PERYÖN Başkanı Duman: “2 bin 500 beyinle çalışıyoruz”

BAŞKANIN PENCERESİNDEN PERYÖN 2007 HEDEFLERİ

• Kamuda İnsan Kaynakları uygulamalarının geliştirilmesi için 2006’da bazı ciddi adımlar attık. Bugünlerde bu çalışmaları olgunlaştırıyoruz. 2007 yılı için bir eğitim programı hazırlamamızı istediler. Şimdi PERYÖN olarak Kamuya yönelik bir eğitim/ bilinçlendirme programı hazırlıyoruz.

• Türkiye’de ne yazık ki İnsan Kaynakları uygulamaları ağırlıklı olarak İstanbul odaklı ele alınıyor. PERYÖN olarak şube organizasyonlarımızın etkin organizasyonlarıyla bölgesel aktivitelerimizi yürütüyoruz, temel hedefimiz tüm Türkiye’de bu bilinci yaymak...Şubelerimizle daha koordineli çalışarak, onların yıllık planlarıyla İstanbul’un yıllık planlarını ortaklaşa çıkartarak tüm yılı bir PERYÖN takvimi haline getirip o takvim içerisinde İnsan Kaynakları Yönetimi’ni Türkiye’nin her yerinde düzenli bir şekilde tartışılabilir hale getirmek istiyoruz.

• 2007 yılı için Ulusal İnsan Yönetimi Kongresi’nin çalışmalarına şimdiden başladık. En büyük hedefimiz önümüzdeki 5 yıl içinde, PERYÖN aracılığıyla Avrupa İnsan Yönetimi Kongresi’ne Türkiye’nin ev sahipliği yapmasını sağlamak. Böylece 30’uncu kuruluş yıldönümümüz için anlamlı bir etkinlik düzenlemiş olacağız. Bu konuyla ilgili altyapı çalışmalarını devam ettiriyoruz.

• Üzerinde çalıştığımız en önemli konulardan biri de üye ilişkileri… Hedefimiz şu anda 2 bin 500’e yaklaşan üye sayımızı 5 binlerin üzerine çıkarmak. Meslektaşlarımızın, tüm yöneticilerin derneğe severek katılacağı bir ortam yaratmayı; PERYÖN’e üye olmanın onlar için de bir artı olduğunu hissettirmeyi istiyoruz.



PERYÖN’ün tarihçesini biliyoruz ama derneğin kilometre taşlarını bir de sizin bakış açısınızla dinlemek isteriz.

PERYÖN’ün, Türkiye’nin ilk sivil toplum örgütlerinden biri olması çok önemli. PERYÖN’ün bir başka önemli özelliği de; Türkiye’de İnsan Kaynakları Yönetimi’nin geliştirilmesine dayalı ana misyonuna paralel olarak kendini sürekli güncellemesi... Dernek bunu gerek genel kurulları, gerek vizyonu, gerekse üye profili aracılığıyla gerçekleştiriyor. PERYÖN’ün ilk kuruluş şeklinin “Personel Yöneticileri Derneği” olduğunu, 2000’li yıllarda “Personel Yönetimi”, hatta daha sonra “Türkiye Personel Yönetimi Derneği” adını aldığını görüyoruz. Türkiye’de eskiden şirketlerin belli bölümlerinin ilgilendiği Personel Yönetimi’nden daha geniş bir çerçevede tanımlanan insan kaynakları yönetimine geçilirken; derneğimiz de vizyonunu genişletti, bu da üye profiline yansıdı. Bu nedenle PERYÖN’ün hem ilk kurulan sivil toplum örgütlerinden biri, hem de kendini güncele taşıyabilen bir yapısı olduğunu vurgulamak gerekir.

