En değerli ürününüzün reklamını yapın: Kendinizin…


Başlarken…
Öncelikle hedef ve amaçlarınızı temel alarak vizyonunuzu tespit edin. Bunları başarmak için nasıl bir planınız var? Yazın! Böyle temel bir planınız olmadan hedeflerinizi nasıl hayata geçirebileceğinizi bilemez, doğru yolda ilerleyip ilerlemediğinizi değerlendiremezsiniz.

Güçlü yönlerinize odaklanın
Mevcut güçlü yönlerinizi bilin. Zayıf yönlerinizin baskın kalmasına izin vermeyin.

İşte bir örnek: Ünlü bir avukat olan Andrew, bir dava aldığında bunun içine öylesine dalıyordu ki uygulamalarını pazarlamaya anında son veriyordu. Bazı davalarının neticelenmesi altı ay kadar sürdüğü için, davaların bitiminde kendisini elinde hiçbir müşteri kalmamış durumda buluyordu. Bir süre sonra her hafta bir pazarlama planı ve stratejisi oluşturmaya karar verdi. On ay içinde işleri öylesine arttı ki, işe iki yeni avukat daha almak durumunda kaldı.

Pek çoğumuz gibi, Andrew’un zayıf yönleri güçlü yönleri içinde yer alıyordu: Elindeki işlere çok fazla odaklandığı için işini koruma ve büyütme yollarını ihmal ediyor; “ev ödevini” yaptığı halde başarısız oluyordu.

Kim?
Müşterilerinizi bilin. İdeal müşteriniz kim? Onların nereye olduğunu belirleyin ve oralara ulaşın. Bazı iş adamları, bunu yapmak için kendi alanları dışındaki profesyonel derneklere üye oluyor. kimileri ise spesifik tüketici tiplerine yönelik yayın organlarına üye oluyor.

Unutmayın, tanıştığınız herkes potansiyel bir müşteri özelliği taşımayabilir. Tanıştığınız herkese, müşterilerinize nasıl yardım ettiğinizi anlatın.

Algıda seçicilik
Kendinizi nasıl sunduğunuz, işinizin nasıl faaliyet gösterdiğini iletişime açar. Piyasanın sizi nasıl algıladığı, başarınız üzerinde çok etkilidir. Günümüzde giysilerinizden alışkanlıklarınıza, iş arkadaşlarına kadar pek çok yönden değerlendiriliyorsunuz.

Network, network, network…
Artık pazarlama konusundaki en önemli üç kelimeyi biliyorsunuz. Daha çok kişiyle tanışın. Basit biçimde bakarsak, network kurmak için iki ya da daha fazla kişinin bir arada olması yeterlidir. Zaman, sizin için en değerli varlıktır. Bu nedenle kiminle network kuracağınızı dikkatli seçin.

Fırsatlar herkesin karşısına çıkar. Bu fırsattan yararlananlar ise en iyi hazırlananlardır. Fırsatlardan yararlanabilmek için şu aşamaları takip edebilirsiniz:

Kendinizi net biçimde tanıtın: Müşterilerinizin, sunduklarınızdan nasıl yararlandığını açık biçimde anlatın. Örnek: “Girişimci ve profesyonellerin işlerini, ekiplerini ve kendilerini daha etkili biçimde geliştirmesine yardımcı oluyorum.”

Ev ödevinizi yapın: Bir toplantıya katılmadan önce orada kimlerin bulunacağını sorun ve onlar hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışın.

15 dakika erken gidip, 15 dakika geç ayrılın: Eğer toplantı çok önemliyse, toplantıya yarım saat önce gidin. Böylece, kiminle tanışmak isteyeceğinizi seçebilirsiniz.

Networking, kartvizit toplama yarışı değildir: İdeal müşteri profilinize uyan birkaç kişiyle tanışmayı hedefleyin. Herkesle çok uzun zaman geçirmeyin. Onlar hakkında bir şeyler öğrenmek için yeterli zaman ayırın. Böylece doğru kişiyi takip edebilirsiniz.

