Küresel ısınma sizin iş yerinizi nasıl etkiliyor?

Verimli ve performansı yüksek çalışanlar için rahat ve sağlıklı bir çalışma ortamı şart. Oysa son zamanlarda giderek garipleşen hava şartları, çalışma ortamlarını yaşanmaz hale getiriyor. Buna bir de standartların altındaki ofis koşulları eklenince çalışan için işyeri adeta bir cehenneme dönüşüyor.

Fark etmişsinizdir; bu yıl sonbahar ve kış ayları Türkiye’de olduğu gibi birçok Avrupa ülkesinde 20 dereceye yaklaşan hava sıcaklıkları ile alışılmışın oldukça dışında geçti. Örneğin 16 Kasım 2006 Perşembe günü; Belçika ve Hollanda’da bugüne kadar kaydedilen en sıcak 16 Kasım oldu. Aynı şekilde birçok yerde son yılların en sıcak sonbaharı yaşandı.

2006 yazı da bundan çok farklı değildi. Birçok Avrupa ülkesini etkileyen iki sıcak hava dalgası ne yazık ki (bir kısmı çalışma ortamında olan) birçok ölüme sebep oldu. Hava koşullarındaki bu değişikliklerin normal sapmalar mı yoksa önümüzdeki dönemde artarak sürecek değişiklikler mi olduğu bilim adamları tarafından hararetle tartışılıyor.

Bununla birlikte bilimsel çalışmalar; bu olağan dışı hava olaylarının önümüzdeki dönemde artarak devam edeceğini gösteriyor. Küresel ısınmaya bağlı olarak gelişen bu hava olayları atmosfer ve okyanuslarda yakın zamanda sıcaklıkların çok daha fazla artacağını ortaya koyuyor.

Bilim adamları tarafından kabul gören genel görüş ise atmosferdeki karbondioksit gazı oranının yükselmesine neden olan insan aktivitelerine bağlı olarak bu değişikliklerin daha fazla gözlemleneceği…

Bu yaz çalışanlar için çok zor geçecek
Bilim adamlarının tahminlerinden hareket edersek; bu yaz birçok çalışan yetersiz havalandırma koşulları yüzünden “sauna” benzeri bir iş ortamında çalışmak durumunda kalacak. Fanlar ve açık pencereler geçici bir rahatlama sağlasa da soruna kalıcı bir çözüm getirmeyecek. Buna ek olarak ofis ortamında yer alan elektronik eşyalardan yayılan sıcaklık da tüm bu hava koşullarına tuz biber olacak.

Bu durumda imkanı olan çalışanlar işten erken çıkmayı ya da evden çalışmayı tercih ederken bu imkâna sahip olmayanlar ofiste kalıp duruma alışmaya çalışacaklar. Birçok çalışan ve yönetici (özellikle de İK) yaz aylarında zaten azalan performans ve verimlilikleri mümkün olduğu kadar üst seviyede tutmak için adeta savaşacak!

Sıcaklara bağlı olarak gelişen konsantrasyon kaybı çalışanlar arasında en sık görülen sorun olmakla birlikte, artan stres seviyesine bağlı olarak gelişen öfke, baş dönmesi, bayılma, bulantılar, vücutta su kaybı, nefes alma güçlüğü karşılaşılan diğer sorunlar arasında yer alıyor.

Tüm bunların yanı sıra birçok şirkette üst yönetim kademelerine doğru çıkıldıkça çalışma şartlarının daha da iyileşmesi çalışanlar arasında adaletsizlik duygusunun yayılmasına neden oluyor.

Benzer şikâyetler ekstra soğuk çalışma şartlarına sahip (özellikle mevsimsel olmayan hava değişiklikleri nedeni ile) çalışanlarda da görülse de yüksek sıcaklıklar kadar etkilemiyor çalışanları.

Giysi yönetmelikleri yeniden ele alınmalı
Değişken hava koşulları yüzünden ortaya çıkan tek sorun fiziksel rahatsızlıklar değil elbette. Hava koşulları yüzünden ortaya çıkan diğer önemli bir tartışma da giysi yönetmelikleri konusundaki cinsiyet ayrımcılığı noktasında oluyor. Çünkü erkek çalışanlar kimi iş kollarında ya da sektörlerde sıcak havalarda bile işe kravatla gelmek zorunda iken, kadın çalışanlar yaz aylarında kısa etekler, kolsuz bluzlar, elbiseler ve açık sandaletlerle işe gelme özgürlüğüne sahip oluyor.

