(OLASI) EYT DÜZENLEMESİ NELER GETİRECEK?
Avukat Hasan Erdem
İş Hukuku Danışmanı / Arabulucu
Bu yazımızda, seçim öncesi gündeme gelen olası EYT düzenlemesine değindik. Konu sosyal güvenlik hukuku ve bireysel iş hukukunu ilgilendirdiğinden her iki düzenleme açısından en çok sorulan soruları derledik ve değerlendirdik.
1- EYT NEDİR?
9 Eylül 1999 öncesi, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında sigortalı olanlar, salt prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresi şartlarını sağlayarak da, yaş şartı aranmaksızın (yaşlılık aylığına hak kazanabiliyordu) emekli olabiliyordu. 8 Eylül 1999 tarihinde yürürlüğe giren 4447 sayılı kanun ile yapılan değişiklikle, yaşlılık aylığına hak kazanabilmek için prim gün sayısı ve sigortalılık süresi şartlarının yanı sıra yaş koşulu getirilmiştir.
Böylece, 9 Eylül 1999 tarihinden sonra sigortalı olanlar için yaş şartı düzenlemesi yapılmış ve öncesinde sigortalı olup da henüz yaşlılık aylığına hak kazanmayanlar içinde kademeli olarak kadınlar için 58, erkekler için 60 yaş koşulu getirilmiş, prim gün sayısı da 7.000 güne çıkarılmıştır.
Emeklilikte Yaş Koşuluna Takılanlar olarak adlandırılan EYT de, 8 Eylül 1999 tarihi öncesi sigortalı olup, sigortalılık başlangıcında böyle bir yükümlülük yok iken, anılan yasal düzenleme ile yaş koşulu nedeniyle emekli olamayanları ifade etmektedir.
2- EYT İÇİN YAŞ DIŞINDA ÖNGÖRÜLMÜŞ OLAN DİĞER KOŞULLAR NELERDİR?
8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortalı olan çalışanların, yaşlılık aylığına hak kazanabilmeleri 5.000 gün prim ödeme ile kadın çalışanların 20 yıl sigortalılık süresi ve erkek çalışanların 25 yıl sigortalılık süresi koşulunu yerine getirmelerine bağlıdır. Ancak yukarıda belirtildiği üzere, yaş koşulu düzenlemesi gelmiştir.
3- HİZMET BORÇLANMASI İLE HİZMET BAŞLANGICI 08.09.1999 ÖNCESİNE ÇEKİLEBİLİR Mİ VE BÖYLECE EYT KAPSAMINA GİRİLEBİLİR Mİ?
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 41. maddesinde sigortalıların borçlanabileceği süreler düzenlenmiştir. Düzenlemede yer alan süreler sigortalı tarafından borçlanılabilir ve karşılığı ödenmesi koşulu ile bu süreler sigortalılıklarına sayılır.
Ayrıca, Kanuna göre tespit edilen sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler için borçlandırılma halinde, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Ancak bu düzenleme sadece, borçlanılan sürenin sigortalılık başlangıcından önce gerçekleşmesi koşulu ile,
- er veya erbaş olarak silâh altında veya yedek subay, yedek astsubay okulunda geçen sürelerin,
- sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirdikleri normal doktora veya uzmanlık öğrenim sürelerin,
- sigortalı olmaksızın avukatlık stajını yapanların normal staj sürelerin,
- sigortalı olmaksızın, Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanuna göre yurt dışına gönderilen ve öğrenimini başarıyla tamamlayarak yurda dönenlerden yükümlü bulunduğu mecburi hizmet süresini tamamlamış olanların, yurt dışında öğrenci olarak geçirmiş oldukları öğrenim sürelerinin 18 yaşının tamamlanmasından sonraki döneme ait sürelerin borçlanılmasında söz konusu olacaktır.
