“Tepedeki” bir İK yöneticisinin anatomisi…
Mesleklerinin en tepe noktasına ulaşmaya talip olan İnsan Kaynakları profesyonelleri, not alın: Pennsylvania Üniversitesi’ndeki Wharton School’da görev yapan iki araştırmacı, bir araştırma yaparak ABD’deki lider şirketlerin tepesinde yer alan İK koltuğunda oturan yöneticilerin ortak yönlerini ve demografik özelliklerinin 1999 – 2009 yıllarında nasıl değiştiğini belirledi.
Kamuya açık dokümanlar ve mülakatlar üzerinde çalışan yönetim profesörü Peter Cappelli ve Yang Yang, Fortune 100 şirketlerinin başındaki İnsan Kaynakları yöneticilerinin ortalama olarak;
• 53 yaşında, erkek
• Lisans mezunu,
• 15 yıldır mevcut işyerinde çalışan,
• İş yaşamının yarısını İnsan Kaynakları’nda geçiren,
• Kıdemli Başkan Yardımcısı unvanına sahip ve bundan önce Başkan Yardımcılığı yapan kişiler olduğunu belirledi.
Buna ek olarak, beşte birinin denizaşırı görevlendirmelerde çalıştığını, yaklaşık üçte birinin ise uluslararası operasyonlar ile doğrudan ilgilenmiş olduğunu belirleyen araştırmacılara göre, bu kişilerin büyük bölümü farklı bir fonksiyon alanından geliyor; ancak neredeyse tamamı bunu aynı şirket içinde gerçekleştirmiş.
Cappelli, Haziran ayındaki bir söyleşisinde başka bulgulardan da söz ediyor: 2009 araştırmasına göre, bu yöneticilerin tepeye ulaşırken yolunun kesiştiği şirketlerin başında Citibank, Hallmark, Dell, PepsiCo ve Pepsi Şişeleme Grubu, Morgan Stanley ve Verizon yer alıyordu. 1999 araştırmasında, “akademi” niteliğindeki bu şirketler listesinin liderliğinde General Electric’in oturduğunu belirten Cappelli’ye göre, 2009 yılında, GE halen Fortune 100 listesinde yer almasına karşın o yıl akademik şirketlerden biri olmamıştı. Sadece Verizon, her iki yılda da akademik şirketlerden biri olarak kendini gösterebiliyordu.
Cappelli, aynı zamanda şunu da belirtiyor: “Kurumların artık tepedeki İK rolünde, daha geniş ticari deneyimi olan bireyleri talep ettiği fikri hakim olsa da, verilerde bunun doğruluğunu kanıtlayamıyoruz”. Aslında, bu tepe İK yöneticilerinin kariyerleri süresince sahip oldukları İK görevlerinin sayısı 1999 – 2009 yıllarında değişmemiş olsa da, kariyerlerinde İK ile geçen zamanın oranı artış gösteriyor. Bu kişilerin genellikle kariyerlerine İK’da başlayıp, burada bitirdiğini belirten Cappelli, “Onlar İK’yı bir kariyer olarak görüyor” diyor.
İK’nın tepesinde yer alan bu kişilerde lisans ve masters derecesi sahibi olanların oranı artış gösterse de, ortalama eğitim süresi azalıyor. Araştırmalar bunu şöyle açıklıyor: “Doktora derecesi sahibi olanları ve avukatları artık bu görevlerde daha az görüyoruz. Bu da uzmanlık alanlarının öneminin azaldığına işaret ediyor”.
Her iki yıl için de belirlenen Fortune 100 İK yöneticisinin çoğunluğu erkek olsa da, tepeye yükselebilen kadınların oranı 1999’da yüzde 27’den 2009’da yüzde 42’ye çıktı.
Bu görkemli pozisyonlara ulaşıldığında, İK yöneticilerinin kendisini konfora kaptırmaması gerekiyor: Araştırmaya göre, 10 yıl boyunca Fortune 100 listesinde kalabilen 60 şirket içinde, sadece 4 kişi tepedeki İK pozisyonlarını koruyabildi: “Yöneticiler buralarda çok uzun süre kalamıyor” sonucuna varıyor Cappelli.
Nancy M. Davis