Pfizer
Pfizer’in kuruluşu ve bugünkü durumu...
Pfizer; insanların daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmesi amacıyla bilimsel araştırmalar yaparak, yenilikçi sağlık ürünleri keşfeden, geliştiren ve 150 ülkede tıbbın hizmetine sunan bir kuruluştur. Merkezi New York ABD’de bulunan Pfizer, dört temel iş alanında etkinlik gösteriyor.
Bunlar:
• Beşeri İlaçlar,
• Hayvan Sağlığı Ürünleri,
• Tüketici Ürünleri,
• Araştırma ve Geliştirme’dir.
Pfizer’in kuruluşu, kuzen olan Charles Pfizer ve Charles Erhart tarafından 1849 yılında gerçekleştirildi. Almanya’dan ABD’ye gelen kuzenler kimyasal madde üretmek amacıyla New York’da şirketlerini kurdular. Tatlandırılmış sitrik asit üretimi ile başlayan süreç, 1942 yılında yüksek miktarda penisilin üretimi ile yeni bir aşama kazandı. 1951 yılında Pfizer, ABD dışında da faaliyet göstermeye başladı.
Bir yıl sonra Ziraat İlaçları, 1960 yılında Tüketici Ürünleri Bölümleri kuruldu. 1971 yılında kurulan Merkezi Araştırma Bölümü, Pfizer’in Araştırma Geliştirme atılımının çok önemli bir adımını oluşturdu.
Pekçok önemli hastalık için yeni tedavi olanakları sunan ve insanların yaşam kalitesini yükselten ilaçları, Pfizer’i dünya ilaç endüstrisinin zirvesine taşıdı.
Fortune Dergisi Pfizer’i 1997 ve 1998’de “En Beğenilen İlaç Firması”, 2000 yılında da “Çalışanlar Tarafından En Çok Tercih Edilen Firma” olarak belirledi. Forbes Dergisi 1999 yılında “Yılın şirketi” olarak Pfizer’i seçti. Bunların yanı sıra Pfizer, 1995 ve 2000 yıllarında ABD’de yapılan “İlaç Endüstrisi İmaj Araştırması”nda da “En Çok İtibar Gören Firma” olarak açıklandı.
2000 yılında gerçekleşen Warner Lambert birleşmesi Pfizer’in gücüne güç katarak yeni bir Pfizer yarattı. Pfizer, dünyada Araştırma Geliştirme’ye en fazla kaynak ayıran şirket konumuna geldi.
Pfizer bugün 7 kıtada, 90.000 çalışanı ile dünya ilaç endüstrisinde zirveyi yakalamış bir kuruluş olarak 5 milyar dolarla alanında dünyanın en büyük Ar Ge bütçesini ayırmakta ve 12.000 bilim adamı yeni moleküller keşfetmek için çalışmaktadır.
Pfizer Türkiye’de nasıl bir konuma sahiptir?
Pfizer Türkiye; 1957 yılından bu yana Türkiye’de ilaç üretimi, tıbbi tanıtım ve ilaç satış faaliyetleri gerçekleştirerek, Türk Tıbbı’nın gelişimi ve Türk insanının sağlığı için çalışıyor. Pfizer Türkiye’de Beşeri İlaçlar, Üretim ve Hayvan Sağlığı olmak üzere 3 temel alanda faaliyet gösteriyor.
Türkiye’de satışa sunulan ilaçların % 93’ü yerli üretim olup, fabrikalarımızda 46 çeşit ürün üretiliyor ve 15 çeşit ilaç bölge ülkelerine ihraç ediliyor.
Pfizer tüm dünyadaki başarısını Türkiye’de de tekrarlayarak, hızlı bir yükseliş trendi ortaya koydu. Özellikle son 5 yıl içinde pazar payını hızla yükselterek ilaç endüstrisinde liderlik koltuğuna oturdu. Pfizer’in başarısının ardında güçlü bir insan kaynağı yatıyor. Pfizer 1.000 çalışanı ile insan kaynağı açısından da son derece dinamik bir yapıya sahiptir.
Pfizer’in organizasyon şeması hakkında bilgi alabilir miyiz?
