Lojistik Zirvesi’nde Büyük Buluşma


Global lojistiğin geleceği

Zirveye başkanlık yapan Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Barış Tan’ın ardından, kürsüye çıkan isim Exel Lojistik Avrupa, Orta Doğu & Afrika Yurtiçi Lojistiği CEO’su Leigh Pomlett oldu. “Global Lojistiğin Geleceği” başlıklı bir konuşma yapan Pomlett, üretimdeki küreselleşmenin daha uzun tedarik zincirlerini gündeme getirdiğini ve global hareketlerin artışının küresel lojistik oyuncular için büyük fırsatlar yarattığını belirtti. Konuşmasında Çin ve Doğu Avrupa’nın uyanışına da değinen Pomlett, bunların lojistik şirketleri için “mutlaka olunması gereken” bölgeler olduğunu dile getirdi. Pomlett tüm bunların yanısıra tedarik zincirlerini dünyaya entegre edebilmenin özellikle gelişen pazarlarda kilit önem taşıdığını vurguladı.

Tedarik zincirlerinin çevikliğini sağlamak

Leigh Pomlett’in ardından kürsüye çıkan isim Cranfield School of Management’tan Alan Harrison oldu. Entegre tedarik zinciri yönetiminin nasıl gerçekleştirilebileceğini aktaran Harrison, tedarik zincirlerinin yeni iş modellerine liderlik ettiğini de vurguladı. Tedarik zincirinde en önemli zorluğun hizmet edilen pazarlara yanıt verebilmek için yeterlilik geliştirmek olduğunu belirten Harrison, tedarik zincirinde performansı korumanın yollarını da katılımcılara aktardı. Harrison, organizasyonların şu soruları yanıtlayarak nerede bulunduklarını da tespit etmeleri gerektiğini söyledi: “Tedarik zinciri stratejinizi pazar mı yönetiyor? Tedarik zincirinizi kim yönetiyor? Müşterinin ‘pekçok farklı yüzünü’ anlayabiliyor musunuz? Performans ölçütleri konusunda müşterinin kölesi mi, yöneticisi misiniz?”

Bir yeniden yapılanma örneği

Zirvede deneyimlerini paylaşan bir başka isim de Tat Genel Müdürü Erdal Kesrelioğlu oldu. Öncelikle Koç Holding Gıda Üretim ve Dağıtım şirketleri hakkında bilgi veren Kesrelioğlu, birleşme öncesi ve sonrasında lojistik yapının nasıl değiştiğini katılımcılara aktardı. Satın alma, planlama ve depo – sevkiyat konularında eski ve yeni uygulamaların nasıl değiştiğini örneklerle paylaşan Kesrelioğlu, araç sayısının yüzde 15 ve lojistik maliyetinin yüzde 10 oranında azaldığını dile getirdi. Kesrelioğlu, planlarının depo modernizasyonu, araç takip sistemi, standart ambalaj boyutları ve entegre tedarik planlama ve stok yenileme sistemi olduğunu da dile getirdi.

Lojistik işbirliklerinin önemi

Koç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden Yardımcı Doçent Dr. Metin Türkay da zirvenin konuşmacılarından biriydi. Her organizasyonun rekabet, ürün geliştirme, pazarlama ve satış, finans, İnsan Kaynakları, bilişim teknolojisi ve tedarik zinciri yönetimi stratejisi olması ve bunların uyumlu hale getirilmesinin çok önemli olduğunu belirten Türkay, sunumunda stratejik işbirlikleri konusuna ayrıntılı olarak değindi. Stratejik işbirliği mekanizmalarından bazılarını; bir ürünün üretiminin bir kısmının stratejik işbirliği yoluyla yapılması, bir ürünün üretiminin tamamının stratejik işbirliği yoluyla yapılması, bir hizmetin tamamının stratejik işbirliği yoluyla verilmesi ve aynı sektördeki birkaç firmanın işbirliği yapması şeklinde sıralayan Türkay, işbirliğinden beklenenleri ise şöyle sıraladı: hızlı uygulama, stratejik esneklik, hizmet iyileştirmesi ve ekonomik tasarruf… Türkay sunumunda, işbirliği konusunda Japonya’dan bir örneği de katılımcılarla paylaştı.

