Sarkis’in doğduğu topraklara dönüşü…
Küratörlüğünü İstanbul Modern Şef Küratörü Levent Çalıkoğlu’nun üstlendiği, 11 Eylül 2009’da açılacak ve 10 Ocak 2010 tarihine dek sürecek olan sergi, müzenin tüm mekânlarını birbirine bağlayacak biçimde tasarlandı. “Site” sergisinde Sarkis, 100’den fazla sergisinden çektiği fotoğraflar, Avrupa müze koleksiyonlarından davet ettiği çalışmalar ve yıllardır atölyesinde biriktirdiği objelerden oluşan, geçmişinin izleriyle dolu bir kent kuruyor.
İstanbul Modern’in sergi salonlarını kendi geçmişinin izleri ile dolu, ucu bucağı olmayan bir kent olarak inşa eden sanatçı, sergi için çağırdığı çalışmalarında bir kentin olası mekân, figür ve olgularını bir araya getiriyor. Sokakta karşılaşılan insanlar-evsizler, sürekli inşa halinde olan mekânlar, gündelik hikâyelerin kahramanları, işitilen sesler ve duyulan kokular, duvarlardaki sloganlar, kamusal sorunlar gibi, bir şehri ayakta tutan tüm enstrümanları kendi sanatının önemli evreleri ile iç içe örüyor.
Sergi, sanatçının 1960’ların başında gerçekleştirdiği kâğıt üzerine guvaş çalışmalarından başlayarak, 1970’li yılların katran malzemeli karanlık enstalasyonlarına, 1980’li yılların kurum eleştirisi taşıyan düzenlemelerine, 1990’ların neon çalışmalarına ve nihayetinde farklı kültürleri bir araya getiren disiplinlerarası işlerine dek görsel ve işitsel bir zenginlik içeriyor.
Sergide, Musée d’Art Moderne de la Ville de Paris, MUMOK - Museum Moderner Kunst Stiftung Ludwig Viyana, Centre Georges Pompidou Paris, Ecole Supérieure des Arts Décoratifs de Strasbourg, Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Müzesi, Hessisches Landesmuseum Darmstadt gibi sanat kurumlarından/müzelerden ve sanatçının atölyesinden gelen çalışmalar yer alıyor.
Sergi boyunca Sarkis’in düzenleyeceği birbirini bütünleyen etkinlikleri içeren kapsamlı bir program, İstanbul Modern’in Süreli ve Sürekli Sergiler Salonları, Fotoğraf Galerisi, Eğitim Bölümü ve Sinema’sında uygulanacak.
Site Atölyeleri, Sarkis’in sanat yaşamını tanımaya, eserlerini keşfetmeye ve sanatçının “Su İçinde Suluboya” uygulamasını denemeye olanak tanıyor. Ayrıca Türk ve Fransız çocukları ve gençleri sanal ortamda buluşturuyor. Bu atölye çalışmaları, İstanbul Modern Sanat Müzesi’nden sonra, 17 Şubat – 21 Haziran 2010 tarihleri arasında Centre Georges Pompidou Müzesi’nde sürecek.
Eğitmenler eşliğinde yapılacak bir buçuk saatlik Site Atölyeleri, çocuklara ve gençlere, sergi gezisi ve “Su İçinde Suluboya” uygulaması olmak üzere iki farklı etkinlik sunuyor. Sergi gezisine Genç İstanbul Modern’deki kıyafet ve fotoğraflardan oluşan düzenlemeyi incelemekle başlayan çocuklar ve gençler, sanatçının yeniden inşa ettiği kentte ve bu kentin mekânlarında geziniyor. Bu mekânlardaki kahramanlarla tanışıyor, Sarkis’in “Site”sini sesiyle, kokusuyla, ışığıyla tanıyorlar. Bu gezide Sarkis’in anlattığı olaylara, geçmişine ve gelecek öngörülerine tanıklık ediyorlar.
Çocuklara ve gençlere özel atölyeler
“Su İçinde Suluboya” uygulamasında çocuklar ve gençler, su doldurulmuş kaplarda, sanatçının seçtiği renklerle çalışıyor. Bu çalışma, sanatta sonuca değil, üretim sürecine odaklanıyor. Çocuklar ve gençler kâğıt yerine suya resim yaparak, renklerin su yüzeyini yırtan, uzayan, esneyen, kıvrılan, bükülen, birbirinden kopan, bir araya gelen, buluşan, birbirine dokunan hareketini yönetiyor. Bu ilk deneyimlerini fotoğraflayıp, anı olarak yanlarında götürüyorlar. İsteyenler de fotoğraflarını Pompidou Müzesi’ndeki Fransız çocuklara ve gençlere gönderilmek üzere İstanbul Modern’de bırakıyor.
