TMI Türkiye'den Kazakistan'a Eğitim İhracatı
Size tarif edilen veya TMI Türkiye'den beklenen hizmeti kısaca özetler misiniz?
70 yıldan beri komünist sisteme özgü değer yargıları ile çalışan 1800 kişi ile yepyeni bir şirket yaratmak kolay değil. Bunca yılın bazı alışkanlıklarını üzerinde taşıyan insanlarla, Philip Morris standartında bir üretim yapmak, rekabetçi bir firma yaratmak. Bize kısaca, "Biz sistemimizle, teknolojimizle burayı değiştiriyoruz ama mantaliteyi de değiştirmemiz lazım, bu konuda yardımcı olun." dediler.
Neden TMI ve TMI Türkiye'yi seçtiler ?
TMI 38 ülkede, 24 lisanda dünyanın en büyük değişim projelerinde yer alan ve insanların davranışlarını değiştirmeye yönelik seminerler ve danışmanlık hizmeti veren bir kuruluş. Dünyanın içinde olduğu bu değişim sürecinde bir çok firma elemanlarının bu değişime ayak uydurması ve benimsemesini sağlamak için TMI'ı tercih ediyor.
Ancak, bizi en çok memnun eden, bu projede TMI Rusya, TMI Litvanya ve TMI Ukrayna gibi TMI temsilcileri Rusça olarak bu seminerleri verebilecek durumdayken, TMI Türkiye'nin İngilizce'den anında (simultane değil, consecutive olarak) Rusça'ya çeviriyle bu eğitimleri vermesidir. TMI Türkiye'nin Türkiye'de ve TMI camiasında gösterdiği performans, kalite ve profesyonellik ile böyle iddialı bir projenin altından kalkabilecek olması, TMI Türkiye'nin seçilmesinde çok önemli oldu.
Düşünün işte globalizm bu. Bir Amerikan devinin, Kazakistan'da satın aldığı bir fabrikanın Rus ve Kazak çalışanlarını, Danimarka merkezli bir kuruluşun Türkiye temsilcisinin Türk eğitim danışmanları, Rusça dokümanlarla, seminerleri İngilizce vererek ve Rusça'ya çevrilerek eğitiyorlar. Bence bu, globalizm içinde Türk firmalarının geldiği yeri ve rekabetçi üstünlüğünü, hem de know how üretimi ve aktarımı gibi bir konuda çok iyi belgeliyor. Bildiğim kadarı ile, bu proje bu zamana kadar Türkiye'de bir özel eğitim kuruluşunun yaptığı en büyük eğitim ihracatıdır ve bununla çok gurur duyuyoruz.
Proje neleri içeriyordu, ne kadar sürdü?
Proje 1800 çalışanın 50'şer kişilik gruplar ile önce iki günlük "Önce İnsan Semineri”ne katılmaları ile başladı. Bu seminer dünyada en yaygın iletişim semineri. Amacımız iletişimi artırmak ve varolan iletişim bariyerlerini yıkmalarını sağlamaktı. Ardından yine 1800 kişi iki günlük Kişisel Kalite Semineri’ne katıldı. Bu seminerde; kaliteli ürün ve hizmetin temelinde mutlaka olması gereken bir misyonun, kişisel kalitenin üstünde duruldu. Bu arada tüm yöneticiler de "Time Manager Semineri”ne katıldılar ve proje bir yıl sürdü.
Şimdi yeni bir proje başlıyor, bu proje neleri içeriyor?
Yeni projemiz Nisan ortasında başladı. Haziran başına kadar devam edecek olan bu projede, ATK'nın 1800 çalışanına "Takımdaşlık" adı altında takım olma bilinci ve kaliteli takım yaratmak konularında bir seminer verilecek. Bir gün süren Takımdaşlık Semineri’ne de Kırgızistan'daki Philip Morris çalışanlarından toplam 100 kişi Eylül ayında katılacak.
Projelerin başarılı olmasını neye bağlıyorsunuz?
Değişim projesinde en önemli unsurlardan birinin eğitim firması olduğuna inanıyorum. Bununla birlikte firma yönetiminin konuyu sahiplenmesinin önemi çok büyük. Bahsettiğim bu proje, çok iyi bir planlama ve koordineli çalışmayı gerektiriyor. Almaty Tobacco Company'de üst düzey yönetimin konuyu sahiplenmesi, dünyadaki tüm değişim projelerinde bile örnek gösterilebilecek bir yaklaşımdır.
Bu arada, TMI Türkiye olarak hem eğitmenlerimizin karizması, hem de mükemmel sunuş biçiminin ve TMI know how'ının en etkili şekilde verilmesini sağladığını özellikle belirtmek istiyorum.
Almaty Tobacco Company İnsan Kaynakları Direktörü
Mine Batıyel'in proje ile ilgili görüşleri
Çok kısa bir süredir Kazakistan'da olmamıza rağmen işimizdeki birçok alanda özellikle "insanlar" konusunda önemli adımlar attığımızı hissediyorum. Böylesine büyük bir birleşmeden sonra, başarıya giden yol, çalışanlarla iyi ilişkiler kurmaktan geç mekteydi. Farklı bir dil konuşmamıza rağmen ilişki kurmak bizim için zor değildi. Çalışanlarımızla olumlu ilişkiler kurmanın ve yaratmanın, kişilere olan tutum, davranış ve yaklaşım şekli ile gerçekleşebileceğine inanıyoruz. "İnsan" konusunda kalite/beceriler olmadan, herhangi bir alandaki kalite/becerilerin yeterli olmadığı ve "İnsan" faktörü olmadan dünyada hiçbir organizasyonun varolamayacağını kabul ediyoruz. Bu düşünceden hareketle Philip Morris şirketler grubunun bir üyesi olan Almaty Tobacco Company ve TMI Türkiye ortak bir çalışma başlatmak üzere biraraya geldi.
