Koç Üniversitesi: Kültürlerarası Internet Projesi


Bu projenin içinde bu sene dört üniversite var ve toplam öğrenci sayısı 250. Kanada’dan McGill Üniversitesi, Amerika’dan North Carolina ve Vanderbilt Üniversiteleri ve Türkiye’den Koç Üniversitesi. Projeye North Carolina Üniversitesi’nden Dr. Mabel Miguel’in, Vanderbilt’den Dr. Mary Watson’ın, McGill Üniversitesi’nden Dr.Alfred Jaeger’in ve Koç Üniversitesi’nden Dr. Zeynep Aycan’ın öğrencileri katılıyor.

Bu proje için sınıflarda öncelikle dört kişilik gruplar oluşturuldu. Bu sene ilk defa hazırlanan internetteki sayfayı North Carolina Üniversitesi’nden Jamie Gaines hazırladı. Gruplara kendi forumlarına girebilmeleri için özel şifreler verildi. Kişisel olarak katılmak isteyenler ise kendi özel şifrelerini yazarak forumlarına bilgi girdiler. Grupların ve öğrencilerin fotoğrafları internete digital tarayıcı aracılığıyla yerleştirildi. Projenin aksamadan yürüyebilmesi için öğrencilerden teknik bir grup oluşturuldu. Bir video bandı hazırlandı ve bu bantta herkes kısaca kendini tanıttı. Bu bantlar her üniversiteye gönderildi.

Gruplar önceden belirlenmiş konular hakkında web sayfasında iletişim kurdu. Her grup diğer üniversitelerde aynı rakamla numaralanmış gruplarla yazıştı. Yazışmalar gizli tutuldu ve sadece projedeki öğrenciler okuyabildi. İkinci haberleşme yolu elektronik posta. Her öğrenci önceden belirlenmiş diğer üniversitelerdeki bir veya birkaç kişiyle kendi bilgisayarından yazıştı. Bunun amacı grup olarak tartışmanın yanısıra öğrencilerin kendi kişisel görüşlerini de birebir tartışabilmeleri ve başka bir ülkeden ve kültürden olan bir insanla arkadaşlık kurabilmeleriydi. Böylelikle önceden hiç tanışmadığınız, sadece internetteki sayfadan resimlerini gördüğünüz bir insanla bir iletişim kurulmuş oluyordu.

Proje toplam altı hafta sürdü. İlk tanışma haftasında herkes kendi hakkında genel bilgileri yazdı. İkinci haftada üniversiteler ve problemleri, üçüncü haftada öğrencilerin kariyerleri hakkındaki düşünceleri tartışıldı. Herkes kendi ülkelerindeki iş dünyasında nerelere gelmek istediğini yazdı. Dördüncü hafta diğer kültürler hakkındaki bilgiler paylaşıldı. Uluslararası iş pazarları, bunların ülkelerde ne kadar önemli olduğu, iş dünyasındaki işçi işveren ilişkileri tartışıldı.

Beşinci ve altıncı haftalarda, önceden belirlenen insan kaynakları konuları üzerinde yazışıldı. Bu konulardan bazıları şöyle: Sizi daha fazla çalışmaya motive eden nedir?, Bir liderde size göre hangi özellikler önemlidir? Sizin kültürünüzde hangi tip lider daha etkili olabilir? Kültürünüzün diğer kültürlerden farklı olduğu noktalar nelerdir? Ülkenizde yabancı genel müdürleri ve aileleri bu farklılıklara nasıl uyum sağlayabilirler? Siz ya da ailenizden başka biri iş aile çatışması yaşadı mı ya da gözlemlediniz mi? Size göre bu çatışmayla nasıl baş edilebilir? Kültürünüz hangi boyutlarda çeşitlilik gösteriyor (cinsiyet, etnik köken, sosyoekonomik seviye, yaş, din, cinsel tercih, v.b. )? İnsan kaynakları alanında fırsat eşitliğinin sağlanması konusunda ülkenizdeki kanuni çerçeve nedir? Uluslararası iş dünyasındaki ahlaki konular/ikilemler (yolsuzluk, rüşvet gibi) hakkında sizin yaklaşımınız nedir?

