Ekonomideki Daralma ve İş Gücüne Yansıması


Ernst&Young’ı tanıyabilir miyiz?

Ernst & Young 130 ülkede 85 bin çalışanı ile tüm dünyada çokuluslu ve yerel firmalara üst düzeyde hizmet veriyor. Bağımsız denetim ve mali danışmanlık, vergi danışmanlığı, kurumsal finansman, risk yönetimi danışmanlığı ve iç denetim hizmetleri, teknoloji ve bilgi güvenliği risk hizmetleri, muhasebe ve insan kaynakları danışmanlığı alanlarında çok kapsamlı hizmet yelpazesi bulunuyor.

Ernst & Young Türkiye’de İstanbul ve Ankara’daki iki ofisi ve 200 çalışanı ile hizmet veriyor.

Ağırlıklı olarak hangi sektörlere ne tür hizmetler veriyorsunuz?

Ağırlıklı olarak Tüketim ve Endüstri Ürünleri (dayanıksız tüketim malları, ilaç, toptan ve perakende dağıtım, üretim, otomotiv), Teknoloji, Bilgi ve İletişim (teknoloji, bilgi, iletişim), Hizmet (sağlık, ulaşım, turizm, inşaat, diğer hizmetler), Finans (bankacılık, sermaye piyasaları, yatırım yönetimi), Enerji ve Madencilik (madencilik, akaryakıt) sektörlerinde üst ve orta düzey seçme ve yerleştirme ile İnsan Kaynakları Kıyaslaması konusunda araştırma çalışmaları düzenleyerek hem sektör spesifik hem de müşteri ihtiyaçlarına göre özel raporlar hazırlıyoruz.

Ekonomide yaşanan bu “Türbülans” şirketlerin eleman ihtiyaçlarında nasıl bir değişiklik yarattı?

Şu anda yaşanan kriz şirketlerin daha temkinli olmalarına ve mevcut ihtiyaçlarını bir süre için ertelemelerine neden oldu. Sadece çok acil ve öncelikli pozisyonları için alım yapan firmalar diğer pozisyonları için belirsizlik ortamının geçmesini beklemeyi tercih ediyor. Bunun yanı sıra şirketler mevcut kadrolarını daha nitelikli ve maliyet açısından daha makul kişilerle yeniliyor. Şirketler yoğun olarak finansman, satış ve IT gibi fonksiyonlardaki kilit pozisyonlar için arayışlarına, yaşanan ekonomik krize rağmen devam ediyor.

Çalışan profilinde herhangi bir değişiklik oldu mu?

Mevcut çalışan profilinde herhangi bir değişiklik olmamakla birlikte yeni işe başlayacak kişilerin daha kalifiye olmaları yönündeki beklenti arttı. Çalışanların birden fazla fonksiyonda sorumluluk üstlenebilecek, yapısal değişikliklere kısa sürede adapte olup esneklik gösterebilecek kişiler olması yönünde bir beklenti söz konusudur.

Başvurular hangi sektörlerde yoğunluk gösteriyor?

Başvuruların büyük bir kısmı dayanıksız tüketim maddeleri ve finansman sektörlerinde faaliyet gösteren firmalarda çalışanlar tarafından yapılıyor. Yanı sıra üretim, high tech sektörlerinde de gözle görülür bir hareketlilik yaşanıyor. Yapılan başvuruların büyük bir kısmını başlangıç ve orta seviyedeki çalışanlar oluştururken yaşanan krizle birlikte yönetici seviyesindeki başvuruların sayısı da artış gösterdi. İş arayışında olan kişilerin pozisyon taleplerinde de esneklik gözleniyor. Pozisyon konusunda gözlenen esneklik başlangıç ve orta seviyede çalışan kişilerin rakamsal beklentilerine de yansıdı.

Finans sektöründen ayrılanların tercihleri hangi sektörlere yöneldi?
Bilindiği gibi finans sektöründen; özellikle bankalardan oldukça fazla kişi şu anda işini kaybetmiş durumda. Bankaların küçülmeye gitmesi sonucunda pek çok nitelikli çalışan piyasada iş arar konuma geldi. Bu kişiler dayanıksız tüketim malları, üretim, ilaç, e ticaret sektörlerinde faaliyet gösteren firmaların finansman birimlerinde çalışmak üzere talepte bulunuyor. Yanı sıra bankaların satış & pazarlama birimlerinde çalışmış ve tecrübe kazanmış kişiler finans dışında özellikle hizmet sektöründe bu birikimlerini değerlendirebiliyor.

Son olarak belirtmek istediğiniz başka bir konu var mı?

Yaşanan ekonomik krizle ve işten çıkarmalarla birlikte çalışanların motivasyonu son derece etkilenmiş durumda. Gerek mevcut işlerini kaybetmiş gerek henüz çalışan ancak arkadaşları işten ayrılmak zorunda kalan kişiler açısından da bakıldığında durum pek farklı değil. İşlerini kaybetmiş kişiler, kendileri gibi pek çok nitelikli iş gücünün piyasada iş arar durumda olması nedeniyle hem yoğun bir rekabet yaşamakta ve pazarlık şansını esnetmekte hem de şirketlerin işe alımları ertelemeleri sebebiyle karamsarlığa kapılıyor. Halen bir şirkette çalışan ve çalışma arkadaşlarından ayrılmak durumunda kalan kişiler ise derin bir motivasyon kaybı ve konsantrasyon eksikliği yaşıyor. Yanı sıra belirsizlik sebebiyle işlerini kaybetme korkusuna ve tedirginliğe de sahiptirler. İyimser bir yaklaşımla şirketlerin bu dönemi eğitim faaliyetleri için bir fırsat dönemi olarak kabul etmeleri gerektiğini düşünüyoruz. İş yoğunluğunun nispeten az olduğu şu dönemde motivasyonu arttırıcı bir unsur olarak eğitim çalışmalarına yönelmenin ve ağırlık vermenin uygunluğu kaçınılmaz bir gerçektir. Ayrıca şirketlerin en önemli kaynak olan İnsan Kaynağı’na gereken önemi vermelerinin gerekliliğini özellikle vurgulamak istemekteyiz. İşlerin hareketlendiği dönemde çalışanlardan yüksek verim almak isteyen şirketler iş garantisi, pozisyon & sorumluluklar ve ücret dengeleri açısından çalışanlarını memnun etmek durumundadırlar.

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)