İşyerinde kötü bir gün mü geçiriyorsunuz?

Kolayca uygulanabilecek, etkili çözümlerle iş gününüzün sizin ve birlikte çalıştığınız kişiler için bir tatmin kaynağı olmasını ister miydiniz? Peki bu çözüm yollarının 101 tane olması işinizi kolaylaştırır mıydı?

Yanıtınızın “evet” olduğunu duyar gibiyiz. Bu “evet”e kulak veren kişilerden biri de yazar ve eğitmen Stephanie Goddard Davidson… Bu konularda kendisinden ek kaynak isteyen çalıştay katılımcılarının “kalın kalın” kitapları okuyacak zaman ve enerjileri olmadığını fark eden Davidson, çareyi pratik bir çalışma hazırlayarak bulmuş. Sonuçta ortaya; Fortune 100 şirketleri tarafından da inanılmaz başarıyla uygulanan teknikler; verimlilik artırmanın, stresi azaltmanın ve işyerinde mutluluğu bulmanın 101 yolu çıkmış… Goddard ile kitabının ayrıntılarını ve işte mutlu olmanın önemini konuştuk.

HRdergi: Öncelikle “101 Ways to Have a Great Day at Work”ün temel dayanak noktası hakkında bilgi verir misiniz?

Stephanie Goddard DAVIDSON:
Düzenlediğim çalıştayların katılımcılarına önerdiğim tamamlayıcı kitapların asla okunmadığını fark edince kafamda bir fikir belirdi. Benden ek bilgiler isteyen pek çok kişi kişisel beceri/işyerinde iletişim gibi konularda kocaman bir kitap okumak için zamana ve arzuya sahip olmadıklarını itiraf ediyordu bir süre sonra…

Böylece, her bir sayfada başkalarıyla daha iyi çalışmak, zaman yönetimi, denetimsel beceriler gibi konularda kısa yönlendirici metinlerin bulunduğu ufak bir kitabın günümüzün çalışanları için 200 sayfalık metinlerle dolu bir kaynaktan daha kolay sindirilebilir olduğuna karar verdim.

KİTAPTAKİ BAZI ÖNERİLER…

#18 Bir kerede birini alın.
Bugün, aynı anda sadece tek şey yapmaya konsantre olun. Çapraz görevleri bir yana bırakın. Normalde bir kerede birden fazla şey yaptığınız günlerle kıyasladığınızda, aynı işi tek başına yapmanın ne kadar az zaman aldığını fark edin.

#34 Gülümseyin.
İşteyken gülümsüyor musunuz? Eğer yanıtınız hayırsa, ciddi görünmekle profesyonelliği karıştırıyor olabilirsiniz. Gerçek şu ki; gülümsememek sizi sadece mutsuz gösterir.

#41 On dakika
Bir dahaki sefere bir görev ya da projeye başlarken, kendinize bu iş üzerinde sadece on dakika çalışacağınızı söyleyin. Büyük olasılıkla bir kez başladığınızda kopamayacaksınız ama on dakika sonra devam ederseniz, çok daha fazlasını başarmış olacaksınız.

HRdergi: Günümüzde iş hayatı zamanımızın büyük bölümünü oluşturuyor. Sizce neden işte mükemmel bir gün geçirmek bu kadar zor?

S.G.DAVIDSON:
Artık sadece eve ekmek getirmek için çalışmıyoruz. Artık işimizin de, tıpkı kişisel yaşamımız gibi bir anlamı olması gerekiyor. Eğer doğuştan sahip olduğumuz yetenekler ve armağanlar işimizde kullanılamıyorsa ya da hevesimiz kırılıyorsa, kendimizin de bir parçası bir yana itiliyor ya da görmezden geliniyor demektir. İş yaşamımızın üçte birini tükettiği için (geri kalan üçte birlik bölümü uykuda geçiriyoruz) işimize olan bağlılığımız ve ona yönelik katkılarımız kim olduğumuzu ve nelere değer verdiğimizi ifade eder hale geldi.

HRdergi: Kitabınızda önerdiğiniz teknikleri kısaca anlatır mısınız?

S.G. DAVIDSON: Genel olarak baktığımızda, önerdiğim teknik ya da beceriler kişileri kendi yetenek ve armağanlarının farkında olmaya yöneltmenin farklı yollarını oluşturuyor. Bunlar bizi heyecanlandıran ve kolaylıkla yaptığımız şeyler… Bu becerileri, diğerlerinden daha iyi hale gelmek için kullanmalıyız. Tevazu, öğrenme, merhamet, empati… Bu ve bunun gibi özellikleri dayanak haline getirmek; arabamızın ya da diploma derecemizin önemli olmadığını anlamamızı sağlar. Önemli olan işimizin bizi parasal olarak desteklemesi; ama aynı zamanda bizi ve etrafımızdakileri esinlendirmesidir.