Altı hafta sonunda öğrenciler proje ve öğrendikleri hakkında bir ödev hazırladılar. Bütün bu tartışmalar sonunda kültürler arasındaki farklılıklar ortaya kondu. Diğer ülkelerdeki iş ortamıyla Türkiye’deki iş ortamı arasındaki farklılıklar belirtildi.

Projeyi gerçekleştiren danışmanlar ve öğrencilerin projeyle ilgili Human Resources’a anlattığı görüşleri sizlerle paylaşıyoruz...

Dr. Zeynep Aycan
Koç Üniversitesi

Kültürlerarası İnternet Projesi bu sene uygulanan haliyle öğrenciler için çok yararlı oldu düşüncesindeyim. Öncelikle, öğrencilere kültürün insan kaynakları yönetimini nasıl etkilediğini gösterdi. Ülkemizde insan kaynakları yönetimi alanında uygulamalar özellikle son yıllarda çok büyük bir ivme kazandı. İş yerlerinde insan unsurunun ön plana çıkması anlamında bu çok olumlu bir gelişme. Ülkemizde bu alan henüz varolma aşamasında olduğu için, batıda doğan ve geliştirilen yönetim teknikleri ithal edilip aynen uygulanmaya çalışılıyor. Bunu yaparken de Türk kültürüne uygun olup olmadığı pek araştırılmıyor.

Örneğin; batıda kullanılan testlerin tercüme edilerek kullanılması en ciddi sorunlardan biri, çünkü alınan sonuçlar çalışanlarla ilgili ciddi kararlarda belirleyici rol oynuyor. İnsan kaynakları yönetim tekniklerinin kültürümüze uyarlanmadan hayata geçirilmeye çalışılması çok ciddi bir yanlış. Geleceğin yöneticilerini bu konuda bilinçlendirmek için derslerimizde kültürün insan kaynakları yönetiminin her alanına etkisini detaylı olarak inceliyor ve tartışıyoruz. Bu çabanın bir uzantısı olarak da, Kültürlerarası İnternet Projesi’ni yarattık ki öğrencilerimiz Türk kültürünün hangi noktalarda Kuzey Amerika kültürü ile benzeştiğini ve hangi noktalarda ayrıldığını görebilsin. Burada edindikleri anlayışın, gelecekte insan kaynakları yönetimindeki uygulamalarına ışık tutacağına inanıyorum.

Projenin bir başka faydası da öğrencilerimizin Kuzey Amerika toplumsal ve örgütsel kültürü hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaları. Yaptığımız araştırmalarda görüyoruz ki şirketleri tarafından yurtdışına gönderilen yöneticiler yeni kültür hakkında fazla bilgiye sahip olmadıkları için kültür şoku yaşıyorlar. Bu işteki başarılarını da etkiliyor ve birçoğu görevlerini tamamlayamadan yurda geri dönüyorlar.

Kanada ve Amerika’daki iş dünyası ve insan ilişkileri hakkında öğrencilerin proje yoluyla edindikleri bilgiler, ileride bu ülkelerde çalışmaya giderlerse kendilerine çok yardımcı olacaktır.

Bu konular projeden elde edilen kazançların en önemlileri fakat daha başka kazançlar da sağlandı. Örneğin; bu proje dersi daha katılımcı hale getirdi. Zaten en başta ortaya koyduğumuz hedef birbirimizin öğrenme sürecini geliştirmekti. Etkin eğitimin hocadan öğrenciye doğru akan tek yönlü bir süreç olmadığı düşüncesindeyim. Öğrencilerin bu projeden öğrendikleri hepimize çok şey öğretti ve öğrencileri aktif katılımcı olmaya yönlendirdi. Projenin bir başka olumlu etkisi de öğrencileri grup çalışmasına yönlendirmiş oldu. Genelde öğrencilerimiz tanımadıkları kişilerle grup çalışması yapmaktan hoşlanmıyorlar. Fakat günümüzde iş hayatı grup çalışmasını gerektiriyor. Kimse en yakın arkadaşıyla çalışma şansına sahip olamıyor, ama yine de uyumlu çalışması bekleniyor. İşte bu projede öğrenciler önceden tanışmadıkları kişilerle aynı gruplara katılarak ortak bir çalışma yapmaya teşvik edildiler ve sanırım takım çalışması konusunda geleceğe yönelik bir hazırlık oldu.