Ayrıca “Site Atölyeleri”ne katılan her çocuk ve genç, özel tasarlanan günlüklere yazı ya da resimle izlenimlerini aktararak bu serginin güncesini tutuyor. Aynı zamanda İstanbul Modern’de ve Pompidou’da uygulanan atölye çalışmaları süresince oluşturulan blog sayfasında, Fransız ve Türk çocuklar ve gençler buluşarak deneyimlerini paylaşıyor. Böylelikle sergiye ilişkin kültürlerarası bir bellek ortaya çıkıyor.
“Su İçinde Suluboya”
Sarkis, sanatın bir süreç mi, yoksa bu sürecin sonucunda ortaya çıkan bir eser mi olduğu sorusuna icat ettiği uygulamayla yanıt verir. Rengin sudaki hızının keşfedildiği, kişisel ifadelerin yaratıldığı, akışkan ve değişken temsillerin oluşturulduğu “Su İçinde Suluboya” çalışması, uygulayıcısına yaratım sürecinin bilincine varmayı vaat eder.
Sarkis’in “Su İçinde Suluboya” uygulamasının doğuşu çocukluğuna kadar uzanır. Onu sanat icra etmeye iten ilk resim, Munch’un 1893 yılında yaptığı “Çığlık” adlı eseridir. Sanatçı, “Su İçinde Suluboya” çalışmasını 1997 yılında ilk kez uyguladığında, yine aynı eserden hareket eder. Sarkis’e göre “Çığlık”, kulaklarını kapatmış bir çocuğu çevreleyen bağırışların resmidir. Sanatçı, “Çığlık” resminde işittiği sesleri, “Su İçinde Suluboya” icrası ile rengin hareketlerine taşır. Sarkis, bu deneyimi bir atölye uygulamasına dönüştürerek, dünyanın birçok ülkesinde yediden yetmişe binlerce kişiyle paylaşıyor.
Atölye katılımcıları, suluboyayı kâğıt yerine su üzerinde uygular. Bu atölyelerin kahramanları, hem suda gezinen renkler hem de renklere yön verenlerdir. Sanatçının keşif ve deneylerle dolu sanat yaşamının bir parçası olan bu uygulama, akışkanlığın, geçiciliğin ve anın sınırlarını zorlayarak yeni anlamlar doğurur. Sıradan gibi görünene dikkatlice bakılan, sayısız imgeler yaratan, hayal gücünü ve çağrışımları tetikleyen çocuksu bir deneyimdir bu...
100’den fazla sergisinden çektiği görüntülerden oluşan afişlerle müzenin duvarlarını kaplayan Sarkis, sürekli değişen ve hep yenilenen yerleştirmeleri, yıllardır biriktirdiği ve yaşattığı eserleri, giysileri, heykelleri, nesneleri, vitrayları, neonlarıyla donattığı büyülü bir dünya kentine davet ediyor izleyiciyi. Işığı, sesi, müziğiyle yaşayan, gökyüzü fotoğraflarıyla nefeslenen “Site”de, bazı figürler duvarlardaki görüntülerin içinden çıkıp, kentin sokaklarında bir aktör gibi oynuyor. Serginin ismi “Site”, kent ve web sitesi gibi iki anlam taşıyor. Sarkis, kurduğu web sitesi ile oluşturmak istediği kent arasında bir diyalog oluşmasını amaçlıyor.
Sarkis, tüm belleğini ve yerleştirmelerinin ruhunu İstanbul Modern’e taşıyarak bir dünya kenti yaratıyor. Sergi mekânında gece gündüz Sarkis’in kalbi atıyor. Sarkis, kalp atışının ritmiyle ayarlanmış serginin içini dolaşan metronomla sürekli varlığını yaşatarak, hem aşkla yarattıklarını, biriktirdiklerini yalnız bırakmıyor hem de izleyiciye eşlik ediyor.
Sergi, bombalanmış Saraybosna Kütüphanesi’nden Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi romanındaki canavarlara, Alban Berg’in Lulu operasından Alman Romantik dönem ressamı Caspar David Friedrich’e, John Cage’den Sergei Paradjanov’un filmlerine dek farklı kültürel bellekleri içeriyor. Üst katta 1961-63 yılları arasında gerçekleştirdiği guvaş çalışmaları, Fotoğraf Galerisi’nde 2006-2007 yılları arasında ürettiği Caspar David Friedrich’in resimlerine gönderme yapan 8 filmi ve 1972’de çektiği “Operasyon Organ” başlıklı 20 tek tirajlı fotoğrafı sergileniyor.
