Kaderi Belirlemek: Seçme ve Yerleştirme Süreci


Hangi pencereden bakarsanız o pencereye hak verirsiniz. Şirket penceresinden bakıldığında, Seçme Yerleştirme öncelikle aşağıdaki aşamalardan meydana gelir:

1. İş Analizi; Hangi departmana, ne kadar kişi alınması gerekiyor, ihtiyaçların belirlenmesi, boş kalan pozisyonların değerlendirilmesi

2. İş Tanımı: İşin sorumlulukları, görevlerin tanımlanması…

3. Aday Özellikleri: İşi yapması beklenen kişinin nasıl özelliklere, hangi bilgi ve becerilere sahip olması gerektiği,

4. İş İlanı: Nerelere ilan verileceği (ayrılan bütçeye göre, gazetelerin İnsan Kaynakları eki, internetteki kariyer siteleri vb…)

5. Listeleme: Ön görüşme veya mülakata çağırılacakların listesi.

6. Görüşme ve Seçme: Doğru kişiyi bulmak. (Bazen yardımcı olarak psikolojik testler veya kişilik testleri kullanılabilir)

7. Göreve Getirme: Şirket içi temel kuralları sınıflandırma ya da kitapçık haline dönüştürme… (Tuvaletler, yangın çıkışı, temel eğitimler gibi). Böylelikle adaylar göreve getirildiğinde direk işe konsantre olabilirler.

8. Değerlendirme ve Eğitim Planı: Performans değerlendirme analizi sonrasında kişi için gerekli eğitimlerin planlanması… Eğitim şirket içi olabilir (işi temel alan, işi yaparken öğrenilebilen ve daha az maliyetli) ya da şirket dışı olabilir (daha maliyetli, işi yaparken öğrenme imkanı olmayan, direk işi temel almayan, daha genel kapsamlı olabilir)

Genel olarak prosedür bu şekilde işler. Ancak burada atlanılmaması gereken bir nokta var: Bazı şirketlerin, öncelikle kendi bünyesinde yerleştirebileceği biri olup olmadığını anlamak için kendi özgeçmiş havuzuna göz atması… Şirket eğer bu havuzda uygun bir aday bulamazsa dışardan bir aday arayışına geçer. Peki bunların şirketlere getirdiği avantaj ve dezavantajlar nelerdir?

Şirket içi Seçme Yerleştirme’nin Avantajları:

• İşe alım süreci kesinlikle daha az maliyetli olur.
• Şirket içini iyi bilen bir kişiyi işe yerleştirme imkanı tanır.
• Aynı şirkette olduğu için görevin sorumluluklarını da bilir.
• Daha az çatışma demektir.

Şirket içi Seçme Yerleştirme’nin Dezavantajları:

• Taze kan eksikliği. (Şirket dışından biri, dışarıdan bir göz gibi şirketi daha net gözlemleyebilir ve şirkete tazelik, canlılık, yenilik getirebilir.)
• Boşluk yaratabilir. (Başka bir pozisyonu doldurmak için diğer pozisyon açıkta kalabilir.)
• Çalışanlar arası çatışma yaratabilir. (iş arkadaşının bir anda patronun konumuna gelmesi gibi…)

Dışardan hizmet almanın aslında tek farkı daha maliyetli olmasıdır. Bir de taze kan sağlar. Şirkete yeni gelen biri yenilikleri de beraberinde getirebilir. Ama bu her zaman mümkün değildir tabii ki. Kimi zaman o kişiyi tanımak, işe adapte olmasını beklemek zaman alabilir. Tercih sizin: İster şirket içi, ister şirket dışı Seçme Yerleştirme yapın her ikisinde de birilerinin kaderlerini değiştirirsiniz.

Aday penceresinde durum biraz daha farklıdır. Öncelikle kaderini kendi belirler. Nasıl mı? Şirket içiyse, şirkette performansınızla öne çıkması gerekebilir. Şirket dışından bir adaysa, özgeçmişin öngörüşmeye çağrılmasını sağlayacak şekilde hazırlanması gerekir. Çünkü o iş için yeterlilikleri uygun bile olsa, eğer bunları ön plana çıkartacak özgeçmişi hazırlayamazsa, daha görüşmeye çağrılmadan elenenler arasında yer alınabilir. Peki ya burada kaderi belirlemek kimin elindedir? Adayın mı yoksa adayı eleyenin mi? Yoksa hazırlanan özgeçmişin mi?

Gülçin Birben
Kaynak: https://www.longroad.ac.uk

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)