Öğrencilerin bu proje sonucunda yurtdışında kurdukları bağlantı kendileri için ileriye yönelik bir yatırımdır. Geçen yıllarda proje bittikten sonra da öğrencilerin birbirleriyle yazışmaya devam ettiklerini ve hatta birbirlerini kendi ülkelerinde ziyaret ettiklerine tanık olduk. Birçok öğrencimiz insan kaynakları yönetimi alanında yurtdışında lisansüstü eğitimi almak istiyor. Internette başlayan yeni arkadaşlıklar öğrencilerimize yurtdışı olanaklarını araştırırken yol gösterecektir.

Gelecek yıllarda bu ve benzeri projelere devam etmeyi planlıyoruz. Ekranların üzerine yerleştirilen küçük kameralar ve ses kartları sayesinde, iletişimin görüntülü ve sesli hale gelmesi yaygınlaşacak. Bu teknolojinin Kültürlerarası İnternet Projesi’nde kullanılması çalışmalarına başlayacağız. Yeni dönemde başlayacak projede benim yapmayı düşündüğüm bir başka şey de öğrencileri çok uluslu şirketlerin insan kaynakları bölümlerine yollayarak, çeşitli konulardaki uygulamaların Amerika’dakilere göre nasıl ve neden farklılaştığı araştırmalarını sağlamak. Edindikleri bilgileri diğer ülkelerdeki öğrencilerle paylaşmak anlamlı olur düşüncesindeyim.

Yine önümüzdeki dönemde katılımcı ülkeleri çeşitlendirmek arzusundayız. Örneğin; Ortadoğu ve Asya Üniversiteleri’nden katılım kültürün insan kaynaklarına etkisi hakkındaki bilgilerimizi derinleştirecektir.

Prof.Alfred Jaeger,
McGill Üniversitesi

Gelecek böyle olacak! Öğrencilerimizi dünyanın diğer yerlerindeki öğrencilerle teknoloji aracılığıyla iletişim kurmaya alıştırmalıyız. Bu özellikle uluslararası işletme konusuyla ilgili derslerde çok önem kazanıyor.

Prof. Miguel Mabel
North Carolina Üniversitesi

Bu proje, öğrencileri teknoloji ile yakınlaştırırken çok uzak mesafeler arasında çabuk ve özgür iletişimden yararlanılmasını da sağladı. Ayrıca kültürlerarası duyarlılığın artırılmasına ve varolan engeller ile önyargıların kaldırılmasına yardımcı oldu. İşlem ve içerik olarak öğrenciler için ilginç bir tartışma ortamı yaratıldığına ve bunun da öğrencilerin bugüne kadar yapmış oldukları şeylerden daha farklı olduğuna inanıyorum.

Nükhat Nüaz Ahmad
McGill Üniversitesi

Bu projeden edindiğim görüş, insanların dünyanın her köşesinde birbirlerinden çok farklı olmaları ve bunu pek az kişinin farkettiğidir. Her zaman bu farklılıkların bilincinde olmalıyız. Genel olarak başka kültürden insanlarla bağlantı kurarken açık görüşlü ve anlayışlı olunması gerektiğini anladım. Kendi ülkelerinden başka ülkelerde çalışan insanlar, kültür şokunu atlatmak ve diğer problemleri çözmek için ana şirketin ve bölgesel yöneticilerin yardımına ihtiyaç duyarlar. Ancak böylelikle yabancı ve alışkın olmadıkları bir ülkede başarılı olabilirler.

Chris Christensen
Vanderbilt Üniversitesi

Hangi kültürün bir parçası olursanız olun, öğrencilerin hepsi şimdi yaptığımızla gelecekte yapmayı ümit ettiğimizi dengeliyorlar.

J.Hill
Vanderbilt Üniversitesi

Hiçbir kampüste farklılıkları yönetecek programların olmamasını ilginç buldum.

