Evlilik Birliğinde Mal Rejimleri ve Evlilik Sözleşmesi


Eşler arasındaki Ekonomik ilişkileri düzenleyen bazı hükümlere Medeni Kanunun 170 240. maddeleri arasında yer verilmiştir. Ancak bu düzenleme yapılırken kaynak İsviçre Medeni Kanunu düzenlemesine sadık kalınmamıştır. İsviçre de kabul edilen usül mal birliğidir. Ancak,Türk Kanun koyucusu düzenleme yaparken gelenek ve toplum yaşantısını gözönünde tutarak Mal Ayrılığı prensibini benimsemiştir. Bu güne kadarki uygulamalar göstermektedir ki, bu durum kadının aleyhine işlemektedir. Çünkü, çeşitli sebeplerle evlilik içi taşınır ve taşınmaz kazanımları kadının katkısı daha fazla olsa dahi erkeğin adına tescil edilmektedir. Ayrılık durumunda ise kadın üzerinde hiçbirşey olmadığı için mağdur olmaktadır.

Medeni Kanunumuz Evlilik Birliği içinde üç sistem benimsemiştir. Bunlar Mal Ayrılığı, Mal Birliği ve Mal Ortaklığı rejimleridir. Karı koca herbiri bir bütün teşkil eden bu üç rejimden dilediklerini seçebilirler; eğer özel bir seçim yapmamışlar, hangi rejime tabi olacaklarını kararlaştırmamışlarsa, o takdirde aralarında mal ayrılığı usülü yürür. Bundan dolayı mal ayrılığı usülüne “Kanuni Usül” denir. Zira özel bir seçim yapmayan eşler arasında kendiliğinden kanun gereği uygulanacak olan mal ayrılığıdır. Mal birliği veya mal ortaklığı ise sözleşmesel usüldür. Yani eşler aralarında yapacakları bir evlilik sözleşmesi ile bu rejimlerden birini seçebilirler.

MAL REJİMLERİ

A) MAL AYRILIĞI

Kanuni usül olan mal ayrılığında eşlerden herbiri kendi mallarının mülkiyet ve idare hakkını kendilerinde tutarlar. Karı kocadan her birinin, gerek mallarından elde edilen gelir, gerekse çalışarak elde ettiği kazanç, yine kendisine ait olur. Medeni Kanuna göre koca, mal rejimi ne olursa olsun karısına ve çocuklarına bakmakla yükümlüdür. Bununla beraber yine bütün mal rejimlerinde koca bu görevini yerine getirirken kadının mali kaynaklarından da faydalanır. Mal Birliği ve Mal Ortaklığı rejimlerinde bu faydalanma kolaydır, zira bu rejimlerde karı koca mallarının idaresi kocaya aittir. Mal ayrılığında ise, eşlerden herbirinin kendi gelir ve kazancı yine kendi eline geçtiği için koca karısından ev masraflarına katılmasını isteyebilir. Bu rejime göre koca evlenmeden evvelki veya sonraki şahsi borçlardan yine kendisi sorumludur. Kocanın evlenmeden sonraki borçları, evlilik birliğinin gereksinimleri ile ilgili olsa bile durum budur. Hatta, koca evlilik birliğinin ihtiyaçları için yalnız kendisi tarafından değil evlilik birliğinin devamlı gereksinimleri için karısı tarafından yapılan borçlardan dolayı da sorumludur.

B) MAL BiRLİĞİ

Yukarıda belirttiğimiz gibi karı koca Evlilik Sözleşmesi yaparak Mal Birliği usülünü kabul edebilirler. Bu usülün özelliği; evlilik sözleşmesinde birliğe dahil olmayacakları açıklananlar ayrı olmak üzere, evlenme zamanında eşlerden herbirinin sahip oldukları mallar ile evlilik sırasında elde ettikleri bütün herşey birliğe dahil olur. Bu usül İsviçre’de kanuni rejimdir. Bizde bu usül evlilik sözleşmesi ile kararlaştırılabilir: Bu rejimde birliğe girecek mallar eşlerin sadece evliliğin devamı sırasında edindikleri mallardan ibaret olmaz, evlenme sırasında her birinin daha önceden sahip olduğu mallarda birlik mallarından olabilir. Bu mallarla birlikte evlilik birliği devam ederken karı ve kocanın mallarından elde edilen semere (gelir) ve kazançları, kocanın ve kadının kazançları evlilik birliğine dahil olmaktadır. Birliğe giren malları idare yetkisini kanun kocaya vermiştir. Mal birliği usülünün kocaya sağladığı olanakları kadın bakımından dengeleyebilmek amacıyla kadına iki yetki vermektedir.

1) Kadın şahsi mallarının (Sözleşme anında şahsi mallar tek tek belirlenebilir veya miras yolu ile intikal edenler doğrudan şahsi mal sayılır) ne halde bulunduğu hakkında kocasından her zaman bilgi ve açıklama isteyebilir. Koca istenen bilgiyi vermekle yükümlüdür.