Değer zincirine bakış

Ekol Lojistik’ten Cem Kumuk, zirvede “Günümüz Değer Zincirine Bakış” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Şirketlerin odaklanmalarını geleneksel insan, döner sermaye ve toplam sermayeyi büyütmekten uzaklaştırıp markalaşmaya yönelik faaliyetlere yoğunlaşacaklarını belirten Kumuk, değer zinciri odaklı yönetiminin ayrıntılarını katılımcılara aktardı. Ana süreçlerde değer üretimi konusunda örnekler sunan Kumuk ayrıca değer yaratma fırsatı sunan alt süreçler ile ilgili gözlemlerini de katılımcılarla paylaştı.

Lojistik servis sağlayıcı seçim kararı

Zirvenin bir diğer konuşmacısı da Horoz Lojistik İcra Kurulu Başkanı Taner Horoz oldu. Şirketlerin lojistik işlerinde dış alıma gitme kararı vermesinin temel nedenlerini; taşımacılık maliyetlerini indirgemek, doğru servisi alabilmek, ana aktiviteye odaklanabilmek ve ürünün ‘ulaşılabilirliğini’ artırmak olarak sıralayan Horoz, şirketlerin hangi aktiviteleri kendi bünyelerinde tutucaklarına nasıl karar verdiklerini de aktardıktan sonra 3 PL’lerde bulunması gereken temel özelliklerin “saydamlık, kazan – kazan mantalitesi, kültürel uyum, sürekli iyileştirmeye açıklık ve bağdaşabilirlik” olduğunu belirtti.

Elektronik ürün kodlarının önemi

Zirvede “Elektronik Ürün Kodu (EPC) ve Yüksek Çözünürlüklü Tedarik Zinciri” konusunda sunum yapan isim MIT’den Profesör Brian Subirana oldu. EPC sayesinde her ürünün etiketlenebileceğini söyleyen Subirana; Alien, Matrics ve Philips gibi onlarca firmanın EPC ürettiğini ve yeni versiyonların da tasarlandığını belirtti. Sistemin nasıl işlediğini ayrıntılı olarak aktaran Subirana, sistemde bugün yaşanan problemleri; verilerin standartlaştırılamaması ve verilerin manuel girişlerinin yarattığı sıkıntılar olarak sıraladı. EPC’nin son derece güçlü olduğunu ancak teknolojinin her seviyede anlaşılması gerektiğini belirten Subirana, EPC’nin doğru kullanımının tedarik zincirinde değişiklik yaratabileceğini dile getirdi.

Otomotiv sektöründe tedarik yönetimli ilişkinin oluşturulması

Nursan Lojistik Sorumlusu Süleyman Dilsiz, zirvede “Otomotiv Sektöründe Lojistik Süreç İyileştirme ve Tedarikçi Yönetimli İlişkinin Oluşturulması” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Öncelikle otomotiv sektörüne ilişkin genel bir bakış sunan Dilsiz, daha sonra otomotiv lojistiğinden beklentiler konusuna değindi. Sektördeki beklentilerin maliyet düşürme, değişkenliğe uyum, ileri mühendislik & planlama teknikleri olduğunu söyleyen Dilsiz, örneklerle zenginleştirdiği sunumunda tedarikçi yönetimli ilişkinin geliştirilmesi için işbirliğinin tasarruf değil; devamlılık, ilave gelir ve yaratıcılık olarak algılanması gerektiğini, ana performans göstergelerinin karşılıklı belirlenmesinin şart olduğunu ve güçlü iletişim ve güvenin herşey olduğunu söyledi.

