X Kuşağı
Günümüzün teknoloji çağında yazılımları yapanlar, işimizi kolaylaştıran programları oluşturanların bir kısmı daha henüz çok genç yaşta. Bunun yanı sıra üniversite son sınıfta verilen projelerin veya tezlerin konularına, içeriğine ve ortaya çıkartılan sonuçlarına bakıldığında, uluslararası şirketlerin analizlerine, stratejik planlamalarına, reklam veya piyasa araştırmalarına yer veren öğrenciler, milyon dolarlık bütçeli projelere katkıda bulunabilir hale gelmekteler. Okul sonrasında ise teknolojiye yakınlıkları, her türlü bilgiye kolaylıkla ulaşmanın yollarını bilmeleri, pratik zekaları onların hızlı bir şekilde gelişmesine ve yükselmesine olanak yaratmakta.
Bayrağı devir almak isteyenler artık okul hayatının bitmesini bekleyen, sadece belli konularda bilgisi olan modelin dışındalar; daha çok sorumluluk alabilecekleri, değer katabilecekleri pozisyonlarda çalışmak istiyorlar ve bunu da başarıyorlar. Ofislerimizde yönetime destek veren ekibin içerisine bakıldığında yaş ortalamasının oldukça düşük olduğunu fark etmemek mümkün değil. Bu; jenerasyon büyüdükçe, yönetimde oluşturulan takımlarda da farklı kuşakların artmasına ve birarada çalışmasına, karşılıklı paylaşıma olanak sağlıyor.
Peki X Kuşağı Kimlerden Oluşmakta?
1960 1980 yılları arasında doğanlardan oluşan bu kuşak, sosyal değerlerin değişimine sebep olduğu gibi iş sahalarında da geleneksel yönetim sistemine farklı bir bakış açısı getirmekte. Gelecekte ise iş konularında daha etkin olacakları vurgulanmakta. Eskiden müdür olma hedefleri kurulurken, şimdilerde kendi işlerini kurma hedefi hakim olmakta.
X kuşağı kısaca:
• Yüksek teknolojiye hakim, teknolojiyi kullanabilen, geliştirebilen,
• Özgürlüğüne düşkün,
• Sosyal ve kaliteye önem veren,
• Global bir bakış açısına sahip,
• Farklılık yaratan,
• Esnek bir çalışma ortamını tercih eden,
• Takım ve ekip çalışmasına inanan,
• Seçici ve detayları dikkate alan,
• Yeniliğe açık ve kolay adapte olabilen,
• ‹letişime önem veren,
• Olanaklardan faydalanmasını bilen,
• Kendine güvenen bir yapıya sahiptir.
Bu tanımları elbette çoğaltmak mümkün ancak ilk etapta bakıldığında en çok göze çarpan özellikler bunlardan oluşmakta.
Günümüzde hala devam etse bile gün geçtikçe azalmaya başlayan bir unsur da kıdemlinin yeni ve genç yaşta olandan her zaman üstün görülmesidir. Eğer belirli bir yaşın üstündeyseniz sözünüzü ve otoritenizi kabul ettirmeniz daha kolaylaşır. Bu eskiden beri bilinen bir durumdur. Hatta sizden genç yaşta bir üst düzey yöneticiniz varsa onu kıdeminizin ayakları altına almak istersiniz. Ancak böyle durumlarda X kuşağının yöneticileri, kendilerinden yaşça büyük kıdemlilerine (kıdemli olarak kastedilenler 1943 1960 yılları arasındaki kişiler) farklı bakış açılarıyla meydan okumaktalar.
Bu farklı bakış açılarına bazı örnekler verecek olursak:
• X kuşağı fazla çalışma saatlerine bağlı olarak ödüllendirilmektense, performanslarına bağlı olarak ödüllendirilmeyi tercih etmekteler. Diğerleri ise çok çalışarak ve mesai yaparak. Ayrıca para ödülünden çok sosyal imkanlardan faydalanmayı tercih etmekteler. Örneğin; X kuşağına dahil olanlar performans ödülü olarak para yerine, bir spor merkezine ya da bir kulübe üyelik imkanı sağlanmasını tercih ederler. Sosyal olmayı sevdikleri, karşılıklı iletişime ve paylaşıma açık olduklarından bu tür mekanlar tam onlara göredir. Böyle tarz bir ödüllendirme X kuşağını o şirkete bağlı kılarak, motive eder.