Öte yandan PERYÖN’ün Türkiye’yi bu anlamda hem ulusal hem de uluslararası ortamlarda temsil ettiğini aktarmak da şart. PERYÖN; Avrupa Personel Yönetimi Derneği'nde (European Association for Personnel Management - EAPM) Türkiye’yi temsil eden bir dernek. Bu kanal aracılığıyla Dünya Federasyonu’nun da bir üyesi. Derneğimiz buralarda aktif rol alarak; yönetim kurullarında, denetim kurullarında görev yaparak sadece insan kaynaklarını geliştirmek adına değil, Türkiye’nin sosyoekonomik politikalarını da tanıtmak konusunda çalışmalar yapıyor.

Ne tür çalışmalardır bunlar?

Hemen bir örnek vereyim: Kuzey Kıbrıs derneğinin kurulması ve EAPM’de temsil edilmesi en güzel örneklerden birisi. Aynı süreçte Güney Kıbrıs kesiminin de derneği kurulmuş ve EAPM’e üye olmak için başvurmuştu. Bu bağlamda Kuzey Kıbrıs’ın bir sivil toplum örgütünün Avrupa’da tanınmasına da bir önderlik etmiş olmuştuk.

Bu örneğin ardından şunu özellikle vurgulamak isterim: PERYÖN, sadece insan kaynaklarının gelişimine odaklanmıyor. Bir sivil toplum örgütü olarak üzerimize düşen toplumsal bilinci yerine getirmeye çalışıyoruz.

2006 yılında gerçekleştirdiğimiz ve 2007’de de tekrar edeceğimiz istihdam ve eğitim konulu araştırmamız da ulusal eğitim politikalarımızın iş hayatına ihtiyaç duyduğu yetişmiş insangücünü yetiştirip yetiştirmediğini ortaya koymakta. Bunun da önümüzdeki yıllarda gelişen kapsamı ile ulusal politikalarımızda değer verilen bir kaynak olmasını amaçlıyoruz

Bu anlamda Avrupa Birliği konusunda da çalışmalarınız var bildiğimiz kadarıyla…

Evet. Buna mecburuz. Çünkü Türkiye artık global köyün içinde yer alıyor. Dolayısıyla artık kendi yağımızla kavrulalım, kendi kaynaklarımızla yetinelim gibi anlayışımızın olması mümkün değil. Bu da sadece hükümet ya da önde gelen sanayicilerin girişimiyle sağlanacak bir konu değil. Sivil toplum örgütlerinin de bu anlamda desteğine ihtiyaç var. Türkiye Personel Yönetimi Derneği de kendi alanının en önde gelen birliklerinden biri olduğu için bu işi üstleniyor.

Bu durumda da konu Türkiye’nin ülke olarak bir İK politikası olmasına geliyor, öyle değil mi?

Kesinlikle. Bu konuda Türkiye’de de bu bilinç artmaya başladı. Türkiye’de ne yazık ki insan kaynakları uygulamaları ağırlıklı olarak İstanbul odaklı ele alınıyor. Biz PERYÖN olarak şubelerimiz kanalığıyla bölgesel aktivitelerimizi yürütüyoruz ancak temel hedefimiz tüm Türkiye’ye yayılmak… Bunun için de Kamuya yönelmek gerekiyor. Çünkü Kamu Türkiye’nin en büyük işvereni. Ancak İnsan Kaynakları Yönetimi çok fazla konuşulmuyor. PERYÖN olarak bu konuda özellikle 2006’da bazı önemli adımlar attık.

Öncelikle konuyu Başbakanlık’ta gündeme getirdik. Karşılaştığımız pozitif yaklaşım bizleri çok heyecanlandırdı. Bize bu işi önemsediklerini, hatta hazırlanan kanun tasarılarında İnsan Kaynakları Yönetimi ifadesini dikkate alarak, ilgili daire başkanlıklarının isimlerini bile İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı olarak değiştirdiklerini ifade ettiler. Biz de onlara, geniş bir katılımla İnsan Kaynakları’nın ne olduğuna ilişkin bir çalıştay sunduk. Başbakanlığın liderliğinde tüm bakanlıklara, bağlı kurumların genel müdür ve genel müdür yardımcılarına, insan kaynakları daire başkanlarına; İnsan Kaynakları yönetiminin özel sektörde nasıl uygulandığına, bunun Kamuya nasıl uyarlanabileceğine ilişkin bilgiler verdik. Bunun üzerine kendilerine 2007 yılı için bir eğitim programı hazırlamamızı istediler. Şimdi PERYÖN olarak Kamuya yönelik bir eğitim veya bilinçlendirme programı hazırlıyoruz. Bunu uygulayacağız.

