Top Employers Institute 2021 Türkiye Özel Eki
TOP EMPLOYERS INSTITUTE 2021 Türkiye Özel Eki'ni okumak için link'e tıklayınız.
Top Employers Institute, her yıl üstün İK politikaları ve çalışanlara yönelik uygulamaları aracılığıyla çalışanlarını ilk sıraya koymaya odaklanan kuruluşları sertifikalandırıyor. Organizasyonlar, HR Best Practices Survey’e (En İyi İK Uygulamaları Anketi’ne) katılımları ve elde ettikleri sonuçlar doğrultusunda sertifika alıyor. Bu anket; İnsan Stratejisi, Çalışma Ortamı, Yetenek Kazanımı, Öğrenme, Wellbeing ve Çeşitlilik ile Kapsayıcılığın da aralarında bulunduğu 20 konudan oluşan 6 İK alanını kapsıyor.
Top Employers Institute, HR Best Practices Survey’den elde ettiği verilere dayanarak, 2021’de İK gündemine hakim olacak üç ana tema kapsamında en zorlayıcı İK eğilimlerini şöyle sıralıyor: Yeni iş dünyasında yönünü bulmak, karmaşayla başa çıkmak ve İK’nın rolünü yeniden keşfetmek...
Söz, Top Employers Institute Bölge Müdürü Massimo Begelle‘de: “Bir önceki yıl, iyi ve kötü nedenlerle unutulmazdı. Özünde, değişim ve riskin arttığı bir yıl oldu. Bu nedenle 2021, organizasyonel korumanın yeteri kadar uygulanıp uygulanmadığının ciddi olarak sorgulanması gereken bir yıl oluyor. Buradaki amaç ne mi? Çalışanların, sorumlu iş davranışlarının önemini anladığı ve görevi kötüye kullanma davranışlarını (büyük bir risk haline gelmeden önce) bildirmek konusunda rahat hissedeceği bir kültürü teşvik etmek... Bu, İK profesyonellerinin çevresel, sosyal ve yönetişim uygulamalarındaki yetkinliklerini parlatmak için büyük bir fırsat olabilir”.
Program, bugüne kadar beş kıtada, 120 ülke / bölgede, 1691 organizasyonu Top Employers olarak sertifikalandırdı. Türkiye’de ise şu ana kadar 24 şirket Top Employers sertifikası aldı.
5 kilit trend
Türkiye’deki 24 şirketin ortalamasına odak- lanan Top Employers Institute, en yüksek performansa sahip 5 kilit trendi İş Stratejisi, Değerler, Etik & Dürüstlük, Liderlik ve Çalışan Stratejisi olarak belirliyor. Organizasyon & Değişim, Performans ve Sürdürülebilirlik de yüksek puan alan trendler arasında yer alıyor. Bu da, programa katılan şirketlerin son 2 – 3 yıldır bu konulara zaman ve kaynak ayırdığını, bu tür politikaları iletişime açma stratejilerini de resmileştirdiği anlamına geliyor.
Diğer önemli bir faktör ise gelişim alanları ile ilgili: Daha fazla odaklanılmaya ihtiyaç duyulan ilk 5 konu Wellbeing, Çeşitlilik & Kapsayıcılık, Çalışma Ortamı, Off – boarding ve Kariyer...
Bununla birlikte, Türkiye’de bu konuların aldığı puanları, uluslararası düzeydeki aynı konuların puanları ile kıyasladığımızda, Türk şirketlerin 5 alanda da Avrupa ve Ortadoğu’dan daha iyi durumda olduğunu görüyoruz. Bu da açıkça gösteriyor ki, İK kültürü, çalışanlar için en iyi uygulamaların hayata geçirilmesi ve pekiştirilmesi söz konusu olduğunda mükemmelliğini korumayı sürdürüyor.
