Etkili İnsanların Yedi Alışkanlığı Nedir?
Bir kuruluşun mükemmelliğini ele aldığımızda, bu kuruluşun mükemmelliğine neden olan faktörleri incelememiz gerekir. Genelde kuruluşların mükemmel olabilmesinin en önemli öğelerinden bir tanesinin o kuruluşun çalışanları, yarardaş ları ve liderlik takımı olduğunu görüyoruz.
Bir kuruluşun mükemmelliği ise ancak insanlarının mükemmelliği ile gerçekleşebilir. Hangi modele bakarsanız bakın ki; şu an Türkiye’de en yaygın olan Avrupa Mükemmellik Modeli’nin benzeri olan KalDer Mükemmellik Modeli’dir, insan unsuru bütün içinde % 60’ dan fazlasını oluşturur.
İkinci olarak; bir kuruluşun mükemmel olması ancak yukarıdan aşağıya bir uygulamanın olmasıyla mümkün olur. Ancak burada bir hiyerarşik organizasyonu, bir emir komuta zinci rini kasdetmiyoruz. Böyle bir programın, zihniyetin ve kültürün oluşmasında ilk unsur üst yapıdır. Liderlik takımı dediğimiz yapı bu kavrama inanmışsa, taahhüt etmişse, sahiplenmişse ve bunu sadece söylemde kalmayıp, eylemde de gerçekleştiriyorsa, o zaman bu bütün kuruluşa yansır. Dolayısıyla liderler mükemmelliğin itici gücü olmak suretiyle tüm çalışanlar, yarardaş lar, müşteriler bunu gerçekleştirebilirler.
Olaya bu şekilde yaklaştığımızda madem bir kuruluş mükemmel olacak ve onun mükemmel olması için çalışanlarının mükemmelliğe yaklaşmış olmaları gerekir diyoruz, o zaman öncelikle insanı ele almamız gerekiyor. İnsanı ele alma olayını çeşitli şekillerde gerçekleştirmemiz mümkündür. Bir şekli insanı gelişigüzel ele almaktır. Ancak gelişigüzel ele alırsanız gelişigü zel sonuçlar elde edersiniz. Birde sistematik şekilde ele almak mümkündür. Sistematik şekilde ele aldığımızda ve dünden bugüne doğru geldiğimizde çok başarılı ve etkili insanların yetişmiş olduğunu ve onların bir takım ortak özellikleri olduğunu görüyoruz. Bunların ortak özellikle rini gruplandırdığınız zaman doğal gruplanmalar 7 bölümden oluşuyor. Bu 7 bölümden oluş ma, ortaya 7 alışkanlık kavramını çıkarıyor. Bu 7 bölüm ise Proaktif Ol, Sonunu Düşünerek İşe Başla, Önemli İşlere Öncelik Ver, Kazan Kazan’ı Hedefle, Önce Anlamaya Çalış Sonra Anlaşılmaya, Sinerji Yarat ve Baltayı Bile kavramlarından oluşuyor.
“Özel Zafer ve Genel Zafer” kavramları Etkili İnsanın Yedi Alışkanlığı’nın temelini oluşturuyor. Bu konu hakkında bilgi verir misiniz?
İnsan denilen varlığı önce kendi başına, bir de bağlamda ele alabiliriz. Aslında her insan bir şekilde bağlı doğar. Fakat insanoğlu öyle bir varlık ki hep bağımsızlığa doğru koşmak istiyor. Yani bağımlılıkdaki “sen” merkezlilikten, bağımsızlıkdaki “ben” merkezliliğe geçmeye çalışı yor. Bu insanın tabiatında varolan bir kavramdır. Bağımsızlığa ulaşabilmek için bir yöntem uyguladığınız ve bunun sonucunu elde ettiğiniz takdirde buna “Özel Zafer” diyoruz. Yani bu, kişi nin kendi üzerinde kazandığı zaferdir. Ancak kişi nin kendi üzerinde kazandığı zafer herzaman yeter li olmuyor. Kişi hiçbir zaman bağlamdan kopuk yaşa yamıyor. Bağlamdan kopuk yaşayamadığınız andan itibaren başkalarıyla ilişki içine girmiş oluyorsu nuz. Bu ilişkilerin düzenli olması ve içine girdiğiniz ilişkilerin kaliteli olması “Özel Zafer”in yanı sıra ilişkilerde de yaşadığınız bir “Genel Zafer”in kaza nılmasına sebep oluyor. Her ikisini de gerçekleş tirdiğiniz takdirde “sen” merkezlilikten çıkıp “ben” merkezliliğe geçmiştik, dolayısıyla “ben” merkezli likden de çıkıp, “biz” merkezliliğe geçmiş oluyoruz.
