Ev Hizmetlerinde Çalışanlar ve İş Kanunu


Human Resources'daki ilk yazım, dergi okuyucularını epeyce ilgilendiren, ancak üstünde hiç durulmayan bir konuda olacak.

Çoğumuz ev hizmetlerinde çeşitli şekillerde eleman çalıştırıyoruz.

Zaman zaman, hastalanan ya da bakıma muhtaç anne baba eş ve çocuklar için evimizde devamlı kalmak üzere anlaşmalar yaparak belli bir ücret karşılığı kişiler çalıştırmaktayız.
Bu çalıştırma, günün belli saatlerinde olabileceği gibi, evde yatılı kalmak suretiyle devamlı veya yalnız insanlar için bakıcı olarak sürekli ikamet şeklinde gerçekleşmektedir.

Hizmet veren kişi ve ailesi ile bakıma muhtaç kişi arasında oturma nedeniyle bir kira sözleşmesi ilişkisi var mıdır? (Bunu daha sonraki yazılarımda inceleyeceğiz.)

Her iki taraf arasında hizmet akdi var mıdır? İlk bakışta hizmet akdi ilişkisi varmış gibi gözüken ilişkide, yapılan bir iş (bakım işi), işe karşılık ücret söz konusudur. Böyle olunca hizmet akdine bağlı karşılıklı hak ve borçlar doğacağı şüphesizdir.

Bu ilişki sona erince kıdem ile ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücret ve yıllık ücret alacağı, yıllık ücretli izin hakkı vs. gibi hizmet akdine bağlı hak ve borçların varlığından bahsedebilir miyiz?

Bu ilişki bize göre: İş Kanunu 5. madde 4. bendi hükmüne giren bir istisnadır, ancak buna çok kolaylıkla evet diyebilmek de mümkün olmamakta, bazı mahkemeler bu ilişkiyi hizmet akdi olarak kabul edebilmektedir.

Mesleğim gereği başımdan geçen bir dava konusunu ve dava sonucu alınan kararı sizlere örnek olay olarak aktarmak istiyorum:

"İstanbul Kadıköy'deki dairesinde eşinin ölümünden sonra yalnız yaşayan babalarına, geçirdiği kısmi felç sonucu yardımcı olabilmesi için bakıcı arayan iki kardeş sonuçta bir bakıcı bulurlar.

Kendisi ile;
• Babalarının evinde, eş ve çocukları ile birlikte oturmak.
• Müşterek yemek içmek.
• Babalarına bakmak, ev işlerini yapmak.

Bunlara karşılık, ayrıca her ay belli bir ücret vermek suretiyle anlaşma yaparlar.

İki sene sonra, bakılan baba vefat eder, babalarına bakan kişi, yargıya başvurarak kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin karşılığı ücreti ve fazla mesai ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarını talep eder.

Mahkeme, hizmet akdinin varlığını kabul ederek dava sonucu; vefat eden babanın çocuklarının yukarıda yazılı tazminatları ödemesi gerektiği şeklinde karar verir.
Bu karar, Yargıtay 9.HD'nin 1993/10618 E. ve 1993/19355 K. sayılı ve 27.12.1993 tarihli kararı ile bozulur ve yerel mahkemede bu karara uymak suretiyle, yukarıdaki görüşümüze uygun olarak, bu tür çalışmanın, İş Kanunu 5.maddesi istisnaları içinde olduğu hususunu kesin hüküm haline getirmiş bulunmaktadır.

Avukat ERTÜRK ERAS
İş Hukuku ve Endüstriyel İlişkiler Danışmanı


Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)