Türk Televizyonlarında En Çok İzlenen Dört Kanaldaki Görüntülerin Nitelik ve Nicelik Açısından Değerlendirilmesi
Sahip olduğumuz genç nüfusumuz dinamizm, gelişim, yaratıcılık potansiyelini içermektedir. Ancak bu potansiyel etkin ve verimli bir biçimde değerlendirilecek sistemlerle hayata yansıyabilir. Bu nedenle insan kalitesini yükseltmek için küçülen rekabetçi dünya sanayii içinde toplam kalite anlayışına ve değişime odaklanmak zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Bunun sonucu olarak oluşturulacak olan eğitim öğretim kalitesi, geleceğimizin yaşam kalitesini belirleyecektir.
Değişimin çeşitli alanlarda olabileceği düşünülürse, geleceğimizi bağladığımız değişimin “keşfeden”, “yaratan”, “yenileyen” bir eğitim sonucu ortaya çıkacağı görülür. Eğitim, ailede başlayıp yaşam boyu süren, çocukluktan başlayarak büyüyen ve yayılan bir zincirleme etkileşim sürecidir. Bireyin eğitim düzeyi ve bireysel kalite bu çember içinde sürekli gelişmekte, aileden başlayarak her kurum, bir üst kurumun biçimlenmesine yardımcı olmaktadır.
Toplumsal uzlaşmanın uyum ve verimlilik içinde sağlanması bireysel kaliteye, birlikte yaşamanın kalitesine ve yönetimin kalitesine bağlıdır. Baltaş Baltaş Yönetim, Eğitim, Danışmanlık Merkezi olarak bu anlayışla “Toplam kalitede topluma karşı sorumluluk almak” için bu araştırmaya yöneldik.
Toplumsal uzlaşmanın önündeki şiddet engelini aşabilmek ve birlikte yaşama kalitesini yükseltmek için çocukların ve gençlerin karşılaştığı görsel şiddetin etkilerini ve boyutlarını klişelerle tartışmak yerine, gerçek boyutlarıyla tanımayı amaçladık. Bunun için; topluma karşı sorumluluk anlayışımızı, şiddetin ortaya çıkarabileceği sorunları tanımamıza yardımcı olacak “Türk Televizyonlarında En Çok İzlenen Dört Kanaldaki Görüntülerin Nitelik ve Nicelik Açısından Değerlendirilmesi” adlı araştırma ile ortaya koyduk.
GİRİŞ
Günümüzde şiddet, aile yaşamında, arkadaş ilişkilerinde, işyerinde ve medyada, günlük yaşamın her anında karşılaşılabilen önemli bir toplumsal sorun olarak yer almaktadır. Toplumu istismar etme ve saldırgan çıkışlar ile tahrip etme, insan yaşamı açısından ciddi bir konudur (Pynos ve ark., 1993; WHO, 1981; 1986; Delongis ve ark., 1982).
şiddet; insanların psikolojik veya fizyolojik düzeyde zarar görmesinden, yaralanmasına ve giderek sakat kalmalarına hatta hayatlarını kaybetmelerine sebep olan bireysel ve toplu hareketlerdir.
Biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörler, saldırgan şiddetin ortaya çıkmasında rol oynamaktadır. Teo rik yaklaşımlara baktığımızda, saldırganlığın insan psikolojisinin temelleri, gelişim teorileri ve sosyal öğrenme teorileri açısından değerlendirildiğini görmekteyiz.
Sosyal Öğrenme Teorileri açısından, model olarak sunulan rollerin benimsenmesi, takdir edilmesi ve sorunları çözümleyici olması çocukların ve gençlerin bu modelleri benimsemesine yardımcı olmaktadır. Bu konuda en temel rolü filmler ile görsel ve yazılı medya oynar.