Buna göre; diğer borçlanma olasılıkları değerlendirildiğinde;
- 4(c) bendi kapsamında olanların, personel mevzuatına göre aylıksız izin süreleri,
- sigortalı iken herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınanlardan bu suçtan dolayı beraat edenlerin tutuklulukta veya gözaltında geçen süreleri,
- grev ve lokavtta geçen süreler,
- hekimlerin fahrî asistanlıkta geçen süreleri,
- seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden ay başına kadar açıkta geçirdikleri süreler,
- kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik süreleri, sigortalılık başladıktan sonra gerçekleşeceğinden hizmet başlangıcını geri götürme olasılıkları bulunmamaktadır.
Kadınlar açısından da ücretsiz doğum izni, analık izni süreleri, üç defa ile sınırlı olmak üzere kadının doğum yaptığı tarihten sonra iki yıllık süreyi geçmeyen sürelerin borçlanılması sigortalı olma koşuluna bağlandığından bu süreler için yapılan borçlanmalar sigortalılık başlangıç tarihini geri götürmez. Ancak staj yapan kadın sigortalıların çalışma hayatına staj yaparak başlamaları ve bu tarih itibariyle kısa vadeli sigorta kolları primi yatırılan kadın sigortalılar daha sonra uzun vadeli sigorta kollarına tabi olarak çalışmaya başladıkları süre sonrasındaki doğumlarını borçlanabilirler. Bu durumda, sigortalılık başlangıç tarihi borçlandıkları süre kadar geri gider.
4- OLASI YASAL DEĞİŞİKLİK ÖNCESİ EYT’LİLERİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUSLAR NELERDİR?
Sigortalılık başlangıcı açısından; ilk sigortalılığı sandıklara tabi olarak başlayanlar, sigortalı işe girişi olmasına karşın prim ödemesi daha sonraki bir tarihte olanlar, birden fazla düzenleme kapsamında hizmeti olanlar gibi özellik arz eden durumdaki sigortalıların Kurumun sigortalılık süresinin başlangıcı esas aldığı tarihi teyit etmesinde yerinde olacaktır.
Keza, EYT ile ilgili yasal düzenleme yapılmadan önce, özellikle 1998, 1999 ve 2000 yıllarında ilk defa sigortalı hizmet başlangıcı bulunan EYT’lilerin, hizmet başlangıçlarında bir uyuşmazlık bulunup bulunmadığını, eksik prim gün sayısı bulunup bulunmadığını araştırmaları ve borçlanma yapılıp yapılamayacağını, borçlanmanın getirisi bulunup bulunmadığını değerlendirmeleri gerekmektedir.
5- MEVCUT DURUMDA EYT’LİLER EMEKLİ OLMADAN İŞTEN AYRILMA HAKKI VAR MIDIR?
EYT’liler bugün itibariyle, yaş koşulu dışında diğer koşulları gerçekleştirmeleri durumunda buna ilişkin belgeyi Sosyal Güvenlik Kurumundan aldıklarında iş sözleşmelerini bu gerekçe ile herhangi bir ihbar süresi vermeksizin feshedebilmekte ve en az 1 yıl çalışmış olma koşulu da bulunduğu takdirde, (1475 s. Kanunun 14. Maddesi kapsamında) kıdem tazminatına hak kazanabilmektedirler. Ayrıca bu fesih sonrası EYT’liler yeniden farklı bir işyerinde çalışmaya başlayabilmekteler.
6- ÖNGÖRÜLEN YASAL DEĞİŞİKLİK GERÇEKLEŞTİĞİNDE ÇALIŞAN AÇISINDAN DURUM NE OLACAKTIR?
Öngörülen yasal değişiklik gerçekleştiğinde, EYT’lilerin, prim gün sayısı ve sigortalılık süresini doldurmalarına bağlı olarak yaş şartı aranmadan emekli olmalarının yolu açılacaktır. Yasal düzenlemenin yürürlüğe gireceği tarihte yaş dışında sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını doldurmayanların durumunun ise Kanun’da ayrıca düzenlenmesi beklenmektedir. Yasal değişiklik gerçekleştiği tarihte bu koşullara da sahip olmayanlar açısından ise ayrıştırıcı bir düzenleme yapılmadığı varsayıldığında; bunlardan prim gün sayısını tamamlamamış olan sigortalıların prim gün sayısını tamamlamaları ve 25 yılını doldurmamış olan erkek sigortalıların sigortalılık süresini tamamladıkları tarihte emekli olmaları mümkün olabilecektir.