Meghan Doyle
Vanderbilt Üniversitesi

İnsanların olaylara bakış açıları birbirinden çok farklı. Kültürlerarası bir yönetici olarak, kişi bu farklılıkları anlamalı, saygı duymalı ve herkesi eşsiz yapanın da bu olduğunu farketmelidir.

Cecelia Lea
Vanderbilt Üniversitesi

Teknoloji dünyanın her tarafındaki şirketlerle bağlantılar kurarken çok önem kazanıyor. Bu proje bana teknolojinin gelecek için bir gereklilik olduğunu kanıtladı.

Bert Snow
Vanderbilt Üniversitesi

Tüm dünyayla bir anda ve ekonomik bir şekilde haberleşebileceğimizin farkına vardım.

Michele Bitsis
Vanderbilt Üniversitesi

Kültürel ve ahlakı değerler konusunda düşünmeye zorlandım ve bu deneyim sonucunda bakış açımı değiştirdim.

Ayşe Çolakoğlu
Koç Üniversitesi / Psikoloji 3.sınıf

Bu proje benim için oldukça değişik bir deneyim oldu. Amerikan kültürü, oradaki okul ortamları ve iş imkanları ile ilgili yeni şeyler öğrendim. Hiç tanımadığım insanlarla yazıştım ve onlar hakkında ilginç şeyler öğrendim. Amerika ve Kanada’daki öğrencilere de Türkiye’yi tanıttık ve Türkiye’de de teknolojinin ilerlediğini ve bizlerin de onların seviyesinde olduğumuzu gösterdik.

Bu yazışmalarımız boyunca normal olarak birçok kültür farkı gözlemledim. Öncellikle, Amerika’da üniversitelerde öğrenciler çok daha farklı kültürlerden ve ülkelerden biraraya gelmiş. Türkiye’de ise üniversitelerde pek fazla yabancı ülkelerden gelen öğrenciler yok ve dolayısıyla onlar gibi farklı kültürleri tanıma olanağımız yok. Yazışmalarımız boyunca onların daha rahat ve daha şakacı bir tavırda yazdığını gözlemledim. Özellikle Amerika’da daha bireysel bir kültür anlayışı yerleşmiş.

Yurtdışında iş ve eğitim imkanlarının daha fazla olduğuna inanıyorum. Eğitim alanlarında daha çok çeşitlilik var, dolayısıyla herkese istediği alanda uzmanlaşma ve çalışma imkanı sağlanıyor.

Amerika’daki öğrencilerin en büyük şansı mezun olmadan birçok alanda çalışma hakkına sahip olmaları, bu bizim ülkemizde bir eksiklik. Yazışmalarımız boyunca onların istedikleri işlerde çalışabilme imkanının daha fazla olduğunu gördüm ve bize mezun olduktan sonra iş bulma sıkıntısı çekmeyeceklerini anlattılar.

Ece Çiflikli
Koç Üniversitesi / Uluslararası İlişkiler 4.sınıf

Bu projenin en büyük önemi, bize evrensel bir bakış açısı kazandırmayı amaçlamasıdır. Internette yaptığımız tartışmalarda bir noktada hem fikirdik. Bu da iyi bir yöneticinin en önemli özelliklerinden biri de dünyanın sadece kendi kültüründen oluşmadığının farkında olması ve diğer ülkelerle iş yaparken bunu dikkate alması gerektiğiydi. Tutucu insanlar için, önyargılardan kurtulabilmek çok zor ve bu insanların önyargılarının en büyük nedenleri de bilmediklerinden korkmak ve bilmediklerini öğrenmek için çaba göstermemek. Elbette ki kültürlerarasında farklılıklar olacak ama bunları yargılamadan önce bunlardan doğacak problemleri nasıl çözebileceğimizi araştırmalıyız. Ortak bir çözüm üretmek zor değil, yeter ki farklılıktan çeşitlilik ve güzellikler doğacağına kendimizi inandıralım. Bu projede yazıştığım arkadaşlardan birinin dediği gibi, diğer kültürden birinin adım atmasını beklemeden ilk adımı biz atabilmeliyiz.