Görsel yayınlarda gücün simgesinin şiddetle birleştirilmesi, hatta çizgi filmlerdeki kahramanların da şiddeti kullanmaları, modellerin şiddeti benimsemiş ve uygulayan kişiler olarak çocuk ve gençlere sunulması boyutunu gündeme getirmektedir. Sunulan modellere uyum gösterme ve itaatkarlık davranışları konusunda sosyal psikoloji alanındaki bazı araştırmalar insanların benimsetilen davranışlara uyma ve karşısındakini zorlama konusunda çok yüksek bir yatkınlıkları olduğunu göstermektedir (Milgram, 1963; 1968; Zimbardo, 1972).
Psiko Sosyal Öğrenme Teorileri Açısından Medyanın Rolü
İngiltere’de 1980 yılına kadar televizyonun etkileri konusunda 2886 yayın yapılmıştır. Bu yayınlardan elde edilen verilere göre olumsuz etkilerin başında, saldırganlık ve şiddete neden olmak yer almaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan araştırmalar, insanların yaşama biçimlerini değiştirmede en etken teknolojik gelişmenin, TV ve TV ile ilgili araçlar olduğunu ortaya koymuştur.
Medyada hayal gücüne dayalı abartılmış şiddet sahnelerinde, insanlar için olumsuz yeni modeller oluşturulabilir. Bu da önemli bir risk faktörü olabilir. İşte tehlike burada başlamaktadır. İngiltere’de (1994) ve İsveç’de (1995) meydana gelen iki olayda, medyada gösterilen filmlerin etkisi olduğunu ortaya çıkmıştır. Görsel ve sözel bir iletişim aracı olarak televizyonlar, özellikle çocukluk dönemi yaşlarında etkin izler bırakmakta ve modeller oluşturmaktadır. Pekçok araştırmacının ortak noktada birleştikleri konu; televizyondaki şiddet görüntülerinin, izleyicilerde şiddet davranışının sergilenmesine yol açtığıdır (Eron, 1987; Hearold, 1986).
Özellikle çocukların, yeni gördükleri şiddet içeren bir davranışı model olarak kabul edip, taklit ettikleri görülmüştür (Bandura, 1983). Bandura’nın araştırmasından yola çıkılarak, 1987’de iki grup çocuğa, iki farklı modelin ortaya koyduğu saldırgan davranışlar izletilmiştir. Birinci grup gerçek modellerle, ikinci grup çizgi kahramanlarla canlandırılmıştır. Çizgi film kahramanı izleyen grubun, en az canlı kahramanları izleyen grup kadar saldırgan davranışları taklit ettikleri belirlenmiştir.
Amerika’da yapılan bir çalışmada denekler, 8 yaşından (1960), 30 yaşına kadar (1982) inceleme altında tutularak, TV’de şiddet izleme sıklığı ile saldırgan davranışlar arasındaki ilişki araştırılmıştır. Çocukluk döneminde şiddet içeren programları izleyen çocukların; yetişkinliklerinde suç işlemeye daha yatkın, çocuklarına daha fazla fiziksel cezalandırmada bulunan, ortalamanın üzerinde saldırgan çocuklar yetiştirdikleri saptanmıştır. Kültürün herhangi bir etkisinin olup olmadığına bakılması için Hollanda, İsrail, Avustralya, Finlandiya ve Polonya’da aynı çalışma tekrarlanmış ve bu araştırmayı destekleyen sonuçlar elde edilmiştir (Centerwall, 1989; Wood ve Chachere, 1991). Yapılan bütün bu araştırmalar, televizyonlarda yayınlanan şiddet görüntülerinin, saldırgan davranışın sebeplerinden biri olduğu sonucunu desteklemektedir.
6 14 yaş öğrencilerinin % 50’sinin akşam yemeklerini yerken ve hatta % 40’ının derslerini yaparken bile TV programı seyretmekte oldukları saptanmıştır (Baltaş, 1991).
