Boston Tarihiyle Ünlü Ama Sadece Bununla Sınırlı Değil!

Nilay Karagülmez Abamor

Boston'u mutlaka duymuşsunuzdur. Boston gezmekle asla bitmeyecek hem romantik hem dinamik hem şehirli hem sakin hem kültürlü hem öğrenmeye açık, tarifi çok zor çünkü her şeyi içinde barındıran muhteşem bir şehir. Tarih meraklıları, spor tutkunları, bira severler, maraton koşucuları ve akademisyenler için mükemmel bir destinasyon. Ama ya size buranın aynı zamanda müzikseverler, gurmeler, doğa tutkunu gezginler, kültür meraklıları ve aslında herkes için ideal bir şehir olduğunu söylesem?

Boston tarih kokan bir şehir; spor tutkunları için bir cennet, deniz ürünü sevenler içinse adeta bir merkez. Sahil kenarındaki konumu bu tarihi şehre, metropolitan havasından uzak, rahat ve neredeyse tatil havasında bir atmosfer katıyor. Boston’da yapılacak çok sayıda harika şey var, ancak bence bu şehrin asıl güzelliği, yürüyerek keşfedilebilecek çeşit çeşit mahallelerinde ve şehri saran samimi, sıcak enerjisinde yatıyor.

Boston, İngiliz kolonistlerin 1630’da kurduğu, Yeni Dünya’nın en köklü şehirlerinden biri. Bu nedenle Avrupa havasını en çok yansıtan yerlerden biri denebilir, ABD’de göreceğiniz ilk şehir olması kesinlikle iyi bir şey. Bununla birlikte benim gibi Avrupa’da çok yer görmüş birini de yenilikleriyle şaşırtmayı başardığını söylemem gerekiyor. Hiçbir şey yoksa bile Amerikan filmlerinde görmeye alıştığımız, ana caddenin ortasında içinden duman yükselen rögar kapaklarıyla bile yeterince ‘Amerikan’ bir şehir buldum.

New York, Los Angeles veya Chicago gibi ABD’nin diğer turistik şehirlerine nazaran daha küçük olan Boston, ‘üniversiteler cenneti’ olarak da biliniyor. Zaten Boston’un gece hayatının bu denli canlı ve dinamik olmasının ana nedeni de şehirdeki öğrenci nüfusunun fazla olması.  Amerika’nın en prestijli ve önemli iki üniversitesi olan Harvard ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) ile tanınan Boston, genel olarak ülkedeki en önemli ‘business’ şehirlerinden biri olsa da tarihi değerleriyle de eşsiz bir kültür deneyimi sunuyor. 

Şehirde amaçsızca gezinirken bile birçok kolejle karşılaşmak mümkün, Northeastern, Emerson College, Boston College vs gibi. Ancak şehre bu kimliği en çok aşılayan, tüm dünyada da en çok tanınan iki okul; Harvard ve MIT. Dünyaca meşhur bu okulların yanında tarihi ve kültürel atraksiyonlarıyla, çok kültürlü dokusu ve insanı kendinden geçirmeyen ortalama büyüklüğüyle Boston kesinlikle çok keyifle dolaşılacak, yürüyerek bile rahatça gezilebilecek bir şehir.

Boston Hakkında

Amerikan Devrimi'nin doğum yeri olan Boston’un genlerinde tarih var. Amerika’nın en eski üniversitesi, halk kütüphanesi ve pazarı bu şehirde bulunuyor. Boston’un her köşesinde anlatabileceğim çok farklı bir hikâye var.

Bostonyalılar, “Boston keşfedildi ama asla yerleşmedi” demeyi seviyor. Bu söz, Boston’un 23 farklı ve kendine özgü mahallesinde hayat buluyor. Boston, İrlanda dışındaki en büyük İrlandalı nüfusa ev sahipliği yapıyor ve bu kültürel çeşitlilik, Little Italy, Chinatown ve Dorchester gibi mahallelerde; Beacon Hill ve Cambridge gibi daha zengin bölgelerde net bir şekilde hissediliyor. Ayrıca Boston, “Sanctuary City” (Sığınak Şehir) olarak kabul ediliyor – yani göçmenlere karşı kucaklayıcı politikalar uygulayan ve göçmenlik yasalarının uygulanmasında federal hükümetle iş birliğini sınırlayan bir şehir.

