41 yaşındaki “genç şirket” Çimsa’dan dünyaya örnek İK uygulamaları
Çimento sektörü geleneksel, hiyerarşinin yoğun olduğu bir yapıya sahip...
Ama birazdan dinleyeceğiniz uygulamalar, son derece yenilikçi ve farklı:
Sektörde ilk olan Yönetici Geliştirme Programları, mavi yakalı çalışanlara yönelik sadece Türkiye’de değil
dünyada çimento sektöründe rastlanmayan değerlendirme ve geliştirme çalışmalarının mevcut olduğu bir kurumun; Çimsa’nın öyküsünü anlatacağız birazdan.
Kurumsal Gelişim ve İK Genel Müdür Yardımcısı Bilgen Çağlı, imza attıkları bu yenilikçi uygulamaları ve
üzerinde çalıştıkları yeni projeleri HRdergi okurları için anlattı.
Öncelikle bizlere kısaca Çimsa’yı anlatır mısınız?
1972 yılında kurulan şirketimiz, Türk çimento sektöründe 40 yılı aşkın süredir fark yaratan ürün ve çözümlere imza atıyor. Bugün geniş ürün yelpazemiz, yenilikçi çalışanlarımız, insana ve çevreye saygılı yaklaşımımızla sektöre öncülük ediyoruz. Uluslararası bir çimento ve yapı malzemeleri şirketi olmak hedefiyle yüzümüzü geleceğe dönerken, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarımızı da faaliyetlerimizin temeline alıyoruz.
Bugün, Mersin, Eskişehir, Kayseri, Niğde ve Afyonkarahisar’da bulunan 5 entegre fabrikamız, Ankara’da bulunan bir öğütme tesisimiz, Marmara ve Malatya çimento paketleme tesisimizle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
Beyaz çimento alanında dünyanın ilk iki markasından biri olarak, Hamburg (Almanya), Trieste (İtalya), Sevilla ve Alicante (İspanya), Gazimagusa (KKTC), Köstence (Romanya) ve Novorossiysk’de (Rusya) bulunan terminallerimizle uluslararası bir çimento üreticisiyiz. 2013 yılına baktığımızda, yıllık 5,5 milyon ton klinker kapasitesi ve 1,1 milyon ton beyaz klinker kapasitesine sahibiz. 1.000’den fazla çalışanımız ile büyük bir aileyiz. Çalışanlarımızın 600’e yakını mavi yakalı. Hazır beton sektöründe ise Türkiye’nin en geniş hazır beton tesis ağına sahibiz. 28 farklı lokasyonda hazır beton tesisimiz var. Tüm lokasyonlarımızdaki taşeron çalışanlarımızın sayısı 1200’e ulaşıyor. Kısacası Kurumsal Gelişim ve İK ekibi olarak 2200 çalışandan oluşan bir nüfusa hizmet sunuyoruz.
Bu yapı içinde İK’nın nasıl bir yeri var?
Kurumsal Gelişim ve İK Genel Müdür Yardımcılığı olarak İstanbul’da merkezi olarak İK’yı yönetiyoruz. Fabrikalarda İK’dan sorumlu arkadaşlarımız var. İnsan Kaynakları ile ilgili strateji, politika geliştirme, sistemlerin altyapısını oluşturma çalışmaları tamamen merkezi olarak yürütülüyor. Ama hayat sahada olduğu için merkez ekibimiz çok sık fabrikalarımıza gidiyor.
Merkezde 6 kişilik bir ekip olarak görev yapıyoruz. Fabrikalardaki arkadaşlarımızla birlikte ise toplamda 13 kişiyiz.
Göreviniz sadece İnsan Kaynakları değil, “Kurumsal Gelişim”i de içeriyor. Bu vurgunun özel bir nedeni var mı?
Bu tanımlamaya gidilmesinin temel nedeni İK’nın sadece işin personel ve idari işler tarafını yönetmeyen; çalışanların seçme yerleştirmeden başlayarak gelişiminden sorumlu olan, proaktif bir şekilde strateji için çalışan bir iş ortağı olmasının hedeflenmesi… Bu nedenle yapılan bu vurgunun çok önemli ve yerinde olduğuna inanıyoruz.
Çimsa’da İK tüm iş stratejisinin ayrılmaz bir parçası olarak görülüyor; İcra Kurulu’nda da temsil ediliyor.
Şu anda ekip olarak hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?
Kasım ayında çimento sektörü için bir ilke imza atarak Yeni Mezun Programı başlattık. Çimsa’ya giriş ve gelişim yolculuğu bundan sonra bu programdan geçecek.
Fabrikalarımıza insan kaynağı yetiştirmeyi hedeflediğimiz, sadece işe alım değil gelişim boyutu da olan bu programda, yeni mezun ve deneyimi olmayan 16 genç arkadaşı sahaya aldık.