Şu anda Kamuda sistem nasıl işliyor?

Aslında çok güzel, ilginç örnekler olduğunu görüyoruz. Özellikle bazı bakanlıklarda ve bakanlıklara bağlı kuruluşlarda özel sektördeki gibi çok güzel uygulama örneklerini paylaşma fırsatımız oldu. Bu güzel örneklerin çoğaltılması çok önemli.

Sonuç olarak Kamuda İnsan Kaynakları uygulamalarının geliştirilmesi uzun vadede halkın memnuniyetine de yansıyacaktır, öyle değil mi?

Bu çok önemli. Biraz önce de söylediğim gibi Kamu en büyük işveren; sonuç olarak çalışanlar da Kamu’nun müşterisi. Dolayısıyla müşteri memnuniyeti her şirkettekinden daha önemli belki de Kamu’da… Çünkü mutlu çalışan, Kamu’ya verdiği hizmetin kalitesini artıracak. Bence bu açılım uzun vadede vatandaşın, toplumun mutluluğuna yansıyacak. Bu nedenle PERYÖN olarak bunu çok önemsiyoruz. Biz en azından denize taş atmaya başlamış olduk. 2007’de de bunu devam ettireceğiz.

Sözünü ettiğiniz bu faaliyetleri dernek bünyesindeki çalışma grupları mı üstleniyor?

PERYÖN’de baştan beri toplumsal bir kaygı olduğunu görüyoruz. Biz yeni yönetim kurulundan sonra biraz da bu bilinçten hareketle yeni çalışma alanları yarattık. Bu çalışma gruplarında, yönetim kurulu üyelerinden her biri sorumlu olarak yer alıyor. Ama sonuçta işleri, üyelerimizin de katıldığı çalışma gruplarıyla kotarıyoruz. Örneğin Kamu çalışması sosyal projeler komitemizin bir çalışmasının meyvesidir. Bu sene bunun daha yaygın bir eğitim programına dönüşmesi ise eğitim komitemizin bir faaliyeti olacak. PY dergimizi de güzel bir ekip çıktısı olarak söylemeden geçemeyeceğim.

Bu sayede kendi içimizde geçişler yaşayarak, bunu bir dernek çalışması haline getiriyoruz. Ayrıca üyelerimizle de daha yakından çalışma fırsatı buluyor; onların beyinlerinden yararlanıyoruz. Biz yönetim kurulu olarak 14 kişiyiz. Ama 14 beyinle değil de; 2 bin 500 kişilik bir dernek ekibiyle çalışıyoruz. Dolayısıyla mümkün olduğu kadar çok meslektaşımızı bu derneğin yönetimine dahil etmek istiyoruz.

En önemli hedeflerimizden biri de PERYÖN profesyonel kadrosunu da güçlendirmek… Profesyonel bir çalışmaya daha fazla zaman ayırarak derneği kurumlar arasında daha etkin rol üstlenen bir organizasyon haline getirmek çabasındayız.

“İK’DA LİSANS ŞART”

“İnsan Kaynakları Yönetimi, Türkiye’de lisans eğitimi olmayan birkaç alandan biri. İK Yönetimi alanında çalışanlar için temel bilgiler, standartlar, bakılması gereken nitelikler şirketlere özel gelişmiş durumda. Oysa biz bunun kurumsal, hatta ulusal bir düzeye çıkarılması gerektiğine; bu konuda bir lisanslamaya gidilmesinin şart olduğuna inanıyoruz.

