“Önce Müşteri Memnuniyeti”
Otelcilik sektöründe çalışmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?
1978 yılında Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni kazandım. Okulda devam mecburiyeti olmadığı için aynı yıl İstanbul Hilton Oteli’nde meslek hayatıma başladım. Bu sektöre girişim, ekonomik açıdan kendi özgürlüğümü sağlamak amacıyla gerçekleşti.
Sizce iyi bir Food & Beverage Manager’ın (Yiyecek İçecek Müdürü) ne gibi özellikleri olmalıdır?
İyi bir Food & Beverage Manager herşeyden önce insanları seven, arkadaşcıl yapıya sahip, yaratıcı, kendini devamlı yenileyen, iyi bir lider ve takım oyununa inanan yönetici özelliklerine sahip olmalıdır. Mesleği ile ilgili gelişmeleri yakından takip eden bir kişi olması hem kendi gelişimi hem de çalışanlarına örnek olması açısından önemlidir.
Özellikle otelcilik sektöründe geleceğin lider tanımını yapabilir misiniz?
Servis sektöründe liderliği, çalıştığı şirkete vizyon kazandıran, misafirlerini ve çalışanlarını dinleyen ve onlara yetki veren kişi olarak tanımlayabiliriz.
Eski emir ve kontrol stili liderlik anlayışı, çok hızlı gelişen ve haberleşen dünyamızda işlerliğini yitirmeye mahkumdur.
Geleceğin liderleri yüksek hedefler ve standartlar belirleyen, teknolojiye ayak uyduran, dinleyen ve gerisini de organizasyona bırakan kişiler olacaklardır.
Bölümünüzde beraber görev yaptığınız çalışanlarınızın profili nedir? Eğer çalışanlarınız genç ise, bu grubu yönetmekte en çok zorlandığınız konu hakkında bilgi verebilir misiniz?
Şu an Polat Renaissance İstanbul Hotel Yiyecek İçecek Bölümü’nde 160 kişilik bir kadro ile çalışmaktayız. Bu sayı küçümsenecek bir sayı değildir. Kadromuzun yaş ortalaması 26 olup, bunların % 27’si yüksekokul, % 40’ı lise ve % 33’ü ise diğer okullardan mezundur.
Gençlerle çalışmanın en büyük dezavantajını şirkete olan bağlılıklarının gelişmemiş olması ve gelecekleri konusunda bir plan yapmamış olmaları oluşturuyor. Avantajı ise kemikleşmiş eski kadroların değişimi ve geliştirilmesinin çok zor olmasına karşın, gençlerin değişime ve yeniliklere ayak uydurmalarının çok daha kolay olmasıdır. Bu genç kadroyu deneyimli bölüm sorumlularıyla destekleyerek, başarılı olmanın çok daha kolay olacağına inanıyorum.
Otelcilik sektörünün ülkemizde yaşadığı olumsuzluklar var mı? Varsa bu olumsuzluklar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Ülkemizde otelcilik mesleği, başlangıçta insanların geçici bir süre yapmayı planladıkları bir iş kolu olarak gözüküyor. Demek istediğim; gençler bu mesleği seçerken daha çok mecburiyetten veya kısa süreli ihtiyaçlarını karşılamak üzere yapılan bir iş olarak görüyorlar. Bunun sebebi de otelcilik eğitimine verilen önemin yetersizliğinden kaynaklanıyor.
Halbuki, Türkiye gelirlerinde büyük bir paya ve ülkenin tanıtımına sahip bir sektörün eğitime verdiği önem, bu iş kolunun yüklendiği misyon ile karşılaştırıldığında çok yetersiz kalıyor. Turizm açısından bizden çok daha düşük potansiyele sahip İsviçre ve İngiltere’deki Turizm ve Otelcilik okulları, Türkiye’deki eşdeğer okullarla karşılaştırıldığında durumumuzun hiç de parlak olmadığı görülüyor.
Böyle büyük bir potansiyele sahip bir ülkede, sadece kaliteli 5 yıldızlı tesislere yatırım yapılması ancak kaliteli eleman yetiştirmek için hiçbir çaba gösterilmemesi üzücüdür. şirketler insana yatırım yapmaktan çok, kısa vadeli kazançlar peşinde koşuyorlar.
Unutmamak gerekir ki şirket çalışanları, kendilerine ne kadar önem verilirse, çalıştıkları şirket ve misafirleri içinde aynı şeyi hissederler.
En çok keyif aldığınız çalışmanızdan bahsedebilir misiniz?
Benim en çok keyif aldığım çalışmaların başında yeni reçeteler yapmak ve bunları şeflerimle birlikte uygulamaya koymak geliyor. Ayrıca başarılı çalışmaların sonucunu onlarla birlikte paylaşmak beni çok mutlu ediyor.
Dünyadaki oteller içinde “iyi” tanımıyla ifade edebileceğiniz örnekler hangileridir? “İyi” ifadesindeki kriterleriniz nelerdir?
Dünyanın en iyi denilebilecek otellerine “Marriott”, “Ritz Carlton”, “Four Seasons” , “Kempinski” ve “Swissotel” zincirleri örnek olarak gösterilebilir.
İyi ifadesindeki kriterleri de;
* İnsana yatırım yapan,
* Misafirleri dinleyen,
* Personelini dinleyen,
* Personeline yetki veren (empowerment),
* Teknolojiye yatırım yapan,
* Kendini yenileyen (dekorasyon),
* Misafir memnuniyetini ön plana çıkartan,
* İstediği fiyatın hakkını veren (price for the value),
* Detaylara önem veren kişi ve kurumlar olarak ifade ediyoruz.
Hazırlayan: Hande PATIR