Fırsat Otoyolu: Internet
İlginçtir ki bu devler zamanında amaç ları olan “ağ dünyası” yaratma yarışlarını sürdürürlerken, arka planda hızlı bir şekilde çalışan amatör fakat işini çok iyi bilen üniversite öğrencileri, araştırma uzmanları ve mühendisleri göz ardı etmişlerdi. Eğer dikkat etselerdi treni kaçırdıklarını fark edebileceklerdi. Devler “bilgi süper otoyolu” hakkında konuşurlarken, karıncalar onu inşa ediyorlardı bile. Otoyolun adı da belliydi: INTERNET!.. İşin ilginç tarafı, bu karıncaların çukur kazmadan ve kablo döşemeden sözkonusu bilgi otoyolunu inşa etmeleriydi. Onun yerine mevcut telefon hatlarını ve iletişim altyapısını kullanıyorlardı. İnşaat çok hızlı bir şekilde ilerledi. Otoyol uzayarak ve genişleyerek büyümesini sürdürdü. Birbirlerine dağınık ve rastgele bağlanan bu karıncalar yani bilgisayar ve iletişim bilimcileri ile akademisyenler 1980’lerin ortalarında genel ve ticari iletişim ağlarına bağlanmaya başladıklarında, otoyolun büyümesi çok daha büyük bir hızla artmaya başladı. Fakat o yıllarda birçok telekom şirketi durumu hala amatörlerin bir oyun bahçesi olarak değerlendirme gafletinde bulunuyordu.
1993 ortalarında yeni bir gelişme oldu. Internet otoyolu artık metin, resim, ses ve video özelliklerinden oluşan çoklu ortam (multimedia) şeritlerine sahip olmuştu. Özel geliştirilmiş bilgisayar yazılımları ile dökümanları birbirlerine bağlayarak gittikçe bir spagetti haline gelmekte olan otoyol üzerinde resim, ses ve video eşliğinde seyahat etmek artık mümkündü. Otoyol ağının bu kullanıcı dostu çoklu ortam bacağı “World Wide Web”, kısaca ‘www’ veya ‘web’ olarak adlandırıldı. Otoyoldaki trafik de gittikçe artmaya başlamıştı.
Birdenbire şafak sökmeye, ortalık aydınlanmaya başlamıştı. Internet artık sadece mesaj gönderme ve dosya transferi için kullanılan bir ortam olmaktan çıkabilir, insan ve fikirlerin dolu olduğu cıvıl cıvıl bir gezinti, eğlence ve eğitim ortamı , diğer bir adla “Siber Uzay” olabilirdi!.. Artık ses, görüntü ve metin yayıncılığının bir arada gerçekleştirilebildiği bir fırsatlar ortamı vardı. En büyük özelliği de “etkileşimlilik” olarak kendisini gösteriyordu.
Internet 1988’ten beri hemen hemen her yıl geometrik olarak katlanarak büyüyor. Internet üzerinde Temmuz 1993’te belirlenen, her birinin birçok kullanıcıya hizmet ettiği 1.8 milyon sunucu (host) bilgisayar sayısının Temmuz 1996’da 12.9 milyona ulaştığını görüyoruz. (Ref: www.metadigm.co.uk). Internet’in çoklu ortam kanadı olan ‘Web’deki büyüme de dikkati çeker nitelikte. Dünyada yaklaşık 100.000 civarındaki aktif şirketin %15’inin WWW Commercial Site Index’te kaydı bulunuyor. Bu indekse eklenen site sayısı da günde ortalama 73 olarak gerçekleşiyor (Ref: www.web ex perts.com). Ayrıca, Global Vision Technologies Research Group’un araştırmaları son bir yılda içinde bilgi, eğlence ve reklamların bulunduğu 5 milyonun üzerindeki çoklu ortam web sayfasının yaratıldığını gösteriyor ve bu olağanüstü büyümenin hızını başka bir açıdan gözler önüne seriyor!..
Gerçeği söylemek gerekirse hiç kimse bu olağanüstü büyümenin arkasında kaç kişinin olduğunu tam olarak kestiremiyor. Fakat, International Data Corporation IDC ve Netree analistleri 1994 sonlarında 38 milyon olan Internet kullanıcı sayısının Ağustos 1996 itibarı ile 72.6 milyon olduğu tahmininde bulunuyor ve bu sayıya her ay yaklaşık 1 milyon kişinin daha eklendiğini belirtiyorlar (Ref: www.dns.net). Günümüze dek faks ve kişisel bilgisayar (PC) dahil tüketiciye yönelik hiç bir elektronik teknolojisinin böyle bir büyüme gösteremediği bir gerçek. Bu hızla bir kaç yıl içinde siberuzay vatandaşlarının sayısının Çin ve Hindistan hariç diğer ülkelerinin nüfuslarını aşacağını söylemek abartma olmasa gerek.