Boston büyük bir Amerikan şehri olmasına rağmen, büyüleyici bir kasaba havasına sahip. Massachusetts Körfezi, Boston Limanı ve Charles Nehri arasında kalan şehirde %46 oranında su alanı bulunuyor, bu nedenle şehir merkezi aslında oldukça küçük. New York’un yaklaşık onda biri büyüklüğünde olan Boston’da, merkezi bir otelde konakladığınızda başlıca turistik yerlere yürüyerek 30 dakikadan daha kısa bir sürede ulaşabileceğiniz güzellikte konforlu ve rahat. 

Bu Güzel Şehirde Neler Yapabilirsiniz, Gelin Hep Birlikte Gezelim 

Boston Freedom Trail, Şehre İlk Geldiğinizde Yapılması Gereken

İster Boston’a ilk kez gelen bir ziyaretçi olun, ister uzun zamandır burada yaşayan biri, şehri ve onun mütevazı tarihini keşfetmenin ya da yeniden hatırlamanın en iyi yolu Freedom Trail’den geçiyor. Boston şehir merkezinde uzanan bu 4 kilometrelik yürüyüş rotası, kaldırıma döşenmiş belirgin tuğla kırmızısı çizgiyle işaretlenmiş durumda ve Boston’un en bilinen tarihi duraklarının ve cazibe merkezlerinin birçoğunun önünden geçiyor.

Freedom Trail Nerede Başlar ve Nerede Biter?

Freedom Trail'e dilediğiniz noktadan katılabilirsiniz, ancak rotadan en iyi şekilde faydalanmak istiyorsanız baştan sona takip etmeniz çok faydalı olur. Teknik olarak yürüyüş rotası, Boston Common parkındaki Ziyaretçi Bilgilendirme Merkezinden başlıyor. Burada bir harita temin edebilir veya audio tour kiralayabilirsiniz. Yolun sonu ise Charlestown bölgesinde yer alan Bunker Hill Anıtı ve USS Constitution savaş gemisinde bitiyor. 

Newbury Street’te Alışveriş ve Yemek Keyfini Sakın Kaçırmayın

Boston, birbirinden güzel sokaklarla dolu bir şehir ve Newbury Street bu sokakların en gözde olanlarından biri. Yaklaşık bir mil uzunluğundaki bu cadde, 19. yüzyıldan kalma tarihi kahverengi taş (brownstone) binalarla çevrili. Bu binaların içinde şık butikler, lüks markalar ve trend restoranlar yer alıyor. Dünyaca ünlü lüks markaların yanı sıra, Newbury Street’te yerel butiklere, tasarım mağazalarına ve samimi kafelere de rastlayabilirsiniz. Hem alışveriş yapmak hem de güzel bir yemek yemek için Boston’un en ideal noktalarından biri!

Boston Common’da Bir Yürüyüş Yapın

Boston Common, Amerika’nın en eski halk parkıdır ve 50 dönüm yeşil alan, tarihi simge yapılar ve güzel yürüyüş yolları ile doludur. Boston Public Garden’a oldukça yakın bir konumda olduğu için her iki park arasında kolayca yürüyüş yapabilirsiniz.

Good Will Hunting filminde Matt Damon ve Robin Williams’ın oturduğu ünlü bankta oturmayı unutmayın (Google Maps üzerinden hızlıca aratarak tam yerini bulabilirsiniz). Ayrıca, Boston’un en yeni kamusal sanat eseri olan The Embrace’i görmeden gitmeyin. Bu anıt, Martin Luther King ve Coretta Scott King’e adanmış olup, Boston’daki ırksal ve sosyal adalet üzerine kamuoyunda bir konuşma başlatmayı amaçlıyor. Boston Common, kesinlikle ziyaret etmenizi önerdiğim ve Boston’daki birçok ücretsiz etkinlikten biri olan harika bir mekân…

Brattle Bookstore’da Ruhunuzu Zenginleştirin 

Boston’un ünlü bağımsız kitapçılarından biri olan Brattle Kitap Dükkânı, Boston Common civarındaki G Caddesi’nin hemen yanında yer alıyor. İlk olarak 1825 yılında açılan dükkân, Amerika’daki en eski ve en büyük antika kitapçılarından biri. Kitapçıda 250.000’den fazla kitap, kartpostal, harita ve daha birçok basılı ürünü bulmak mümkün. Kitapçının ilk iki katı çoğunlukla kullanılmış antika kitaplara ayrılmış durumda. Birbirine çok yakın olduğu için alan size ilk bakışta çok dar gelebilir ancak içi öyle zengin ki mekân biranda gözünüzde bambaşka bir şekle bürünüyor. Üçüncü katta ise çeşitli türlere yayılan koleksiyonlarla ve içlerinde farklı notların alındığı ilk baskı antika kitaplarla doludur. Kitap aşığı biri buraya gelerek günlerce çıkmadan zaman geçirebilir.