HRdergi: Kitabınızda önerdiğiniz tekniklerin Fortune 100 şirketleri de dahil olmak üzere pek çok kuruluşta inanılmaz başarı yarattığını biliyoruz. Bizimle bazı örnekleri paylaşır mısınız?

S.G. DAVIDSON:
Başarılı organizasyonlar, “gerçek olmanın” gidilebilecek tek yön olduğunu anlayanlardır… İki örnek üzerinden gidelim: Satış danışmanının çivilerin nerede olduğunu göstermek için benimle birlikte raflara kadar yürüdüğünü, o arada da sohbet ettiğini düşünelim önce. Ardından da hem cep telefonuyla konuşup, hem de rafların olduğu geçidi işaret eden bir satıcıyı düşünelim. Verimlilik ve gerçek müşteri hizmeti arasındaki ince fark budur işte. Bu tür küçük incelikler benzer sebeplerle başarılı olan her insanda görülür: Başarılı tüketiciler büyük olasılıkla diğerleriyle nasıl bağlantı kurmaları gerektiğini de biliyordur.

Bu nedenle günümüzün tüketicileri; nazik, eğlenceli, işinden keyif alan ve işiyle ilgili bir amacı olan bilgili kişiler ile bir arada olmak istiyor. Eğer satın aldığım ürünleri paketlemek seni sinirlendiriyorsa ve bu bulabildiğinden tek işse, hayatını bu şekilde kazanmak zorunda olmaktan duyduğun mutsuzluğu kaba bir beden dili, ses tonun ve hatta kayıtsızlığınla bana hissettiriyorsan; benim başka seçeneklerim olduğunu unutuyorsun… Gıda, cep telefonu ya da giysiler için sana bağımlı değilim.

İnsani ihtiyaçlarımı karşılayamıyorsan, paramı başka yerlerde harcayabilirim. Paramı, işin paradan daha fazlası olduğunu bilen kişilerin çalıştığı bir yerde harcarım. Yaşamımızın en önemli işi diğer kişilerin yaşamını kolaylaştırmaktır. Bu ister diploma alabilmemi sağlamak için bana psikolojinin temellerini öğretmek olsun, ister mezuniyet törenim için üzerimde duracak en güzel giysiyi seçmeye yardım etmek; hayatımı güzelleştirebilirsin.

HRdergi: Bu konuda İK profesyonellerine yönelik önerileriniz var mı? Onlar daha iyi bir iş ortamı yaratabilmek için hangi öneri ve teknikleri kullanabilir?

S.G. DAVIDSON:
İK profesyonelleri artık benzersiz bir rol oynadıklarını biliyor. Artık personelci olmayan İK gerçek bir güce dönüştü. İnsanlar makineler ile yer değiştiremez. Çalışanlar tarafından açılan davalar, şirket sonuçlarını etkiler. Peki, bu davaların özünde ne yatar?: Bana nasıl davrandınız? Bana yasanın asgari standartları uyarınca muamele ettiniz mi? Benimle terbiye, motivasyon ve güvenin en yüksek seviyesini koruyarak mı ilgilendiniz?

İşe katkı, ödüllendirme, dürüstlük, motivasyon gibi gri alanların tümü artık İK profesyonellerinin yönetmesi gereken ölçülebilir sonuçlar haline geldi. Biraz yasal deneyim, epeyce insan ilişkisi becerisi ve herhangi bir organizasyonda işgücü için sosyal çalışanlara sahipsiniz. İK hem polis hem de gönüllü hastabakıcı gibi davranarak organizasyondaki çalışanlar, müşteriler ve tedarikçiler arasındaki her bir yapı parçasına nüfuz edebilir.

MESAJI HEP AYNI:
“ARZU VE YETENEKLERE UYGUN KARİYER SEÇİN”

• Davidson’ın İnsan Kaynakları alanında yirmi yılı aşkın deneyimi var. Ücretlendirme, bordrolama, işe alım, çalışan ilişkileri ve eğitim; çalıştığı pozisyonlar arasında yer alıyor.

• Üzerinde sayısız makale yayınladığı işyerinde iletişim konusunda radyo programlarına konuk olarak katılıyor. Tüm bu kanallarda; kişilerin arzularına ve yeteneklerine uygun kariyer seçmelerinin önemini vurguluyor.

• Covey’nin “Seven Habits of Highly Effective People”, Ridge’in “People Skills for Managers and Individual Contributors”, Myers-Briggs Kişilik Envanteri, Duygusal Zeka Değerlendirmesi ve Eğitimi, FranklinCovey’nin Proje Yönetimi’nin yetkili eğitmenlerindendir. Ayrıca American Management Association’ın eğitmenidir.

• Davidson şimdilerde yaşadığı şehrin polis departmanı tarafından kriz müzakeresi ekip üyesi (rehine müzakeresi) olarak eğitiliyor.


Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)