Club Sporium'dan sporla dolu yaşam merkezi teklifi
Burası sadece Türkiye’de değil Avrupa’da da benzeri olmayan bir proje… Üyelerimize spor ve sosyal imkanlarla dolu bir yaşamı, bu büyüklükte ve şehrin tam ortasında sunuyoruz. Bahsettiğimiz büyüklük 30.000m2, öyle ki soyunma odalarımız bile 850m2’lik bir alana yayılıyor. Dolayısı ile büyüklüğümüzün avantajını üyelerimizi rahat ettirmek ve onlara arzu ettikleri pek çok şeyi bir çatı altında sunmak için kullanıyoruz. Burada spor, tatil ve eğlence bir arada… Üstelik ev hayatına da, iş hayatına da yakın ve İstanbul’un her iki yakasından da ulaşmak son derece kolay.
Burada sportif bölümlere baktığımızda üyelerimize 20 ayrı sporu yapabilme şansı sunuyoruz. Ama bunu yaparken de ana fikir olarak “Türk insanından” yola çıktığımız için misafirlerimizi spor yaparken rahat ettirmeye, keyif katmaya çaba harcıyoruz. Sadece spor yaparak gelişemeyeceğimizi bildiğimiz için üyelerimiz buraya gelsin, kendilerine verilen fitness programını uyguladıktan sonra ayrılsın istemiyoruz. Amacımız misafirlerimizin burada keyifli saatler geçirmesini sağlamak; “Bugün kulübe gideyim, orada çalışayım, biraz masaj yaptırıp yüzdükten sonra benimle birlikte burada spor yapan aile bireylerim de bana katılsın, güzel bir yemek yiyelim” dedirtmek istiyoruz. Kısacası burası şehrin ortasında bir sosyal kulüp gibi görülmeli. Üyelerimiz tenis oynayabiliyor, havuza giriyor, SPA’dan yararlanabiliyor, hamama, buhar odasına, saunaya girebiliyor. Ailesine ayırabildiği kısıtlı zamanlarda kaliteli vakit geçirmek isteyen çalışanlar tüm günü hem spor yaparak, hem de sosyal aktivitelere katılarak geçiriyor. Hatta yıllık iznini burada geçiren üyelerimiz bile var.
Spor, sağlık ve keyfi bir arada sunan en önemli aktivitelerden biri yüzme olsa gerek. Biz de bu konunun üzerinde titizlikle durarak, 3 ayrı havuz kurduk tesisimize. Üyelerimiz ister özgün güneşlenme alanlarına sahip yarı olimpik açık yüzme havuzunda, isterse özel nemsiz, ısıtmalı, izole dinlenme teraslı ve tamamını gün ışığının aydınlattığı 6 m. tavan yüksekliğine sahip kapalı yüzme havuzlarında keyifli saatler geçiriliyor. Ebeveynler yorgunluğunu atarken çocuklar ise kendilerine özel açık yüzme havuzunda güvenlik içinde eğleniyor.
Tesisimizde açık kapalı toplam 6 tenis kortu, uluslararası standartlarda duvar yapısına sahip squash alanları ve tribünlü streetball sahasının yanı sıra basketbol, tırmanma duvarı, masa tenisi gibi daha pek çok alternatif aktiviteler de yer alıyor.
Sportif aktivitelerin yanı sıra Hayal Kahvesi ve Starbucks Coffee gibi cafe ve restoranlar, üye lounge alanı, birbirinden keyifli film ve maçlara ev sahipliği yapacak özel sinema odası, işinizi takip edebilme imkanı sunan kablosuz internet bağlantısı ve teras gibi açık hava oturma alanlarından oluşan yazlık keyif alanları ile de üyelerimize sosyal bir yaşam alanı sunuyoruz.
Tesis içinde bulunan 250 metrekarelik Kids Club’da yabancı eğitmenler görev yapıyor. Çocuklar için etüdlerin, derslerin yapıldığı kocaman bir dünya hazırladık. Üyelerimiz içerideki kameralar sayesinde spor yaparken çocuklarını takip edebiliyor. Binanın dışında kütük ev şeklinde tasarlanan ve 7 – 14 yaşa hizmet veren Junior Club’ımızın içinde playstation ve bilgisayar var. Dolayısıyla bu yaş grubu bir yandan ailesi ile birlikte spor yaparak bu kültürle erken yaşta tanışırken, dilediği zamanlarda burayı da kullanabiliyor.
