Management Centre Türkiye 10 yaşında
* Öncelikle Management Centre Türkiye’nin kuruluşundan başlayalım.
Temelimiz, 1924 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde vakıf amacıyla kurulmuş, eğitim alanında faaliyet gösteren American Management Association (A.M.A.) adlı kuruluşa dayanıyor. ABD’de bilinen bir marka haline gelen A.M.A., uzun yıllar Kuzey Amerika’da eğitim danışmanlığı alanında çalışmalarını sürdürdükten sonra dünyanın dört bir yanında aynı hizmeti verme kararı aldı. Eski dünyada, 50’li yıllarda açılan Management Centre Europe bu düşüncenin uzantısı olarak ortaya çıktı. MCE bir süre sonra, açık eğitimlerin Avrupa’daki bir numaralı kaynağı haline geldi. Birçok başlıkta, hatta sektörlere özel ve farklı konularda (finans, satış, yönetim, kişisel gelişim gibi) eğitimler verdi.
70’li yılların sonunda Ortadoğu’da, bir yandan Güney Amerika’da daha sonra Yakındoğu’da pekçok merkezle aile hızla gelişti. Türkiye ise, Management Centre Europe’u daha önceden tanıyordu. Uluslararası firmalar Avrupa’da daha önce çalıştıkları için eğitim ihtiyaçlarını Management Centre Europe ile gideriyordu. 1992 yılına gelindiğinde ise, faaliyetlerini bu zincirin en güçlü halkalarından biri haline gelen Türkiye kolu ile yürütmeye başladılar. Türkiye Genel Müdürümüz Alper Utku; 1999 yılından bu yana Ortadoğu, Türk Cumhuriyetleri ve Kuzey Afrika’yı da içine alan 27 ülkenin bağlı olduğu Ortadoğu Bölge Yöneticiliği görevini yürütüyor.
* Ana faaliyet alanlarınızdan söz eder misiniz?
İki ana faaliyet alanımız var. Bunlardan ilki konferanslar. Konferanslar konusunda dikkat ettiğimiz en önemli nokta; o sektörü temsil eden kuruluşlarla işbirliği halinde, sektörün nabzını en iyi biçimde tutarak bunları gerçekleştiriyor olmamız… Bu yıl yedincisini düzenlediğimiz, en önemli konferanslarımızdan biri olan İnsan Kaynakları Konferansı, gelenekselleşme yolunda giden, bu yıl üçüncüsünü düzenlediğimiz e- Business Konferansları, geçen yıl ilkini yaptığımız Export Konferansı bunların arasında yer alıyor. Bunların yanısıra pazarlama, otomotiv ve iki yılda bir gerçekleştirilen Türkiye İthal Otomotivciler Derneği ile ortaklaşa düzenlediğimiz konferanslar bulunuyor. 1992 yılında pazara ilk girdiğimizde gerçekleştirdiğimiz guru konferanslarını da sürdürüyoruz. Öte yandan, Management Centre Europe bünyesindeki konferanslara Türkiye’den katılımlar bizim aracılığımızla oluyor. Bir firma eğitim ihtiyacını belirledikten sonra bize başvuruyor. Biz gerekli kayıt işlemini yurtdışına yönlendiriyoruz.
İkinci ana faaliyet alanımızı eğitimler oluşturuyor. Yaklaşık 10 kişilik local eğitmen kadromuz ile yönetim, satış, kişisel gelişim, CRM, call – center, finans ve pazarlama gibi alanlarda eğitimler gerçekleştiriyoruz. Bu arada firmaların ihtiyaçlarına göre farklı eğitimler de verebiliyoruz. Firmaların bazen hiçbir yerde bulamayacakları eğitim başlıklarını dahi eğitim danışmanını yönlendirerek tasarlamak mümkün.
Bunların yanısıra outsourcing hizmeti de veriyoruz. Bazen kuruluşlar eğitim departmanlarını bize outsource ediyorlar ve tüm eğitim sürecini biz onların adına takip ediyoruz. Bu hizmetimizi, iki yıldır boyutları değişse de Castrol için veriyoruz.
* Management Centre Europe ile aranızda nasıl bir etkileşim var?
Management Centre Europe’a bağlı olduğumuz için eğitmen havuzunu bir şekilde buraya yönlendirme şansımız oluyor. Kaynağımız geniş olduğu için eğitim ihtiyaçlarını karşılayabiliyoruz. Artık eğitim ve danışmanlık firmaları o kadar arttı ki, bir şekilde aradan sıyrılmanız için belli kriterlerinizin olması gerekiyor. Bunun en önemlisi, know-how’ınız. Dünyaya açık olmanız, dünyadaki gelişmeleri izliyor ve bunları yansıtıyor olmanız çok önemli. Öte yandan, Amerika ya da Avrupa’nın birçok şeyin öncüsü olduğunu da unutmamak gerek. Biz bazı süreçleri biraz daha geç yaşayabiliyoruz. Bundan dolayı da daha önceden yaşamışlığın ve tecrübenin verdiği uygulamaların aynı şekilde eğitime dönüşü de mümkün. Avrupa’da uygulamaları görülmüş, tecrübeleri elde edilmiş bir şey olduğu için o know-how’ı almak ve bilgileri buraya taşımak bir avantaj.