Liderlik ve İş Stratejisi
Ayrıntılara daha derinlemesine bakalım: Örneğin Liderlik konusunda, 24 Türk şirketinin tamamının, organizasyondaki tüm yönetim kademeleri için beklenen liderlik davranışlarını tanımladığı bir Liderlik yetkinlik modeline sahip olduğunu gözlemliyoruz.
Aynı sonucu, İş Stratejisi’nde de görüyoruz: Aynı miktarda şirket, çalışanlarını İş Sonuçları konusunda eğitmek üzere bir iletişim planına sahip. Bu şirketler, yüz yüze toplantılar ve çeşitli medya kanalları aracılığıyla organizasyonun stratejisinin şeffaf olarak iletişime açılmasını düzenli olarak destekliyor. İşgücü Planlaması sürecinin sonuçlarını bu stratejiyle ilişkilendiriyor ve tüm çalışanların şirketin misyonu ve vizyonu konusunda geri bildirim verebilmesi için fırsatlar sunuyor (Soru – cevap seansları, CEO ile sohbet gibi...) Öte yandan, Türkiye’deki Top Employers sertifikalı şirketlerin doldurabilecekleri boşluklara odaklanır ve örneğin Wellbeing konusunu seçersek; 24 şirketin yüzde 70’inin çalışanlarına sunduğu esnek çalışma koşulları arasında şunları görüyoruz: Yarı zamanlı çalışma, uzaktan çalışma, vs... Ve bu şirketlerin “sadece” %50’si çalışma saatleri dışında e-posta kullanımından çalışanları vazgeçiriyor. Türkiye’de en çok kullanılan wellbeing uygulamaları şöyle: Öz farkındalık / Meditasyon, Kişisel Farkındalık Programları, Ergonomi Programları, Sağlık Taraması, Yoga, Beslenme Desteği ve Şirket Doktoru.
“Temel faktör iş dünyasını daha iyi hale getirmek için İK süreçlerini iyileştirmek”
Top Employers Institute İK Müşterileri Kıdemli Yöneticisi Davide Banterla ‘yı dinliyoruz: “İK Denetimimize katılan şirketlerin bizi seçme nedenini dinleyip gözlem yaptığımızda, net olarak bir fikir çıkıyor ortaya: Top Employers Programı’na katılmak bir ödül kazanmaktan çok daha fazlasıdır: Şirket açısından bakarsak temel faktör çalışanların hayatındaki etkisini hızlandırmak ve sonuç olarak iş dünyasını daha iyi hale getirmek için İK süreçlerini iyileştirmektir”.
Top Employers Sertifikalı Şirketler,
|
“Top Employers gibi uluslararası geçerliliği olan kriterler üzerinden güçlü ve gelişim alanlarımızı görmek, çalışmalarımıza değer katıyor”
Burcu Kuyucu
GSK Türkiye İK Direktörü
GSK Türkiye olarak, çalışanlarımızın kendilerini oldukları gibi ifade edebildikleri bir kültür yaratmaya, işlerini yaparken kendilerini iyi hissedecekleri bir çalışma ortamı sunmaya ve kariyerlerinde geliştiklerini hissederek yarına hazır olabilmelerine odaklanıyoruz. Bunu da şirketin yol haritasına ilişkin çalışanların geri bildirimlerini alarak ve yenilikleri birlikte hayata geçirerek gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla, Top Employers gibi uluslararası geçerliliği olan kriterler üzerinden güçlü ve gelişim alanlarımızı görmek, modern işveren kimliğimizi daha da güçlendirmek anlamında çalışmalarımıza çok büyük değer katıyor.
Gelelim imza attığımız uygulamalara...
Hayatın ‘her anında iyilik, sağlık’ için çalışmaya ‘Ben Varım’ diyen çalışanlarımız bizim için her koşulda öncelikli. GSK’da, hayata geçirdiğimiz uygulamalarla başta çalışanlarımızın ve ailelerinin sağlığını korumakla birlikte, onlar için değerli anlarda yanlarında olduğumuzu hissettirecek şekilde çalışıyoruz.
