Duygusal Zeka ve iş yaşamına etkisi


En temel noktadan başlayalım dilersen: Duygusal Zeka’yı nasıl tanımlayabiliriz? Duygusal Zeka’nın göstergesi nedir?

Duygusal Zeka’yı en basit şekilde “Pratik Bilgelik” olarak tanımlayabiliriz. İnsanların pratik ve zekice davranışları (ki bu davranışlar doğrudan Entelektüel Zeka; yani IQ ile bağlantılı olmayabilir) Duygusal Zeka’nın bir göstergesidir.

Duygusal Zeka ve IQ arasında nasıl bir ilişki var?

Duygusal Zeka ve IQ arasında bir bağlantı yok. “Yüksek IQ’ya sahip birinin Duygusal Zeka’sı da yüksek olur” şeklinde bir kural olmadığı gibi, “yüksek Duygusal Zeka’sı olan birinin IQ’su da yüksek olur” gibi bir kuraldan söz etmek de mümkün değil.

Şirketler yüksek IQ’lu adayları işe alıyorlar; çünkü IQ’su yüksek olanlar çabuk öğrenir ve hızlı çalışırlar. Ancak şirketler, son zamanlarda Duygusal Zeka’ya da önem vermeye başladı. Birçok insanın değişik yetenekleri var. Bazıları iyi bir atlet, bazıları enstrüman çalıyor, bazıları çok zeki ve tüm hayatları boyunca kendilerine IQ’larının yüksek olduğu söylenmiş. Bu kişiler doğal olarak bu yönleri üzerinde yoğunlaşıyor ve bu yetenekleri gelişmesine rağmen Duygusal Zeka’ları gelişmeyebiliyor.

Şirketlerde IQ’su ne kadar yüksek olursa olsun Duygusal Zeka’sı (EQ) düşük olan çalışanlar ayıklanmalı veya EQ’ları geliştirilmeli. Çünkü bu kişiler iş yerinde teröriste dönüşüyor ve kimse onlarla çalışmak istemiyor.

Hangi yetkinlikler Duygusal Zeka göstergesi olarak kabul ediliyor?

Wesleyan Üniversitesi’nden bir profesör iş hayatında yükselerek başarı elde eden öğrencilerin derslerde çok başarılı olmayan öğrenciler olduğunu farkederek bir araştırma başlattı. Araştırma konusu insanlari iş hayatında başarıya ulaştıran faktörlerin neler olduğunu bulmaktı.

Araştırmanın önemli bir sonucu; başarının entelektüel zeka (IQ) ile doğrudan bağlantısı olmadığı, beynin duygusal bölümü ile bağlantısı olduğuydu. Sonuç olarak iş hayatında başarıya ulaştıran 20 temel yetkinlik belirlendi ve bu yetkinlikler daha sonra 19’a indirilerek Duygusal Zeka göstergesi olarak kullanılmaya başlandı.

Unutmadan belirteyim, Duygusal Zeka’yı bazıları “iyi bir insan olmak” şeklinde yorumluyor. İyi ve nazik bir insan olmak güzel şeyler, ancak bunlar kişinin Duygusal Zeka’sının yüksek olduğu anlamına gelmez.

Duygusal Zeka ile ilgili, 19 maddeden oluşan yetkinliği ise şöyle gruplayabiliriz:

Kendini Tanımak: Güçlü yönlerini ve limitlerini bilme, kendine güven, duygularının farkında olarak etkisini görebilme ve kararlarında önsezilerinden yararlanabilme.

Kendini Yönetebilmek: Duygularını kontrol edebilme, dürüst ve güvenilir bir yapı sergileme, değişikliğe adapte olabilme, başarıya odaklı olma, inisiyatif kullanabilme, pozitif olma.

Sosyal Farkındalık: Empati gösterebilme, organizasyonel farkındalık (organizasyon içindeki politikaları, karar mekanizmalarını anlayabilme), başkalarının ihtiyacını anlayıp karşılayabilme.

İlişkileri Yönetebilme: İlham veren bir vizyon ile başkalarını yönlendirerek motive edebilme, başkalarını ikna edebilme, başkalarının yeteneklerini geliştirebilme, değişim başlatıp yönetebilme, çatışmayı çözüme ulaştırma, yeni ilişki ve bağlantılar kurabilme, başkaları ile takım halinde çalışabilme.

Peki Duygusal Zeka gelistirilebilir mi?

IQ geliştirilemez ama Duygusal Zeka çok büyük oranda geliştirilebilir. Ben üst düzey yöneticilere koçluk yaparken bu 19 maddelik listeyi verip iyi oldukları ve geliştirmeye ihtiyaç duydukları maddeleri işaretlemelerini istiyorum. Hemen hemen çalıştığım tüm yöneticiler geliştirmek istedikleri madde olarak, “işyerinde duygularını kontrol edebilmeyi” işaretliyor. Günümüz iş yaşantısında insanlar gerçekten de kontrolü kaybetmelerine neden olabilecek çok fazla durumla karşılaşıyor.

