“Osmanlı’dan Öncesi Var...”


Aşıkpaşazade’nin Tevarih i Ali i Osman’ından öğrendiğimize göre: “Osman Gazi, Edebalı’nın evine konuk olur. Bir gece rüyasında, şeyhin koynundan bir ay doğarak Osman Gazi’nin göğsüne girer ve göbeğinden bir ağaç biçiminde çıkar. Dallarının gölgesiyle bütün dünyayı örter. Edebalı bu rüyayı yorumlayarak, Osman’ın soyunun dünyaya egemen olacağını söyler. Kızı Malhun’u (Mal Hatun) Osman’a verir. Bu evlilikten Orhan Bey doğar.” Oruç Bey Tarihi’nde ise, rüyanın sahibi Osman Gazi’nin babası Ertuğrul, Edebalı’nın kızının adı ise Rabia’dır. Orhan Gazi’nin elde bulunan 1324 tarihli vakfıyesine göre de Malhun, Ömer Bey adında birinin kızıdır. Tarihin seyrini et kileyen isimler, sadece yaşadıkları dönemde yaşamış sayılmazlar. Ve tarihin karanlıkları, bazı şeyleri adeta daha da karışık hale getirmek için her zaman meraklısını içine çeker. Bir an gelir ki, bu ayrıntı ve çelişkiler göze görünmez olur; tıpkı hikayemizde olduğu gibi. Rüya tabirinden başla yan ve yüzyıllara damgasını vuran bir imparatorluktan söz ediyorum. Bizi asıl ilgilendirmesi gere ken, bu bilge kişinin Osman Gazi’ye, bey olur olmaz telkin ettiği yaşama ve yönetme biçimidir. Adına, ister öğüt deyin ister vasiyet, okuyacaklarınızın organizasyonlarda yönetime sahip olanların, el altında bulundurmaları gereken gerçek bir manifesto olduğu yadsınamaz:

“Ey oğul! Beysin... Bundan böyle öfke bize, uysallık sana... Güceniklik bize, gönül almak sana... Suçla mak bize, katlanmak sana... Acizlik bize, adalet sana... Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize, bütünlemek sana... Üşengeçlik bize, uyarmak, gay retlendirmek, şekillendirmek sana... Ey oğul! Sab retmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz... şunu da unutma! ‹nsan yaşat ki, devlet yaşasın. Ey oğul, yükün ağır, işin çetin, gücün kula bağlı, Allah yardımcın olsun!..”

İstedim ki yöneticiler, bu ay koltuklarında rahat edemesinler. Okudukça, yaşadıkça ve yaşattıkça, aslında nasıl büyük bir yük ve vebal altında ol duklarını hatırlayıp biraz olsun ezilsinler. Yönet mek, iddialı bir iştir ve bütün rüzgarlar hesaba dahil edilmelidir. Bu satırlar, tarihin yaprakları arasına sıkışıp kalmış bir ibret vesikasıdır sadece. Düşündükçe anlıyorum ki, Osmanlı’dan öncesi var...

Nihat Demirkol
nihatdemirkol@prometheus.com.tr

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)