GSK’da çalışanların ve ailelerinin sağlığını korumak en temel önceliğimiz arasında yer alıyor. Uzun yıllardır çok kapsamlı bir sağlık hizmeti olan ÇOK YAŞA Sağlık Programı’nı başarıyla sürdürüyoruz. Bu çerçevede, GSK çalışanlarına ve ailelerine aşılama, yaygın kanser türleri için tarama, rutin sağlık kontrolleri, doğum öncesi bakım ve sigara bırakma desteği gibi farklı alanlarda ücretsiz olmakla birlikte çalışanların katılım payı ödemediği 40’a yakın sağlık hizmetinden faydalanma imkânı sağlıyoruz. Bu yıl ayrıca, salgın döneminde evde bakım hizmeti, 40 yaş üstü için check-up, PCR testi, geniş- letilmiş sağlık sigortası teminatları, online beslenme koçluğu gibi yeni uygulamaları da hayata geçirdik.
Bununla birlikte, çalışanlarımızın hayatlarındaki önemli anlarında yanlarında olduğumuzu hissettirecek uygulamaları hayata geçirmeyi çok önemsiyoruz. Bu kapsamda, babalık, evlilik ve annelik izin sürelerinde yasal uygulamaların üzerinde izin hakkı sağlayarak, çalışanlarımızı bu önemli dönemlerinde daha fazla destekliyoruz.
2021’de anne ve anne adayı çalışanlarımızın hayatlarına dokunan uygulamalarımıza yenilerini ekledik. Bu doğrultuda, yeni ebeveynlere 7/24 hemşire desteği, gebelik dönemine özel beslenme danışmanlığı, işe dönüşte adaptasyonu desteklemek adına Mom-Buddy uygulaması, doğum sonrası işe dönüşte part-time çalışma imkânı, doğum öncesi ve sonrası diyetisyen desteği, doğum izni sonrası psikolojik destek programı, kreş yardımı gibi yakın dönemde hayata geçirdiğimiz yeni uygulamalarla ebeveynlerin hayatını kolaylaştırıyoruz.
Başarılı bir kariyer yolculuğu için çalışanların hayat dinamiklerine uygun ve performanslarını en iyi şekilde yönetebilecekleri çalışma modellerini hayata geçirmek de bir diğer önem verdiğimiz konu başlığı... Çalışanlara esneklik sunan uygulamalarımız ile iş-özel hayat dengesini desteklemenin yanında, verimliliklerine de olumlu katkıda bulunduğumuzu görüyoruz. Bu doğrultuda, belirli günlerde dilediğin yerden çalışma imkânı, esnek çalışma saatleri, köprü tatiller, refakat izni, yaz mevsiminde cuma 15:00’te paydos, 1 aylık kariyer molası gibi pek çok uygulamamız bulunuyor. Salgın ile birlikte hayatımızdaki önemi daha da artan “Performans için Esneklik” çatısı altında topladığımız bu uygulamaları, içinde bulunduğumuz dönemin ihtiyaçlarına göre devamlı geliştirerek ve yenilikler ekleyerek hayata geçirmeye devam ediyoruz.
Bu doğrultuda, 2021 başında tüm çalışanlarımıza içeriğini kendi seçimleriyle oluşturdukları bir ergonomi paketi hazırladık. Bu paket ile merkez ofis çalışanlarımızın evden çalışma ortamının daha ergonomik ve sağlıklı olmasını sağlarken, saha çalışanlarımıza ise hibrit çalışma modeli kapsamında daha verimli bir çalışma ortamı sunarak, gün boyu çalışırken iyi hissetmelerini hedefliyoruz.