Lojistik sektöründe teknoloji uygulamaları

Zirvenin bir diğer konuğu da i2 Technologies EMEA Bölgesi Dağıtımdan Sorumlu Başkan Yardımcısı Kees Heesbeen oldu. “Tedarik Zincirinizi nasıl daha etkin hale getirirsiniz?” sorusunun yanıtını arayan Heesbeen, tedarik zincirindeki iyi uygulamaların şu özelliklere sahip olduğunu dile getirdi: Planlı yönetim, siloların kaldırılması, hıza göre tasarım, belirtilerin değil gerçek sorunların tedavi edilmesi ve sürekli öğrenmenin ölçülmesi… Her sektörün optime edilebilecek kendi tedarik zinciri iş akışı olduğunu vurgulayan Heesbeen, ileri teknoloji şirketlerinde tedarik zincirlerinin nasıl optimize edilebileceğini katılımcılara ayrıntılı olarak aktardı.

Son 50 metrenin önemi

Exel Lojistik Tüketici ve Perakende İş Geliştirme Müdürü Orkun Saruhanoğlu da zirvede “Tedarik Zincirindeki Son Halka: Son 50 Metre” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Yapılan son araştırmaların, perakende sektöründeki dağıtım maliyetlerinin yüzde 50’sinin mağaza arka kapısı ve rafları arasındaki son 50 metrelik lojistik için harcandığını gösterdiğini söyleyen Saruhanoğlu, malların tedarik zincirinin son halkası olan son 50 metreyi problemsiz geçmesi halinde mağaza satışlarınaz yüzde 5 pozitif etki yaptığını belirtti. Saruhanoğlu, sunumunda konuyla ilgili araştırma sonuçlarından ve batıda yapılmış uygulamalardan örnekler vererek konunun önemine dikkat çekti.

Tedarik zinciri bazında işbirlikleri

Zirveye INSEAD Fransa’dan katılan Prof. Dr. Enver Yücesan, sunumunda işbirliği ve eşgüdümün gerekliliği ve eşgüdümü gerçekleştirme yollarına değindi. Tedarik zincirinin yapısı ve bilgiye erişim zorluklarının sistemin performansını etkilediğini ve yerleşik maliyet / gelir unsurlarına gösterilen rasyonel tepkilerin tüm sistem üzerine ek mali yükler getirdiğini dile getiren Yücesan, eşgüdüm zorluklarını “yanlış teşvik tasarımı ve tedarik zincirlerine özgün zorluklar” olarak sıralayarak çözüm önerilerini katılımcılarla paylaştı.

Ve yasalar…

Zirvede, lojistik hizmet satın alan firmalar ile taşıma ve depolama tabanlı lojistik firmalarının karşılıklı ilişkilerini düzenleyen yasal çerçeveye değinen isim Avukat Egemen Gürsel Ankaralı oldu. Ankaralı sunumunda konuyla ilgili tanımları ayrıntılı olarak aktardıktan sonra sektördeki hizmet sözleşmeleri üzerinde durdu. Ankaralı sunumunda, son zamanlarda yükselen bir kavram olan dördüncü parti lojistik hizmet sağlama anlayışından da söz etti. Ankaralı, lojistik hizmet sözleşmelerinin hazırlanmasında dikkate atılması gereken konuları da katılımcılar ile paylaştı.

Yiyecek sektöründen bir örnek uygulama

Zirvede yiyecek sektöründe lojistik yönetimi ve tedarik zincirinden bir örnek uygulamayı ise Fasdat Gıda Dağıtım Genel Müdürü Celal Oktay gerçekleştirdi. Fasdat Gıda’nın 1995 yılında Burger King’e hizmet vermek üzere kurulduğunu söyleyen Oktay, Burger King tedarik zincirinin yerelleştirilmesinde Fasdat’ın aktif görev aldığını dile getirdi. Daha sonra Little Ceasar’s ve Arby’s’in lojistik hizmet sağlayıcısı olan Fasdat’ın ayrıca tedarik zincirinin yerelleştirilmesi sürecinde Ata Grubu’nun Koç Holding ile birlikte besi çiftliği projesi içinde danışman olarak yer aldığını belirtti. 2001 krizinin etkilerini de sunumunda paylaşan Oktay, katılımcılara tedarik zinciri ve lojistik sistemlerinin ayrıntılarını aktardı.