İlgimi çeken noktalardan biri de diğer ülkelerdeki öğrencilerden çoğunun ileride insan kaynakları yönetimi alanında çalışmayı düşünmemelerine rağmen bu dersi seçmeleriydi. Sanırım artık pek çok kişi, ne iş yaparsa yapsın bu konuda bilgi sahibi olması gerektiğinin farkında. Bu çok sevindirici bir gelişme.

Başak Oral
Koç Üniversitesi /Psikoloji Bölümü 4. Sınıf

Okulumuzda yürütülen bu proje ilk başta bana çok bir şey ifade etmese de şu son aşamalarda gerçekten artık daha global düşünmeye başladığımı fark ettim. Bence günümüz dünyasında başarılı bir yönetici olabilmek için diğer dünya ülkelerinin kültürel ve sosyal özelliklerini bilmek çok önemli. Bu sayede global anlamda “başarılı” bir lider olunabileceğini düşünüyorum. Bu proje süresince karşılaştığım kültürel farklılıklar bana “hoşgörünün”gerekli olduğunu düşündürdü. Ayrıca kültürel farklar tam olarak anlaşılmadan herhangi bir yargıya varmamız gerektiğini anlamış olduk. Bana göre çok garip gelebilecek herhangi bir olayın onlar tarafından nasıl algılandığını bilmek önemli.

B. Berrak Kutsoy
Koç Üniversitesi

Bu on yıl önce gerçek dışı görülebilecek bir girişimdi. Buna “Eğitimde Küreselleşme” denmeli. Bizim Amerika’da ve Kanada’da sınıf arkadaşlarımız var. Değişik kültürlerden, değişik karakter yapısına sahip olan insanları tanımak çok heyecan verici.
Bu proje ile Amerika’ da ki iş ortamıyla Türkiye’dekini kıyaslama fırsatım oldu. Bizde en alt kademedeki çalışanla en yüksek kademedeki çalışan arasında bir iletişim eksikliği var. İnsan kaynakları kavramı bizde son 10 yılda gelişen bir kavramken Amerika’da bu kavramın gelişmesinden dolayı görülen başarılar çok. Ayrıca, Amerika’da bir insan genelde 6 7 tane iş değiştirir, çünkü onlarda işten zevk alarak çalışma kavramı var. Ama bizde iş bulmak o kadar zor ki, çalışanlar “ben bu işi buldum, bununla yetinmeliyim” diyor.

H. Ayşe Çelebi
Koç Üniversitesi/ Uluslararası İlişkiler 3. sınıf

Kültürlerarası İnternet projesi başlangıçta sadece birkaç kişiyle yapacağım birkaç e mail bağlantısı gibi gelmişti. Oysa şimdi bunun aslında e mail’in çok ötesine geçtiğinin farkındayım. Hiç görmediğim insanlarla arkadaş olup, onların hiç bilmediğim kültürlerini anlamaya çalıştım. Herkes kendi içinde bulunduğu iş dünyasının artı ve eksilerini dürüstçe tartışabiliyordu. Gördüm ki bireysel farklılıklarımızın yanısıra aslında aynıyız. Internetteki forum sayfamızda tartıştığımız konulara her tür tepki gelebilirdi ama sanırım insanları kendi haline bıraktığınız zaman kavga etmiyorlar.

Proje sırasındaki bütün görüşmelerimizde daha çok değişik kültürlerin iş dünyasına etkilerini konuştuk. Herkesin inandığı şey bu günün dünyasında artık şirketler de ülke sınırları içinde kalmıyorlar. Bu da ister istemez diğer ülke kültürleriyle etkileşme gereği duyuyor.