“Türkiye’de zamanın önüne geçtiğimiz için kendi uygulamalarımızda daha proaktif hale geldik”
Asuman Yorulmaz
Organik Kimya İK Direktörü
Top Employers Programı’na katılmamızın ilk nedeni, şirket olarak küresel açıdan bulunduğumuz konumu görmek, güçlü noktalarımızı ve gelişim alanlarımızı anlamaktı. Ancak programın daha ilk yılında, beklediğimizden daha fazlasını bize sunacağını fark ettik. Sertifikasyon, global uygulamalar ve trendler konusunda mükemmel bir kaynaktı. Bir anlamda, bu kaynak sayesinde Türkiye’de zamanın önüne geçtiğimiz için kendi uygulamalarımızda daha proaktif hale geldik.
Sertifikasyon sürecindeki denetimler, işe alıştırma’dan (onboarding) yetenek yönetimine, ücretlendirmeden şirket kültürüne ve wellness’a kadar birçok farklı uygulama ve sistemi hayata geçirmek konusunda bize rehberlik etti. Çalışan bağlılığı anketlerimize fark edilir yansımaları oldu. Tüm bu yeni uygulama ve kıyas çalışmalarının, Organik Kimya’yı çalışmak için daha da iyi bir yer haline getirdiğini gördük. Top Employers Sertifikası’nda yakaladığımız sürdürülebilir başarı, çalışan bağlılığındaki başarımızla birleştiğinde doğru yolda olduğumuzu gösteriyor; tüm çalışmaların Organik Kimya çalışanları tarafından da takdir edildiğine işaret ediyor...
Top Employers Sertifikası alan yüzde yüz Türk sermayeli ilk şirket olmamız nedeniyle, programın desteğiyle hayata geçirdiğimiz yenilikler, İK uygulamaları açısından birçok yerel şirket tarafından tanındı ve takip edildi. Bu durum diğer şirketler arasındaki marka bilinirliğimize de büyük katkı sağladı.
Sertifika, ek olarak potansiyel çalışanlarımız olan hedef kitlemiz arasındaki marka bilinirliğini de güçlendirdi. Kimya ve kimya mühendisliği öğrencileri arasında çok iyi tanınmamıza karşın, B2B şirket olduğumuz için diğer fonksiyonlar söz konusu olduğunda sorun yaşayabiliyorduk. Daha çok tercih edilen bir şirket olduk ve böylece işe alım maliyetlerini düşürürken daha iyi adayları bünyemize kattık, yetenek havuzumuzu genişlettik.
Gelişim alanlarımızı keşfettik!
Wellbeing ve çalışan bağlılığının, performansa önemli katkıları olduğunun farkındaydık. Bu nedenle Organik Kimya olarak çalışanlarımızın mutlu ve kendilerini ait hissettiği bir çalışma ortamı yaratmaya her zaman önem verdik... Ancak Top Employers Programı ile birlikte uygulamalarımızın aslında yapılandırılmış ve bütünsel olmadığını fark ettik. Bu yüzden entegre bir bütünsel sağlık programına ihtiyacımız olduğunu keşfettik.
Özellikle pandemi ile birlikte iş – yaşam dengesinin önemi daha artarken, bu dengenin yönetilmesi daha da karmaşık hale geldi. Çalışanlarımızın çoğu pandeminin birinci gününden itibaren evden çalışmaya başladı. Ve her şey dramatik bir şekilde değişti.
Bu nedenle çalışanlarımızı her yönden desteklemek amacıyla “Bütünsel Sağlık Programı”nı başlattık. Artık; fiziksel, zihinsel, sosyal ve finansal sağlığı birlikte ele alıyoruz. Program tasarımına geçmeden önce, çalışanlarımızın ruh halini ve ihtiyaçlarını anlamak için “Bütünsel Sağlık Anketi”ni düzenledik ve böylece ihtiyaçları önceliklendirdik. Elde ettiğimiz veriler doğrultusunda 2021’in Ocak ayından itibaren yeni uygulamalarımızı devreye aldık. Ayrıca her yıl düzenlediğimiz çalışan bağlılığı anketindeki ilgili unsurları analiz ettik. Anket sonuçlarına ek olarak bireysel ihtiyaçları anlamak için çalışanlarımızla yüz yüze görüşmeler gerçekleştirdik. Topladığımız verilerle birlikte, bu yolculukta bizimle yürüyecek ortakları aramaya başladık. Son adım olarak hikayemizi bir araya getirerek programı tasarladık.