Kısacası burası bir yaşam merkezi... Bizler koskocaman bir metropolde, sürekli kilit olan bir trafiğin içinde yaşıyoruz. Çok yoğun ve stresli işleri olan kişileriz. Deşarj olmamız şart. Türk insanı olarak bunu sosyalleşerek yapmayı tercih ettiğimiz için üyelerimiz burada her ikisini de bulabiliyor.
Elbette bunu sağlarken en temel çıkış noktamız ev sahipliğimiz. Farklılığımızı yaratan en belirgin özelliğimiz burayı bir otel mantığı ile hazırlamamız… Ekip arkadaşlarımızın yüzde 80’i turizm otelcilik kökenli... Sportif birimlerdeki çalışanlarımız zaten konularında uzman; bu olmazsa olmaz bir unsur ama biz buna bir de misafirperverliği ekliyoruz.
Ayrıca tüm personelimizi spor yapmaya mecbur tutuyoruz. Bunu; hem birimleri kullanabilme avantajları olması için, hem de misafirlerimiz karşısında o kültürle konuşabilmeleri için yapıyoruz. Ayrıca spor yapmanın performanslarını ne kadar olumlu etkilediğini de biliyoruz.
Çalışan üyeleriniz için özel uygulamalarınız var mı?
Day Detoks çalışanlar için özel bir uygulamadır. Normalde yedi gece konaklamalı alınabilen bu programdan çalışanlar işlerini aksatmadan da yararlanabiliyor. Yedi gün boyunca sabah işe gitmeden önce buraya gelerek programlarını, yiyecek ve içeceklerini yanlarına alıyorlar, işe gittikten sonra akşam tekrar geliyorlar.
Bu tür faaliyetlerde bulunmak çalışanlara ve şirketlere neler kazandırıyor?
Artık bazı şirketler; sağlıklı olmak, stresle başa çıkabilmek ve yüksek performansa ulaşmak için sporun zorunlu olduğunun farkına vardı. Özellikle yoğun ve stresli çalışan, verimliliğini yüksek tutması gereken kişilerin kendisine bir iyilik yaptığı yönündeki duyguyu tatmin etmesinin ne kadar önemli olduğunu sınırlı sayıda da olsa kimi şirketler biliyor.
Kendimize her gün bir iyilik yapmamız gerekiyor; sadece bir hafta izin kullanmak ya da haftada bir gün konsere gitmek yeterli değil. Her gün kendimize ve ruhsal, bedensel sağlığımıza yönelik bir iyilik yapmamız şart. Böylece daha üretken ve verimli olabilir, daha başarılı hale gelebiliriz.
Yöneticiler bunu keşfettiler. Pek çok yönetici düzenli ve sistemli bir biçimde en az bir spor dalıyla ilgileniyorlar. Bu amaçla kulübümüzde kasım ayında faaliyete geçecek Türkiye’nin ilk Indoor Golf Club’ını açıyoruz. Öte yandan yönetici olmayı kafasına koymuş, hedefli çalışanlar da sporun önemini kavradı. Çünkü spor yaparken doğru bir sosyal çevre ile tanışıyorsunuz. Kendilerine bir lider belirleyen kişiler bu kişilerin izini takip ederek başarılı olmaya çalışıyor. Bunu iş hayatında, bu kişinin toplantıdaki duruşundan fikir üretme şekline kadar kendine rol modeli alarak yaptığı gibi, sporda da yapıyor.
Öte yandan spor yapmak, network kurmak ya da pazarı genişletmek için de çok önemli. Kişinin sosyal çevresi genişledikçe, bu durum iş yaşamında yakaladığı başarıya da yansıyor.