NTV’den Sarkis belgeseli
Sarkis’in “Site” sergisi nedeniyle NTV bir belgesel hazırladı. Yönetmen Nedim Hazar ve ekibi, belgeselde Sarkis’in sergi kurulum çalışmalarını başından itibaren görüntüledi ve sanatçıyla uzun bir söyleşi gerçekleştirdi. Sarkis, çekim ekibiyle birlikte, doğup büyüdüğü yer, İstanbul Talimhane’deki Çaylak Sokak’taki evini, Mimar Sinan’ın kendisini en çok etkileyen eserlerini, Edirne’deki Selimiye, Üç Şerefeli ve Eski Camileri’ni ve Ayasofya’yı gezdi. NTV’de yayınlanacak olan Sarkis belgeselinin çeşitli uluslararası belgesel festivallerinde de gösterilmesi planlanıyor.
Öğrencilerle ve sanatçılarla buluşacak..
Sarkis, sergi süresince her ay iki kez olmak üzere sekiz genç sanatçıyla “Okul”unu gerçekleştirecek. Sabah 10.00-14.30 arasında genç sanatçıların çalışmalarını değerlendirecek olan Sarkis, saat 16.00-18.00 arasında sergi alanında ziyaretçilerle buluşacak. Saat 18.00’de ise genç bir piyanist, “Site” sergisinin içinde yer alan piyano ile bir konser verecek. İlki 8 Ekim’de yapılacak olan Okul/Buluşma etkinliği 9 Ekim, 12 Kasım, 13 Kasım, 10 Aralık, 11 Aralık, 7 Ocak 2010 ve 8 Ocak 2010’da yinelenecek. Konserler, 8 Ekim, 12 Kasım, 10 Aralık ve 7 Ocak’ta çeşitli genç piyanistlerle gerçekleşecek.
İstanbul Modern Sinema, 1 – 11 Ekim tarihleri arasında “Site Filmleri” isimli bir film programı sunuyor. Programda, Sarkis’in “Site” sergisinin bir parçası olarak, kendi sanatıyla ilişkilendirdiği filmler yer alıyor.
Jean Marie Straub - Danièle Huillet, Anna Magdalena Bach’ın Güncesi’nde ünlü bestecinin yaşamını dramdan çok kariyerine odaklanarak sunuyor. Kendisi gibi müzisyen olan eşi Anna M. Bach’ın günlüklerinden derlenerek hazırlanmış bir Bach otobiyografisinden yola çıkan 1968 yapımı film, “Brandenburg Konçertoları”ndan farklı sonat ve suitlere uzanan müzikal yolculuğa eşlik ediyor. Filmde Bach’ı ünlü klavsenci Gustav Leonhardt canlandırıyor.
Jean Marie Straub - Danièle Huillet’nin, Arnold Schönberg’in tamamlanmamış üç perdelik operasından sinemaya aktardıkları 1975 yapımı Musa ve Harun, filme çekilmiş en iyi opera örneklerinden biri. Çekimleri Mısır ve İsrail’de gerçekleşen Musa ve Harun, kutsal kitaplardan bildiğimiz efsanevi hikâyesi, Schönberg’in karmaşık müziği, Straub - Huillet’nin sinema estetiğiyle ders niteliği taşıyor.
Sergei Paradjanov’un 1968 yapımı Narın Rengi isimli başyapıtı, tutkuların, korkuların, acıların eksik olmadığı gerçeküstü bir dünyada, Ermeni ozan Sayat Nova’nın hayat hikâyesini şiirleriyle harmanlayıp, semboller ve alegorilerle anlatıyor. Film, zaman ve mekân algısını öyle ustaca kaybettiriyor ki, filmden ibrik, kilim gibi Anadolu imgeleri uzun süre hafızanızdan çıkmıyor.
Sarkis Hakkında
1938 yılında İstanbul’da doğan Sarkis, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde (Mimar Sinan Üniversitesi) öğrenim gördü. 1964’ten bu yana Paris’te yaşamaktadır. Başlangıçta resimle ilgilenen sanatçı, kısa bir süre sonra eserlerinde heykelin yanı sıra, ses ve video enstalasyonlarına odaklandı. Bu yeni sanatsal yön, özellikle 1969’daki Harald Szeemann tarafından Bern Kunsthalle’de düzenlenen Quand les Attitudes deviennent Formes sergisindeki katılımıyla net olarak ortaya çıktı.
Sarkis, 1967 Prix de la Peinture à la Biennale de Paris ve 1991 Grand Prix National de Sculpture ödüllerini kazandı. Sanatçı 2010 yılında Paris Pompidou Çağdaş Sanat Merkezi ve Cenevre Çağdaş Sanat Müzesi’nde birer sergi gerçekleştirecek.