Wellbeing programımız, fiziksel, zihinsel, sosyal ve finansal boyutlar üzerine inşa edildi. Diyetisyen hizmetinden, psikolojik desteğe, online atölyelerden, aylık iletişim toplantılarına bir çok farklı perspektiften çalışanlarımızın yanında olmaya gayret ediyoruz. Verilere güvendik, bunu yapmaya devam ediyoruz... Soru sormaya ve sonraki adımlarımız için yanıtları toplamaya devam ediyoruz. Program, değişen ihtiyaç ve taleplere göre yeniden şekilleniyor. Stratejimizin temelinde yatan “Geleceği şekillendiren çözümler sunmak için; keşfetmekten, sınırları zorlamaktan ve aramızdaki kimyadan güç almaktan asla vazgeçmiyoruz.”
Angelini Pharma Türkiye “Top Employer 2021”
Sinem Dilmen
Angelini Pharma Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü
2 yıl üst üste Top Employer “En İyi İşveren Sertifikası”nı almanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Bizi gururlandıran bu ödül, çalışanlarına mümkün olan en iyi çalışma koşullarını verme taahhüdünü yerine getiren ve girişimlerinin merkezine çalışanlarını alan bir şirket olduğumuzu tasdikliyor.
Top Employer sertifikasyon sürecinde İK ve şirket faaliyetlerimizi sektör liderleri ile karşılaştırma şansına sahip olduk. Ayrıca kendimizi geliştirme noktasında da bizim için oldukça besleyici oldu. Sertifikasyon sürecinden ilham aldığımız yeni İnsan Kaynakları uygulamalarını hem global hem de yerel olarak uygulayarak İK projelerimizi zenginleştirme fırsatını bize yarattı.
Şirket çalışanları ve yöneticileri olarak, beraber emek harcadığımız ve değer kattığımız şirketin, bağımsız bir kurum tarafından takdir edildiğini gördüğümüz için hem gururlu hem de daha motive olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu ödülü almanın İşveren Markası sürecimize değer katacağına inanıyoruz.
Sosyal Sorumluluk, İşveren Markası Oluşturma ve Toplum Sağlığı
Üniversite öğrencilerine yönelik bir yarışma olan Angelini University Award projesini hayata geçirdik. Sosyal medya kanallarımız ve aua.com.tr web sitemiz üzerinden üniversite öğrencilerine ulaştık.
Angelini University Award! (AUA!), genç girişimciliği ve yenilikçiliği teşvik etmenin yanı sıra sağlık gibi son derece önemli bir alanda toplum için yeni çözümler üretmeyi amaçlayan bir yarışma. Bu yarışmanın amacı, şirket değerlerimizi besleyecek şekilde ve her yıl değişen konu ve teması ile sağlık alanındaki güncel toplumsal sorunlara yönelik inovatif projeler geliştirilmesi için bir alan yaratmak...
Sağlık alanında geliştirilecek yaratıcı fikirlerin tüm topluma değer katacağına inanıyoruz.
Türkiye’nin hemen her yerinden 30 farklı üniversiteden yaklaşık 500 öğrenci tarafından iki yılda AUA’ya 100’den fazla birbirinden değerli proje ile başvuru yapıldı. Üniversite öğrencileri tarafından hazırlanan bu projelerin yenilikçi ve yaratıcı çözümlerine gerçekten hayran kaldık. Bu yarışmanın şirket değerlerimizi beslediğine, paydaşlarımızla ilişkilerimizi derinleştirdiğine ve Angelini Pharma Türkiye’nin şirket değerini güçlendirdiğine inanıyoruz. Genç nesillerin sağlık konusundaki yaratıcılıklarını ve duyarlılıklarını görmek sadece aklımıza değil kalbimize de dokunuyor.