Soru sorun, samimi iltifatlarda bulunun: Tanıştığınız kişilerin de ne yaptığını öğrenin. Konuştuğunuz kişinin, sunduğunuz hizmet ya da üründen nasıl yararlanabileceğinizi net biçimde ortaya koyun. Hedef pazar olarak neye odaklandığınızı açıklayın, böylece size öneride bulunabilirler. Mümkün olan en kısa sürede, öğrendiklerinizi kartvizitin arkasına not edin.

Ticaret Odaları ve hayır kurumlarına üye olun: Sadece üye değil, katılımcı olun!

Takip edin: Hepimiz yeterince kişiyle tanışır ama ilişkilerimizi sürdürmeyiz. Unutmayın, asıl önemli olan ilişkileri koparmamaktır.

Kimi tanıdığınız yeterli değildir…
Sizi kimlerin tanıdığı da önemlidir. Rehberinizde 300 isim bulunabilir, ama önemli olan sizin kaç kişinin rehberinde yer aldığınızdır. Bu nedenle kendinizi; kişilerin yardım talep edebileceği bir kaynak olarak konumlandırmalısınız.

Çözüm üretin
Daha fazla öğrenin, öneriler sunun, yarar sağlayın, kaynaklarınızı kullanın, kişileri yardım alabilecekleri başka birilerine yönlendirin ve çözümler sunun. Sadece talep edilen ürün ya da hizmeti sağlamakla yetinmeyin.

Sözlerinizi yayın
Özel yayınlar, e-bültenler ve diğer elektronik medya araçları bu alandaki ticaret konusunda fırtınalar yaratıyor. Eğer yazı yazmayı seviyorsanız, sözlerinizi (ve işinizi) özel bültenlere dönüştürün. Bunları kendi web sitenizde ya da başkalarınınkinde yayınlayın. Profesyonel yayın organlarına gönderin, makalelerinizi ücretsiz reklamlar olarak yeniden yayınlayın.

Neyi iyi yapıyorsanız sadece onu yapın
Bir örnek: Yılda en fazla 65 bin dolar kazanabilen bir finansal planlama uzmanı vardı. Günde 15 saat çalışmasına karşın, ailesinin temel harcamalarını bile karşılamakta zorlanıyordu. Mektupları kapatmaktan stratejik planlamaya kadar her şeyi kendisi yapıyordu.

Bir süre sonra, zamanının büyük bölümünü sigorta broker’ları ve bankacılarla ortak seminerler vererek değerlendirmeye karar verdi. Konu “Servetinizi Nasıl Oluşturup, Koruyabilirsiniz” olacaktı. Ardından Ticaret Odası’na kayıt oldu. Aylık e-bültenler ve sektör yayınları için makaleler hazırlamaya başladı. İki yıldan kısa zamanda, eski gelirinin dört katını kazanır hale geldi.

Konuşun
Grupların önünde konuşmak sizi bir uzman olarak konumlandırmanın yanı sıra konuştuğunuz alanda itibar kazanmanızı sağlar. Toplantılarda konuşma yapmak; öğrenmek, network kurmak ve potansiyel müşterilerle tanışmak için mükemmel bir fırsattır.

Son olarak…
Her gün (ya da en azından haftada bir kez) reklamınızı yapın. Bunu, süregelen bir süreç olarak değerlendirin. Fırsatlar ortaya çıktığında hazırlıksız yakalanırsanız, onu kaybedebilirsiniz.

Kendinizin en iyi uzmanı sizsiniz. Sattığınız ürün ya hizmet de sizsiniz. Güçlü yönlerinize odaklanarak kendinizi pazarlayın ve bir profesyonelden destek alın: Bir koç ya da mentör… Mükemmel başarıyı yakaladığınızı göreceksiniz.

Kaynak: CEO Refresher

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)