Organizasyondaki sorunları nasıl keşfedersiniz?
İşle ilgili sorunları keşfederken iki farklı yaklaşım vardır. Bunlardan ilki gayri resmidir: Bazı verilere bakar, insanlarla konuşur ve konunun altında yatanın ne olduğuna ilişkin bir sonuca varırsınız. Ben bunu gayri resmi teşhis olarak adlandırıyorum; ama pek çok kişiye göre bu sadece neler olup bittiğinin nedenini kestirmektir.
Organizasyondaki sorunları teşhis ederken, resmi ya da resmi olmayan yaklaşımları kullanmak farklı sonuçlar doğurabilir. Siz iyisi mi, bu konuyla ilgili önerilerimizi dikkate alarak hareket edin.
Bunun alternatifi ise iyi tanımlanmış bir süreç (genellikle bir anket) üzerinden ilerleyen ve organizasyonu bir skala doğrultusunda değerlendiren resmi bir teşhis aracı kullanmaktır. Sanırım, bireyler için ortak teşhisler sunan Myers – Briggs kişilik testini duymuşsunuzdur. Myers –Briggs’den çıkan ölçülebilir sonuçlar vardır ve 16 kişilik özelliğinden birinin içinde yer alırsınız. Organizasyon teşhisleri normalde Myers – Briggs’dan daha karmaşıktır ama benzer bir yönü de vardır: Burada da çözümleri, bir dizi kutudan birine yerleştirmek istersiniz.
Resmi teşhisler genellikle iki güçlü, çatışmalı duyguyu gündeme getirir. Bunlardan ilki, bilimsel gerçekliğin yarattığı olumlu histir. Teşhisin ardından ya sezgisel bir düşünce insanı olduğunuzu “bilirsiniz” ya da organizasyonunuzun en büyük probleminin iç iletişim olduğunu “bilirsiniz”.
Diğer duygu ise, teşhiste bir hata olduğu ve bildiğiniz karmaşık, güçlü ve çok anlamlı gerçekliğin bir şekilde kaybolduğu hissidir. Sonuçlarla kanıtlamak zor olsa bile, bir şeylerin doğru olmadığını hissedersiniz.
Peki, birbiriyle çalışan bu duygulardan nasıl bir anlam çıkarılmalı?
Gerçeğin takdiri
Gayri resmi teşhisler, resmi olanlar ile aynı duyguları yaratmaz: “Pekala, bu sadece senin fikrin” hissinden zarar görür ama eğer insanlar bunun çok doğru olduğunu hissetmezse, sonuçlar kolayca düzenlenebilir.
Resmi teşhisler şu gerçekten zarar görür: Eğer sonuçlardan biri baskın çıkıyorsa, artık onu göz ardı etmek çok zordur. Eğer Myers – Briggs dışa dönük bir insan olduğunuzu söylüyorsa, her gün insanlarla ilişki kuracağınız bir işe kendinizi ait hissetmediğinizi savunmak zordur; bunun gerçek olduğunu hissetseniz bile… Eğer bir organizasyon, en büyük zayıflığının sıralama olduğunu tespit ediyorsa, “Hadi bunu göz ardı edelim” demek zordur. Aynı şekilde, danışmanların bu konuyla ilgili önerdiği üç aşamalı programı kabul etmemek de güçtür.
Buradaki sorunun özü, herhangi bir teşhisin gerçeğin sadece dar bir alanını kapsamasıdır. Myers – Briggs size kişiliğiniz hakkında bazı bilgiler verebilir ama meslektaşınıza bakıp “Sen dışa dönük – sezgisel birisin ve bilmem gereken tek şey bu” demek ahmaklıktır.
Resmi teşhisin yapısı yararlıdır ancak onun gerçekleri bilimsel bir biçimde ortaya çıkardığı fikrini bastırmamız gerekir. O da gayri resmi teşhis kadar yararlı bir bakış açısı sunabilir ancak ondan çok daha doğru olmak durumunda değildir.
Resmi teşhislerin gündeme getirdiği duygulara yönelik en doğru yaklaşım, “Vay, bu bilimsel bir gerçek” diye düşünerek bu araçların pazarlamasına kanmamaktır. Bunun yerine, sadece şöyle düşünün: “Hey, burada gerçekten iyi bir bakış açısı var”.
Sonuç nasıl değerlendirilmeli?
Pekâlâ, çözümü belli bir noktaya kadar getirebildik gibi görünüyor: Hem gayri resmi hem de resmi teşhisler iyidir ama resmi bir yöntem kullanırken sonucu, gayri resmi bir sonuç gibi değerlendirin: Koşulsuz gerçek değil, bir bakış açısı dizisi…
Ama burada da bir sorun var.
Teşhis sizi bir kez etiketlendirdiğinde, kendinizi o etiketten kurtarmak kolay değildir. Eğer teşhis en önemli sorunun “sıralama” olduğunu söylüyorsa, bunun öykünün sadece bir bölümü olduğunu söyleyerek, göz ardı etmek kolay değildir. Organizasyonlarda pek çok kişi vardır ve sonuçlar ortaya çıktıkça, sizin durumu anlama konusundaki ustalığınız kaybolabilir. Patronunuzun tek bileceği nokta başlıktır ve sadece şunu soracaktır: “Sıralama konusunda ne yapıyorsunuz?”
Eğer akıllı bir organizasyondaysanız, bu bir sorun olmayabilir. Geri kalanımız için, izin verin bir genel çözüm önereyim: Asla sadece resmi bir teşhis kullanmayın. Buna paralel olarak, resmi olanın sonuçları ile birlikte sunabileceğiniz bir gayri resmi teşhis süreciniz de olsun. Eğer resmi teşhis Sıralamanın, gayri resmi teşhis ise Çalışan Bağlılığı’nın bir numaralı sorun olduğunu gösteriyorsa, organizasyon bu durumda özgür kalır: Sadece resmi teşhis tarafından tanımlanan dar yolda yürümek yerine, gerçekten hangi çözüm anlam yaratacaksa, o yönde bir bileşim yaratılır. Bu da herkese alan açar.
Kimsenin bir yanıt yerine diğerini seçmesi zorunlu değildir: Her iki yanıt da doğru olabilir, birbiriyle kıyaslanması gerekmez ve her ikisi de çözüm için yararlı olabilir. Resmi çalışma bir milyon dolara, gayri resmi çalışma ise sadece bir avuç odak grubuna mal olsa bile, gayri resmi veriler kimi zaman resmi bir çalışmanın farkında olmadan dayatacağı sorunları kırmak için yeterli olabilir.