Internet’in şaşırtıcı büyümesi kesinlikle geçici bir heves veya rastlantı değildir. Bu büyüme şimdiye dek kendisini gösterme fırsatını yakalayamamış bireysel yaratıcılığın bir bakıma artık serbest kalıp çeperlerini zorlayıp taşarak tüm dünyayla paylaşılması sonucu gerçekleşmektedir. Buna “Diktatörlüğe Karşı Demokrasi” diyebiliriz. Sonuçta, bilgi süper otoyolu Internet üzerinde beklenenden daha da çabuk gerçekleştirilecektir. Fakat bu otoyol yazımızın başında bahsettiğimiz teknoloji devlerinin planladığından farklı bir otoyol olma yolundadır. Tabii ki telekom ve kablolu yayıncılık şirketleri müşterilerinin evlerine ve ofislerine yüksek hızlı iletişim ağları ile ulaşmaya devam edeceklerdir. Etmelidirler de... Fakat bu ağlar üzerinden akacak olan, ağ ve hizmet sağlayıcılarının kendilerine has içeriği değil, kesinlikle Internet olacaktır.
Internet’in telekom ve kablo şirketlerinin Internet olmadan ancak 10 yıl sonra verebilecekleri servis ve teknolojilerinin birçoğunu şimdiden kullanıcılarına sunduğu söylenebilir. Internet üzerinde reklamınızı yayınlayabilir, alışveriş yapabilir, eğitiminizi sürdürebilir yani öğrenebilir ve başkalarıyla etkileşimli bir iletişim kurabileceğiniz gibi, bir video filmi seyredebilir, müzik programını veya canlı bir konseri dinleyebilirsiniz. Hatta, dünyanın dört bir yanındaki müşterilerinizle elektronik posta ile haberleşebilir, telefon konuşmanızı yapabilir, faksınızı bile çekebilirsiniz. Internet, her geçen gün artık bir “mit” haline gelmiş bilgi super otoyolunun özelliklerini kendinden beklenenden de şaşırtıcı bir dinamizm ve hızla bizlere sunmaktadır. Bunlar arasında sanal ofisleri, siber alışverişi, siber bankacılığı, elektronik ticareti, siber yayıncılığı, siber reklamcılığı, siber gazinoları, (!) ve “siber”, “sanal”, “elektronik” sözcükleriyle başlayan birçok şeyi sayabiliriz. Geleceğin de bize neler göstereceği sadece hayal gücümüzün kapasitesi ile sınırlıdır diyebiliriz.
Sizlere birkaç ilginç rakam daha vermek isterim. Jupiter Communications şirketinin araştırmaları 1996’da 23.4 milyon olarak tahmin edilen dünyadaki Internet ev kullanıcıları sayısının 2000 yılında 66.6 milyona ulaşacağını gösteriyor. Fakat, Internet’e evden ulaşan kişi sayısı büyük fırsatın sadece bir kısmını temsil ediyor. Birçok kişi Internet’in kurumlar tarafından kullanımının daha da büyük olacağını düşünüyor. International Data Corporation IDC, 2000 yılında Internet kullanımının 2/3’ünün kurumdan kuruma olacağını, kalan 1/3’lük kısmın tüketici odaklı olacağını tahmin ediyor. Ve sıkı durun, koltuklarınıza sıkıca tutunun ve şu gelen rakamların gösterdiği büyük fırsatları nasıl değerlendirebileceğinizi şöyle bir hayal edin. IDC, 1995’te 2.2 milyar US$ olarak gerçekleşen Internet üzerinde yapılan ticaretin değerinin 2000 yılında 100 milyar US$ olacağını tahmin ederken, bir diğer araştırma şirketi Forrester Research’ün tahmini ise bu rakamın tam iki katı: 200 milyar US$!.. Medya araştırma şirketi Nielsen’in Eylül 1995’te yaptığı araştırma çalışmasında ortaya çıkan şu tahmini rakamlar da gerçekten çarpıcı: Bir kişinin bir haftada Internet’te harcadığı ortalama zaman: 5.5 saat. Internet üzerinden alışveriş yapmış kişi yüzdesi: %14. Bayan Internet kullanıcısı oranı: %34. Kullanıcı yaş ortalaması: 29.
Internet otoyolundaki bu işaret levhaları bize önümüzdeki büyük, hem de çok büyük fırsatları net bir şekilde gösteriyor. Internet’in sunduğu etkileşimlilik ve daha birbirlerine bağlanmamış bilgisayar potansiyeli yani Internet otoyoluna çıkmamış yolcu sayısı bu fırsatların büyüklüğünü bizlere adeta haykırarak iletiyor. Internet otoyolu üzerindeki “siber”, “sanal”, “elektronik” vb. sözcükleriyle başlayan fırsatlarla dolu bu konaklama noktaları hakkındaki ilginç bilgi ve gelişmeleri gelecek yazılarımda sizlerle paylaşarak Internet otoyolundaki zevkli ve heyecanlı yolculuğumuza devam etmek dileği ile, hoşça ve sağlıcakla kalın der, sevgi ve saygılarımı sunarım...
Sadık BAYDERE