Kısacası hem çalışanların başarılarını ödüllendirmek, hem onların iyi haline destek vermek, hem de onların network’ünün gelişmesini sağlamak için spora yönlendirmek, şirketlere büyük avantajlar kazandırabilir. Ancak ben bu noktada bir parantez açmak istiyorum: Türkiye’de şirketler özel sağlık sigortasını vergiden düşebilmesine karşın, aynı şeyi spor kulübüne personel gönderdiğimizde yapamıyoruz. Oysa bu uygulama Avrupa ve ABD’de var. Avrupa Birliği Komisyonu da bunu destekliyor, hatta konuyla ilgili ayrı bir fon açıldı. Sonuçta unutmamamız gerek: Sağlık için çok fazla para harcıyoruz. Onu geri kazanmaya çalışırken harcadığımız rakamlar, kaybettirmemek için yaptığımız yatırımdan çok daha düşük.
Peki, spor yapmak kişinin günlük çalışma temposuna nasıl yansır?
Her şeyden önce bedensel direnciniz arttığı için, daha az hasta oluyorsunuz. Kendinizi daha çok seviyor, esneklik kazanıyorsunuz. Kendinize saygı gösterme dürtünüz arttığında daha sağlıklı beslenmeye başlıyorsunuz. Daha iyi uyuyorsunuz. Fiziksel olarak bedeninize enerji dolduruyorsunuz. Spor yaptığınızda pek çok hormon salgılıyor ve daha rahat uyanıyorsunuz. Sonuç olarak işe daha dinç gidebiliyorsunuz. Türkiye’de ortopedik olarak çalışanların yüzde 80’inde omur problemi var. Bunun çözülmesi için spor yapmak çok önemli.
Öte yandan stüdyo derslerine katıldığınızda eğlenerek kalori yakıyor, yogaya girdiğinizde bedeninizi tanıyorsunuz. Pilates yaptığınızda tüm vücut koordinasyonunuzu keşfediyorsunuz. Sakinleşiyor, nefes tekniği öğreniyorsunuz. Aynı nefes tekniğini, çoklukla yorucu bir günün içinde bir sonraki toplantıya girmeden önce 10 dakika içinde kullanarak rahatlıyorsunuz. Bunun ruhsal ve zihinsel olarak büyük faydası var. Bir diğer konuya odaklanmak çok daha kolay hale geliyor.
Hedef kitlemizin 9’da işe gelip 5’te çıkan ve sadece evrak dolduran kişiler olmadığını biliyoruz. Bu kişiler işlerini günde 20 saat, yılda 365 gün gittikleri her yere götürüyor. İş onlarla birlikte buraya da geliyor gelmesine ama biz üyelerimize burada olduğu süre içinde daha iyi düşünmesini sağlayacak bir ortam açıyoruz. Bu kişilerin performansında ciddi bir artış oluyor.
Biraz da şirketlere özel paketlerinizden söz eder misiniz?
Şirketlere yönelik iki uygulamamız var. Birincisini “Kurumsal Şirket” diye tanımlıyoruz. Çoklu çalışanı olan kuruluşları; örneğin birçok şubesi ve merkezi olan bir bankayla işbirliği yaptığımızı ele alalım. Bu uygulama kapsamında çalışan, İstanbul içinde firma adı vererek bizlere ulaştığı zaman belirli bir indirim alıyor.
İkinci uygulamamızı ise doğrudan firmalarla yapıyoruz. Firmalar belli sayıda personeli kulübe üye yapabiliyor. Bu anlaşmayı dönemlik de yapabiliyoruz; örneğin üç ayda bir belli miktarda personel gönderilebiliyor. Bizden belli miktarda paket alındığında fiyat avantajı çok yükseliyor. Öte yandan bu personel için tesis içinde özel bir organizasyon yapılabiliyor. Bir seminer odamız var; tüm personel aynı gün geldiğinde onlara özel bir sınıf açabiliyoruz. Bir diğer seçenek de üyelerimizin istediği derslere seçerek gelmesi… Kısacası satışı şirkete, üyeliği çalışana yapıyoruz. Ayrıca onların aileleri için de özel bir fiyat tasarlıyoruz.
Sözünü ettiğim ikinci uygulamamızda İnsan Kaynakları Yöneticileri’ne büyük sorumluluk düşüyor; çalışanların kulüp üyelerinin verimlilik ve performansa getireceği katma değeri tepe yöneticilere aktarabilmeleri açısından…