İngiltere’de merkezli bir danışmanlık firması tarafından yapılan bir araştırmanın sonuçları gösteriyor ki, bayan çalışanların yüzde ellisi, erkek çalışanların ise yüzde altmışı yaz aylarında kıyafet yönetmeliğini “görmezden gelme” eğilimi gösteriyor.

Üstelik durum sadece yaz ayları ile de sınırlı kalmıyor. Rapor aynı zamanda bayan çalışanların üçte biri ve erkek çalışanları neredeyse yarısının, yıl boyunca bayanlara giyim kuşam konusunda ayrıcalıklı davranıldığını düşündüğünü ortaya koyuyor.

Durum böyle olunca ofis ortamında çatışmalar, hatta cinsiyet ayrımcılığı kökenli hukuki davalar da kaçınılmaz hale geliyor. Manchester’da yapılan bir çalışmanın neticesinde uzmanlar, şirketlere kılık-kıyafet yönetmeliği konusunda nelerin hoşgörülebileceğini ve nelerin kesinlikle tolare edilemeyeceği hususunda açık olmalarını öneriyor.

Bunun yanı sıra aynı şartlar altında çalışan erkek ve bayan çalışanların kıyafet kurallarının birbirine eşit hale getirilmesini ve adil bir politika uygulanmamasının çok önemli olduğunu da vurguluyor uzmanlar. Alışılmışın dışında hava koşulları sürdükçe şirketler kıyafet yönetmelikleri ve politikalarında acilen daha esnek bir yönetmelik yaratmak durumundalar.

Birkaç yaşamsal öneri…

Dilerseniz şimdi çalışanların bu koşullarla baş edebilmelerini sağlamak için kurumların neler yapabileceğine ilişkin önerilere bir göz atalım:

• Elektrikli vantilatör ve fanların 36 derecenin üzerindeki sıcaklıklar için etkili bir çözüm olmadığını aklınızda tutun.

• Bir saat içinde en azından bir bardak su için. (15–20 derece arasındaki içecekler vücut ısısını dengelemede soğuk olanlara göre daha etkilidir.) Alkol, kafein, gazlı içecekler, aşırı şekerli veya tuzlu olanlardan kaçının.

• Hava koşullarının çalışanı zorlamaya başladığı dönemlerde mümkün olduğu kadar esnek çalışma saatleri geliştirin.

• Eğer yemeklerinizi yemekhanede yiyorsanız çok ağır ve yağlı yiyecekler yerine hafif gıdalar çıkarılması için yetkilileri uyarın.

• Daha rahat ve hafif giysiler giyilmesine izin veren geçici bir kılık kıyafet yönetmeliği oluşturun.

• İspanya gibi çok sıcak ülkelerde rastlanan “öğle uykusu” uygulaması artık birçok ülkedeki farklı işyerlerinde yaygınlaşmaya başlıyor. Eğer uygunsa (tabii sınırlarınızı açıkça belirlemek ve hiçbir suiistimale izin vermemek koşulu ile) siz de çalışanlarınız arasında bu tarz bir uygulama başlatabilirsiniz. (Yapılan araştırmalar da çalışanların sıcak havaya bağlı olarak düşen verimliliklerini artırma konusunda ufak bir şekerlemenin iyi gelebileceğini işaret ediyor.)

• Havalandırma sisteminizi kurarken hava sıcaklıklarında meydana gelebilecek ani ve çok yüksek değişiklikleri de göz önünde bulundurun.

• Ofis içindeki hava değişiminin gereken düzeyde olup olmadığından emin olun.

• Çalışanlarınızı çok sıcak veya soğuk hava koşulları ile nasıl başa çıkabilecekleri konusunda mutlaka eğitin. Acil durumlarda en azından ilk müdahaleyi yapabilmelerini sağlayın.

• Güneşin doğrudan içeri girmemesi için camlara güneş önleyici filtreler yerleştirin.

• Ofiste farklı bölgelere termometreler yerleştirerek hava sıcaklığında meydan gelen değişiklikleri gözlemleyin.





Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)