En çok üzerinde tartıştığımız konulardan biri Roma’da Roma’lı olmanın gerekip gerekmediğiydi. Bu konuda da inanılmaz bir uyum söz konusuydu. Grubumuzda Amerikalı, Meksikalı, Kanadalı arkadaşlarımız vardı. Çok muhafazakar olduğunu düşündüğüm kişiler bile gerektiği yerde nereli olduğunu unutmalısın diyorlar. Varılan ortak sonuç eğer başını derde sokmayacağına eminsen ve rakiplerinden çok senin işine yarayacaksa Roma’da Roma’lı olmak gerekir ve gerekirse rüşvet bile verebilirsin. (Sanırım bunun sadece Türkiye’de geçerli olduğunu düşünüyordum). Sadece Amerika ve Kanada hakkında değil Meksika, İngiltere, Fransa, Avusturya, Nijerya, Mısır gibi bir çok ülkedeki genel iş ahlakı konusunda oldukça aydınlandım. Bir keresinde konumuz şirketlerin ulusal sınırlarının dışına taşınmasıydı. Amerikalı bir öğrenci şirketlerin yurt dışına taşınmalarının, özellikle de Meksika’yı seçmelerinin sebebini ucuz iş gücü olduğu kadar Ticari Hukuk ve İş Hukuku’nun Amerika’da ki kadar katı olmadığını söyledi. Bunun üzerine bir Meksikalı öğrenci bunun kesinlikle doğru olmadığını ve kanunların Meksika’da da son derece sıkı olduğunu belirtti. Sonuçta ben kimin doğru söylediğini bilmiyorum ama herkesin anlaştığı nokta ucuz iş gücünün bir çok firmayı taşınmaya yönelttiği.

Bu arada forum sayfasında sadece tartışmalar yoktu. Çok komik arkadaşlarımızda vardı ve çok güzel fıkralar yolladılar. Aynı esprilere gülebildiğimize göre aslında yaşadığımız büyük şehir kültüründen başka birşey değil. Biz birçok insanla tanıştık ve hepsinden biraz birşey öğrendik. Umarım bu projenin devamı gelir ve daha yoğun bir şekilde devam ederiz.

Bir ekrandan tüm dünyaya ulaşmak harika birşey.

Sila Koca
Koç Üniversitesi /Kimya 4.sınıf

Bu on yıl önce gerçek dışı görülebilecek bir girişimdi. Buna “Eğitimde Küreselleşme” denmeli. Bizim Amerika’da ve Kanada’da sınıf arkadaşlarımız var.

Figen Öztiryaki
Koç Üniversitesi

Bu proje esnasında çok zevkli zaman geçirmenin ötesinde çok ilginç ve enteresan bakış açıları kazandım. Amerikalılar dünyayı döndürdüklerine inanıyor ve herşeyin kendi yaptıkları şekilde olmasını istiyorlar. Oysa bu proje sayesinde iletişim kurduğumuz Amerikalılar kendi kültürel eksikliklerini net bir şekilde söyleyip kabul edebiliyorlardı. Örneğin; hepsinin genel bir fikirde buluştuğu uyuşturucu ve alkolün Amerika’daki kullanım rahatlığıydı. Bu nedenle de çözülemez bir sorun olarak her geçen gün biraz daha büyümesi. Bir enteresan konu ise genelde hepsinin “Kişisel” adlı başlık altında içki ve uyuşturucu konusunu seçip bunun hakkındaki bilgilerini aktarması oldu. Ben buradaki arkadaşlarımla konuştuğumda genelde herkesin başka başlıklar seçip bu konuyla ilgilenmediğini gözledim. Oysa onların hepsi bu problem nasıl önlenebilir veya bunun kaynağı nedir gibi soruların cevabını çözmekle ilgili yazılar gönderdi. Kimisi bu problemin kural ve cezalarla önlenebileceğini söylerken, çoğu bilinçlendirmenin daha önemli olduğunu belirtiyordu. Ama aralarındaki genel kanı bu problemin Amerika’nın kültüründe olmasıydı.

Bu proje yararlı mıydı sorusuna ise verilecek tek cevap kesinlikle “Evet”. Esasında bu projeden bizlerin daha fazla öğrendiği kanısındayım. Çünkü biz onlara sadece Türk kültürünü iletirken onlardan birçok farklı kültür öğrendik. Ben bu proje esnasında Kanadalı, Amerikalı, Hindistanlı, İtalyan ve Fransız’ın kültürleri hakkında bilgi edindim. Özellikle üniversite eğitimi sırasında dünyanın birçok ülkesinden gelmiş olan öğrencilerle beraber olmaları da diğer kültürleri tanımalarını kolaylaştırıyor.

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)