AMAÇ
Bu çalışma, şiddeti yansıtan ve yaşatan görsel ve işitsel etkisi olan televizyonun, nitelik ve nicelik açısından değerlendirilmesine yardımcı olmak için yapılmıştır.
YÖNTEM
Çözümleme sürecinde görüntülerin nitelik ve nicelik açısından değerlendirilmesini sağlayan araştırma formu, veri toplama kaynağı olarak seçilmiştir. Bu form “Şiddet ve Medya” konusundaki bir araştırma için pilot uygulamalar ile yapılandırılmıştır (Baltaş, 1996).
Araştırma için Türk TV’lerinde en çok izlenen dört özel kanal belirlenmiş ve değerlendirme için yedi günün seçimi raslantısal örnekleme yöntemi ile aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Retrospektif Screening yöntemi kullanılan bu araştırmada; belirlenen günlerde, Türkiye’de en çok izlenen dört kanalda 08:00 ile 24:00 saatleri arasında yayınlanan tüm programlar video kasetlere kaydedilmiştir. İzlenen programlar, program tür ve yayın saatleri dikkate alınarak araştırma grubundaki döküm elemanları tarafından* (* Banu şavkın İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü, Levent Gökkaya İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü, Meltem Bayram İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü, Serkan Alan İTÜ. Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Sezgin Kartal İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü) değerlendirilmiştir. Taramadan elde edilen dökümler;
Olumsuz görüntülerden oluşan 7 ana başlık (63 alt başlık),
Olumlu görüntülerden oluşan 4 ana başlık (20 alt başlık),
Diğer görüntülerden oluşan 3 ana başlık (15 alt başlık) olmak üzere toplam 14 ana başlık (98 alt başlık) altında toplanmıştır.
Programlarda izlenen görüntüler; Bedensel Saldırı, Sözel Saldırı, Devam Eden şiddet Görüntüleri, Soygun ve Soygun Girişimi, Kazalar, Hayvanlara Yönelik şiddet, Kötü Alışkanlıklar, Terk Etme ve Cinsellik ana başlıkları altında gösterilme sıklığı ve niteliği açısından incelenmiştir.
BULGULAR
İzlenen programların sonuçları altı ayrı grafikte aşağıda gösterilmiştir:
GRAFİK 1: Yayınlanan toplam olumlu ve olumsuz görüntülerin karşılaştırılması.
Grafik 1’de, en çok izlenen dört ana kanalda, araştırmanın yapıldığı yedi gün boyunca yer alan olumlu ve olumsuz görüntüler karşılaştırılmaktadır.
Olumsuz görüntüler toplam 3500 6000 arasında dağılmaktadır. Buna karşılık olumlu görüntülerin toplam sıklığı, olumsuz görüntülerin ancak 1/3’ü kadar olan, 1400 2200 arasındadır.
GRAFİK 2: Yayınlanan toplam olumsuz görüntülerin günlere dağılımı.
Yayınlanan toplam olumsuz görüntülerin haftanın yedi günü üzerinden dağılımına baktığımızda, Pazartesi günü 1692 görüntü ile en düşük, Cumartesi günü ise 3406 görüntü ile en yüksek düzeydedir. Cumartesi, Pazar günlerinde, yerli dizi ve çizgi filmin yoğun olarak yayınlandığı Salı gününde olumsuz görüntülerin sıklığındaki artış dikkat çekicidir.
GRAFİK 3: Saat başına düşen olumsuz görüntülerin günlere dağılımı.
Grafik 3’de, gün içerisindeki olumsuz görüntülerin kanallara göre saat başına düşen miktarı verilmiştir. Cumartesi günü saat başına düşen olumsuz görüntü sayısı bir kanalda 100 üzerinden 90’a kadar çıkmaktadır. Diğer üç kanalda ise 50 30 arasında değişmektedir. Olumsuz görüntülerin en çok olduğu günlerden biri olan Salı gününde ise saat başına düşen olumsuz görüntü sıklığı, üç kanalda benzerlik göstererek 50 70 arasında değişmektedir.