Şirketler için Duygusal Zeka’nın önemi nedir?

Duygusal Zeka’nın geliştirilebilmesi ve işteki başarıya etkisi, büyük şirketlerin ilgisini çekmeye başladı. Özellikle satış gibi işlerde duygusal zekası yüksek personelin daha iyi sonuçlar elde ettiğini gören şirketler “IQ’su yüksek adayları işe alıyoruz ve çalışanlarımızın hepsi iyi. Ancak hangilerinin daha iyi olduğunu ve kimlere yatırım yapmanın doğru olacağını görmek için Duygusal Zeka’yı da ölçmek ve düşük olanların Duygusal Zeka’sını geliştirmek istiyoruz” demeye başladılar.

Çalışanların Duygusal Zeka’sı nasıl geliştirilebilir?

Şirketler yüksek potansiyelli çalışanları ellerinde tutmak için çok yüksek ücretler ödüyor ve bu kişilere büyük yatırım yapıyorlar. Bu nedenle özellikle tepe yönetim için hazırladıkları adaylarda Duygusal Zeka’nın yüksek olmasına özen gösteriyorlar. Bir çok şirket Duygusal Zeka’nın gelişimi için yönetim koçları ile çalışıyor.

Duygusal Zeka’nın nasıl geliştirildiği konusunda, dilerseniz kendi koçluk deneyimimden bir örnek verebilirim: Koçluk yaptığım üst düzey yöneticilerin Duygusal Zeka açısından güçlü ve geliştirilmesi gereken yönlerini, uyguladığım testlerle belirliyorum. Daha sonra güçlü yönlerini ele alarak bu yöneticilerle çalışmaya başlıyor, ardından geliştirilmesi gereken yönler üzerinde yoğunlaşıyorum.

Bazı şirketler testlerin sonucunda sadece geliştirilmesi gereken / zayıf yönlere yoğunlaşıyor ve kişinin güçlü taraflarını dikkate almıyor. Ancak yönetici ile çalışırken güçlü yönleri ile başlamazsanız yöneticiye ilk verdiğiniz geribildirim negatif olduğu için çalışmanın başından itibaren kişiyi kaybetmiş oluyorsunuz. Kişi savunmaya geçip, süreci sahiplenmiyor.

Bu nedenle şirketlere bu konudaki tavsiyem zayıf yönlere yoğunlaşmak yerine hem güçlü hem de geliştirilmesi gereken yönlere ağırlık vermeleri... Ayrıca yönetim koçunu seçerken de Duygusal Zeka konusunda uzmanlaşmış olanları tercih etmek gerekir.

Bir testin yardımı olmadan kendimiz veya başkalarının Duygusal Zeka’sını ölçebilir miyiz?

Bunu ancak duygularınız ile ölçebilirsiniz. Örneğin bir kişi ile çalışırken; “Bu kişinin çevresinde olmak nasıl bir tecrübe, çalışırken kendimi iyi hissetmemi sağlıyor mu, bu kişi yöneticim ise bana kendimi geliştirecek imkanlar veriyor mu, işe gelirken kendimi iyi hissediyor muyum?” şeklinde sorular sormak, birlikte çalıştığımız kişinin Duygusal Zeka’sı hakkında fikir verebilir. Ancak bu çok basit ve yeterli olmayan bir yöntem.

Duygusal Zeka’da cinsiyet farkının bir etkisi var mı?

Bu konuda yapılmış bazı araştırmalar var. Daha önceleri, hanımlarda empati duyma daha gelişmiş olduğu için hanımların Duygusal Zekası’nın daha yüksek olduğu düşünülüyordu. Buna rağmen erkeklerde stres ve duyguların kontrolü daha gelişmiş olduğu için erkek ve hanımların duygusal zekası eşit kabul ediliyor.

Aile şirketleri ve özel şirketler için bir çok proje yaptığını biliyorum. Bu projelerden biraz söz eder misin?

Benim bu tür şirketlerle çalışmam hep şirket sahibi ya da tepe yöneticiler düzeyinde oldu. Zaten bu tür şirketlerde başarılı olmak için tepe yönetimin desteği gereklidir. Yönetimi profesyonel yönetici veya bir aile üyesine devirde şirket kurucusuna koçluk yaparak yerine geçecek kişiyi yönetime hazırlamak, şirket kurucusunu liderlik pozisyonunu devrederken şirketi istediği şekilde ve izini bırakarak nasıl devredebileceği konusunda yönlendirmek; yaptığım projelerden bazıları...