Bu arkadaşlarımız 6 aylık bir gelişim programına dahil oldu. Üretim, satış pazarlama, finans, kişisel gelişim, tedarik zinciri yönetimi olmak üzere şirketteki tüm ana fonksiyonlar konusunda temel anlamda bilgi sahibi olabilecekleri bir süreç içine girdiler. Sınıf eğitimlerinin yanı sıra farklı bölümlerde rotasyona girerek yaşayarak öğrenme fırsatı buldular.
Öte yandan yine ilk kez başlattığımız mentor’luk sürecine de dahil oldular. Sabancı Holding’in mentorluk programına dahil olan yöneticilerimiz vardı. Onların deneyimlerinden yararlandık. Öte yandan grubu biraz daha büyütebilmek için başka yönetici arkadaşlarımızı da bu konuda eğittik. Şimdi onların da rehberliğinde bu süreci takip ediyoruz. Bu uygulamanın hem yönetici adayı gençlerimizi çok mutlu ettiğini hem de içeriye ciddi bir dinamizm kattığını söyleyebilirim.
Tüm bu sürecin içinde yer alan arkadaşlarımızın şu anda çalıştıkları departman belirlendi. Programın sonunda ise bir proje ile yönetime sunum yaparak, sürecin tamamlanmasını hedefliyoruz.
Bu noktada; programa dahil olan 16 arkadaşımızdan 9’unun kadın olmasının da bizim için çok gurur verici olduğunu belirtmek isterim. Çimento sektörüne baktığımızda kadın çalışan oranının yüzde 4 olduğunu görüyoruz. Bu sebeple belki gelecekteki kadın yöneticilerimizin bu programdan yetişeceğini de umut ediyoruz.
Mavi yakalı çalışanlarınıza yönelik yeni çalışmalarınız var mı?
Çimsa ürünleriyle olduğu kadar süreç ve yönetim yaklaşımıyla da yenilikçi bir şirket. Bu yaklaşımımızı bizim asıl büyük çalışan grubumuzu oluşturan üretim fonksiyonundaki organizasyonel yapıda da hayata geçirdik. Çok katmanlı ve bölümlerin silo mantığında, bakım, üretim gibi birbirlerinden çok keskin ayrımlarla ayrıştığı geleneksel yapı yerine; işlerin planlama ve operasyon olarak ayrıldığı ve operasyonun bir bütün olarak ele alındığı daha yalın bir yapıya geçiş yaptık. Her alandan sorumlu bir ekip var ve bu ekipler o alandaki tüm süreçlerden sorumlular. Bu yaklaşım kişilerin işlerini daha çok sahiplenmesine ve sorumlu oldukları alan için herkesin aynı derecede sorumlu hissetmesine olanak tanıyor. Bu yapıya geçişi en doğru şekilde yönetebilmek için bu ekipleri yönetecek kişilerin seçimi ve çalışanların yeni yapıya uygun bilgi ve becerileri edinmeleri çok kritikti. Biz de bunu yapabilmek için mavi yakalı çalışanlar için pek sık yapılmayan bir şekilde, yaklaşık 300 çalışanımızın potansiyel değerlendirmesini gerçekleştirdik. Mavi yakalı arkadaşlarımız içinde mülakatların, rol oyunlarının, testlerin olduğu, envanterlerin yapıldığı bir sürece girdiler. Bu sayede Çimsa’nın geneli için bir fotoğraf çekmiş olduk ve bundan sonraki gelişim alanlarında bu verileri kullanma imkanı bulduk. Bundan sonra da büyüyen organizasyonumuz içindeki boşlukları bu havuzdan yararlanarak dolduracağız.
Öte yandan, bu değerlendirmeler sonucunda bazı mavi yakalı arkadaşlarımızın beyaz yaka statüsüne geçtiğini belirtmek isterim. Dolayısıyla onlar için, bugüne kadar önlerinde belki de hiçbir şekilde görülmeyen bir kariyer yolu açıldı. Onlar için bir ekip lideri gelişim programı tasarladık. Şimdi bu programdan geçmiş arkadaşlarımızın performansını takip ediyoruz.
Bu, sektör açısından baktığımızda dünyada da rastlanmayan bir uygulamadır. Pilot uygulamamızı Niğde ve Kayseri fabrikalarımızda gerçekleştirdik; bu sene de Mersin’de başlıyoruz.
Bu süreci nasıl iletişime açtınız?