Neden Top Employer sürecine ihtiyacımız var?
Ayşe Topaktaş Demir
Learning Solution Center Kurucusu Koç ve Danışman
İnsan Kaynakları’nda çalıştığım yıllar boyunca en çok düşündüğüm soru şuydu: “İK olarak çalışanların, yöneticilerin, işletmelerin, kurumların ve pazarın beklenti dengesine nasıl katkı sağlayabiliriz?” Rolümün bu taraflardan sadece birini mutlu etmek üzerine kurulu olmadığını biliyordum. Bu beklentileri yönetirken, topu yere düşürmeden performans gösteren bir jonglör gibi hissederdim.
Beklentileri karşılamanın dengede olması gerektiğini henüz anlamadığım yıllarda, tam tersine çok mükemmeliyetçi olduğum zamanlarda hata yapmamaya çalıştım. Hata yapmamak yeni girişimlerde bulunmamı da engelledi. Bir hata olduğunda, sorumlu, olaylar vb. yargılamaya, bir sebep bulmaya çalışırdım.
Top Employers çalışan deneyimini daha iyi anlamamı sağladı
İlerleyen yıllarda farklı danışmanlık firmalarından farklı yaklaşımlar alarak hem bireysel hem de kurumsal gelişimimize katkı sağladık. Özellikle TEB’de (Türkiye Ekonomi Bankası) çalışırken, Top Employers Institute’tan aldığımız danışmanlık, deneyim yolculuğumda farklı bir yere sahipti.
Top Employers Institute ile 2008-2012 yıllarında, çalışan deneyimini sadece İK süreçleri ile değil, çalışan deneyimi süreçlerinden daha fazlası ile tanımlamaya çalıştığımda tanıştım.
Top Employers Institute ile çalışmak, çalışan deneyimi süreçlerini daha iyi anlamama yardımcı oldu.
Çalışmalara ilk başladığımızda sordukları sorular bana çok kapsamlı ve detaylı geldi. Ancak soruları cevaplarken elimizdeki süreçleri inceleyip farklı bir bakış açısıyla değerlendirme şansımız oldu. Değerlendirirken çalışanlar tarafından nasıl algılandığını analiz etme fırsatı da bulduk. Sorulan sorulara cevap verdikçe neyi daha iyi yapabileceğimizi kendimize farklı şekilde sormaya başladık. Böylelikle ileride süreçlerle ilgili yapabileceklerimiz için bir eylem planı oluşturmaya başladık.
Geçen yıl süreci ilk kez deneyimleyen bir İK Direktörü, Top Employers hakkında şu yorumda bulundu: “Tüm çalışan deneyimi süreçlerimizi değerlendirme ve 2021 İK geliştirme projelerine karar verme şansımız oldu”.
Çalışanlar işyerlerini nasıl yaşıyor?
Peki, çalışan deneyimi nedir? Çalışan deneyimi, bir çalışanın kuruluşunuzla yaptığı yolculuktur. İşin merkezinde şu soru vardır: Çalışanlar işyerlerini nasıl yaşıyor? Cevap, bir çalışanın işe alımdan çıkış sonrasına kadar bir işverenle olan tüm etkileşimlerinin toplamıdır. Önemli kilometre taşları ve kişisel ilişkilerden teknoloji kullanımına ve fiziksel çalışma ortamına kadar her şeyi içerir.
Bir çalışanın deneyiminin tüm bireysel anları, çalışanın işverenin amacı, markası ve kültürü hakkında nasıl hissettiği konusunda rol oynar. Bu duygular, çalışan bağlılığını, performansını ve gelişimini doğrudan etkiler. Küresel çalışanların üçte biri, “Kuruluşumun misyonu ve amacı, işimin önemli olduğunu hissettiriyor” ifadesine kesinlikle katılıyor.