Ayrıca aile şirketlerine işin içindeki aile üyelerinin işte ve iş dışında rol ve sorumluluklarının belirlenmesi ve düzenlenmesi konusunda koçluk yapıyorum. Bazı durumlarda ailenin gelin ve damatları işin içine giriyor ve üzerinde konuşulup planlama yapılmadığı durumlarda bu girişimler çatışma ve küskünlük yaratabiliyor.

Duygusal Zeka’nın işe yansıması açısından özel şirketler, aile şirketleri ve halka açık şirketler arasında ne gibi farklar görüyorsun?

Duygusal Zeka, aile şirketleri ve özel şirketlerde çok daha önemli bir rol oynuyor. Çünkü; aile üyesi her zaman için ailenin bir parçası. Aile üyelerinden biri ile işte korkunç bir çatışmanız olabilir ve bu çatışma akrabalık ilişkisinden dolayı mutlaka aile hayatına yansıyacaktır. IQ değiştirilemeyeceğine göre, aile şirketi çalışanlarının başarılı bir iş ve aile hayatı için Duygusal Zeka’dan öğreneceği ve geliştireceği çok şey var.

Ayrıca aile şirketlerinde, büyük şirketlerde olmayan önemli bir rol vardır. Aile şirketlerinin ailenin daha zayıf, güçsüz fertlerini koruma ve destekleme rolü vardır; ki bu hoşgörülü ve duyarlı taraf büyük şirketlerin amaçları arasında yer almaz. Bu duyarlılık, başarı odaklı olan ve şirkete katkılarının diğerlerinden daha fazla olduğunu düşünen aile üyelerinin hoşuna gitmez ve dolayısıyla güçsüz olanlara katkıda bulunmak istemezler. Ben bu tür şirketlere çatışmaların çözümlenmesi, Duygusal Zeka’nın geliştirilmesi ile ilişkilerin düzenlenmesi konularında danışmanlık yapıyorum.

Duygusal Zeka’nın gelişimi spesifik olarak aile sirketleri ve özel şirketlere nasıl katkıda bulunuyor?

Eğer bir aile şirketinde oğul, Duygusal Zeka’sını geliştirerek diktatör ve aynı zamanda şirketin kurucusu olan babasını kabul edip iyi anlaşırsa bu durum hem aile hayatı hem de iş için büyük sonuçlar doğurur.

Aşağıda Amerika’daki aile şirketleri ile ilgili bazı araştırmalardan örnekler var. Bu örneklerin, aile şirketlerinin iş hayatındaki yerini ve bu şirketlerde planlı büyümenin önemini anlamada yararlı olacağını düşünüyorum.

Aile şirketlerinin %30’u ikinci nesle, %12’si üçüncü nesle ve ancak %3’u dördüncü ve daha sonraki nesillere kalacak. (Joseph Astrachan, Ph.D., editor, Family Business Review, June 2001)

Şirketlerin %47.7’sinde şirket sahibinin ölümü ile birlikte çökmenin nedeni olarak, yetersiz planlama ve işi devralacak nesilleri yönetime hazırlamama gösteriliyor. (800 aile şirketi ile Connecticut Üniversitesi’nin yaptığı araştırma)

Aile şirketlerinde önemli konulardan biri de ailenin servetini yeni nesle transfer ederken ailenin bu serveti oluşturan değerlerini de transfer etmektir. Çocukları kendi paralarını kazanmaya teşvik etmek bu değerlere örnek olabilir. (Wealth with responsibility Study/2000, Bankers Trust Private Banking, Deutsche Bank Group)

Aile şirketlerinde tepe yönetimin %25’i vasiyet hazırlamanın ötesinde bir planlama yapmıyor. %81’i işin yönetiminin ailede kalmasını isterken % 20’si yeni neslin işe kendileri kadar bağlı olacağından emin değil. (Arthur Andersen/ Mass Mutual, 1997)

Aile şirketlerinin ortalama ömrü 24 yıl. (Ernest Doud, “Unraveling the Mysteries of Family Owned Business,”, USC Family Business Program web sitesinde yayınlanmıştır.)

Aile yaşamında çocukların Duygusal Zeka’sının yeri nedir?

Anne babalara Duygusal Zeka konusunda okuyup, çocuklarının entelektüel zekasına olduğu kadar Duygusal Zeka’sına da önem vermelerini tavsiye ederim. Yani çocukların yabancı dil öğrenmesi, bir enstrüman çalması, iyi bir okula gitmesi kadar kadar Duygusal Zeka’larını geliştirecek aktivitelere de önem vermelerini öneririm: Örneğin çocuğun kendi kendisi ile ilişkisi nasıl, kendini yönetebiliyor mu, duygularını kontrol edebiliyor mu, kendine güven duygusu gelişmiş mi, başkaları ile iletişimi nasıl, başkaları ile iletişimde kendini nasıl görüyor, nasıl davranıyor?, gibi…

Başarılı bir koçluk deneyiminden bahseder misin?