7- ÖNGÖRÜLEN YASAL DEĞİŞİKLİK GERÇEKLEŞTİĞİNDE İŞVERENLERİN SORUMLULUĞU NE OLACAKTIR?
1475 sayılı İş Kanunu’nun “Kıdem tazminatı” başlıklı halen yürürlükte olan 14. maddesine göre;
4857 İş Kanunu’na tabi işlerde çalışmakta olup, yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla işten ayrılan ve işveren nezdindeki bir yıllık çalışma/kıdem süresini de doldurmuş olan işçilere, hizmet süresine ilişkin kıdem tazminatı (ve hak edişe göre kullanılmamış olan izin ücretlerinin ) ödenmesi gerekecektir. Buna bağlı olarak olası maliyet tablosunun belirlenmesi ve karşılık ayrılması gerekecek olup, 2023 itibariyle asgari ücret, enflasyon, kıdem tazminatı tavanındaki artışlar da gözetilmelidir.
Ayrıca bu personel işten ayrılacağından ortaya çıkacak olan deneyimli işgücü açığı ve istihdam politikasının planlanması gerekecektir.
8- YASAL DEĞİŞİKLİK SONRASI ÇALIŞANIN İŞ SÖZLEŞMESİ FESHİNDEN SONRA YENİDEN İŞ SÖZLEŞMESİ KURULABİLECEK MİDİR?
Yasal düzenleme sonrasında EYT’lilerin emekliliğe hak kazanması ve emekli olması durumunda işyerinden ayrılıp emekli aylığı bağlatan kişiyle işvereni arasında iş ilişkisi sonlanacaktır. Taraflar arasında anlaşmaları durumunda yeniden iş ilişkisi kurulabilirler.
9- EMEKLİLİK SONRASI YENİDEN ÇALIŞILMASI HALİNDE BU İKİNCİ SÜRE BAĞIMSIZ BİR DÖNEM OLARAK KABUL EDİLECEK MİDİR?
Çalışanın emekli olması ve taraflar arasında yeniden iş ilişkisi kurulması durumunda her iki dönemin birbirinden ayrı değerlendirilebilmesi için emekliliğe kadar olan süreye ilişkin kıdem tazminatının eksiksiz ödenmesi gerekmektedir. Yıllık ücretli izin açısından da sıfırlamadan söz edilebilmesi için kişinin hak etmiş olduğu yıllık izin süresinin tamamının kullandırılmış olması veya kalan tüm bakiye sürenin karşılığının ödenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde ileride sürelerin birleşerek, ilk hizmet başlangıcından itibaren değerlendirilmesi söz konusu olabilecektir.
10- EMEKLİLİK SONRASI YENİDEN DÜZENLENEN İŞ SÖZLEŞMESİNDE TARAFLAR KOŞULLARI DEĞİŞTİREBİLİRLER Mİ? YENİ İŞ SÖZLEŞMESİ YENİ ŞARTLARA TABİ OLABİLİR Mİ?
Çalışanın emekli olması ve taraflar arasında yeniden iş ilişkisi kurulması durumunda artık yeni bir sözleşmesi söz konusu olacağından, yeni bir ücret, yeni bir görev söz konusu olabilecek, koşullar işçi ile işverenin karşılıklı anlaşmasına bağlı olacaktır.
*Değişiklik öncesi 506 s. Yasanın 60/A a ve b bentlerinde yaş koşulu öngörmekte olup, c bendi ise yaş hariç kadın sigortalı için 50, erkek sigortalı için 55 yaşını doldurmamış olmakla beraber, kadın ise 20, erkek ise 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 5000 gün, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeme şartını yerine getirenlerin yaşlılık aylığına hak kazanmalarını düzenlemekte idi.