Genetik Mühendisliği
Genetik mühendisliği ile ilgili sorularımızın yanıtını uzman Dr. Sertaç Kip Ülgen’den aldık. Sertaç Kip Ülgen, 1979’da Robert Kolej’den mezun olduktan sonra ABD’de başladığı tıp eğitimini 1986’da Çapa Tıp Fakültesi’nde tamamlamış. Öğrenciliği sırasında New York Colombia Üniversitesi’nde İnsan Genom Projesi’ni araştıran bazı uzmanların yanında dört ay staj yaptıktan sonra, mecburi hizmetini Diyarbakır’da yapan Ülgen, uzmanlık sınavında Biyokimya’yı kazanmış ve uzmanlığı sırasında kısa sürelerle ABD’de genetik laboratuvarlarında çalışmış. Ülgen’in Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalında yaptığı tıbbi biyoloji ve Genetik doktora çalışması bu yıl sona ermiş.
Genetik bilimi neyle ilgileniyor?
Genetik bilimi canlıların kalıtım materyeli olan DNA, RNA ve onların ürünleriyle ilgileniyor. Bu bağlamda mutidisipliner bir anlayışla viroloji, mikrobiyoloji, pataloji, immünoloji, moleküler biyoloji, çeşitli klinik dallarla işbirliği içinde hastalıkların gen düzeyinde tanı ve tedavisine olanak sağlayan, insana ek olarak diğer canlıların da oluşum ve gelişimlerine ışık tutan çalışmalar yürütüyor.
Genetik Mühendisliği konusunda Türkiye’nin koşullarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Devlet desteğinin yetersiz olması nedeniyle sarf malzemesi ve cihaz alımında güçlükler yaşanıyor. Ayrıca yeterli düzeyde yabancı dergi ve kitaba herzaman ulaşmak mümkün olmuyor. Tüm bunlara karşın dünyadaki gelişmeleri izlemeye çalışıyoruz. Türkiye’de yeni bir yöntem keşfetmiyoruz belki ama varolan yöntemleri kullanarak, dünyada güncel olan bir konuyu çalışmaya çaba sarfederek, hem ülkemiz için ilklere imza atmaya hem de dünya literatürüne ışık tutmaya çalışıyoruz.
Internet bilimadamlarının çalışmalarında ve koordinasyonunda büyük bir kolaylık sağlıyor mu?
Internet bilim adamlarının çalışmalarında geniş ufuklar açmış durumda. 1,5 – 2 yılda zorlu laboratuvar çalışmaları sonucu tanımlanmış bir genin, gen bankalarındaki dataların birleştirilmesiyle bilgisayar ekranı karşısında tanımlanabileceğine ilişkin örneklerin sayısı giderek artıyor. Laboratuvarları kapatalım, ekran karşısına geçelim diyemeyiz. Ama internetin faydalarını da gözardı etmek mümkün değil. İkisi el ele verdiğinde çalışmaların hızı ve kalitesi artacaktır. Böylelikle sarf malzeme ve iş gücü açısından ekonomik yararlar sağlanacaktır.
Mesleğinizin getirdiği zorluklar var mı?
Yaptığınız deneyler uzadığı zaman çalışma saatlerimiz sarkabiliyor. Bazen radyoaktif maddelerle çalışmak zorunda kalıyoruz. Kendimizin ve çevremizin sağlığı yönünden ek bir özen göstermemiz gerekiyor. Radyoaktif maddenin ömrü kısa ise deney yapmak için tatilinizi bile ertelemek zorunda kalabiliyorsunuz.
Bu alandaki en ileri bulgular ve bilim adamlarının varmak istediği noktalar neler?
İnsan Genom Projesi, insan vücudunu oluşturan ve çalıştıran tüm genlerin tanımlanmasını amaçlıyor. Bu araştırmayı diğerlerinden farklı kılan nokta çalışmalarınızın sonuçlarını internete girerek, temelde belli merkezlerde yürütülmekte olan bu çalışmaya dünyanın dört bir yanından katılabiliyor olmanız. Kollektif bir çalışmanın ürünü olarak çıkartılacak insan genomunun haritasının 2000 yılında tamamlanması bekleniyor.
Bu adeta dev bir puzzle ve oluşacak bütün, herkes tarafından büyük bir merakla bekleniyor. Araştırmanın bir diğer boyutu da genetik harita çıktıkça genetik bozuklukların coğrafi dağılımının ortaya çıkması. Örneğin, meme kanserindeki bulgular Alman ve Danimarkalı hastalarda, İngiliz ve İtalyanlardan farklı. Böylece İngiliz hastada başarılı olan gen tedavisinin Alman hastada neden başarısız olduğu ortaya konabilecek. Bu araştırma, insanlığa ışık tutacak bilimsel katkısının dışında bazı kurumlara maddi kazançlar da sağlayacak. Örneğin, ilaç firmaları 1000 kadar farklı genin patentini almayı bekliyor. Ayrıca elde edilen bilgiler ışığında farmasotik sektör, rekombinant DNA ileri teknolojisini kullanarak çeşitli ilaçlar da üretmek üzere kolları sıvamış durumda. Araştırmanın para kazandıracak bir diğer yönü ise, elde edilen sonuçların tanı amaçlı genetik testler olarak kullanılabilmesi. Gen düzeyinde yapılacak bazı testler sayesinde birçok genetik hastalığın tanısı mümkün olacak. Bazı kanserlerde söz konusu olan ailesel yatkınlık belirlenebilecek. İnsan Genom Projesi sayesinde bozuk veya eksik olan bir genin kişiye verilmesi ilkesine dayalı gen tedavisi daha fazla hastalıkta denenme fırsatı bulacak.
İnsan genlerine yapılan müdahale kötü amaçlarla kullanılabilir mi?
2000 yılında İnsan Genom Projesi ile elde edilecek bilgiler doğacak çocuğun cinsiyetini, zekasını veya göz rengini keyfi olarak belirlemek gibi doğanın dengesini bozacak kötü amaçlı müdahalelere henüz imkan vermeyecektir. Bunların gerçekleşmesi ancak daha ileri düzeyde çalışmaların yapılması ile mümkün olabilir. Şu an için bu tür kötü kullanımları engellemek üzere bu tür çalışmaların yürütüldüğü ülkelerde, ciddi denetleme mekanizmaları mevcut ve çalışmalar etik kurul onayı olmadan gerçekleştirilemiyor.
İleriye dönük hedefleriniz neler? Çalışmalarınıza yurtdışında devam etmeyi tercih eder miydiniz?
Bundan sonra Marmara Üniversitesi Gastroentereloji Enstitüsü’nde çalışmalarıma devam edeceğim. Orada mide ve bağırsak sistemi hastalıkları üzerinde moleküler biyolojik düzeyde çalışmalar yapmayı hedefliyoruz. Ayrıca hepatit virüsleri ile çalışmalarımıza devam edeceğiz. Yeniliklere ayak uydurmak bilgi yönünden tazelenmek amacıyla yurtdışında kongre ve benzeri toplantılara katılmayı veya laboratuvar çalışmaları yapmayı, ardından da bu öğrenilenleri Türkiye’de uygulamayı bu alanda çalışan herkes gibi ben de arzu ediyorum. İdealim gen tedavisi ile ilgili çalışmalar yapmak. Ülke koşulları çerçevesinde böyle bir çalışma şu an için hayal gibi görünse de yürütülen moleküler genetik çalışmalarına yakın bir gelecekte gen tedavisinin de ekleneceğine inanıyorum.
Hazırlayan: Merve BAYER