GRAFİK 4: Saat başına düşen olumlu görüntülerin günlere dağılımı.
Grafik 4’de saat başına düşen olumlu görüntülerin dağılımı verilmiştir. Cumartesi günü saat başına düşen olumlu görüntü sayısı, bir kanalda 100 üzerinden 36’ya kadar çıkmaktadır. Cuma günü saat başına düşen olumlu görüntü sayısı üç kanalda benzerlik göstererek 24 26 arasında değişmektedir. Yine üç kanalda saatte 5 7 görüntü ile Perşembe günü, olumlu görüntülerin en az verildiği günlerden biri olarak görülmüştür.
GRAFİK 5: Olumsuz görüntüdeki üç değişkenin dağılımı.
Olumsuz görüntüdeki en yoğun üç değişkenin (sözel saldırı, bedensel saldırı ve devam eden şiddet görüntüleri) günlere göre dağılımında, bedensel saldırıda en yüksek sıklık Cumartesi (1251) ve Pazar (1165) günleri görülmektedir. Bununla birlikte sözel saldırıdaki sıklık, bedensel saldırıyı hemen hemen aynı yoğunlukla Salı günü (1129) izlemektedir.
Grafik 5’de görüldüğü gibi üç günün programlarındaki bedensel saldırının bir kez verilmesinden daha önemli olan, saldırı davranışını tekrarlayan, yani devam eden şiddet görüntüleri içermesidir.
GRAFİK 6: Dört kanalda yedi gün içerisinde yayınlanan programların üç değişkene göre dağılımı.
Grafik 6’da dört kanalda yedi gün içerisinde yayınlanan sözel saldırı, bedensel saldırı ve devam eden görüntülerin programlara göre dökümü verilmiştir** (** Ç.F.: Çizgi Film,
Ç.P.: Çocuk Programı, Y.P.: Yarışma Programı, K.P.: Kültürel Program, H.P.: Haber Program, H.: Haberler, E.P.: Eğlence Programı, Y.D.: Yerli Dizi, Y.B.D.: Yabancı Dizi, T.P.: Tartışma Programı, Y.B.S.: Yabancı Sinema, Y.S.: Yerli Sinema, B.P.: Belgesel Programı,
S.P.: Spor Programı). Grafikten de izlendiği gibi bu üç değişkenin en düşük olarak belgesel programlarda görüldüğü saptanmıştır. Tartışma ve yarışma programları da oldukça düşük değere sahiptir.
Bu üç değişkenin en belirgin düzeyde çizgi filmlerde ve yerli sinemada hemen hemen birlikte arttığı gözlenmektedir. Çizgi filmlerde bedensel saldırı, buna oranla yerli sinemada sözel saldırı ön plana çıkmaktadır. Haber programlarında ortalama 800 bedensel şiddet izlenirken, bu bedensel şiddeti defalarca gösteren görüntüler 1800 rakamına yükselmektedir.
TARTIŞMA VE SONUÇLAR
şiddete bağlı nedenler ile yaralanma, sakat kalma ve ölüm olayları arasındaki ilişki konusundaki Türkiye verileri açık ve net bir biçimde bulunamamaktadır. Buna rağmen resmi makamlara ulaşan genel sonuç 2007 kişinin ölüm nedeninin şiddet olduğunu göstermektedir (A. A., 1995).
Saldırganlığın yükseliş ve düşüş nedenlerini sosyal öğrenme teorileri ile açıklayan pekçok araştırma vardır. İnsanlar pekçok saldırgan davranışı, diğerlerini izleyerek öğrenmektedirler (Baron ve Richardson, 1992). Çocukların tutum ve davranışlarına model edinmeleri bir yönü ile bilinçaltının beslenmesi, bir yönü ile de bilinçli öğrenme yollarıyla gerçekleşir.