Etkili İnsanın Yedi Alışkan lığı’ndan biri olan “Proak tif İnsan”ın özelliklerin den bahsedebilir misi niz?
Proaktif olmak, Yedi Alışkanlık çerçevesi içinde bağımsız ola rak karar verebil mek, verilen karara da sonsuza kadar katlanmayı göze alıp, tüm sorumluluğu taşımak tır. Bunu bir karar vermek, bunun sonuçları na katlanmayı baştan ka bul etmek ve tüm sorumluluğu da üstlenmek şeklinde üçe bölebiliriz.
Etkili İnsanın Yedi Alışkanlığı’n da kişisel misyonu belirlemek önemli yer tutuyor. Bu noktada kişisel misyonun yararları nelerdir?
Her varlık dünyaya geliyor ve belirli bir süre sonra da dünyayı terkediyor. Bu proses içinde önemli olan, ne olursa olsun hayata bir anlam verebilmektir. Herkes yaşamının bir anlamı olsun ister. Ancak insanların yaşamlarına verdiği anlamı kendilerinden başka kimse veremez. Dolayısıyla bir insan ancak kendi kendine yaşamının anlamını belirleyebilir. Herkesin aklında yaşamlarının anla mıyla ilgili bir fikir vardır. Fakat bu fikir belirli bir ortamda yazılı olmadığı müddetçe odaklanmamış olarak, belirsiz bir halde kalır. Bu durum herkes için geçerli olmayabilir. Ancak genelde böyledir. Belirsizliğinin sebebi de üzerinde çalışılmamış olma sıdır. Õzerinde çalıştığınız takdirde misyon daha da hatırlanır hale gelir.
Bu noktada “belirlenen misyon hiç değişemez mi?” gibi bir soru aklımıza gelebilir. Tabii ki misyonumuz hayatımızdaki rollere, değişen şartlara, yaşa dığımız ilişkilere bağlı olarak değişebilir. Ancak burada önemli olan daima ilke ve değerlere bağlı kalmaktır.
Dolayısıyla misyonumuzu kaleme alırken hiçbir zaman değişmeyecekmiş gibi düşünüp, zaman içinde değiştir me çabası göstermek gerekir.
“Önemli İşlere Öncelik Ver” kavramı önemli işlere odaklanmamıza yardımcı olan altı aşamalı bir II. Kare sürecini içeriyor. Bu süreç hakkında bil gi alabilir miyiz?
Bugün yaşadığımız şartlarda insanların genellikle bir koşul lanması sözkonusu. Bu koşullanma, zama na karşı yarışmamızı gerektiriyor. Dolayısıyla zamana karşı yarış içinde yaptığımız işin önemli mi, değil mi olduğu kavramı ortaya çıkıyor. Öncelikle yaptığımız işlerin yaşam anlam belgemize göre önemli mi, değil mi olduğuna bakmamız lazım. II. Kare süreci dediğimiz, acil olmayıp önemli olan kavramlarımı zın tespitine yönelik bir yöntemdir. Bu noktada öncelikle acil olmayıp önemli olan işlerimizin tespitinin yapılması gereklidir. Aslında bunun için geliştirilmiş 6 aşamalı bir süreç ve bir araç (kağıt ya da bilgisayar gibi) içeren basit bir yöntem bu lunmaktadır. Bu altı aşamalı süreci kendinize uy guladıktan sonra yaşamınızdaki rollere ve hedef lere bakmanız gerekiyor. Bu rol ve hedefleri bir yıl içinde planlıyorsunuz. Ondan sonraki aşamada süreci bir haftaya indirgiyorsunuz. Daha sonraki hafta gerçekten önemli işlerinize öncelik verdiniz mi, yoksa tekrar zamana karşı yarışmaya mı başla dınız kavramına geri dönmeniz gerekiyor. Ondan sonra haftanın sonuna geldiğinizde 6 aşamayı uygulayıp, geçen hafta neler yaptım, neleri başar dım, neleri başaramadım, hangi engellerle karşı laştım, başaramadıklarımı neden başaramadım, hangi kararları verdim şeklinde bir analiz yapma nız gerekiyor. Dolayısıyla kişileri bu kolay yöntemi uygulamaları için alıştırmaya çalışıyoruz.