Kitaplara ve bilhassa antika ve eski kitaplara meraklı olanlar için Brattle Book Shop kesinlikle alışveriş yapmak için uğranması gereken yerlerden biri, kesinlikle rotanıza alın. 

Trident Booksellers & Café’de Yerel Halkla Kaynaşın 

1984 yılından günümüze Boston topluluğuna hem beden hem de zihin için destek sağlayan Trident adlı bu mekân hem kafe hem de birbirinden değerli kitapları bulabileceğiniz okuma alanı olarak hizmet veriyor. Kafe, lezzetli yemekler, kahvelerden çaylara, smoothie ve meyve sularına kadar çok çeşitli ikramlar ve binlerce kitap sunuyor. Son zamanlarda daha çok turistler tarafından ilgi gören mekân, Boston’da kaçırılmaması gereken bir cazibe merkezi, özellikle bir şeyler içmek için tarihi bir mekân arıyorsanız…

Kennedy Yeşil Yol (Rose Kennedy Greenway)’de Kalabalığa Karışın 

Yaklaşık 1,5 kilometre boyunca uzanan Rose Kennedy Greenway içinde bahçeler, anıtlar, heykeller, çocuk oyun alanları ve yeme içme alanları bulunuyor. Burası aynı zamanda festivaller için de standart yerlerden biridir. Bölgede aynı zamanda frisbi atmak için bolca yeşil alan, eski tip bir atlıkarınca ve kocaman bir fıskiye gibi farklı şeyler de bulunuyor.

Halka açık pazarlardan ücretsiz konserlere kadar her yıl ortalama 300 etkinliğe ev sahipliği yapan bu alan, Boston’da keyifli zamanlar geçirmek isteyenler için Boston’un önemli duraklarından birisi. 2008 yılında açılan yeşil alan hem yetişkinler hem de çocuklar için güzel bir cazibe merkezi konumunda bulunuyor.

Little İtaly (North End)’de Şehrin Dinamizmini Keşfedin 

Küçük İtalya (Kuzey Yakası), Boston’da görülmesi gereken en canlı ve en dinamik bölgelerden biri. Bu bölgenin dar Arnavut kaldırımlı sokaklarını 80’den fazla restoran, birçok kafe ve barlar sıralıyor olsa da Little Italy bundan çok daha fazlasını sunuyor. İlginizi çekebilecek çok sayıda farklı mimari yapılara ve modern binalara da ev sahipliği yapan bu bölge, ayrıca Boston’da alışveriş için de göz atılabilecek bir yer. 

İtalyan kültürünün hakim olduğu ve şehrin en eski yerleşim yerlerinden biri olan North End, Boston’un Küçük İtalya’sı olarak tanımlanmaktadır. Burası günümüzde otantik ortamıyla ve birçok keyifli mekanıyla ziyaretçilerin eğlenceli vakit geçirdiği yerlerin başında geliyor. Özellikle Freedom Trail gibi muhteşem yerler North End’i ilgi çekici kılmaktadır.

Quincy Market – Faneuil Hall’da karnınız toksa bile tıka basa yemeye devam edin 

“Özgürlük beşiği” olarak bilinen Faneuil Hall, 1740-42 yıllarında Huguenot tüccarı Peter Faneuil tarafından pazar yeri olarak inşa edilmiş ve her zaman halka açık olması şartıyla şehre sunulmuş. Zemin kat hâlâ pazar tezgahlarıyla dolu. Üst katta, 18. ve 19. yüzyıllarda devrimcilerin ve daha sonra kölelik karşıtlarının buluşma yeri olan bir konsey odası var. Dördüncü katında, silahlar, üniformalar ve önemli savaş resimlerinin bulunduğu Antik Topçu Müzesi bulunuyor.