Amerika’da çocuklar, okulda bulundukları süreden daha fazlasını televizyon karşısında geçiriyorlar (Liebert, 1988; Nielsen, 1990). Türkiye’de ise çocuklar 6 17 yaş döneminde 14.060 saat ders görürken, 12.552 saat televizyon izliyorlar.
Amerika’da, Cumartesi sabahı çizgi filmlerinde ortalama 20 şiddet görüntüsü yayınlanmaktadır (Gerbner ve ark., 1986; Radecki, 1990). Türkiye’de ise Cumartesi sabahları dört kanalın ortalaması, saatte 35 şiddet görüntüsüdür. Bir Amerikan çocuğu 15 yaşına gelene kadar televizyonda ortalama 24.000 cinayet ve cinayet girişimi izlemiş olurken; Türkiye’nin en çok izlenen dört kanalında 1995 yılında yapılan araştırmada bu rakam 28.392, 1996’da 45.000 olarak belirlenmiştir. Yine Amerika’da prime time’da saatte 5 şiddet görüntüsüne rastlanırken, Türkiye’de prime time’da saatte 44.5 şiddet görüntüsü karşımıza çıkmaktadır.
YAŞ HAFTADA BİR YILDA
3 6 107.5 5590
6 11 88.9 4623
11 17 53.6 2787
TABLO 1: 3 17 yaş arasında TV’de bıçaklı, silahlı yaralama, ölüm ve cinayet görüntüsüne maruz kalma sıklığı.
Tabloda görüldüğü gibi yaptığımız çalışmada 3 6 yaşları arasında okul öncesi dönemdeki bir çocuğun, günün 6 saatini televizyon karşısında geçirdiği varsayılırsa, bir haftada 107.5, bir yılda toplam 5590 dolaylarında cinayet, ölüm, intihar ve pekçoğu öldürmek üzere planlanmış bıçakla, silahla ya da döverek yaralama görüntüsü izlediği belirlenmiştir. 6 11 yaşları arasındaki ilkokul çağı çocuklarının hafta içi 4, hafta sonu 6 saatini televizyon karşısında geçirdiği düşünülürse bu oranın bir haftada 88.9, bir yılda toplam 4623 civarında olduğu görülmektedir. 11 17 yaş arasındaki çocukların ise hafta içi 2, hafta sonu 4 saat izlediği düşünülmüş ve 1 haftada 53.6, bir yılda 2787 görüntü izledikleri belirlenmiştir (Tablo 1). Bu sonuçlardan yola çıkarak 3 yaşından 17 yaşına kadar bir çocuğun toplam 59.594 cinayet, yaralama ve ölüm görüntüsü izlediği belirlenmiştir.
Amerikan televizyonlarında çocuk programlarındaki saat başına düşen şiddet görüntüsü, 1992 yılında 32 olarak belirlenmiş; kamuoyundan gelen tepkiler ve yasal düzenlemeler sonucu bu rakam 1994’te ancak % 22 oranında düşürülebilmiştir (Aktuna, 1996; Köknel, 1996). Türkiye’de yaptığımız araştırma sonuçlarına göre, çizgi film ve çocuk programlarında saat başına düşen 32 şiddet görüntüsü bulunmaktadır. 1996 Türkiye’sindeki şiddet görüntüsünün, 1992 Amerikan sonuçları ile paralellik göstermesi, bu sonuçların iyileştirilmesi açısından nasıl bir kamuoyu desteğine ve bu desteğin yasalara dönüşmesi konusunda ciddi bir sosyal sorumluluğa ihtiyacımız olduğunu göstermektedir. Bu basit karşılaştırma, sosyal sorumluluk üstlenmemiz gerektiği konusundaki görüşümüzü güçlendirmektedir.