Envanter yönetiminde bir örnek uygulama

Zirvede envanter yönetimi de masaya yatırılan konulardan biri oldu. 3M İtalya Kredi Kontrol ve Finansal Analiz sorumlusu olan Stefano Ghigna, “Envanter/Stok Saklama Ünitesi’nin Gelişimi” adlı 6 Sigma projesinin, şirketi, envanter devriyle ilgili hedefine ulaştırmaya katkıda bulunmak amacıyla, İtalya’da Ekim 2001’de başlatıldığını dile getirdi. Süreci (envanter yönetimini) ve süreç randımanını (ürün talebine karşı stok düzeyini) inceleyerek, eksikliğin aşırı stokta olduğunu tespit ettiklerini söyleyen Ghigna, karşılaştıkları ilk sürprizin, en yüksek düzeydeki ürünlerde bile net bir gelişme marjı olduğunu keşfetmeleri olduğunu belirtti. Ghigna 6 Sigma araçlarının kullanımının, çok karmaşık senaryoların yönetiminin ve birkaç çok önemli öğeye odaklanmanın anahtarı haline geldiğini de sözlerine ekledi.

Lojistik sektörünün Türkiye’de gelişimi

Zirvenin konuşmacılarından biri olan Utikad Derneği Lojistik Komitesi Başkanı Atilla Yıldıztekin, “Lojistik Sektörü Ülkemizde Nasıl Gelişiyor?” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Öncelikle Türkiye ve dünyadaki verilere ayrıntılarıyla değinen Yıldıztekin, daha sonra lojistik sektörünün güçlü ve zayıf yönlerini, sunduğu fırsatları ve riskleri katılımcılara aktardı. Sektörün güçlü yönlerini “karayolu taşıması, iş yapma isteği, müşteri ilişkileri, maliyetlerin düşüklüğü, yaygın altyapı, ucuz iş gücü, ulaşım kanallarında olmak ve dil avantajı” olarak sıralayan Yıldıztekin, zayıf yönler konusunda da şu sıralamayı yaptı: “demiryolu ve deniz yolu eksikliği, karayolları altyapısı, ölçek küçüklüğü, sermaye eksikliği, verimsiz çalışma, yeni teknolojiye kapalılık ve bilgi eksikliği, kurumsallaşmama, rekabet, ithalat – ihracat dengesizliği, dengesiz üretim ve tüketim coğrafyası, FOB ihracat ve CIF ithalat alışkanlığı, kombine taşıma yapılmaması, dokümantasyonda dijital ortama geçilmemesi, pazarlama bilgi eksikliği”… Yıldıztekin, ayrıca “Yarın Ne Olacak?” sorusunun yanıtını da şöyle verdi: “Uluslararası üreticilerin ülkemize 3PL’leriyle gelmesi, global 3PL’lerin ortaklık, yatırım ve satın alma talepleri, finans kurumlarının ve fonların lojistiğe ilgisi, şirket birleşmeleri ile büyüme, küçüklerin yok olması veya taşeronlaşması, ciroların artması ve kar marjlarının azalması, ulusal yapıdan global yapıya geçiş..”

Borusan Lojistik’ten ‘Savaş Şartlarında Lojistik’

Zirvede sunum yapan isimlerden biri olan Borusan Lojistik Genel Müdürü Kaan Gürgenç, ‘Savaş Şartlarında Lojistik’ başlıklı sunumu ile 2. Körfez Savaşı sonrasında Türk lojistik sektörünün Irak’taki potansiyeli ile ilgili bir ufuk turu yaptı ve burada değindikleri tecrübeleri aktardı.