2) Kadın şahsi malları için kocasından her zaman teminat isteyebilir. Bu durumda koca kendi şahsi malvarlığına giren kıymetlerden teminat vermek zorundadır. Kocanın iflası ve mallarının haczedilmesinden kadının şahsi malları hiçbir şekilde etkilenmez, zira bu mallar üzerinde kadının mülkiyet hakkı vardır. Bundan dolayı haciz veya iflas halinde, kadın şahsi mallarının aynen malik sıfatı ile geri almak hakkına sahiptir.

C) MAL ORTAKLIĞI

Mal ortaklığına dair olan evlilik sözleşmesinde karı kocanın bütün malları ve gelirleri ortaklık rejimine tabi olur. Bu rejimde karı koca mal ortaklığına dahil mallara ve gelirlerine iştirak halinde (Elbirliği Ortaklığı) malik olup hiçbiri kendi payı adına bağımsız tasarruf edemez. Tam anlamı ile birlik olma noktasında bir adım daha ileri gidilmiştir. Ancak taraflar bazı mal varlıklarını mal ortaklığı rejimi içine sokmayabilirler. Ortaklık mallarını oluşturan karı ve kocanın şahsen getirdikleri malları üzerinde onların artık kişisel mülkiyet hakları kaybolur. Bu mallar üzerinde iştirak halinde mülkiyet ilişkisi doğar. Bu rejim türünde de ortaklığa giren malların idaresi kocaya aittir. Mal birliğinden farklı olarak kocanın burada ortaklık mallarının yönetiminden dolayı sorumluluğu da yoktur. Koca karısına bilgi ve teminat vermeye de mecbur değildir. Ortaklık mallarının gelir ve semereleri kocaya değil, ortaklığa aittir. Evlilik birliği içindeki önemli tasarruflar ortaklaşa veya diğerinin rıza ve onayı ile yapılabilir. Evlilik birliğinin borçlarından ötürü icrai kovuşturma eşlerden herhangi birine karşı yapılabilir.

EVLiLiK SÖZLEŞMESİ

Eşler kanuni usül olan mal ayrılığı yerine, mal birliği veya mal ortaklığı usüllerinden birine bağlı olmak isterse bir Evlilik Sözleşmesi yapmalıdırlar. Bu sözleşme Evlenme Aktinden (Evlenme Merasiminden) önce veya sonra yapılabilir. Evlilik sözleşmesinin evlenme aktinden bir süre sonra yapılması, kanuni rejim olan mal ayrılığı usulünden, malbirliği veya mal ortaklığı usülüne geçişi ifade eder. Evlenmeden önceki sözleşmenin noter tarafından resmi şekilde düzenlenmesi yeterlidir. Evlenme akti yapıldıktan sonra, yani evliliğin devamı sırasında yapılacak evlilik sözleşmeleri için noterin resmi bir senet düzenlemesi yetmez. Ayrıca yargıcın onayına gerek vardır. Bu hüküm zayıf olan tarafı korumak için konulmuştur ve ilgili yargıç “Sulh Yargıcı”dır. Yapılan evlenme sözleşmesi, eşlerle onların mirasçıları hakkında derhal hüküm ifade eder. Fakat üçüncü şahıslara karşı hüküm ifade edebilmesi için bu sözleşmenin tescil ve ilanı gerekmektedir. Kanun iyi niyetli üçüncü şahısların karı koca arasındaki mal rejimine ait özelliklerden zarar görmemeleri için noterler tarafından bir mal rejimi sicilinin tutulmasını öngörüyor. Tescil bu sicile yapılarak ilan noterler tarafından yapılmaktadır.

SONUÇ

Tarafların emek ve katkıları evlilik birliği içinde harman olmuştur. Bu yönden bakıldığında Evlillik Sözleşmesi yaparak Mal Birliği ve Mal Ortaklığı rejimlerini seçmek günümüz şartlarına daha uygun düşmektedir. Özellikle Mal Ortaklığı Rejimi sevinçte ve tasada bir olması gereken eşleri malvarlığı konusunda da bir hale getirmektedir. Tarafların tüm kazanımları bu birliğe dahil olmaktadır. Ayrıca taraflar şahsen üzerlerinde kalmasını istedikleri malları sözleşmede belirterek, şahsi malvarlığını yitirmeden malbirliği veya mal ortaklığı sağlanabilmektedir. Böylece taraflar ekonomik bir kaygı içine girmeden evlilik ilişkisini sürdürebilmektedir.

Tarafların geleceği düşünerek, dikkatlice yapacakları bir Evlilik Sözleşmesi sayısız faydalar getirecektir. Taraflar yukarıda belirtilen rejimlerden birini seçmek şartı ile özgür iradeleri ile istedikleri hükümleri koyarak ve ayrıntıları belirleyerek serbest bir sözleşme yapabilirler.

Av.Egemen Gürsel ANKARALI

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)