Beşeri İlaçlar Satış ve Pazarlama Divizyonu, Medikal Divizyon, Teknik Divizyon, Finans Divizyonu, İnsan Kaynakları Divizyonu, Hayvan Sağlığı Divizyonu, Medikal Danışmanlık, Kurumsal İlişkiler ve Hukuk İşleri Divizyonu ve Bilgi İşlem Divizyonu çatısı altında toplam 1.000 çalışanımız bulunuyor. Bu sayının % 54’ü satış teşkilatında mümessil, % 20’si imalat çalışanı, % 16’sı memur/uzman/diğer profesyonel çalışanlar ve % 10’u üst ve orta kademe yöneticisi olarak görev yapıyor. şirketimizde yaş ortalaması 32 olup, çalışanlarımızın % 63’ü yüksek öğrenim görmüşlerdir.
Pfizer’in yönetim felsefesi...
Vizyonumuzu; birinciliğimizi insan sağlığına ve toplum hayatına katkılarımızla zenginleştirerek, takdir edilen lider konumuna yükselmek, işbirliği içinde çalıştığımız kişi, kurum ve kuruluşlar nezdinde güvenilirliğimizi kanıtlayarak tercih edilen ortak olmak ve herkesin içinde görev almak istediği bir kurum olmamızı sağlayan değerlerimizi geliştirerek, önde gelen işveren olma özelliğimizi sürdürmek oluşturuyor.
Kurum kültürümüz, değerlerimizle ortaya çıkıyor. Pfizer’in değerleri köklü geçmişi geleceğe bağlayan dinamizmi oluşturuyor. Performans, sinerji yaratan takım çalışması, özgür düşünce ile desteklenen liderlik ve yenilikçilik sahip olduğumuz değerlerden birkaçını meydana getirirken, insana ve topluma saygı, dürüstlük ve bütünlük kurum kültürümüzün vazgeçilmez unsurlarını oluşturuyor.
Bize göre önde gelen işveren olmak; sunduğumuz imkanlar ve yarattığımız olumlu imaj ile en iyi ve nitelikli kişileri bünyemize çekebilen, onlara kendilerini daha da geliştirebilmeleri, iyi birer lider olarak yetişebilmeleri için gerekli koşulları etik değerler çerçevesinde sağlayan, içtenlik, saygı ve güvene dayalı, tutarlı, şeffaf, iki yönlü iletişime dayanan, çağdaş çalışma koşulları ile fırsat eşitliği yaratan, kaliteli sosyal ilişkileri ön planda tutan, etkin ve hızlı sonuç üretebilen bir ortamda, başarılara açık, başarılarını çalışanlarına sunduğu imkanlara da yansıtan, aranılan, içinde görev alınmak istenen bir kurum olma niteliğimizi geliştirerek sürdürmek kavramlarından oluşuyor.
Bu değerler ve vizyonumuz çerçevesinde Pfizer’de gençlere fırsat verilen, katılımcı fikirlerin açıkça ifade edilebildiği ve lider yetiştirmeye odaklı bir yönetim felsefesi benimsenmiştir. Her bir çalışanımızın kendi alanında lider olmasını istiyoruz. Bu amaçla da Pfizer’de bireysel gelişim, yüksek performans ve başarı için her türlü olanak yaratılıyor.
Pfizer, Management Center Türkiye tarafından ülkemizde ilk kez bu yıl insan kaynakları alanında verilen “Büyük Ödül”ü aldı. Bu süreçten, süreç sonrası yaşadıklarınızdan ve size “Büyük Ödül”ü getiren uygulamalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Şirketlerde insan kaynakları sistemleri genelde birbirine benziyor. şirketlerin o anki ihtiyaçları ve olgunluk düzeyine göre bazı farklılıklar bulunuyor ancak teknik olarak baktığımızda, sistemler kurulurken ve uygulanırken benimsenen felsefeler ve prensipler oluyor. Pfizer olarak birtakım felsefe ve prensiplerimizin farklı ancak doğru olduğuna inanıyorduk. Dolayısıyla bu değerlendirmeye biraz da kendimizi ölçmek üzere katılmak istedik.