• Genel olarak bakıldığında kıdemliler daha hiddetli, X kuşağındakiler ise pratik olarak tanımlanmakta. Hızlı ve çabuk bir şekilde işleri halletmenin yoluna bakarlar. Bunun için de genellikle teknolojiyi kullanırlar.
• X kuşağının göz ardı etmediği bir unsur ise kendilerinden yaşça büyük ve kıdemli olanların deneyimlerinin daha fazla olduğudur. Genç yöneticiler kendi limitlerini bilir ve bu deneyimlerden faydalanabilmek için tavsiyeler almayı isterler. Yılların vermiş olduğu tecrübeye saygı duyar ve bunun değerini takdir ederler. Kimi zaman başkaldıran bir yapıya sahip gibi görünseler de, tecrübeler karşısında gerçekçi davranmasını bilirler. Ama kendi fikirlerini de öne sürmeyi ihmal etmezler.
• X kuşağı teknoloji çağında yetiştiği için teknolojiyi kullanmasını iyi bilirler. Gerek üniversite yıllarında gerekse evlerinde bilgisayarla iç içe olduklarından, daha sonra işyerlerinde kullanmakta zorluk çekmezler. Bir önceki kuşak ise yeni teknolojiye çok da fazla yatkın değildir. Bu nedenle, resmi ve yazılı iletişime daha çok önem verirler. Oysa X kuşağındakiler resmiyetten uzak e maillerle anlaşmayı tercih ederler.
• En önemli anahtar nokta ise kıdemliler için kimin yetkili olduğudur. Hiyerarşi ve bürokrasi ön plana çıkartılırken, X kuşağı otoriteleri konusuna daha esnek ve yatay bir açıdan yaklaşırlar.
• Risk alma konusunda X kuşağı kıdemlilere göre oldukça cesur davranmakta. X kuşağı risk almayı, stratejik kararlar vermeyi, kilit pozisyonlarda yer almayı tercih etmekte.
• Klasik takım elbiselerin yerini, işyerinde rahat ve şık bir giyim tarzını benimseyen X kuşağı, giyimde de esnekliğini göstermekte.
X kuşağının olumsuz olarak bakılan bir özelliği sıkılgan bir yapıya sahip olmasıdır. Rutin işlerden hoşlanmayan, dinamik ve hareketli işleri yürütmekten keyif almaktalar. Bu sıkılgan yapıları, şirkete olan bağlılıklarını da olumsuz yönde etkilemekte. X kuşağı, sunulan olanakları yetersiz bulduğunda hemen başka bir şirkete geçiş yapmaya yönelmekte. Ama bunun yanı sıra sunulan olanaklardan kastedilen daha öncede belirtildiği gibi yüksek ücretten çok, sağlanan sosyal olanaklardır. Birçoğunun amacı belli bir yaşa kadar yoğun bir tempoda çalışmak, birikim elde etmek ve sonrasında kendi düzenini, işini kurarak genç yaşta birikimlerini farklı mekanları tanımakla ve gezmekle harcamaktır. Ofisin yerini ise seyyar ofis olarak tanımladıkları laptopları almakta. Böylelikle her an işleriyle ilgilenebilmekte ve esnek çalışma saatleri yaratmaktalar.
Bunların yanı sıra X kuşağını da geride bırakacak bir kuşak daha oluşmaya başlamakta. Bir sonraki kuşak tamamen dijital ortama hakim, 1980 2000’li yılların jenerasyonu. 5 10 senede bir değişen kuşak farkı artık 2 3 yılda bir hızla değişmekte. Bu hızlı değişim arada büyük uçurumlara sebep olacak gibi görünmekte. Artık kuşak çatışmaları ve çeşitlilikleri sadece aile ortamlarında değil, iş ve çalışma ortamlarında da boy göstermekte.
Kıdemlilerin deneyimlerinin, genç be yinlerin enerji ve zekalarıyla birleşmesi dileğiyle...
Hazırlayan: Gülçin BİRBEN
Kaynaklar
EBSCOhost and www.hr.com