Irak ve Türkiye arasındaki ticaret hacminin kısa sürede 3,5 – 4 milyar dolara çıkmasının beklendiğine işaret eden Gürgenç, şunları söyledi: “Irak’ın yeniden yapılanması ve inşası kapsamında Türk firmalarının nakliye pastasından yüzde 60 pay alacağını tahmin ediyoruz. Özellikle Türkiye’den ve Türkiye üzerinden mal sevk etmek durumunda kalan diğer ülkelerden Irak’a mal akışı, lojistik sektörüne büyük ivme kazandıracak. Borusan Lojistik olarak bu potansiyelin hayata geçmesine önem veriyoruz.”

Kargo dağıtım ağı üzerinde çağdaş lojistik modeller

cargo@cargo Genel Müdürü Mehmet Arıman da zirvede sunum yapan isimlerden biri oldu. Öncelikle Türkiye’de lojistik ve rakamlarla Türkiye pazarı hakkında bilgi veren Arıman, daha sonra Amerika ve Avrupa’da lojistik konusuna da değindi. Türkiye için, yaygın dağıtım ağına sahip üçüncü parti lojistik firmalarının önemli bir çözüm olduğunu belirten Arıman, bu konudaki ayrıntıları aktardıktan sonra kargo üzerinde uygulanabilecek lojistik modelleri; “milk run (ring seferleri), vendor managed inventory (tedarikçi tarafından yönetilen envanter) ve crossdocking (çapraz yükleme)” şeklinde sıraladı. Arıman, etkin Dış Kaynak Kullanımı ve tedarik zinciri yönetimi için doğru çözümün kargo ağı olduğunu da vurguladı.

Lojistik sektöründe kurumsallaşma

Zirvenin konuşmacılarından biri olan Prometheus Danışmanlık Genel Müdürü Yücel Atış, öncelikle lojistik firmalarının genel yapısına ilişkin bulgularını katılımcılarla paylaştı. Sektördeki şirketlerin genelde yönetim yapısının oturmamış olduğunu, yapılan hataların tüm sektöre yansıdığını, kurumsal kültür olarak kuruluştaki kültürün hala baskın olduğunu ve genelde organizasyon şemaları ile işleyen organizasyon yapılarının farklı olduğunu belirten Atış, çoğu zaman organizasyon içindeki bilgi akışında da sorunlar yaşandığına dikkat çekti. Bu ve bunlar gibi sorunları aşabilmek için disiplin içinde ve gerçekçi bir kurumsallaşmanın şart olduğunu söyleyen Atış, kurumsallaşmanın kesinlikle planlı olması gerektiğini, gerektiğinde dışarıdan destek alınmasının şart olduğunu, fayda – maliyet analizinin yapılması gerektiğini, aceleci olunmaması ama ısrarcı olunması gerektiğini, hızlı büyüme değil sürekli büyüme ve kalıcılığın hedeflenmesi gerektiğini dile getirdi.

Kapalı döngü tedarik zincirlerine bakış

Zirvenin son sunumunu PennState Üniversitesi’nden V. Daniel R. Guide gerçekleştirdi. Sunumunda kapalı döngü tedarik zincirinin tanımına ve örneklerine değinen Guide, ekonomik cazibesini, zaman konusunda yarattığı değeri ve araştırma sonuçlarını katılımcılarla paylaştı. Öncelikle geleneksel açık döngü tedarik zinciri ile kapalı döngü tedarik zincirini karşılaştıran Guide, daha sonra ürün dönüşleri çeşitlerine değindi. Kapalı döngü tedarik zincirini; bir ürünün tüm yaşam döngüsü içerisinde var olan ters ve ileri tedarik zinciri hareketlerini dikkate almak üzere tasarlanan ve yönetilen bir sistem olarak tanımlayan Guide, araştırma ve örneklerle sunumunu destekledi.



Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)