* Başarınızda hangi noktaların öne çıktığını düşünüyorsunuz?
Biz her eğitim için kendimize bir hedef koyarız. Amacımız hiçbir zaman eğitimi tamamlayıp sıyrılmak değildir. Mutlaka bir katma değer yaratmak, vizyon yaratmak gibi bir misyon ediniyoruz. Bunun da eğitim verdiğimiz firmaların memnuniyetine yansıdığını hissediyoruz.
Bunun yanısıra eğitimlerimizin niteliği de başarımızda önemli bir kriter. Bizim eğitimlerimiz çok interaktif, sürekli dünyayı takip eden, filmler, tiyatrolarla desteklenen renkli, eğlenceli eğitimlerdir. Bu eğitimlere eğitmen kadromuzun da katkılarını unutmamak gerekiyor. Çünkü know-how’ınız ne kadar iyi olursa olsun onu aktarabilecek iyi performanslı eğitim danışmanlarına ihtiyaç duyuyorsunuz. Bizim eğitmen gelişim sürecimiz var. Bu, diğer eğitim firmalarında da olmayan bir süreç. Eğitimci, katılımcıların karşısına çıkana kadar olabildiğince donanımlı hale geliyor.
Management Center Türkiye olarak Türkiye’nin en önemli eksiklerinden birinin eğitim olduğunu asla aklımızdan çıkarmıyor, bu alanda sosyal sorumluluklarımızın olduğunu da unutmuyoruz. Bizler sadece şirketlerin değil, Türkiye’nin de eğitimine katkıda bulunmak istiyoruz. Tony Buzan’ın verdiği ücretsiz eğitimler ya da Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın düzenlediği “Tıkla, Eğitime Katkıda Bulun” kampanyasına sponsor olmamızın bir nedeni de budur.
* Management Center Türkiye’nin kuruluşundan bu yana geçen 10 yıl içinde sektörde neler değişti?
Türkiye’de herşey uluslararası şirketlerle bir yöne girdi. Onların getirdiği know-how çok önemli. Bunun yanısıra internetin kullanımı, sınırların kalkması da rekabetin boyutlarını değiştirdi. Dolayısıyla hangi noktalarda eksik olduğumuz ortaya çıktı. İhtiyaçlar belirlendi ve aynı kulvarda yarışabilmemiz için kendimizi eğitmemiz gerektiği anlaşıldı. İlk zamanlar şirketler eğitim ihtiyaçlarının bile farkında değildi. Oysa artık neredeyse “Eğitim almayan firma olur mu?”durumuna gelindi.
* Bu yılki hedefleriniz neler?
Eğitim alanında bu sene lanse edeceğimiz yeni ürünler var. Bunlardan birisi CRM (Customer Relation Management). Bu eğitim hem yönetici hem de CRM uygulayacak ekiplere yönelik olacak. İkinci olarak, “İçimizdeki Lider” adında bir programımız olacak. Lojistik ve tedarik zincirine yönelik bir programımız da gündemde. Ayrıca İzmir’de bir uzay kampında özellikle liderlik konusunda bir simulasyon programımız olacak.
Bunların dışında, “Konsorsiyum Eğitimleri” denen bir uygulamamız daha var. Benzer ihtiyaçtaki iki ya da üç firmanın biraraya getirilip onların ihtiyaçlarına uygun bir program hazırlıyoruz. Bu sene dört tane yapmayı hedefliyoruz.
* Son olarak, bu yıl sektör adına neler öngördüğünüzü öğrenmek isteriz.
Geçen yılki kriz nedeniyle, eğitim alanında hedeflerimizin tümünü gerçekleştiremedik. Şirketlerde kesintiye ilk gidilen alanlardan biri insan kaynakları ve eğitim oldu. Ancak ilginç gelişmeler de yaşadık. Lojistik ve ilaç gibi bazı sektörlerin, bu kriz sürecini tam tersine eğitimle değerlendirmek istediklerini gözlemledik. Ama özellikle 2000 yılında çok yıldızı parlayan finans ve otomotiv gibi sektörlerin ciddi anlamda eğitim kesintisi oldu. 2002’ye gelirsek… Bu yıl başında, belki de önümüzü görememekten çok kısa vadeli eğitim planları yapılmaya başlandı. Önceleri, eğitim planları sene başından yapılmasına karşın şimdi eğitim planları yapıldı ve hemen aksiyona geçildi.
2001’de konferanslar da etkilendi. Bizim alıştığımız büyük sayılardaki katılımlarda bir azalma oldu ama konferanslara zor şartlara rağmen devam ettik. 2002 konferanslarını daha müşteri talebine uygun olarak ürettik. Dolayısıyla 2002’de müşteri ihtiyacına uygun konferansları devam ettireceğimiz için umutluyuz.