PERYÖN bir sivil toplum örgütü olarak bu elbiseyi üzerinde en iyi taşıyacak kurum. Biz bu konuyu bir üniversite ortaklığı ve yurtdışı know-how’ını da yanımıza alarak Türkiye’de geliştirmek istiyoruz. Bu konuda geçen sene başlattığımız bir işbirliği var. Bu sene bunun daha da duyurulması ve aktif hale gelmesi gündemde.

Dünyanın en gelişmiş İnsan Kaynakları örgütü olan CIPD’nin ciddi bir sertifikasyon süreci var. Bu sistemi Türkiye’ye taşımayı düşünüyoruz. Ardından gelecek 5 yıllık Türkiye modelini de PERYÖN imzasıyla oluşturmak istiyoruz. Bunun temellerini atıyor, hazırlıklarını yapıyoruz.”

Hem PERYÖN başkanı hem de İK alanında çalışan bir profesyonel olarak Türkiye’de İK’nın gelişimini nasıl görüyorsunuz?

Yabancı ortaklarımızla bir araya geldiğimizde İK uygulamalarımız arasında çok fark olmadığını, hatta kimi konularda onlardan önde olduğumuzu görüyoruz. Gerçekten de Türkiye’de özellikle özel sektördeki uygulamalar çok parlak. İnsan Kaynakları bilinci, İnsan Kaynakları’na verilen önem giderek artıyor.

Hatırlarsınız, 90’lı yıllardan itibaren Türkiye’de kalite çok ön plana çıkmıştı. Bu bilincin artmasında Kalder’in önemli katkıları olmuştu. Ben bu açıdan bakınca artık PERYÖN’ün, Kalder’in 90’lardaki misyonunu devam ettirdiğini görüyorum.

Artık sadece kaliteli üretmeye çalışmak; sistem kurmak değil insan algısını sürekli hale getirmek; şirketlerde tutundurmak çok önemli. Tüm bunlar önümüzdeki yılların da konusu. Artık şirketlerin geleceği olarak adlandırdığımız ekipleri kurmaktan daha da önemlisi onları elimizde tutmak önemli. Bu kurumlar için ayrı bir mücadele alanı yaratıyor. Türkiye’de 2000’li yıllarda, krizin de etkisiyle İnsan Kaynakları yönetimi konusunda biraz atalete düşülmüştü. Ancak o atalet artık ortadan kalktı. Ben bu anlamda İnsan Kaynakları için hem büyüme hem de zorlanma yıllarını yaşadığımızı düşünüyorum.

“HATIRLAYAMAYACAĞI KADAR UZUN ZAMANDIR PERYÖN’LÜ”
BİR BAŞKAN…


Kibar Holding İnsan Kaynakları Direktörü Yiğit Oğuz Duman, kendisine ne kadar zamandır PERYÖN’lü olduğunu sorduğumuzda önce gülümseyerek “Hatırlayamayacağım kadar uzun zamandır…” diyor, ardından da 1996’dan beri dernek üyesi olduğunu; bu sürenin son 5 yılını aktif olarak geçirdiğini belirtiyor. Yönetim kurullarında yedek üyelikleri olan, daha önceki dönemlerde mali sekreterlik yapan Endüstri Mühendisi Duman; şimdilerdeki başkanlığını da farklı bir biçimde açıklıyor: “Bu dönemde başkanlığı devraldım. Ama çalışma şeklimiz yönetim kurulu üyelerinin herbirinin birer başkan olduğu bir sorumluluk anlayışı taşıyor. Yani 14 başkanımız var diyebilirim.”

PERYÖN yönetim kurulu iki haftada bir Pazartesi akşamları bir araya geliyor. Ancak elbette çalışmalar bununla sınırlı değil. Duman, mesaj kutusunun yüzde 30’unun PERYÖN ile ilgili mesajları, yazışmaları içerdiğini ekliyor.
 

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)