Çalışan değil, insan odaklı bir İK stratejisi oluşturmanın 5 adımı
İnsan Kaynakları, insan merkezli olmak içindir. Bir an için düşünün; içinde “insan” kelimesi bile var. Son zamanlarda İK endüstrisinde, dünya çapında birçok İK departmanının yaptığından daha fazla insan merkezli yaklaşımlar sunmak konusunda daha fazla merak var. Farkındalık bile tek başına büyük bir ilk adımdır ve bu insan merkezli İK yaklaşımı, liderler ve yönetici pozisyonlarında ve hatta özlük veya bordrolama pozisyonlarında olanlar ile bile iç içe geçebilir. Bu nedenle, daha çok insan merkezli bir yaklaşıma yönelik olacak bir İK stratejisi oluştururken bazı pratik adımları burada bulabilirsiniz.
Bu iş “insan”larla ilgili, “çalışan”larla değil!
İşe İK'nın en temel bariyerleriyle başlamanız gerekir ve bu insanlarla ilgilidir. "Çalışan deneyimini" düşünmek yerine neden "insan deneyimini" düşünmüyorsunuz? Çalışanlarınız insandır; hepsi birer bireydir. Herkesin kendi motivasyonları, deneyimleri, mücadeleleri ve geçmiş hikayeleri vardır. Onların isteklerini, ihtiyaçlarını ve neler yaşadıklarını anlamanız gerekir. Onlardan en iyi şekilde yararlanmanın en iyi yolu bu olacaktır.
Herkesi gemiye almak için çalışın
İK stratejilerinin etkili bir şekilde çalışması için, her şey herkesi dahil etmekle başlayacak. Bu başarının anahtarı olacak. Artı, insan merkezli yaklaşımı sürdürmenin en iyi yolu bu olacaktır. Herkesi, liderlik ve yönetici pozisyonundakileri dahil etmek zor olabilir. Bunun için en iyi yollardan biri, tüm bunların tartışılabileceği online toplantılar olabilir.
Hatta bazı şirketler bu yönetici ve liderler için özel eğitim oluşturacaklardır. Bir nebze tekerleği yeniden icat etmek gibi ama yine de büyük faydayı göz ardı etmemek gerekiyor. Herkesin gemide olması ve düşünce sürecini değiştirmeyi öğrenmeye istekli olması gerekir. Unutmayın, çalışanlar değil, insanlar.
Geribildirimle gelen öz farkındalık anahtardır
Pozisyon ne olursa olsun tüm çalışanların “öz farkındalık” konusunda bilinçli olması gerekir ve bu da büyük olasılıkla onaylanması gereken bir şeydir. Peki, en iyi yaklaşım nedir? Genellikle geri bildirim en iyi yollardan biri olacaktır ve sürekli olmalıdır. Pozisyon ne olursa olsun herkes geri bildirime açık ve sıcak davranmalıdır.
Herkesin bu konuda konuşabileceği bir eşitlik yönü olması gerekiyor. Sık geri bildirim de çok değerlidir, çünkü bu daha fazla kişisel farkındalık sağlar ve ayrıca bu, veri ve analitik konusunda İK'ya yardımcı olur. Anketler veya çalışan geri bildirim yazılımları harika seçeneklerdir.
Empati Stratejinin Bir Parçası Olmalıdır
Empati yoksa şirket ve İK stratejisi insan merkezli olamaz. Bu, bu etkili İK stratejisini tasarlamanın temellerinden biri olacaktır. Yönetici olmak, hatta insanları yönetmek, yalnızca işi veya ilerlemeyi denetlemekle ilgili değildir. Aynı zamanda katılım yaratmak ve herkesin hareket etmesini sağlayan şeyle de ilgilidir. Bu küçük check-in'ler, geri bildirimler ve nasıl olduklarını soranların hepsi bir araya geliyor.
İnsana dair her şeyi ölçün!
Organizasyonlar söz konusu olduğunda, insan her şeyden önemlidir. Memnuniyeti ölçmek önemlidir. İK, bunu ölçerek insanları ve çalışan deneyimini daha derin bir düzeyde anlayabilecektir.
• İhtiyaçlarını
• beklentilerini
• isteklerini
göz önünde bulundurun. İletişim burada anahtardır ve geri bildirim de bu konuda önemli bir rol oynayacaktır.