Çalışan deneyimi, bir çalışanın eski bir işverene dönme kararını ve bir kuruluşu diğer yüksek yetenekli kişilere tavsiye etme olasılığını da etkileyerek, kuruluşun itibarını ve yetenek kazanımını etkileyebilir.
Değişim eğrisinden geçerken dirençli ve sonuç odaklı kalmak...
Top Employers Institute, dünyanın önde gelen kuruluşlarından ortaya çıkan İK stratejilerindeki ve insan uygulamalarındaki en son eğilimleri sunuyor. Yıllık İK Eğilimleri Raporu (1), iş liderlerine geçen yılki küresel gelişmelerin işlerini nasıl etkileyeceği konusunda fikir veriyor. İlk olarak, küresel sağlık krizi ortadan kalktıktan sonra, insanların ve iş dünyasının belirsiz bir gelecekte birlikte çalışmanın yeni yollarını belirlemesi gerekecek.
İkinci olarak, hiçbir şey sabit veya kesin olmadığından, insanların uyum sağlamaları ve (sürekli) bozulma ile baş etmeyi öğrenme leri gerekecek. Son olarak, her iki faktör de İK’nın rolünü ve kapsamını etkiliyor.
Bunu akılda tutarak, bu yılın raporu, değişim yönetimi, şeffaflık ihtiyacı, organizasyon kültürü, dijital çalışma, çalışan refahı, liderlik gelişimi, performans yönetimi, ücretlendirme, yan haklar ve çok daha fazlası gibi alanlardaki eğilimleri araştırıyor. Yönetilmesi gereken birden fazla krizle birlik- te, İK profesyonellerinin 2021’de ‘işlevsel mükemmelliğin’ ötesine geçmesi ve zihniyetlerini iş ortağı olmaktan çıkararak iş yapıcı olmaya kaydırması gerekecek.
En büyük zorluk, liderlerin ve ekiplerin değişim eğrisinden geçerken dirençli ve sonuç odaklı kalmasını sağlamak olacak. Öte yandan, İK’nın diğer iş fonksiyonlarının bazı sorumluluklarını üstlenmesi beklenecek: Örneğin, birçok İK profesyoneli, çalışan iletişiminde daha büyük bir rol oynayacak ve etkiyi ölçmek için pazarlama tarzı ölçütler kullanmak isteyecek.
2021’de üç ana İK teması şöyle sıralanıyor:
• Yeni iş dünyasında yönünü bulmak: En İyi İşverenler, ekiplerini mutlu, sağlıklı ve daha iyi performans göstermeye aç tutmak için tüm güçlerine güvenecek. İK liderleri, yeni iş dünyasını iş hedefleri ile sağlıklı insan uygulamaları arasında daha yakın bir uyum sağlayacak şekilde yeniden tasarlamak için öğrenilen keskin dersleri geliştirme fırsatına sahip.
• Karmaşayla başa çıkmak: Kuruluşlar aşırı bir dalgalanma dönemiyle karşı karşıya kaldıkça, En İyi İşverenler ekiplerinin birlikte etkili bir şekilde çalışmaya hazır olmasını sağlarken, hızla gelişen iş ortamına yanıt vermenin zorluklarının üstesinden gelir. En İyi İşverenler, değişim hızının durmak bilmediğini bilerek, değişim yönetimini önümüzdeki yıl için en yüksek stratejik önceliklerinden biri olarak değerlendiriyor. Hızlı ve beklenmeyen
aksaklıklar bir örgütün temellerini sarsabilir; bu nedenle, İK liderlerinin çalışanlarıyla proaktif şekilde iletişim kurmaları ve çalışanların geleceğe hazırlanmaları için öngörülen gelecekteki beceri ihtiyaçlarını açıklamaları gerekir.
• İK’nın rolünü yeniden keşfetmek: Yönetilmesi gereken çeşitli krizlerle (sağlık, ekonomik ve sosyal) İK profesyonellerinin “işlevsel mükemmelliğin” ötesine geçmesi ve kuruluşlarına değer katmanın yeni yollarını bulması gerekiyor. Yeni çalışma yöntemlerinin ortasında, kuruluşlar önümüzdeki yıl içinde çalışan ağlarının amacına yeni bir bakış atmak isteyecek. En İyi İşverenler, çalışanların sosyal gruplarının yönetimini profesyonelleştiriyor.