Bu proje ile hedeflediğimiz konular:
• İnsana yönelik bir şirket kültürü
• şirket içinde dilbirliği
• Önlenemez değişim sürecini daha iyi anlama.
Eğitimin başarısı için en önemli nokta yönetimin desteği ve katılımıdır. ATK yönetimi olarak biz şunları yapıyoruz:
Her seminer Genel Müdürümüz veya bir başka yönetici tarafından açılmaktadır. Yönetim kadrosu da eğitimlere katılmaktadır. Haftalık olarak seminerde kullanılan kavram ve terimlerin bir örneği ofis ve fabrikadaki duyuru panolarında sergilenmektedir. Yönetim kadrosundaki kişiler tartışma gruplarına aktif olarak katılmaktadır. Yönetim, seminere katılmış olan çalışanlardan rastgele seçilen bir grup ile tartışma toplantıları yapmaktadır.
Genel kuralımız; eğitim sürecine kimlerin katıldığından ve bu süreçte neler yapıldığından yönetim ne kadar haberdar ise eğitimin başarısının o ölçüde artacağı yönündedir. Yani, çalışanların teoriyi pratiğe yansıtma oranı o ölçüde yükselecektir.
TMI Türkiye Eğitim Danışmanı Oya Gürer'in proje ile ilgili açıklamaları
"Önce İnsan Semineri”nde üzerinde durduğumuz konuların, kavramların, bütünüyle seminerin ilettiği mesajların hem doğru, hem de evrensel olduğunu biliyordum. Doğrusu kendi ülkemde bu çok temel ve evrensel yaklaşımla insanların hem beyinlerine, hem de yüreklerine seslenebilmek çok güç değildi. Aynı semineri Kazakistan'da vermeye giderken ise endişelerim vardı. 70 yıllık farklı bir dünya görüşü ve koşullanmanın kaçınılmaz olarak insanların düşünce ve davranışlarında süreceğini ve bunun da onlara seslenebilmeyi güçleştireceğini düşünüyordum. Oysa bugün yönetim tarafından şirkette gözle görülür olumlu bir değişimin yaşandığı belirtiliyor.
"Kendileriyle barışık insanlar daha iyi sonuçlar üretirler." Bu barışıklığı yaratmada ise yönetimin insana inancı ve bunu ortaya koyması çok önemli. ATK'nın yöneticileri projenin başarıya ulaşmasında büyük katkı sağladılar. Her seminere bizzat katılarak hem çalışanlarına hem bize büyük destek verdiler. şu anda orada iyi bir "takım" var.
Almaty Tobacco Company'nin Genel Müdürü Mark Duerst "Bu proje muhteşem bir
deneyim" diyor ve görüşlerini şöyle dile getiriyor:
ATK'nın bünyesine katılmasıyla Philip Morris farklı bir ortam, kültür ve yönetim tarzı altında eğitim ve iş tecrübesi edinmiş çok sayıda çalışanın da sorumluluğunu almış oldu. Çalışanların müşterek sorusu Amerikalılar'dan ne beklenebileceği ve kendilerine nasıl davranılacağıydı. Gelecek için sağlam bir temel oluşturmak için "Önce İnsan" demeliydik.
Değişim bir gecede olmuyor. Yıllar alan zorlu bir uğraş. Birleşmeden bu yana geçen dönem içerisinde biz çalışanlarımıza, onlara ihtiyacımız olduğunu ve onları önemsediğimizi gösterdik. İhtiyacımızı, onları bu yeni "dünyaya" dahil etmek için elimizden gelenin en iyisini yaparak, eğitim ve gelişme olanakları sağlayarak göstermeye çalıştık. Bunu da geliştirilmiş ücret politikaları, sosyal haklar, yeni çalışma ortamları ve ofisleri yaratarak gösterdik. Bu süreç içerisinde karşılıklı bir güven ortamı doğdu ve değişim için gerekli olan temelde bir adım daha öne gitmeyi başardık.
TMI'ın dünyadaki birçok ülkede ve ayrıca Türkiye'de önde gelen büyük firmalara verdiği başarılı “Önce İnsan” eğitiminden haberdardık. TMI, aynı zamanda Philip Morris Türkiye için de çeşitli eğitimler gerçekleştirmişti. İnsan konusunda aynı felsefeyi paylaşan bu iki firma doğal olarak buluştu. şu ana kadar seminerlere katılmış olan çalışanlarda izlediğimiz değişiklik son derece keyif vericidir. Önce İnsan Seminerleri’ne yerli, yabancı tüm yöneticilerimiz ile Alma Ata'da uzun dönemli çalışan yabancı danışmanlarımız da katılıyorlar.
Hazırlayan: Figen TAHİROĞLU