Bitişikteki Faneuil Hall Marketplace, 19. yüzyılın başlarından kalma üç pazara ev sahipliği yapıyor (Quincy Pazarı, Kuzey Pazarı ve Güney Pazarı). Mağazalar ve restoranlarla dolu olan pazarlardan dolayı Faneuil Hall, bir alışveriş merkezi olarak da bilinir. İyi havalarda, pazarın etrafındaki meydanda gösteriler düzenleyen sokak sanatçıları ve sokak çalgıcıları bulacaksınız ve çok sayıda yemek tezgahının yanı sıra takı, kıyafet ve hediyelik eşya satan dükkanlar da var. Ayrıca Boston’da yemek yenilebilecek birçok tarihi yerlerden biri olan Durgin-Park da burada bulunuyor. Boston’un favorilerinden biri olan Quincy Market, 1824 yılında inşa edilmiş ve adını herhangi bir borç veya vergi olmadan inşaatını düzenleyen Belediye Başkanı Josiah Quincy’den alıyor.

Harvard Üniversitesi ve meydanına gidin, emin olun tekrar öğrenci olmak isteyeceksiniz 

1636 yılında kurulan Harvard Üniversitesi, ABD’nin en eski yüksek öğretim kurumu. 15 milyondan fazla kitap kopyasını bünyesinde barındırıyor olmasından dolayı dünyanın en büyük akademik kütüphanesine sahip olma unvanını da elinde tutan bu kurum, birçok alanda verdiği eğitimle de dünya sıralamasında daima ilk beşe girmeyi başarmıştır. Metroyla kırmızı hattı kullanarak direk kampüsün içine girebilir, öğrencilerin arasında gezebilirsiniz. Kısaca ‘Kampüs’ olarak adlandırılan bu bölge aslında küçük bir mahalle sayılabilecek genişliğe sahiptir. Bu alan içindeki Harvard Square (Harvard Meydanı), öğrencilerin ders aralarında toplanıp dinlendiği, yiyecek ve içecek bir şeyler de bulabileceğiniz en keyifli bölümdür.

Harvard Bookstore, ben bu kitapevine aşık oldum

Harvard bölgesindeyseniz, derslere göz atmaya ve mimariyi incelemeye ara verip Harvard Kitap Mağazası'na göz atmanız gerekecek. Yerel olarak sahip olunan ve bağımsız olarak işletilen bu kitapçı, 1932'den beri Cambridge'de bir dönüm noktası olmuştur. Muhteşem tasarımı sizi sokaktan kolaylıkla içine çekecek ancak sizi orada tutacak olan elbette oradaki tarih kokan kitaplar olacak. 

Merak etmeyin, burada sadece ders kitabı satmıyorlar. Düşünceli bir derleme ve raflarını dolduran binlerce başlıkla kendinizi bir saat kadar etrafta dolaşırken bulursanız şaşırmamalısınız. Ayrıca dünyanın en önemli yazarlarından bazılarının yer aldığı çok sayıda yazar etkinliğinden birine katılarak da zamanınızı doldurabilirsiniz.

Cambridge, bu kampüsten çıkmak istemeyeceksiniz 

Boston şehir merkezinin yaklaşık 5 km kuzeybatısında bulunan Cambridge, hem Harvard Üniversitesi’ne hem de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ne ev sahipliği yapıyor. Fogg Müzesi, Busch-Reisinger Müzesi ve Arthur M. Sackler Müzesi’ni içeren Harvard Sanat Müzeleri, duvarlarında çok çeşitli dönemler, stiller ve ortamlar barındırıyor ve özellikle görülmeye değer bir yer.  Tarihe merakınız varsa, eski Latin Amerika kültürlerinden Amerikan yeme alışkanlıklarının ve sofra takımlarının evrimine ve sömürge Harvard öğrencilerinin yaşamlarına kadar her şeyi keşfeden sergilerle övünen Peabody Arkeoloji ve Etnoloji Müzesi’ne göz atabilirsiniz. 

Boston gezmekle asla bitmeyecek hem romantik hem dinamik hem şehirli hem sakin hem kültürlü hem öğrenmeye açık, tarifi çok zor çünkü her şeyi içinde barındıran muhteşem bir şehir. Mutlaka rotanıza almanızı, en az 5 gününüzü geçirmenizi, parklarında sere serpe yatarak üniversite günlerinize geri dönmenizi tavsiye ederim. Bu aylık da benden bu kadar, kalın sağlıcakla…
 

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)