Hafta sonunda yayınlanan programlarda şiddet görüntülerindeki sıklık dikkate alınarak, 1995 yılında yaptığımız bir araştırmada kanal başına saatte ortalama 37 şiddet görüntüsü saptanmıştır (Baltaş, 1996). Yine aynı konuda bu yayında açıkladığımız araştırmanın hafta sonu için yapılan değerlendirmesinde bu oran, kanal başına saatte 53 şiddet görüntüsüne kadar çıkmaktadır. Bu iki araştırmanın sonuçlarının değerlendirilmesinde, bir yıl içerisindeki şiddet gösteriminde % 69’luk bir yükselme vardır.
Yayınlanan olumlu görüntülerin 1995 yılında saat başına oranı, ortalama 5.5 iken, 1996 yılında bu oran yaklaşık üç kat artarak saat başına ortalama 16’ya kadar çıkmaktadır. Saat başına düşen şiddet görüntüsünün, olumlu görüntüye oranla ortalama 2.5 kat daha fazla olduğu dikkate alındığında, bu sevindirici artış, çok fazla bir şey ifade etmemektedir.
Baltaş Baltaş Yönetim, Eğitim, Danışmanlık Merkezi’nin sosyal sorumluluk anlayışı çerçevesinde yaptığı bu çalışmaların hem bireysel hem de toplumsal duyarlılığı arttırmaya ve iç denetim mekanizmalarını harekete geçirmeye yardımcı olmasını beklemekteyiz.
Prof. Dr. Zuhal Baltaş,
Prof. Dr. Acar Baltaş,
Danışman Psikolog Şebnem Öğüt,
Danışman Psikolog Yasemin Duman
KAYNAKLAR
1. Aktuna Y.; Medya ve şiddet, Basın Kendini Sorguluyor, ed. Güreli N., Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yayınları N. 43, s. 189, İstanbul, 1996.
2. Anadolu Haber Ajansı, İstanbul, 15.05.1995.
3. Baltaş Z., Baltaş A.; Kolej ve Anadolu Liseleri Giriş Sınavına Hazırlanan Öğrencilerin Duygusal İstismarı, Çocukların Kötü Muameleden Korunması I. Ulusal Kongresi, Ankara, 1991.
4. Baltaş Z., Duman Y., Kartal S.: Bir Halk Sağlığı Sorunu Olarak şiddetin Türk Televizyonlarındaki Durumu, V. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Yayını, s. 138, İstanbul, 1996.
5. Bandura, A., Psycohological Measurement of agression. In R. G. Green and C. I. Donnerstein (Eds.), Agression: Theoretical and empirical reviews, vol 1. New York: Academic Press, 1983.
6. Baron, R. A. and Richarson, D. R., Human Agression, ikinci basım, Newyork: Plenum, 1992.
7. Center for Disease Control: Homicide surveillance High risk rocial and ethnic groups Blacks and Hispanics, 1970 to 1983. Atlanta: Center for Disease Control, 1986.
8. Centerwall B.S.: Race, Socioeconomic Status and Domestic Homicide, Atlanta, 1971 72. Am J. Public Health 74: 813 815, 1984.
9. Centerwell B. S., Exposure to television as a cause of violence. In G. Comstock (Ed), Public communication and behaviour, vol 2, San Diego, Academic Press, 1989.
10. Delongis, S.; Coyne, J. C.; Dakof G.; Folkman, S. & Lazarus, R. S.: Relationship of daily hossless, uplifts, and major life events to health status. Health Psychology, 1982,1, 119 136.
11. Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, American Psychiatric Association 13. Baskı USA.
12. Eagly, A. H. ve Steffen, V. J., Gender and aggressive behaviour: A meta analyti cal review of the social psychology literature, Psycological Bulletin, 100, 309 330, 1986.
13. Eron, L. D., Huesmann, R., Brice, P., Mermelstein, R., Age trends in the development of agression, sex typing, and related television habits, Developmental Psychology, 19, 71 77, 1983.