“Baltayı Bilemek” kavramının insanın kendi sini yenilemesi olduğunu söylüyorsunuz. “Balta yı Bilemek”in, iş hayatımızda kazanacağımız zaferlere katkısı nedir?
Baltayı Bilemek aslında Özel Zafer ve Genel Zafer kazanmaktan öte, Özel Zafer’i ve Genel Zafer’i sür dürmekle ilgilidir. Çünkü Özel Zafer ve Genel Zafer sadece bir defa için gerçekleşen bir olay değil dir. Herşeyden önce kendi sürdürebilirliğimizi or taya koymamız gerekmektedir. Kendi üzerimizde de sürekli bir geliştirme ve yenileme yapmamız lazımdır. Bu durumda da hangi alanlarda yenile neceğim, hangi alanlarda gelişeceğim diye bir kar maşa ortaya çıkabilir. Bu karmaşayı önlemek için bu kavramı dört alana bölüyoruz. Bu alanlar Fizik sel Alan, Zihinsel Alan, Ruhsal Alan ve Sosyal / Duygu sal Alan olarak tanımlanabilir.
Öncelikle insanların beden sağlıklarını düşünme leri gerekmektedir. Diğer bir kavram da insanların kendilerini değiştirmeleri isteği sonucunda zihinle rini geliştirmeye yönelmeleridir. Her insanın bakış açısı değişik olduğundan her kişi farklı şekillerde zihnini geliştirir. Ruhsal alanda ise insanların mis yonlarını geliştirecek faaliyetler yer alır. Spor yapmak, doğa yürüyüşlerine çıkmak, kitap okumak, sinemaya gitmek gibi. İlişki anlamında da insanla rın sosyal ve duygusal yaşamı önem taşır.
Tüm bunlardaki ortak nokta dengedir. İnsan dengeli yaşamalıdır. “Baltayı Bilemek” kavramında insanın dengeli yaşamasının önemi ve çözümleri sunulmaktadır.
Bir kuruluşun mükemmelliği ancak çalışanlarının mükemmelliği sayesinde olur. Dolayısıyla Etkili İnsanın Yedi Alışkanlığı kavramlarına göre davra nan kişilerin gerek kendi üzerlerinde kazandıkları zafer gerek ilişkilerinin düzenli ve kaliteli olması ile mükemmel bir duruma gelmeleri sonucunda ve bunu iş hayatına aksettirmeleriyle, iş hayatındaki ilişkilerin düzgün olması da çok rahat oluyor. Nite kim iş hayatında yer alan liderler yön bulurlar, herkesi bu yöne doğru yöndeşleştirirler, insanları yetkilendirir ve en önemlisi bir esin kaynağı ola rak davranırlar. Dolayısıyla kendisi kaliteli olan bir insan kaliteli yön bulur, kaliteli amaç belirler ve sonuçta bir ilham kaynağı olduğundan kendisin deki kaliteyi de kişilere ve işe yansıtmış olacaktır.
“Etkili İnsanın Yedi Alışkanlığı” eğitimini ne kadar süredir iş dünyasına uyguluyorsunuz? Eğitimi alan kişilerden aldığınız geribildi rimlerden bahsedebilir misiniz?
Bir yıldır bu eğitimi uyguluyorum. Ancak i.d.e.a. içinde daha önce pekçok arkadaşımız Etkili İnsa nın Yedi Alışkanlığı eğitimini uygulamışlardı. Aldığımız geribildirimler genelde olumlu yönde oldu. Eğitimi uyguladığımız şirketlerin büyük bir kısmı ile yeni birlikteliklerimiz oldu. Bireysel ola rak eğitime katılanların bir kısmı da daha sonra eşlerini de bu eğitime göndermek istediler.
Dünyaya baktığımız zaman Etkili İnsanın Yedi Alışkanlığı eğitiminin tüm dünya genelinde uygulanan bir eğitim olduğunu görüyoruz. A.B.D., Kanada, Meksika, Orta Amerika, Güney Ameri ka’nın yanısıra Afrika’da Nijerya ve Güney Afrika, Asya’da Çin, Kore, Japonya, Malezya, Endonezya, Türkiye’nin çevresinde Lübnan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve İsrail’de de Etkili İnsanın Yedi Alışkanlığı eğitimi değişik kül türler çerçevesinde yaygın bir şekilde uygulanmaktadır. Tüm bu ülkelerden alınan geribildirimler hep olumlu yöndedir.
Hazırlayan: Hande Patır