Yeni Bir Yıla (Güne) Kucak Açmaya Hazır mısınız?


Çok yakın bir dostum güzel bir soru sormuştu: “Her insana doğduğunda eşit olarak verilen tek şey nedir?”. Ben akıl mıdır diye düşünürken, “Akıl maalesef herkese eşit verilmiyor” demiş ve “Herkese eşit olarak verilen tek şey bir gündür; ama nasıl kullanacağı kişiye aittir” diye eklemişti. Bu sözler beni çok etkilemişti. Yerine konulması, geri dönülmesi, yenilenmesi, satın alınması mümkün olmayan 24 saatimiz var. Aslında bakarsanız her 24 saat bize bir armağandır, değil mi? Tercihlerimizle nasıl harcayacağımızı belirleriz. Bu şekilde bakıldığında geçmişi sorgulamanın anlamsızlığı, gelecek kaygısının sanallığı ortaya çıkıyor aslında...

Geçmişin yükünü taşımayı, gelecek için sürekli kaygılanmayı severiz nedense... Anın kıymetini kaybettikten sonra anlarız. Her gün yeni bir yıl gibi yeni bir başlangıç, yeni bir fırsattır. Her şey, her zaman, göründüğü gibi değildir...

“Yaşlı bir marangozun emeklilik çağı gelmişti. İşveren müteahhidine, çalıştığı konut yapım işinden ayrılarak eşi ve büyüyen ailesi ile birlikte daha özgür bir yaşam sürmek tasarısından söz etti. Çekle aldığı ücretini elbette özleyecekti. Ne var ki emekli olması gerekiyordu. Müteahhit, iyi işçisinin ayrılmasına üzüldü ve ondan, kendine bir iyilik olarak, son bir ev yapmasını rica etti. Marangoz, kabul etti ve işe girişti, fakat gönlünün yaptığı işte olmadığını görmek pek kolaydı. Baştan savma bir işçilik yaptı ve kalitesiz malzeme kullandı. Kendini adamış olduğu mesleğine böyle son vermek ne büyük talihsizlikti! İşini bitirdiğinde işveren, evi gözden geçirmek için geldi. Dış kapının anahtarını marangoza uzattı. ‘Bu ev senin’ dedi, ‘Sana benden hediye’ . Marangoz, şaşırmış ve utanmıştı! Keşke yaptığı evin kendi evi olduğunu bilseydi! O zaman böyle yapar mıydı hiç!”

Bizim için de durum böyledir. Gün be gün kendi hayatımızı kurarız. Çoğu zaman da, yaptığımız işe elimizden gelenden daha azını koyarız. Sonra da şaşkına dönerek kendi kurduğumuz evde yaşayacağımızı anlarız. Eğer tekrar yapabilsek, çok daha farklı yaparız. Ne var ki, geriye dönemeyiz. “Marangoz” sizsiniz. Her gün bir çivi çakar, bir tahta koyar ya da bir duvar dikersiniz. “Hayat bir kendin yap, tasarımıdır” demiştir biri. Bugün yaptığınız davranışlar ve seçimler, yarın yaşayacağınız evi kurar. Öyle ise onu akıllıca kurun. Unutmayın... Paraya ihtiyacınız yokmuş gibi çalışın. Hiç incinmemiş gibi sevin. Kimse izlemiyormuş gibi dans edin.

Bazen, işler istediğimiz gibi sonuçlanmadığında, bunu hatırlamak gerekir. Eğer inanıyorsanız, yapmanız gereken şey sadece, her sonucun her zaman sizin lehinize olduğuna güvenmektir. Bunun böyle olduğunu, ancak belirli bir zaman sonra öğrenebilecek olsanız bile...

Bazı insanlar, hayatımıza girerler ve çabucak çıkarlar. Bazıları ise, dostumuz olur ve bir süre orada kalırlar. Yüreklerimizde o güzel ayak izlerini bırakarak... Ve bu, iyi bir dost kazandığımız için, bir daha asla eskisi gibi olmayacağız demektir! Ya da işimizi kaybettiğimizde bu bize o anda kabus gibi gelir, çıkmaza sürükleriz kendimizi... ama bir kapı kapanmışsa mutlaka başka bir kapı sizin için aralanmıştır. Sadece o an bunu fark etmezsiniz; ta ki o aralanan kapıyı görebildiğiniz ana kadar… Kendinize yine yeni yeniden bir yıl (gün) armağan edin. Sağlıklı ve mutlu yeni yıllar (günler)!

Gülçin Birben

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)