Öncelikle aday olarak başvurumuzu yaptık. Management Center tarafından istenilen bilgi formları ve anketler dolduruldu. Yaklaşık yarım gün süren bir toplantıda Management Center Türkiye’ye tüm insan kaynakları sistemlerimizi, uygulamalarımızı, yaklaşımlarımızı ve prensiplerimizi detaylı prezantasyonlar ile tanıttık. Bu tanıtımı İnsan Kaynakları Divizyonu çalışanları yaptılar. Daha sonra Management Center Türkiye, Pfizer’de bir seri toplantı düzenledi, şirketi ve uygulamalarımızı iyice tanımaya çalıştı. İnsan Kaynakları Divizyonu çalışanlarının katılmadığı bu toplantılarda gerek yönetim ekibi gerekse diğer çalışanlar ile insan kaynakları divizyonu ve uygulamalarını tartıştılar ve bir nevi bizim söylediklerimizi teyid etmeye çalıştılar. Ayrıca Management Center Türkiye’ye sistemlerimizi anlatan, örnek verileri gösteren bir dokümantasyon dosyası da hazırladık.
Ödülü Pfizer takımı olarak aldığımıza inanıyoruz. şirketlerine inanan, güvenen, fikirlerini ve hayallerini bizimle paylaşan çalışanlarımız, şirketi başarıya götüren en önemli unsurun çalışanlar olduğunu bilerek, tüm insan kaynakları sistemlerini beraberce kurduğumuz ve uyguladığımız yöneticilerimiz, şirketi bir bütün olarak görüp, insan kaynaklarını iş ortağı olarak kabul eden, geliştiren ve yönlendiren genel müdürümüz ve işine saygı duyarak en iyiyi yapma isteği içinde olan mükemmel bir İnsan Kaynakları ekibi bize bu ödülü kazandırdı.
Ödül tüm Pfizer ekibini gururlandırdı ve çok sevindirdi. “Önde gelen işveren olma” vizyonumuza ulaşmamızda doğru yolda olduğumuzu kanıtladı. Aynı zamanda daha da büyük sorumluluklar yükledi. Çıta yükseldi ve beklentiler arttı.
Ödülü aldığımız gün maalesef ekonomik krizin başladığı güne denk geldiğinden, yeteri kadar sevinebildiğimizi ve bu sevinci kutlayabildiğimizi söyleyemeyeceğiz. Ancak bu ödül, böyle bir kriz ortamında hepimize büyük bir motivasyon sağladı.
Organizasyonunuz içinde İnsan Kaynakları uygulamalarınız nelerdir?
Tüm insan kaynakları sistemlerimiz 6 ana prensip üzerine oturtulmuştur:
• İşin ihtiyacından daha fazla yetkinlik ve kapasiteye sahip kişileri işe almak,
• Yönetici pozisyonlarına daima şirket içinden eleman yetiştirmek ve terfileri iç kaynaklar ile yapmak,
• Kişileri en iyi yapabilecekleri değil, en çok gelişebilecekleri pozisyonlara getirmek ve sorumluluklar vermek,
• Departmanlar/divizyonlar arası rotasyon ve yoğun bir takım çalışması,
• Eğlenceli bir çalışma ortamı,
• Hem şirketin hem de çalışanların kariyer hayatı sürecinde belli riskleri almaları.
Şirketimizin başarısı çalışanlarımıza bağlıdır. Bu amaçla tüm insan kaynakları süreçlerimizi çalışanları geliştirmeye yönelik olarak planlamaya çalışıyoruz. Pfizer’de bireysel gelişim, yüksek performans ve başarı için her türlü olanak yaratılıyor. Eğitim, liyakat ve performans değerlendirmesi gibi insan kaynağına yönelik önemli sistemler, başarının önünü açacak biçimde şekillendiriliyor. Kendini geliştirme fırsatı, kariyer gelişimi, kişisel ve şirket başarısına dayalı ödül sistemleri, motivasyonel ve arkadaşça çalışma ortamı ile rekabetçi sosyal haklar ve ücret sistemi belli başlı ve önemli uygulamalarımızı oluşturuyor.
Son dönemde Türkiye’nin içinde bulunduğu kriz ortamında Pfizer olarak izlediğiniz İnsan Kaynakları politikanız ve aldığınız önlemler nelerdir?