Genel bilgilendirmenin yanı sıra bire bir iletişime girdik. Ekip arkadaşlarımız vardiyalarla birlikte çalışanlarımıza yenilikleri aktardı; sorularını, beklentilerini aldı. Uygulamaya geçtikten sonra da yaptığımız pilot çalışma bizim için çok yararlı oldu. Çünkü oradan bazı geri bildirimler aldık, sonraki aksiyonları bu öğrenilmişlikler doğrultusunda gerçekleştirdik.
Bundan sonrası için gündeminizde neler var?
Yetenek yönetimi ve kariyer planlama, tüm İK profesyoneller gibi bizim de gündemimizde.
Bunun yanı sıra, özellikle bu sene başında yaptığımız yönetim toplantılarında yaptığımız odak grubu çalışmalarından İK’ya çıkan bir görev var: Orta düzey yöneticilerin, yöneticilik becerilerini geliştirmesini hedefliyoruz. Dolayısıyla 2014 yılında bizim için en kritik konulardan biri bu.
Farklı lokasyonlarda faaliyet gösteren bir firma olduğumuz için üst yönetimin stratejisinin, hedeflerinin ve bakış açısının fabrikadaki çalışan arkadaşlarımıza da aynı düzeyde indirgenmesi gerekiyor. Onlar bizim için çok kritik rol oynuyor. Bu nedenle orta kademedeki yöneticilerin çok sıkı, sağlam ve sağlıklı iletişim kanalları kurması çok önemli.
Bu hedefi gerçekleştirmek için hem gelişim planı, hem koçluk gibi bir dizi çalışma yapıyor olacağız. Bunun için bir odak grubu oluşturduk. Önümüzdeki 4 aylık süreçte de bu çalışmayı tamamlamayı düşünüyoruz.
“21 SENEDİR İK’NIN İÇİNDEYİM, MESLEKTE DAHA FAZLA MÜHENDİS GÖRMEK İSTİYORUM…”
Sohbetimiz sırasında, İK alanındaki kariyerine 21 yıldır devam ettiğini öğrendiğimiz Bilgen Çağlı’dan, Türkiye’de bugün gelinen noktayı değerlendirmesini de istedik. Sözlerine, “İK’da inanılmaz bir değişim ve gelişim görüyorum. İK’nın şirketlerdeki ağırlığını gördükçe de geldiği yer konusunda gurur duyuyorum” diyerek başlayan Çağlı, bakın nasıl devam ediyor:
“Ancak yeterli noktada olmadığımıza, daha gidecek çok yolumuz olduğuna inanıyorum. Her şeyden önce İK’nın daha çok gencin ilgisini çekmesini istiyorum ancak bunu sadece sosyal bölümlerde okuyanların çalışmak isteyeceği bir alan olarak görmelerini istemiyorum. Kişisel olarak meslekte daha çok mühendisi görmek istiyorum. Çünkü Türkiye gibi şartların sürekli değiştiği bir ülkede İK profesyonelleri olarak somut sonuçları ortaya koyabilmemiz gerekiyor. Üst yönetim ancak bu şekilde bizi dinliyor. Aksi durumda sadece temennide bulunan bir bölüm haline geliyoruz ve sonuç görülebilen tek şey operasyonel oluyor. Oysa yaptığımız işin katma değerini somut olarak sürekli ortaya koymak gerekiyor”.
Son olarak sizi de tanımak isteriz. Bizimle kısaca kariyer öykünüzü paylaşır mısınız?
ODTÜ Psikoloji bölümü mezunuyum. Sonrasında İstanbul Üniversitesi’nde işletme yüksek lisansı yaptım. Aklımda insan yönetimi konusunda çalışmak hep vardı, iş hayatı ile psikolojiyi birleştirebilecek bir alanda çalışmayı arzu ediyordum.
İK o dönemde bu kadar yaygın değildi. Örgütsel psikoloji adı altında yeni yeni uyanmaya başlayan bir süreç vardı. Bu da çok ilgimi çekiyordu.
Ankara Üniversitesi’nde 5 yıl çalıştıktan sonra İstanbul’a geldim. Akkök Şirketler Grubu’nda çalıştım. Sonrasında Anel, Vestel gibi farklı şirketlerde görev yaptım. Son olarak Ereğli Demir Çelik Fabrikalarında, İstanbul merkezde İK Direktörü sorumluluğunu yürütüyordum. 9 aydır da Çimsa’da görev yapıyorum.
Çimsa’da şu anda gerçekten çok iyi niyetli ve çalışkan bir insan profili ile bir aradayım. Bunun bizim büyük bir artımız olduğunu düşünüyorum. Burada esnek, farklı fikirlere açık, dünyada neler olup bittiğini merak eden, araştıran ve proaktif davranan bir bakış açısı var. Bu, bizi her anlamda destekleyen bir üst yönetimle birleşince, İK ekibi olarak kendimizi gerçekten şanslı hissetmemize neden oluyor.