Bir süre önce büyük bir finans şirketinin tepe yöneticilerinden birine koçluk yapmaya başladım. Bu kişi sektörde dahi olarak görülüyor ve şirkete kar getiren birçok projenin yaratıcısı arasında yer alıyordu.

Ancak, tamamı ile bireysel başarıya odaklı, “biz” yerine “ben” anlayışına hakim olan bu yöneticinin organizasyonda daha da yükseldikçe liderlik konusunda sorun yaşayacağını düşünen şirket yetkilileri, benimle çalışmasını önerdiler. Bu yönetici ile çalışmamızda, başkaları ile ilişkilerinde davranışlarının diğerleri üzerindeki etkisini dikkate almadığını tespit ettim ve özellikle bu yönü üzerinde çalıştık.

Çalışmaya ilk başladığımızda iş hayatını sadece kendinden ibaret gören bu dahi yöneticinin davranışlarında büyük bir değişim gerçekleşti. Çalışmamızın sonuçlanmasına yakın bana, “Çalışma arkadaşlarımın beni sıcak ve kendilerine yakın bir insan olarak görmesini istiyorum ve bu yönde çalışmaya devam edeceğim” dedi.

Dokuz ay süresince ayda iki kez ve iki saat süren görüşmelerimiz sonrasında çalışma arkadaşları ve tepe yönetimden oldukça olumlu geri bildirim gelmeye başladı. Daha önceki görüşmelerimizde bu yöneticinin yaptığı davranışların denize atılan bir taşın yarattığı dalga etkisi gibi birçok kişiyi ve bölümü etkilediğini, ancak bu yöneticinin bu durumu görmediğini belirten çalışma arkadaşları artık çok daha yakın bir ilişki kurabildiklerini söylediler.

Jeremy’nin Duygusal Zeka konusunda daha anlatacağı çok şey var ama ne yazık ki söyleşimizi burada sonlandırmamız gerekiyor. Ancak Jeremy, Duygusal Zeka konusundaki sorularınızı memnuniyetle cevaplayacağını belirtti. Kendisine iletilmek üzere soru ve yorumlarınızı ebrude@nyc.rr.com adresine Türkçe veya İngilizce olarak gönderebilirsiniz.

KARİYERİNE MUHABİRLİKLE BAŞLADI,
PSİKOTERAPİ İLE DEVAM ETTİ…

• Jeremy Robinson’un kariyeri yazarlık, psikoterapi ve yönetim danışmanlığı gibi üç farklı disiplinin karışımından oluşuyor.

• İlaç, finans, reklam ve medya, danışmanlık, high tech ve nakliye sektörlerinde bir çok tepe yönetici ve yönetici adaylarına koçluk yapan Jeremy, aynı zamanda özel ve aile şirketlerinin tepe yöneticilerine de yönetim danışmanlığı ve koçluk yapıyor.

• Kariyerine muhabir olarak baslayan ve Ronald Reagan gibi ünlü politikacılarla söyleşileri yayınlanan Jeremy, daha sonra kariyerine psikoterapi ile devam etti.

• Bir süre sonra özel şirketlere yönetim danışmanlığı ve tepe yönetime koçluk yapmaya başlayan Jeremy’nin müşterileri arasında Accenture, Wells Fargo, Citigroup Asset Management, GlaxoSmithKline, Jose Cuervo International, Cap Gemini, Ernst & Young, BMG Entartainment, JetBlue Airlines, Unisys gibi şirketler bulunuyor.

• Jeremy, Baruch College ve Wharton Business School’da Yönetim Koçluğu dersleri veriyor ve birçok konferansa konuşmacı olarak katılıyor.

Ebru Demirel Doğruer
ebrude@nyc.rr.com

Ebru Demirel Doğruer, İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat bölümü mezunu. Master’ını İnsan Kaynakları konusunda Amerika’da yapan Doğruer, Barsan Global Lojistik’te Müşteri Temsilcisi olarak başladığı kariyerine Kalite Güvence Müdürlüğü ile devam etti. Ardından atandığı İnsan Kaynakları Müdürlüğü görevinde şirketin İK stratejisinin belirlenmesinden, yeni işe alım, ücret ve performans sistemlerinin kurulmasına kadarki tüm İK süreçlerini yönetti ve programlar geliştirerek uyguladı.

Yaklaşık iki yıl önce Amerika’ya yerleşti. New York’ta Uluslararası İnsan Kaynakları alanında “Expat Program Management” konusunda bir danışmanlık şirketinde çalışan Demirel Doğruer, Türkiye’de de Türk ve yabancı uzmanlarla eğitim ve danışmanlık projeleri gerçeklestiriyor.




Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)