İçinde bulunduğumuz kriz, toplumun her kesimini olduğu gibi ilaç endüstrisini de çok olumsuz yönde etkiliyor. Uzun vadede Türkiye’nin bu krizi atlatacağına inanmakla birlikte, kısa vadede hepimizin belli zorluklar ve sıkıntılar çekeceğini düşünüyoruz.
İçinde bulunduğumuz endüstrinin hassasiyetinden de kaynaklanan çok önemli bir sorumluluğumuz bulunuyor. İlaçlarımızı eksiksiz olarak hastaların ve tıp camiasının hizmetine sunmaya devam etmemiz gerekiyor. Dolayısıyla öncelikle bu sorumluluğumuzu yerine getirmeye devam edeceğiz.
İkinci sorumluluğumuz mensuplarımıza ve onların ailelerine karşı ki en büyük arzumuz krizden, krize girdiğimiz günkü kadromuz ile çıkabilmektir. Tüm önlemlerimizi ve tedbirlerimizi bu amaca ulaşabilecek şekilde almaya çalışıyoruz. Çalışanlarımız iftihar kaynağımız ve en büyük güvencemizdir. Onlarla devamlı iletişim halindeyiz. Dolayısıyla şeffaf, samimi bir yönetim anlayışı ile güven ortamı yaratmaya çalışıyoruz.
Tabii ki tüm harcamalarımızda önemli tasarruf tedbirleri alıyoruz. Fakat bu tasarruf tedbirlerini alırken, insanlarımızın gelişim ve eğitim yatırımına kısıtlama getirmemenin bizi daha iyi yarınlara hazırlayacağına inanarak eğitim faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Yurtdışındaki merkezlerinizle İnsan Kaynakları uygulamaları açısından bağlantı ve ilişkilerinizi anlatabilir misiniz?
Fırsat eşitliği, açık kapı politikası, içtenlik, saygı ve güvene dayalı, tutarlı, şeffaf, iki yönlü iletişim, önde gelen işveren olma gibi temel prensipler merkez tarafından belirleniyor ancak lokal organizasyonlar insan kaynakları sistemleri açısından serbest bırakılıyor. Bu prensiplere uyduğumuz sürece ülke komşularına, şirket ihtiyaçlarına yönelik sistemleri kurup, uygulayabiliyoruz.
Bunun yanı sıra Global Lider Yetiştirme Programı ve Global İş Olanakları Programı tüm Pfizer organizasyonları tarafından uygulanıyor. Merkez ile devamlı iletişim içinde bulunuyoruz. Gerek eğitim gerekse insan kaynakları uygulamaları ve sistem oluşturma safhalarında değerli destekler alabiliyoruz. İletişim ağının çok kuvvetli olması diğer lokasyonlardaki uygulamaları da anında görebilmemizi sağlıyor. Dolayısıyla yurtdışı organizasyonlarımızla birbirimizin tecrübe ve bilgisinden faydalanabileceğimiz bir ortam yaratılmış bulunuyor. Böylece tekerleği her seferinde yeniden keşfetmek durumunda kalmıyoruz.
Türkiye olarak insan kaynakları uygulamalarında Pfizer ortalamasının çok üzerinde olduğumuzu söyleyebilirim. Özellikle lider yetiştirme konusunda Pfizer’e önemli bir kaynak oluşturuyoruz. Bugün Türkiye Pfizer’in yetiştirdiği birçok lider, dünyanın dört bir yanındaki Pfizer’lerde çok önemli görevler yapıyorlar. Örneğin; şu anda Belçika Genel Müdürü, Macaristan Genel Müdürü, Doğu Avrupa Eğitim Direktörü, Doğu Avrupa Stratejik Planlama Müdürü, Asya Grubu Üretimden Sorumlu Başkan Yardımcısı görevlerinde bulunan arkadaşlarımız çalışma hayatlarına Pfizer Türkiye’de başlamışlar ve Pfizer Türkiye sistemi içinde yetişmişlerdir.
Pfizer olarak geleceğe dönük beklenti ve hedefleriniz nelerdir?
şu andaki en büyük beklenti ve hedefimizi ekonomik krizden tek parça olarak çıkabilmek oluşturuyor. Dolayısıyla bunu başarabilirsek 2005 vizyonumuz olan takdir edilen lider, tercih edilen ortak ve önde gelen işveren olma konumuna ulaşabileceğimize inanıyoruz.