14. Gerbner G., Gross, L., Morgan, M., ve Signorielli, N. Living with television: The dynamics of the cultivation process. In J. Bryant ve D. Zillman (Eds), Perspectives on media effects. Hillsdale, NJ: Lawrence Erlbaum Associates, 1986.
15. Gray, A., Jackson, D. N., McKinley, J. B. The relation between dominance, anger and hormones in normally aging men: Results from the Massachusetts male aging study. Pschosomatic Medicine, 53, 375 385, 1991.
16. Hearold, S., A synthesis of 1043 effects of television on social behavior. In G. Comstock (Ed.), Public communication and behaviour, New York: Academic Press, 1986.
17. Horner, M. S.: Toward and understanding of achievement related conflicts in women. Journal of Social Issues, 28, 157 175, 1972.
18. Köknel Özcan: Bireysel ve Toplumsal şiddet, Altın Kitaplar Yayınevi, İstanbul, 1996.
19. Liebert, R. M., Sprafkin, J. The early window, üçüncü basım. New York: Perga mon. 1988.
20. Mednick SA, Pollock v., Polavka J., Gabrielli J.: Biology and violence in Wolgang ME, Weiner NA (Eds): Criminal Violence Beverly Hills, Colif: Sage Publications, 1982.
21. Milgram S.: Behavioral study of obe dience. Journal of Abnormal and Social Psychology, 67, 371 378, 1963.
22. Milgram S.: Some conditions of obe dience and disobedience to authority, International Journal of Psychiatry, 6, 259 276, 1968.
23. Morgan C. T.: Psikolojiye Giriş Ders Kitabı, Çev.: Arıcı H., Savaşır I., Karakaş S. ve ark., Hacettepe Üniversitesi, Psikoloji Bölümü Yayınları, Yayın No: 1, 6. Basım, Ekim, 1988.
24. Nielsen Media. 1990 report on television: New York Neilson Media inc., 1990.
25. O’Canroll P. W., Mercy J. A.: Patterns and recent trends in black hamicide. ed: Hawkins DF. In: Homicide Among Black Americans, Lonham, Md: University Press of America, 29 42, 1986.
26. Olweus, D., Prediction of Agression, Scandanavian Test Cooperation, 1969.
27. Pynoos, R. S.; Sorenson, S. B.; Steinberg, A. M.: Interpersonel Violence and Traumatic Stress Reactions in: Goldberger, L. and Breznitz, S. (eds). Handbook of Stress, Second Ed. The Free Press, USA, 1993.
28. Radecki, T. E. Cortoon monitoring. National Coalition on Television Violence News, April June, p. 9., 1990.
29. Reinisch, J. M., Zeimba Davis, M. ve Sanders, S. A., Hormanal contributions to sexually dimorphic behavioral development in humans, Psychoneuroendocrinology, 16, 213 278, 1991.
30. Rosenau Last, Appleton and Lande, Public Health and Preventive Medicine, Maxcy U.S., 1992.
31. Scott J. P.; Agression, Chicago, 1958.
32. Scott J. P.; That old time aggression in man and Agression, ed. Montagu, M. F. Asley Oxford., 1968.
33. Williams K. R.: Economic Sources of Homicide: Reestimating the effects of poverty and unequality. Am. Soc. Rev., April 49: 283 289, 1984.
34. Wood, W. Wrong, F. Y. ve Chachere, G. Effects of media violence on viewers’ agression in unconstrained social interaction. Psychological Bulletin, 109, 371 383, 1991.
35. World Health Organization: The Health Hazards of Organized Violence, Report on a WHO Meeting, Veldhoven, 1986.
36. World Health Organization: World Health State Annuals Geneva: World Health Organization, 1986 1987 1988.
37. Zimbardo P., Haney C., Banks W. and Jaffe, D.: The psychology of imprisonment: Privation, power and pathology. Basılma mış araştırma, Stanford University, 1972.