda birkaç kez sürekli irtibat halinde olduğunuz grubunuzdan (yönetim ekibi, direktörler, danışmanlar vb.) biraz olsun uzaklaşın ve yeni seslere kulak verin. Örneğin, bir konuşma grubuna katılın ve sizin uzmanlık alanınız dışındaki kişilerin deneyimleri hakkında bilgi sahibi olun.
Belki yöneticilerin kendilerine ayıracakları böylesine bir zamanın günümüz iş ortamında çok büyük bir lüks olduğunu aklınızdan geçiriyorsunuz şu an. Unutmayın; yapmanız gereken tek şey çalışma arkadaşlarınıza bilgi vermek… Bırakın bir süreliğine de olsa en değerli varlığınız “teknoloji” değil de “zaman” olsun.
Başarılı organizasyonlar, “gerçek olmanın” gidilebilecek tek yön olduğunu anlayanlardır…
İki örnek üzerinden gidelim: Satış danışmanının çivilerin nerede olduğunu göstermek için benimle birlikte raflara kadar yürüdüğünü, o arada da sohbet ettiğini düşünelim önce. Ardından da hem cep telefonuyla konuşup hem de rafların olduğu geçidi işaret eden bir satıcıyı düşünelim. Verimlilik ve gerçek müşteri hizmeti arasındaki ince fark budur işte. Bu tür küçük incelikler benzer sebeplerle başarılı olan her insanda görülür: Başarılı tüketiciler büyük olasılıkla diğerleriyle nasıl bağlantı kurmaları gerektiğini de biliyordur.
Bu nedenle günümüzün tüketicileri; nazik, eğlenceli, işinden keyif alan ve işiyle ilgili bir amacı olan bilgili kişiler ile bir arada olmak istiyor. Eğer satın aldığım ürünleri paketlemek seni sinirlendiriyorsa ve bu bulabildiğinden tek işse, hayatını bu şekilde kazanmak zorunda olmaktan duyduğun mutsuzluğu kaba bir beden dili, ses tonun ve hatta kayıtsızlığınla bana hissettiriyorsan; benim başka seçeneklerim olduğunu unutuyorsun… Gıda, cep telefonu ya da giysiler için sana bağımlı değilim.
İnsani ihtiyaçlarımı karşılayamıyorsan, paramı başka yerlerde harcayabilirim. Paramı, işin paradan daha fazlası olduğunu bilen kişilerin çalıştığı bir yerde harcarım. Yaşamımızın en önemli işi diğer kişilerin yaşamını kolaylaştırmaktır. Bu ister diploma alabilmemi sağlamak için bana psikolojinin temellerini öğretmek olsun, ister mezuniyet törenim için üzerimde duracak en güzel giysiyi seçmeye yardım etmek; hayatımı güzelleştirebilirsin.