Daha güçlü bir amaç duygusu, iyi yönetişim ve ağları daha kapsayıcı hale getirecek politikalar sağlamak için standartlar uyguluyor. Ağların liderleri, işlerinin kalitesinin resmi olarak fon sağlanması için bir koşul olarak değerlendirildiğini de görebilir. Covid-19 krizi, şirketlerin stratejilerindeki
ve çalışan deneyimindeki boşlukları ortaya çıkardı. Isolved(2) tarafından yakın zamanda 500 İK lideri arasında yapılan anket, çalışan deneyiminin 2021’de en önemli öncelik olduğunu ortaya çıkardı.
Gallup(3) araştırması ise, çalışan deneyiminin tüm bireysel anlarının bir çalışanın bir işverenin amacı, markası ve kültürü hakkında nasıl hissettiği üzerinde bir rol oynadığı için çalışanın deneyiminin önemli olduğunu gösteriyor.
Ayrıca Aralık 2020’de, 100’den fazla farklı sektördeki 295 tam zamanlı çalışan arasında yapılan anketin sonuçları, çalışanların kendileri için en önemli şeyin öğrenme, gelişim, eğitim ve kendi kariyerlerinde kendilerini güvende hissetmek olduğunu gösteriyor. Bu nedenle işletmelerin şu üç konuyu yeniden düşünmesi gerekiyor:
• Kültür: Artık liderler uzaktayken hedefler ve beklenen davranışlar, şirket düzeyinde her zamankinden daha açık ve şeffaf olmalı.
• Değerler: Tüm aşamaları analiz edin ve her birinde çalışan için değer katın. Liderler kendilerine, “Çalışanlarla nasıl ilişki kuruyoruz? Onları şirketin bir parçası olmadan önce işin içine nasıl getiriyoruz? Çalışanlarımız şirketi diğer arkadaşlarına tavsiye eder mi? Onları işe alırken nasıl oluyor?” gibi sorular sorabilir.
• Teknoloji: Anket, çalışanların %70’inden fazlasının uzaktan çalışmaya devam etmek istediğini de gösteriyor. Uzaktan çalışırken, meslektaşlarla etkileşimlerin çoğu teknoloji aracılığıyla sağlanır, bu nedenle iş birliği araçları ve çalışan bağlılığı ölçüm araçları kritik önem taşır. Şirketler birden çok platform kullanıyor, bu nedenle çoğu durumda bilgileri bir araya getirme ve çalışan deneyimi boyunca tutarlı olma kapasitesini kaybediyor.
Yeni bir çalışan deneyimi yaklaşımı geliştirirken bir organizasyon nereden başlamalı? En önemli olan nedir? Bir kuruluş için hangi değişikliklerin gerçek değer yarattığı kanıtlanmıştır? Aşağıdakiler, bir çalışan deneyimi stratejisi geliştirirken her kuruluşun göz önünde bulundurması gereken üç temel aşamadır:
• Çalışan deneyiminizi amacınız, markanız ve kültürünüzle uyumlu hale getirin.
• Çalışan yaşam döngüsünün yedi temel aşamasına odaklanın.
• Çalışan yaşam döngüsünün her aşama- sının merkezinde yer alan temel ihtiyaçları hatırlayın.
Top Employers Institute Sertifikasyon süreci, çalışan deneyimi sürecinize yeniden odaklanmak ve yeniden oluşturmak için harika bir fırsat.
Referanslar
(1) Top Employers Institute – HR Trends Report 2021
(2) ISOLVED Research: Transform Employee Experience with HR Technology (Report) (isolvedhcm.com)
(3) GALLUP Research: The Employee Experience and a Great Workplace Culture - Gallup